ligde maç kaybeden takım.
ama öyle böyle değil yani. feyyaz yiğit'in lost anlatımı gibi.
---
alıntı ---
çok bozdu. baya bozdu yani öyle böyle değil. inanılmaz bozdu, çok fazla bozdu yani öyle bi o kadar bozdu önünü alamadık öyle kötü bozdu yani. bozdu bozdu bozdu, bir yerden sonra bozmaz diye bekledik daha da bozdu. artık bozmasın dedik iyice bozdu. artık inanamadık, bozdu bozdu gitti yani. daha nasıl bozulur ya dedim? daha fazla bozulmaz herhalde dedim ben. ben bir yerde duracak bunun bozulması diye bekledim ama yine bozdu.
---
alıntı ---
şimdi bir tablo vereceğim.
lig puan tablosu:
https://www.tff.org/default.aspx?pageID=19820. hafta sonunda 27 puan ile 12. sıradayız. bakın 20. hafta sonu. alınabilecek 60 puan var. 60. biz bunun 27'sini almışız. yani yarısı bile değil.
7 galibiyet 6 beraberlik 7 mağlubiyet ile bu sıralamadayız.
daha acı olanı, liderden 22 puan gerideyiz. ligin son sırasındaki takım bizden sadece 12 puan geride. yani biz tepeden daha çok düşme hattını düşünmek zorundayız ki düşme hattındaki diğer 3 takımın ve hemen 1 sıra üstündeki takımların yani bu 4 takımın (göztepe - kasımpaşa - altay - çaykur) bizimle puan farkı sadece ama sadece 9.
hadi diyelim avrupa potasını düşünelim, işte 4. sırayı falan hedefleyelim bu sezonluk. peki. oradaki takım ile de (fenerbahçe, an itibarı ile 1 maçı eksik) 5 puan (eksik maçı ile tekrarlıyorum - adana demirspor ile oynayacaklar) fark var.
hadi iyimser bakayım, biz buradan döneriz toparlarız en azından avrupa potasına kendimizi atarız diyeceğim ama bu ışığı ben göremiyorum. teknik direktörümüz fatih terim tünelin sonunda bir ışık gördüğünü ifade etti
8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçı sonrasında. peki bu ışık tünelin bitişine mi alamettir, yoksa üzerimize son sürat gelen kamyon mudur?
peşpeşe 5 maç veriyorum size:
hatayspor
kasımpaşa
trabzonspor
alanyaspor
kayserispor
buradan puan beklentiniz kaç? ciddi ciddi merak ettiğimden soruyorum. benim yok çünkü, belki 1, bilemedin 2 hani o da belki. çünkü ne takımın oyunu, ne oyuncuların sahadaki yüzlerinden okunan ruh halleri, ne bireysel performanslar, hiç birisi bana "bu 5 maçta en az 3 galibiyet 1 de beraberlik çıkarırız" dedirtmiyor. normalde, bizim bildiğimiz fatih terim'in galatasaray'ının bu 5 maçta 4'e 1 yapıp 13 puan falan alması gerekir ama takım bunu vermiyor sahada bana.
fikrinizi merak ettiğim için buraya bir anket bırakıyorum:
https://anketinho.com/3687şunun için yapıyorum bunu, sezonun ilk yarısında hatay maçını son dakikada luyindama'nın kafa golü ile kazandık, kasımpaşa maçını elimizden verdik, ha keza trabzonspor maçını da, alanya'ya ve kayseri'ye de kaybettik. düşünün burası daha sezonun ilk yarısı, ilk 6 maçlık performans. sezonun ilk maçında giresun karşısına çıkmıştık, adamlar hazır değildi süper ligdeki ilk maçlarıydı ve nispeten kolay geçmişti, gerisi her ne kadar galatasaray kadar büyük bir takım için kolay görünse de ben buradan puan çıkarma şansımız olduğunu düşünmüyorum.
peki, önümüzdeki 5 maçı oynadık. puan çıkaramadık. 25 maçta 27 puanda kalırsak ne olacak bana bunu açıklayabilecek birisi var mıdır?
karagümrük ile puan puanayız, onlar geçer zaten. giresun büyük olasılık geçer, antalya nuri şahin ile toparlayıp geçecektir, göztepe bile son maçta antalya'ya 4 attı 10 kişi ile. zaten göztepe'den itibaren anlık 18 puanlı takımlar düşmemek için gelene geçene can siperane oynayacaklar. e bizim bu oyunumuz yok. anlatabiliyor muyum buradaki sorunu?
