• 626
    kalede leo, defansta servet çetin, gökhan zan, emre aşık, emre güngör ile; orta sahada ayhan, aydın, arda, elano, keita ve kewell ile forvette bros ya da nonda ile teknik direktörü (umarım 30 yıl) rijkaard ve neskeens ile yoluna devam edecek ve sistemi malum olan takımdır. ankaragücün'den 3 yemiştir panathinaikos'a ve nicelerine 3-4-5-6 atmıştır ve atacaktır. eleştirsek de eleştirmesek de devre arasına kadar "bu"dur. karar verilmesi gereken basittir. yanında olmak ya da ego ve medya gazıyla adam asmaca oynamak.
  • 628
    herşeye herkese rağmen dik durmayı başarması gereken takımdır. biz sahada 11 kişiye karşı mücadele etmiyoruz "futbol yorumcuları" tilki spor programları , fenerlisi , bjklisi hepsinin gözü üzerimizde meyve veren ağacı taşlarlar misali düşüne bir tekmede ben atıyım mantığıyla takımımızı acımazsızca eliştiriyorlar daha 8. haftadayız ne maçlar ne puanlar gidecek bu futbolun doğasında var ama biraz sakin ve mantıklı düşünürsek henüz hiç bişey kaybedilmiş ve kazanılmış değil bunu tüm galatasaraylıların bilmesi gerekir yoksa uğur' u mehmet topal' ı eleştirmek çözüm değil tabi ki iniş çıkışlar olacaktır önemli olan zor zamanlarda bu zorluktan çıkabilmektir. milli maçlar arası takım iyice dinlenip tamamen lige konsantre olup inanıyorum ki ve istiyorum ki galibiyet serisine trabzonspor ile başlayıp sonuna kadar devam etsin.
  • 633
    inanmam büyüye,sihire de 1 ay önce sanki takıma biri püf etmiş, bizim çocukların ayağının ayarı bozulmuş. her oyuncumuzda var bu. ayhan pas atıyor, top yavaş gidiyor rakip alıyor, kewell pas atıyor pasın hızı iyi ama doğru yere gitmiyor rakip alıyor. caner pas atıyor roket gibi gidiyo rakip alamıyor, bizim oyuncumuz da alamıyor dışarı gidiyor. yani çok ilginç hiç pas yapamıyoruz. rijkaardın sene başından takımdan isteği sürekli pas değil miydi?

    yeniden ayağa kalkar aslan bekliyoruz...
  • 637
    son 3 maçta *** biraz şanssızlık, biraz beceriksizlik yüzünden puan kayıpları yaşayan takımım. yeryüzünde bütün maçlarını kazanan bir takım olduğunu sanmıyorum. muhabbet kuşlarının kazanmasına kimse aldanmasın, hasbel kader şans ve hakem yardımıyla gidiyorlar, fazla sürmez ama... öyle kaçan, kaybedilen bir şey de yok henüz. bütün suç da takımın aslında. bizi alıştırdılar sürekli kazanmaya. benim takımım en kısa zamanda toparlanıp gelene 4, gidene 5 atmaya devam edecektir, kimsenin şüphesi olmasın.
  • 639
    daha önce defalarca küllerinden doğmuştur. ki ortada henüz ne bir enkaz ne de bir yangın var. yeni teknik direktörümüz rijkaard'la beraber gelen yepyeni bir anlayış ve sabır ve zaman, sadece biraz zaman! güncelden başlayalım, takımın oyun düzeninden. avrupa kupaları'nda erken maç oynamanın ve erken form tutmanın getirdiği dejavantaj ve takımda zamanla gelen yorgunluk ve isteksizlik. bunların hepsi normal. yoksa avrupa'nın en büyük kulüplerinde oynamış ve teknik direktörken önemli başarılara imza atmış rijkaard da biliyor takıma gol lazımken defans ya da orta sahadan adam çıkartıp hücum oyuncusu almasını. ama onun amacı başka. onun amacı sistemine sadık bir takım yaratmak. bu da kısa vadede hemen olacak bir şey değil. yenilirken bile sistemine uygun yenilmesini biliyor. o yüzden diyorum ya sadece biraz sabır ve zaman. bu takım elbette kendini toparlayıp rayına girecektir. o zaman, bugün acımasızca takıma ve hocaya saldıranlar, galatasaraylılığını unutanlar ve önemlisi şimdiden havaya giren rakipler utanacaktır. hal böyleyken, istersen sonuç yine de hüsran olsun, bu taraftar her zaman ve her koşulda bu renklerin peşinde olacaktır. sonuç ne olursa olsun, bu takıma inancımız da, sevgimiz de sonsuz! ama biliyoruz ki, bu takım bu yolda bizlerin desteğiyle ayakta duracak. isterse 2 hafta sonra kadıköy'de 10 yesin! her zaman, her koşulda, sonsuza kadar! peşindeyiz...
  • 640
    bir italyan atasözü der ki; roma non fu fatta in un giorno yani; roma bir günde insa edilmedi.

