• 1
    --- alıntı ---
    galatasaray hollanda'da

    galatasaray profesyonel futbol takımı, 2010-2011 sezonu öncesi hazırlık kampı için hollanda'ya gitti. bu sabah hollanda’ya hareket eden galatasaray kafilesi, 25 temmuz 2010 tarihine kadar sezon öncesi hazırlık kampını venlo bölgesindeki horst’te sürdürecek.

    galatasaray profesyonel futbol takımı’nın hollanda / venlo’daki hazırlık kampında oynayacağı, biri daha sonra açıklanacak beş maçın programı ise şöyle:

    13 temmuz 2010 19:00 (cet), 20:00 (tsi)
    fc kleve – galatasaray
    volksbank arena, kleve

    15 temmuz 2010 19:00 (cet), 20:00 (tsi)
    vfb homberg – galatasaray
    pcc stadion, dusiburg

    18 temmuz 2010
    bu karşılaşma ileri bir tarihte açıklanacak.

    21 temmuz 2010 20:00 (cet), 21:00 (tsi)
    galatasaray – fenerbahçe (spor toto dostluk kupası)
    borussia park, mönchengladbach / almanya

    24 temmuz 2010 19:00 (cet), 20:00 (tsi)
    nec nijmegen – galatasaray
    volksbank arena, kleve
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...plari/haber/7302.php
  • 4
    --- alıntı ---
    sağ aşil tendonundaki rahatsızlık süren milan baros, kondisyonerler gözetiminde bir çalışma yaptı.
    --- alıntı ---

    --- alıntı ---
    dün akşam oynanan homberg maçında aldıkları darbeler sonrası hafif sakatlıklar yaşayan mehmet batdal ve aydın yılmaz’ın tedavileri ise otelde kurulan sağlık merkezinde yapıldı.
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...plari/haber/7358.php
  • 9
    --- alıntı ---

    galatasaray istanbul'da

    galatasaray profesyonel futbol a takımı, yurt dışı hazırlık kampını dün oynanan ksk hasselt maçının ardından tamamlayarak, bu akşamüstü istanbul'a geldi.

    yeni sezon hazırlıkları için 11 temmuz pazar günü hollanda'nın venlo kentindeki horst kasabasında kampa giren galatasaray profesyonel futbol a takımı, iki haftalık süreçte beş hazırlık maçı yapmıştı.

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...plari/haber/7452.php
  • 10
    son 15 senede transfere 158 mılyon avro harcamıs transferden 85 mılyon avro gelır elde etmıstır. yanı 15 senede sadece 53 mılyon avro zarar etmıstır. bakıldıgında buyuk bır mevla olarak gorulebılır ama 15 sene ıcınde bu takım avrupa da sayısız basarı elde etmıs 2 tane avrupa kupası kazanmıstır. turkıyedekı rakıplerı olan fenerbahce 15 senede 156 mılyon avro besıktas 101 mılyon avro zarar etmıs ve ellerınde kayda deger bır basarı bulunmamaktadır.

    http://pclionfc.blogspot.com/...5-yllk-transfer.html
  • 13
    --- alıntı ---
    ülker idman raporu : 7 ağustos 2010 cumartesi (akşam)

    galatasaray profesyonel futbol a takımı, bu akşam yaptığı antrenmanla çalışmalarına devam etti.

    antrenmandan önce mhk başkanı oğuz sarvan ve başkanvekili yüksel okçuoğlu, teknik heyetle yaptıkları toplantıda yeni sezon öncesi yeni kural ve uygulamalar hakkında bilgilendirmede bulundular.

    florya metin oktay tesisleri'nde teknik ekibimiz frank rijkaard, johan neeskens, albert roca pujol, carlos cuadrat ve nezih ali boloğlu yönetimindeki antrenman saat 18.30'da başladı.

