el birliğiyle günden güne bitirilmeye çalışılan takımdır. işin ilginci de, kendi kendimizi bitiriyoruz. nasıl mı? hemen açıklayayım;
burak elmas yönetimi:
birkaç yıl önce mustafa cengiz seçimi kazandığında o da yönetim kurulunda yer alan bir isimdi. ceo tartışmaları falan filan derken istifa etti ve o günden başkan seçildiği güne kadar sürekli mustafa cengiz yönetimine salladıkça salladı. işte takımı koruyamıyorsunuz, fatih hoca'yı yalnız bırakıyorsunuz, böyle takım yönetilmez gibi türlü türlü şeyler söyleyerek popülaritesini arttırmaya çalışıyordu. nitekim başarmıştı da.
2021'in mayıs ayında seçime giden galatasaray'da güçlü bir yönetimi de etrafında toplayarak başkan adayı oldu ve son sandıklara kadar çekişmeli giden seçimde kazanan kendisi oldu. gerek fatih terim'i sahiplenişi, gerek de twitter'da asıp kesmesini gerçek hayata da uyarlayacağını sandığımızdan dolayı o günü ve takip eden günleri sevinçle bitirdik. tabi başkan seçilmeden öncede bir sürü vaatte bulunmuştu, işte stat isim sponsorluğunun hazır olduğunu ve büyük bir miktarda para geleceğini veya transferlerin 10 gün içinde bitirileceğini söyleyerek bir nevi güzel de sempati toplamıştı. mış, miş diyorum çünkü hepsi yalan dolan oldu. hadi transferlerin 10 gün içinde bitirilemeyeceğini biliyorduk, peki ya stat isim hakkı? şöyle kazandıracağız, böyle kazandıracağız diyen adam türk lirası cinsinden anlaşma yaparak adeta belimizi büktü. o gün için o para belki tatlı gelmişti bize ama şimdi baktığımızda senelik sadece 5 milyon euro'ya isim haklarını vermiş olduk. hadi bunları geçelim, kendisi başkan olmadığında asıp keserdi ama başkan olduktan sonra neredeyse her maçta doğranmamıza rağmen hiçbir açıklama yapmadı. yapsa bile saçma sapan konuşarak, sinir katsayımızı maksimum yapıyordu. halen de devam ediyor. yahu her şeye tamamım ama seçimi fatih terim sayesinde kazandıktan 6 ay sonra fatih terim'in arkasından iş çevirerek istifaya zorlamak, değil başkanlığa insanlığa sığar mı onu soruyorum? fatih terim'le iki medeni insan gibi konuşup yollarını ayırmak istediğini söylersin ve teşekkür edip bitirirsin. olay bu kadar basit, yani her şeyin yolu yordamı vardır. burak elmas ise fatih terim daha görevinin başındayken guardiola'nın yardımcısıyla görüşmek için ışıtan gün'ü görevlendirmiş ve ışıtan gün'de güya yardımcı antrenör ayağına anlaşıp gelmişti. 2 gün sonra fatih terim'i gönderdiler. karşılıklı anlaştık, şöyle oldu böyle oldu yalanlarını attılar ama fatih terim'in paylaştığı fotoğrafta tek taraflı fesih olduğu rahatlıkla görülüyordu. ışıtan gün'ün tweetleri, ispanyol tercüman marc gonzalo sürecinin berbat yönetilmesi, mağazacılık, o bu şu derken iğrenç bir yönetim sergilemektedirler. pek tabi, tff ve mhk'ya karşı da süt dökmüş kedi gibiler. kendi camiana karşı aslan, rakiplere karşı miyav. ha birde ali koç'un sağ kolu olması gibi vasıfları da vardır. olumlu mu, yoksa olumsuz mu düşünedurun ben yeni konuya geçeyim:
fatih terim:
son yaşanılan süreçten dolayı mağdur oldu ama bu onu haklamaz. galatasaray'a yıllarını vermiş kupa canavarı efsane bir hoca olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz. inkar eden zaten galatasaray'lı değildir, olamaz da. fatih terim'i sevmeyen galatasaray'lı da yoktur ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, fatih terim son yıllarda bize eziyet çektirmekten başka hiçbir şey yapmadı. oynanan oyundan gram zevk alan oldu mu? lig sonuncusu takıma bile oyun üstünlüğü kuramadığımız maçlar oynadık arkadaşlar. kazandığımız maçlarda bile, saçma sapan bir oyun anlayışıyla oynar ve şans golüyle kazanırdık. şans golüyle(rakip oyuncuların beceriksizliği de denebilir) kazandığımız en az 3 maç sayabilirim. düşünün ya, kazandığımız maçlarda bile eziyet çektik ve en az 10 yıl yaşlandık. deplasmanda trabzon'u yenemiyoruz, beşiktaş'ı yenemiyoruz, ha fenerbahçe'yi yeniyoruz ama evimizde kazanamıyoruz. e anadolu takımlarına da diş geçiremiyoruz? ne anlamı kaldı abi o zaman? x bir teknik adam da bunları yapamaz mıydı? en kötü 3-5 galibiyet eksik alırdı o kadar. fatih terim zamanlarında bile ligi 6. sırada bitiriyorsak veya devam eden sezonda 13.sıradaysak, kimse kusura bakmasın ama bunun adı başarısızlıktan başka bir şey değildir. fatih terim camianın has evladıdır, öyle de kalacaktır ama 3 yıl boyunca ligde gelemeyen başarının faturası da bir zahmet kendisine çıksın değil mi? yok kıl payı şampiyonluk gitti, yok pandemi şu bu falan demeyin arkadaşlar! 1 gole bile ihtiyacımızın olduğu zamanlarda sırf bir oyuncuyu kazanmak için penaltıyı ona attırıp şampiyonluğumuzu riske atan hocamızın 1 golle şampiyonluk gitti deme lüksüne sahip olmadığını belirteyim.