selçuk inan'ın yaptığı (aslında fatih terim'in, selçuğun sahibinin sesini oynadığı dersem daha doğru olur ama neyse) açıklama hepimizin aklındadır. ne diyordu? "çalışarak gelişemiyorsak, değişerek gelişiriz".
o gün çok tepki göstermiştim, inanamamıştım böyle bir söyleme. ama şu anda tarihin belki de en doğru açıklamalarından birisi kabul edilmeli galatasaray anlamında.
evet selçuk. evet selçuğu ses olarak kullanan fatih terim. evet necati. çalışarak gelişemiyorsanız, değişerek gelişeceksiniz. bu değişim de sizlerle başlayacak ve siz koltuklarınızı yeni gelecek bir antrenör ekibine, teknik direktöre bıraktığınızda biz değişerek gelişmiş olacağız.
çünkü siz çalışarak gelişemiyorsunuz. siz gelişemediğiniz için takım da geri gidiyor. takımın gelişememe problemi yok, sizin geliştirememe probleminiz var bunu artık kabul etmeyen kördür, söylemeyen dilsiz şeytandır! içinizden bir insan evladı çıkıp da 20 maçta alınan 27 puanın bu taraftara hesabını vermedi, içinizden birisi çıkıp sorumluluğu alıp takımın üzerindeki baskıyı almadı, içinizden birisi çıkıp "arkadaş olmuyor bu oyun, bir de şunu deneyelim" demedi. lafa geldi mi topçular kötü, yeteneksiz. lafa geldi mi taraftar tepki gösterdi ondan böyle oldu. lafa geldi mi hakemler. lafa geldi mi federasyon. yeter ya. yeter abi.
maç sonunda da yazmıştım, ülkenin ekonomisini batırıp sonra "dış mihraklar, bize operasyon var, faiz lobisinin işleri bunlar, inlerine gireceğiz" vs. demekten en ufak bir farkı bile yok yaptığınızın.
bakın beyler.
şu andaki tablonun sorumlusu takım değil. takımsa da siz kurduğunuz için sorumluluk size döner.
şu andaki tablonun sorumlusu taraftar da değil. taraftarsa, sizin oynatamadığınız takım yüzünden bu tepkileri veriyor.
şu andaki tablonun sorumlusu hakemler de değil. hakemlerin çaldığı puanları biz biliyoruz, siz saha içini anlatın.
şu andaki tablonun tek sorumlusu var. 1 tane.
ülkenin ekonomisinin, sağlığının, adaletinin, eğitiminin ve daha aklınıza gelen her alanının kötüye gitmesinin tek sorumlusu olduğu gibi.
orada da 1. burada da 1. başka kimseye ne sorumluluk yükleyebilirsiniz, ne bir şey anlatabilirsiniz.
ve siz hesap vermek yerine başka etmenleri suçlayarak devam ettikçe bu taraftar size daha da fazla bilenecek.
bakın, hepiniz galatasaray tarihinde önemi olan insanlarsınız.
selçuk, yıllarca kaptanlık yaptın. tuzla maçında sahada ayakta duramayıp düştün, psg maçına uyuyarak girdin ama bu taraftar seni hep eski dönemlerini düşünerek ya eleştirmekten kaçırdı ya da dozunu düşürdü çünkü kıyamadı sana.
necati, gel dedik geldin git dedik gittin, formayı giydiğin sürece elinden gelenin fazlasını verdin, şampiyonluklar getirdin. aynı selçuk'ta olduğu gibi taraftar seni hep savundu, hep eleştirmekten kaçındı.
fatih terim, başarılarına ve kazandırdıklarına söylenecek bir şey yok. inkar eden taş kesilir, ne yaptıysan bir göz kırpmanla bu taraftar müridin gibi peşinden geldi, bir sözünle imparatoru takip eden bir ordu gibi gerekirse yel değirmenlerine karşı bile savaştı senin için.
hepiniz galatasaray için önemli figürlersiniz. ama artık yeter.
daha fazla birbirimizi üzmeden, kırmadan, yol yakınken buyrun çekin kenara ve inin. siz indikten sonra biz devam ederiz merak etmeyin.
birbirimize zarar vereceğiz çünkü buradan sonrasında. üzerek ayrılacağız.
hep kendimi bu başlıkta "dost acı söyler" derken buluyorum, ama dost acı söyler beyler.
istifa vaktiniz gelmiştir.
gelin şu 5 maç sonunda biz 25 maçta 27 puanda kalmadan istifanızı verin ki bu iş daha kötü yerlere gitmesin. bugün takımın neden oynamadığı sorulur, yarın istifa tezahüratları başlar, öbür gün daha büyük şeyler olur.
ne kendinize ne de galatasaray'a yapmayın bunu.