    çalışma, açma - germe hareketleriyle açıldı. ana bölümde kondisyon ağırlıklı bir idman gerçekleştirilirken; yapılan soğuma hareketlerinin ardından antrenman sona erdi.

    milan baros, çalışmalarına kondisyoner fatih yıldız eşliğinde devam etti. elano blumer ise fizyoterapistler nezaretinde takımdan ayrı düz koşu yaptı.

    dün bahçelievler medical park hastanesi’nde yapılan kontroller sonucunda sağ üst arka adelesinde yırtık tespit edilen juan pablo pino ve sağ aşil tendonunda ağrı hisseden serdar özkan, antrenmana katılamadılar.

    galatasaray profesyonel futbol a takımı, çalışmalarına pazartesi sabahı saat 09.30'da basına ve taraftara kapalı olarak gerçekleştireceği antrenmanla devam edecek.
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...lorya/haber/7560.php

    gel de delirme bilader.
  • 15
    2010/2011 sezonunda tırı vırı goller* değil de aşağıdaki gibi goller atmasını dilediğim takımım.

    http://www.youtube.com/...;amp;feature=related

    http://www.youtube.com/watch?v=ZhqTL8ct-Hs

    http://www.youtube.com/...;amp;feature=related

    http://www.youtube.com/watch?v=3GjDTqo-Akw

    http://www.youtube.com/watch?v=O-8Bylasm70

    http://www.youtube.com/...;amp;feature=related

    http://www.youtube.com/watch?v=n8wp5sKvbYY

    http://www.youtube.com/watch?v=-LJHSMnTQUg

    erkek gibi vurun şu topa!
  • 17
    --- alıntı ---
    galatasaray sivas'ta

    galatasaray profesyonel futbol a takımı, spor toto süper lig'in birinci haftasında oynayacağı sivasspor maçı için bugün sivas'a gitti.

    thy'nin 1481 ıncentive organization tarafından düzenlenen özel bir seferiyle sivas'a ulaşan galatasaray kafilesi, hava alanından kamp yapacağı otele geçiş yaptı.

    başkan adnan polat, yönetim kurulu üyesi murat yalçındağ ve futbol a.ş. genel müdürü adnan sezgin'in de bulunduğu galatasaray kafilesinde 19 futbolcu yer alıyor.

    galatasaray'ın 19 kişilik futbolcu kadrosundaki isimler şu şekilde:

    aykut erçetin
    ufuk ceylan
    ali turan
    lucas neill
    gökhan zan
    servet çetin
    hakan balta
    serkan kurtuluş
    lorik cana
    mustafa sarp
    barış özbek
    ayhan akman
    musa çağıran
    serdar özkan
    arda turan
    emre çolak
    harry kewell
    mehmet batdal
    milan baros
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...erlig/haber/7610.php
  • 18
    şu anki durumunu bir resim ile açıklamak istiyorum.

    http://i38.tinypic.com/6dxox5.jpg

    bütün yaz oluşmasını beklediğim/iz takım sol taraftaki gibi bir şeyken, ağustos sonu itibariyle elimizdeki kadro sağ taraftaki eleman gibi bir şey.

    edit : inanılmaz ama link 24 saat dolmadan kurbağa olmuş. sutoglan ve deneyimli kamikaze'ye uyarıları için teşekkürler. link yenilendi.
  • 19
    galatasaray uefa avrupa ligi play-off turu ilk maçında maalesef bizi yine, yeniden üzdü. şu sıralarda televizyon ekranlarında, internet forumlarında konuşulanlardan anlaşılan suçlu başta rijkaard ve yapılamayan transferler… baştan söyleyeyim bence frank rijkaard bu tabloda en az suçu olan adamdır. peki, suçlu kim? hemen söyleyeyim o zaman suçlu “en ufak bir akıldan yoksun, sistemsizliği en büyük sistem addeden, en ufak bir kurala tabi olmayan yönetim anlayışıdır”

    resmin bütününe bakınca görünen budur. sürekli en büyük hedefleri olarak “dünya kulübü olmayı” gösteren yöneticiler, acaba bu yönetim anlayışları ile orta düzey herhangi bir dünya kulübün yönetim toplantısına çay servisi yapabilirler mi.? keza ben de dâhil tüm galatasaray taraftarının da en büyük dileğidir “dünya kulübü olabilmek” ama yöneticilerden en büyük fark, bizlerin tüm dünya kulüplerinin hayallerindeki gibi taraftarlar olduğumuzdur.