    anlatılmak istenileni sabreden derviş muradına ermiş şekliyle de ifade edebilirdim ancak bu şekilde olunca daha bir fatih terim tarzı oldu. fatih terim demişken; ne kadar balık hafızalı bir toplum olduğumuzun apaçık kanıtı olmakta sözlükte ve spor kamuoyunda, galatasaray futbol takımına daha yep(is)yeni bir teknik heyet ve yep(is)yeni bir futbol anlayışı takıma monte edilmeye çalışırken alınan ilk başarısız sonuç sonrası yaşananlar. ne çabuk unutuldu o övündüğümüz 2000 ruhu ve o ruhun oluşma süreci. tüm eblek spor camiası sürekli atıp tutar ilk fatih terim döneminde hocanın arkasında durmanın o büyük başarıları getirdiğinden. oysa ki şimdi ilk kötü sonuçta zekadan yoksun sallamalar başladı bile.
    titreyin ve kendinize gelin derim sadece. 1996 da ligin 4. haftası sami yen de fener'den 4 yiyen takımı hatırlayın ve sonrasını gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçirin de mutlu sonla biten her güzel filmde olduğu gibi döktüğümüz sevinç gözyaşlarının hatrına hiç olmazsa insaf sınırları dahilinde değerlendirin yaşanmış * ve yaşanabilitesi * olan mağlubiyetleri.
    ne galatasaray bu şekilde oynarsa bir gün fena çarpılacak'çılara ne de çok fazla amerikan filmi izlemekten kafası bayağı bir iyi olan b plan'cı şahıslara aldırmadan yürüyedur galatasaray demenin vaktidir. bunun pollyannacılıkla alakası yoktur tamamen tarih bilgisiyle alakası vardır. ortaöğretimde öğretilir ya hani neden tarih okuyoruz, çünkü "geçmişte yaşananlardan ders alıp aynı hataları yapmamak için öğretmenimmm" diye höyküresim geldi hocaya ve oyunculara yapılan bu kadar sallamayı gördükten sonra.
    eğer 1996 ağustosunda kocaeli maçıyla başlayan beraberlik ve bir sonraki hafta sami yen de fenerbahçe ye 4-0 kaybetmemizi sindirememiş ve o teknik heyete sabır göstermemiş olsaydık tarih çizgisinde nasıl bir kırılma olacağını geleceğe dönüş filmini izleyerek büyüyen kuşak çok daha iyi anlayacaktır.
    terbiye ve akıl sınırları dahilinde (aklın bir sınırı olmadığı için özellikle belirttim bunu) sonuna kadar bu teknik kadronun arkasında durmakla yükümlüdür galatasaray taraftarı. ve de hangi spor yazarının ne saçmaladığına aldırmadan.
    bir afrika atasözü der ki; (gbkz: aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça, avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız).
    işte, sahada yer alacak o aslanlar yine tarih yazıncaya kadar sen tribündeki biz biz sahadaki sen demekle yükümlüyüz çünkü gerçekleri tarih yazar tarihi de galatasaray. tıpkı atasözünde olduğu gibi; la storia si ripete "tarih tekerrürden ibarettir". peşindeyiz...
  • 641
    müthiş bir takımdır.

    eğer geçen sezon bittiğinde "galatasaray'ın başına frank rijkaard getirilecek. keita, elano gibi yıldızlar takıma katılacak. şımarık lincoln takımdan gönderilecek. sezona fırtına gibi girelecek ve 8 maçta 6 galibiyet 1 beraberlik alınacak" denilse idi. herkes "şaka mısın lan sen" derdi. evet şuan tablo bu ve geriye dönüp bakmak en doğrusu. geçen sezon biz en kötü sezonumuzu geçirmemize rağmen matematiksel şansımız sürdüğü sürece hep ümitliydik. bu sezon ise o kadro 2 kat güçlendi ve buna teknik ekipte dahil.

    sözlüğün anti-fener sözlük olmadığının sürekli beynimize işlenmesine rağmen şu güzelim tabloya "fenerbahçe ligde 8'de 8 yapıcak" lafı eklendiğinde galatasaray futbol takimina binbir türlü eleştiri getirmek mantıksızlıktan öteye gitmemektedir.