diğer bir konuda ligde kötüydü ama avrupa'da iyiydi kısmı. tamam iyi top oynuyorduk ama bu kalması için bir sebep değildi arkadaşlar. birkaç yıl önce yine fatih terim zamanında avrupa dendi mi korkmuyor muyduk? 6 haftalık şampiyonlar ligi serüveninin 3 haftasında gruplarda en çok gol yiyen takım biz oluyorduk. 5 maçta gol atamadığımız ve son maçta sağ olsun adem büyük sayesinde gol atarak son anda rezilliğimizi bertaraf ettiğimiz zamanlar milattan önce değildi, fatih terim zamanlarıydı. 5-6 ay önce bile psv'den 5 yiyen bir takımdık. tamam bu sezon avrupa ligi gruplarında iyi mücadele ettik ama bunu öne katarak, fatih terim'in devam etmesi gerektiğini söylemekte biraz saçma geliyor bana. genel anlamda oyun namına bir arpa boyu yol alamıyorduk. sen kalk tam 4 yıl boyunca takımın başında kal, sonra da de ki, ben 3 yıllık planlama yapacağım! kim inanır buna arkadaşlar? morutan, cicaldau, kerem, berkan falan alındı ama 25 milyon euro bonservis bedeli harcadık. altyapıdan bir isim bile kadroya alınmadığı gibi, 5 ay top oynamayan ama kurtarıcı olarak sahaya giren arda'ya kaldıysak kimse bana yapılanmadan bahsetmesin.
onu da geç,
8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçı sonrası şöyle bir şey söylemişti: "ben bu yapılanma için istatistiklerimi bile kenara attım."
bakın burası çok önemli arkadaşlar. soruyorum hocama, kim size istatistiklerinizi kenara atın dedi? premier lig de top oynasak cesaret diyeceğim ama karagümrük, giresun gibi takımların olduğu saçma sapan bir lig için saçma sözler değil mi bunlar? kaldı ki türkiye'nin en büyük kulübünün teknik direktörü bunu diyor. karşımızda m.city veya liverpool yoktu, rize falan vardı hatırlatayım. kaldı ki hocamızın istatistikleri pek önemli değil, galatasaray'ın ne durumda olduğu önemliydi. bu detay kaçmasın. yani hoca galatasaray'ın 13. olduğunu ve 117 yıllık süreçte bunun çok az yaşandığını kafasına takmıyor ama istatistiklerini konuşuyor...
ünal aysal, mustafa cengiz, burak elmas. bu 3 başkanın ortak noktası fatih terim'le anlaşamamaları. fatih hoca galatasaray'a yaşattığı başarılardan dolayı göz bebeğimizdir ama bir insan da hep haklı olmaz be arkadaşlar. ünal aysal'la kavga etti, yıldırım demiören'le kol kola girdi bir şey dedik mi? o gün ahımız var diyen taraftar, dördüncü gelişinde "hojaaamm" dediler. mustafa cengiz'le kavga edip yalnızlık temalı tweet attığında, kanserden dolayı bir deri, bir kemik kalan mustafa cengiz'i eleştirdik, hatta içlerinden beddua eden bile vardı. şimdi de burak elmas ile sorun yaşadı, ki bana göre kendisi sadece burada haklı. bu haklılıkta gönderiliş tarzından dolayıdır.