    “en ufak bir akıldan yoksun, sistemsizliği en büyük sistem addeden, en ufak bir kurala tabi olmayan yönetim anlayışıdır” bu tümceyi biraz açmak gerek! hedef dünya kulübü olmak ise, ilk kıstas elbette ki ekonomik göstergelerdir. peki kulübümüzün bütçesi nasıl onaylanıyor? “bütçeyi ibra edenler… ibra etmeyenler… edilmiştir” yöntemi ile… "roman abramoviç’i kim “ibra” ediyor?" “hiç kimse, dolayısıyla chelsea dünya külübü değil midir?” diye sorabilirsiniz. buna cevap verirken hemen ikinci kıstasa geçelim. elbette kulübün tek adamın elinde olması da ideal değildir ki bu yüzden chelsea; barcelona, real madrid veya manchester united’ın gerisindedir. ama chelsea’de bir adamın yarattığı bütçeyi işinde uzman sportif yöneticiler yönlendiriyorlar. örneğin şu zamanlarda ancelotti’nnin yanında oturan “kel” (ray wilkins). scolari geldiğinde a takım koçluğuna getirildi ama brezilyalıdan tamamen bağımsız olarak. öyle ki brezilyalı gittikten sonra hiddink’i de havaalanında karşılayan yine o idi. şimdiler de her maçta ancelotti’nin hemen yanında görüyoruz onu. bilenler bilirler bir de arnesen vardır! frank arnesen, 2005’den beri sportif direktörüdür kulübün. bu iki isim simge isimler olduğundan onları örnek verdim. chealsea’nin sitesine girip “management” bölümü tıklanırsa bunun kaç kişi ile yapıldığı görülecektir. demek ki ikinci kıstas; kısa, orta ve uzun vadeli planlamaları yapacak profosyonellerin varığıdır.

    bakınız dünyanın o transfere yıllardır inanılmaz paralar harcayan bir başka kulübü real madrid’de tüm harcamaları yöneten adamın adı da jorge valdano’dur. internette ufak bir araştırma ile onun da nasıl bir kariyeri olduğu öğrenilebilir. bu arada jorge valdano, arjantinli; frank arnesen ise danimarkalıdır. yani illa memleketlimiz olacak diye bişey de yoktur bu akil adamlar için. denilebilir ki “arkadaş sen de! chelsea'den r.madrid’den örnek veriyorsun” haklısınız! daha ideal örnekler vermek de lazım; http://www.vfl-wolfsburg.de/...n-aufsichtsrat0.html linkte wolfsburg kulübünün “club management” kısmından bir manzara. 1996’dan beri takımın gelir giderlerini yöneten wolfgang hotze ve bu yıl göreve gelen alman futbol efsanelerinden dieter hoeneß. yine internetten ufak bir araştırma ile onun ne kadar büyük bir adam olduğunu öğrenebiliriz. galatasaray’ın büyüklük olarak yanına dahi yaklaşamayacak olan bu takımın yönetim sisteminin, bizim takımımızın yönetim şeklinden ne kadar çağlar uzakta olduğu can acıtıcı açıklıkta karşımızda.

    şimdi dönelim tekrar bize. ukraynalılara karşı oynadığımız maçta takımı ipten alan adam taraftar baskısı ile sözleşme yenilenmiş bir adam. demek ki, taraftar doğrudan demokratik bir yöntemle transferlere karar verse çok daha sağlıklı olacak! elbette abartıyorum ama transfer sezonun başında daddy cool’a teşekkür edip yollarını ayırmaya kalkan adamlar acaba bu gece ne hissederek uyuyorlar. #461200 nolu girdi de yazdım. allah aşkına adnan sezgin galatasaray takımına tek yetkili olacak nasıl bir özgeçmişe sahip. istanbulspor’da yarattığı harikalar mı taşıdı onu bu göreve. eğer yoksa bu ülkede kulübü yönlendirecek bir akil adam. getirelim dışarıdan! (ki bence var) ama “egolara, zenginlerin keyiflerine, her şeyi ben bilirimci cahillere” mahkum olmayalım. geçen sene başında hollanda futbol ekolünü galatasaray’a yerleştireceğiz diyen başkanımız bu yıl ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız demeye başladı. hollanda futbol ekolünün temeli pas iken, bizim adnanlar kabiliyetleri arasında “iyi pas yapmak” alt sıralarda olan futbolcularla bu ekolü yerleştirebileceklerini mi hayal ediyorlar acaba? bu futbolculardan bişey olmaz demiyorum elbette olabilir ama “total futbol” olmaz. bu yöneticiler adnan sezgin de ısrar ederken acaba neden prekazi’yi, hakan şükür’ü, hagi’yi değerlendirmeyi düşünmez!