    kısacası; (bkz: noluyoruz beyler)
  • 643
    bir takım ismi lazım olmayan kulüp taraftarları tarafından, yine ismini vermek istemediğim platformlarda dalga geçilmektedir bu takımla. yok arda ile baros'un arası iyi değilmiş, o yüzden birbirlerine asist yapmıyorlarmış; arda elano'yu kıskanıyormuş, yok keita'yı da arda kapsınmış, kardeş kardeş geçinsinlermiş. susalım diyorsun, ama namümkün, haber okumasan, mail kutunda sevgili arkadaşlarının mailleri seni rahatsız ediyor vs... artık ilk 6 hafta nasıl bir korku saldıysak bünyelere, ilk tökezlememizde bunları duyuyoruz. aslında iyi de oluyor, hakikaten takım içerisinde bireysel anlaşmazlıklar varsa çözülür, bu takımın içinde "takımdaşlık" yok diyen taraftarlar (hatta kendi taraftarımızın bir kısmı da) utanır. geçen yılın ilk haftalarındaki uyum geliyor gözümün önüne ve uyumun yıkılışı. ama bu sefer daha da güvenliyim, çünkü teknik kadromuz bu duruma izin verecek cinsten değil. varsın lig için kurulmuş takımların traftarları sevinsin. biz takımımızda sistemi, dostluğu görelim. ne bileyim yenilsinler kadıköy'de 5-0 ama o sistemden taviz vermediklerini görelim, taraftarı birbirlerine sarılarak selamlasınlar, bizler sabretmesini biliriz.
  • 644
    1 ekim 2009da oynadığı avrupa ligi maçından 3 gün sonra oynanan 4 ekim 2009 ankaragücü galatasaray maçına, önlü arkalı sağ kanat ve sol kanatta oynayan 4 oyuncudan 3 ünü farklı futbolculardan oluşturarak çıkmış, çıkmak zorunda kalmış takımdır.
    en çok futbolcusu olan bölgedeki stoperlerden 3 ü birden sakatlık sebebiyle kadroda yer alamamıştır.
    geçen sezon, bir tek servet çetinin sakatlığının bile, takımı ne kadar etkilediği göz önüne alındığında, çok ciddi bir problemdir.
    rijkaard ve neeskens güven duyduğumuz hocalar elbette. bugüne kadar güven verdikleri takımı, yeniden ayağa kaldırma sınavına girdiler. başaracaklarından şüphem yok.

    --- alinti ---
    artık ilk 6 hafta nasıl bir korku saldıysak bünyelere, ilk tökezlememizde bunları duyuyoruz.
    --- alinti ---

    kesinlikle korkunun büyüklüğü, sevinmenin büyüklüğünü belirliyor.
    ankaragücü takımı maçtan sonra tur attı yahu. sanırım en son, 2.ligdeyken türkiye kupasını aldıklarında tur atmışlardır.

    diğer takım, son maçlarında tam yenik duruma düşecekken veya beraberlik golünü yiyecekken gol buldu. kimini son dakikada.
    bizim takımımız, kendisi pozisyona girip de rakibe de pozisyon verip yine maçlarını kazandığında şans diye yazılar yazanlar, şimdi diğer takım için, yettiği kadar oynuyor gibi kılıflar dikiyorlar. (bkz: mehmet demirkol)

    bunları niye yazıyorum, çünkü taraftarımızın büyük çoğunluğu önce bize, sonra diğer takıma bakıyor. takılmayın diğer takımın kazanmalarına demek istiyorum. sezon başından beri aynı kadroyla oynayan bir takım, bir değil bir çok yerde tökezleyecek. aslında bu güne bile gelememeleri gerekirdi. aynı futbolcularla oynayan bir takımın maçların son dakikalarında bu kadar ayakta kalması bana hiç mantiklı gelmiyor ayrıca. mama alıyor olabilirler mi acaba.
  • 647
    milli maç arasından sonra eski formunu yakalayabilmesi hiç de zor değil. arda milli maçta hiç oynamadı. elano da çok az süre oyunda kaldı. bir sonraki milli maçlarda da az oynamaları muhtemel. keita arayı istanbul'da geçirdi. yani kilit oyuncularımız iyi bir dinlenme fırsatı buldu. tek dezavantaj olarak elano'nun breziya'dan uzun süren bir uçak yolculuğuyla buraya gelecek olmasını, dolayısıyla trabzon maçında yedek başlamasını gösterebiliriz. gökhan zan'ın da takıma dönmesiyle defansımız ideal 4lüye dönecek. keşke zamanı 5 gün ileri alabilsek de zorlu, heyecanlı geçecek periyot bir an önce başlasa.
App Store'dan indirin Google Play'den alın