galatasaray taraftarı:
eleştiren çok ağır eleştiriyor, savunuculuk yapanlar da ölümüne savunuyor. ikisinin ortak noktası da, asla sözlerinden dönmemeleridir. bu şekilde galatasaray'a zarar verdiklerinin bile farkında değiller. yahu bir teknik adam başarılıysa öveceksin kardeşim. kaldı ki bu fatih terim ise daha fazla öveceksin çünkü camiaya çok şey kattı. iyi oynadığımız bir maçın ardından gelen galibiyette bile hocaya sallamak, var olan sinerjiyi yine yerle bir eder. yalandan destekleyin de demiyorum ama en azından olumlu havayı bozmayın. ha yapıcı eleştiriler yine kabuldür ama kalkıp da iyi oynadığımız bir maçtan sonra fatih terim'den tut belli futbolculara kadar eleştiri yaparsan realiteden sapıp, kin duygunu açığa çıkartmış olursun. mesela x bir maçta atıyorum berkan çok iyi oynuyor ama sosyal medya'ya bir baktığımda "berkan kutlu sırf hocanın evladı diye oynatılıyor..." tarzı yorumlar görüyorum. aynı maçı mı izledik veya ben mi çimin o eşsiz güzelliğine kendimi kaptırmışım bilmiyorum ama garibime gidiyor abi. bazen de sırf fatih terim nefretinden dolayı tff'nin verdiği kararlarda bile haklılık payı arayan galatasaraylılar görüyordum, ki burada galatasaraylılar sözünü laf olsun diye söyledim çünkü onlar asla galatasaraylı değildir.
şimdi birde fatih terim savunucuları var ki, aboovv düşmanlarından beter. bakın düşmanlarından beter diyorum çünkü fatih terim'e en büyük zararları onlar verdi. şimdi diyeceksiniz ki neden? fatih terim yanlış yapsa bile alkışladılar da ondan. galatasaray ne durumda, futbolculara ne oldu gibi soruları kendilerine sormadan sürekli fatih terim'i övdüler. var olan başarısızlıkta bile, geçmiş başarılarını öne katarak, eleştiren taraftarları hain olmakla bile suçluyorlardı.
takım galibiyet alamıyor dediğimizde: "4 sene şampiyon yaptı hainler."
takım kötü oynuyor dediğimizde: "takım aslında iyi oynuyor ama siz görmüyorsunuz hainler."
kupa kazanamıyoruz dediğimizde: "14 sene kupa görmeyenler ne yapsın? şükredin hainler."
mesela fatih terim'in bir dönem avrupa'da yaşattığı hezimetleri başka bir teknik adam yaşatsaydı, florya'nın değil içine 100 km yakınına bile yaklaşamazdı. savunucular ise makas dedi, pergel dedi ve konu kapandı. evet, arada dağlar kadar fark var ama bu senin 6 farkla yenilmeni açıklayacak şeyler değildi. o gün doğru teşhisler yapılsaydı, bir sonraki yıl yine 6 farkla yenilmezdin. hoca arkasında bir dünya savunucu gördüğünde de hatalarına devam etti ve değil aynı çizgide kalmak, günden güne dibi gördük. giresunspor, kayserispor gibi takımlarla oynadığımız maçlarda ezilmek bir yana, alt ligin sonuncu takımlarından birine bile elendik ama savunucular ısrarla yine savundu. x bir teknik adam, değil 1 yıl, 6 ay bile başarısız olsaydı istifa sesleriyle yer gök inletilirdi. 3 yıl başarısız olan fatih hoca olduğunda da yer gök inletiliyor ama tersten. yani yer gök yine fatih terim diye inliyor. bizi bırakma diye inliyor. burada samimiyetsizlik vardır. kötü giden bir sezondan sonra gelen hamza hamzaoğlu önderliğinde 1 yılda 3 kupa kazandık ama yeni sezonda 2 ay başarısız oldu diye taraftar sabredemedi ve gönderildi. halen daha denge dengeoğlu diye alay ediliyor adamla. evet, tamam fatih terim efsanemizdir ama bu örneği açıklarken aradaki tutarsızlıkları göstermeye çalıştım. yani biraz tutarlı olun anlatabildim mi? sırf fatih terim gönderildi diye yerine gelen teknik adamın başarısız olmasını isteyenlerde az değil. nasıl ki, tff'nin fatih terim'e ceza verdiğinde haklılık payı arayan sözde kişilere galatasaraylı değil diyorsak, bu da aynı şekilde galatasaraylılık kelimesinin yakından bile geçmeyecek davranıştır.
içimdekileri bir bir söyledim ama yine rahatlamadım. bazen benimde hatalarım oldu ama son yaşanılan süreçten sonra öyle bir soğudum ki, maç ne zaman oynanacak, kadro merakı veya heyecan gibi duygularımı tamamen yitirdim. güne başlarken, yine mi olay sorusunu sormaktan cidden bıktım. koskoca galatasaray'ı bu hale getirenler utansın diyeceğim ama eserleriyle gurur duyduklarını da adım gibi biliyorum. söyleyecek tek bir sözüm var ey galatasaraylılar;
ortak paydamız galatasaray ise, bir zahmet ortak paydamızda buluşalım ki sırtlanlara, çakallara karşı kulübümüzü koruyabilelim. ayrışmaya devam edersek, yarın öbür gün destekleyecek aslan gibi bir takım bulmak yerine çakalların cirit attığı bir takım haline geleceğiz haberiniz olsun.