    özet ve sonuç; kurtuluş takımın yapısını baştan değiştirmekte! milyonların enerjisi ile sürüklenen galatasarayımız, birkaç cüzdanı kalının zevklerine göre yönetilemez! tek çare tüzüğe “klube yönetici olmak isteyenlerde; spor yöneticiliği bölümü mezunu olmak veya profosyonel olarak en az on yıl ilgili branşta çalışmış bulunmak şartı aranır” ifadesini eklemektir.
  • 22
    meselemiz ne? ne yapmaya çalışıyoruz? bu işler nasıl oluyor? bir futbol takımı nasıl kurulur, nasıl yönetilir? galatasaray’ın ilk önce çözmesi gereken sorunlar bunlardır. tek tek vakalara baktığımızda nasıl bir yönetimimiz var? kriz içinde bir yönetim...

    adnan sezgin hariç iş adamlarından oluşan bir yönetimimiz var. adnan sezgin de zaten yönetici değil, personel. sezgin dışında transferleri iş adamları yapıyor, transfer görüşmelerini iş adamları yapıyor.

    meselemiz iyi futbol oynamak. bu, her şeyden önce iyi bir kadro planlamasını gerektirir. galatasaray, yıllardır ortasahaya hangi yatırımı yapmış? linderot, cana ve mehmet topal dışında galatasaray adına yaraşır hangi yatırımı yapmış galatasaray ortasahaya yıllardır? bu dört ismin üçünü herkesin topa tuttuğu adnan sezgin aldı takıma. peki iş adamı yöneticiler ne yaptı? haldun üstünel, parlak isimler getirdi takıma, keita, baros, kewell, dos santos, jô... bunların hepsi zor transferler, ancak bu isimlerin hiçbiri ciddi bir kadro planlamasının ürünü değil. özellikle santos ve jô transferi. uefa maçlarında oynayamayan jô...

    dönelim.

    barcelona’ya dönelim. barcelona’nın ilk yarıyı düşme potası civarında tamamladığı sezona. medya da taraftar da o yıl takımın gol atamadığını, atak gücünün zayıf olduğunu bunun için de iyi bir forvete ihtiyaç duyulduğunu savunuyordu. kluivert ile saviola onlara göre yetersizdi. ronaldinho forvette parlayan tek isimdi. rijkaard, bir forvet değil bir ortasaha oyuncusu transfer etti: edgar davids. işte geçen yıl rijkaard’ın ve galatasaray yönetiminin yapamadığı hamledir bu. galatasaray’ın ortasahası takımı taşıyamıyorken forvet alındı takıma. jô hiçbir şey yapmadan gitti, dos santos sıfır gol, bir asistle sezonu kapadı. ikisi de galatasaray’ın hiçbir işine yaramadı. birini dünya kupası’na hazırladık, ötekine batan kariyeri için bir şans verdik. bu kadar. sonuç: galatasaray üçüncü. haldun üstünel bol bol alkış aldı, efektif sonuç sıfır. arda turan da sakatlanınca rakip kaleye gidemez olduk.

    dönelim. ta en başa, pas futboluna geçme kararına, bir proje adamı olan michael skibbe’ye dönelim. haldun üstünel’in iki yardımcısını kovduğu skibbe’ye. karizması dağıtılmış skibbe’ye. lincoln’e... soyunma odasında sihirbaz üstünel tarafından azarlanmış lincoln’e. arkadaşları arasında azarlanarak moralman bitmiş, kulüpten kopma süreci başlamış lincoln’e. sezon içinde iyi kötü pas yapan, uefa’da tek gol yiyen takımın teknik direktörü skibbe, iyi futbolun sonrasında kaçırılan bir penaltı ile maçı kurtarabilecekken 5 gol görüyor kalesinde. skibbe kovuluyor. yetkili haldun üstünel, imdat çekici olarak hagi’ye başvuruyor. hagi adam gibi kontrat isteyince olmuyor bu iş. bülent korkmaz’ı getiriyor takımın başına üstünel. 6 hafta için. kukla gibi de kullandırıyor bülent korkmaz kendini.bülent korkmaz, üstünel’le birlikte lincoln’ü takımdan soğutuyor. yönetilmezi zaten zor olan futbolcuyu bitiriyorlar. yönetemeyeceksek niye aldık diye kendilerine hiç sormadan. sezonu 5. bitiriyoruz ve bülent korkmaz’a yol veriliyor. rijkaard geliyor.

    rijkaard’a galataray’ın en pahalı ve en plansız kadrolarından biri kuruluyor. tam bir saatli bomba. forvetin sakatlanmasıyla çökebilecek bir takım bu. ortasahasında tek doğru adam var: futbolunu nerdeyse kimsenin anlamadığı, bütün bir sezon boyunca eleştirilen elano. onun yorulup oyundan çıktığında hep gol yiyoruz; çünkü ondan başka pas organizasyonunu yönetecek adam yok. sakatlandığı maçlarda pas yapamıyoruz. takımın üç sezon olduğu gibi yedek sağ beki yok. kanatlarda inanılmaz bir yığılma var: arda, kewell, keita, dos santos... ancak takımın yalnızca tek gerçek striker’ı var: milan baros. o da sezon boyunca sakat. ortasahada tek gerçek ortasaha oyuncumuz var: elano. o da yalnız. forvetsiz ve ortasahasız takıma uyumsuz bir forvet ve formsuz bir kanat oyuncusu alınıyor. kazanç sıfır. ortasahamız yine bomboş. sami yen’deki fenerbahçe maçında selçuk şut çekiyor, 20 metre yakınında basan oyuncu yok. ortasahamız müthiş bir gol yiyor, adisyonu leo franco’ya çıkarıyoruz. taraftar kaleciyi ıslıklıyor, sahip çıkan tek yönetici yok. bu adamı getirenler nerde? sonraki sezon da nerede duracağını bilmeyen aykut’a emanet ediliyor takımın kalesi. gol yemediğimiz maç olmuyor.
    2010-2011 sezonu başlıyor. kadro korunacak ve ortasahaya yapılan birkaç yatırımla birlikte geçen sezon kaynaşan kadro artık iyice oturacaktır. hayır, olmuyor. keita satılıyor. elano için “satılıklık” ilanları veriliyor. arda turan’ın menajeri avrupa’da ülke ülke geziyor. kiralık oyuncuların takımla ilişkisi kesiliyor. mehmet topal valencia’ya gidiyor. takım ciddi bir değişime uğruyor ve dördüncü yılda dördüncü yeniden yapılanma hamlesi başlıyor.

    bu planlamaları kim yapıyor? iş adamları. hayatında top oynamamış, işin çekirdeğine hiç uğramamış, ilişkileri en fazla tribünden ibaret olan insanlar. olmuyor hâliyle. cana dışında tatmin edici bir oyuncu kazandırılamıyor takıma. yerli rotasyonu genişletiriliyor, ama gelen yerlilerin hiçbiri şu an için galatasaray’ın ilk 11’inde oynayacak adamlar değil. rijkaard da çaresizce emeklilik zamanı gelmiş ayhan akman’la oynuyor, mustafa sarp’tan box to box yaratmaya çalışıyor. kurtarıcı olarak ortasahaya barış özbek’i sokuyor. rakibine tekme sallayan barış özbek’i... olmuyor tabii yine olmuyor. yine tablo çok iç açıcı değil. takımın stoperi servet çetin her mikrofona garip garip açıklamalar yapıyor. galatasaray’da bu adama sus diyecek bir yönetici yok mu? merak ediyorum.

    tüm bunlarla birlikte güzel bir şey var: takımın oyun liderliği, onu hak eden adama, kewell’a geçti. baros yine bildiğimiz gibi. çok değerli bu iki adam. bunlara bir de neill’ı ekleriz, üç beş gün sonra da cana’yı... adnan sezgin transfer görüşmelerinde ve takıma katılacak bir elano var. bakalım zaman ne gösterecek. elano’nun takımda neleri değiştireceği çok önemli. takımın ciddi anlamda özgüvene ve futbol aklına ihtiyacı var. hem saha içinde, hem saha dışında. bu futbol aklını kewell, elano, neill, cana, olası bir misimovic transferi çözer. bu oyuncuların hepsi çok büyük adamlar. lyiv maçında ikinci golden sonra bütün takım yıkılmışken, stad protestolarla uğuldarken ekranlara gelen kewell görüntüsü çok önemlidir bu açıdan. arkadaşlarını toparlamaya, yeniden inandırmaya, canlandırmaya çalışıyordu kewell. bunu baros’la birlikte ikinci yarıda layıkıyla yaptı avursturalyalı. ama arda’nın da ona ayak uydurması gerekiyor. bunlar gerçekleşirse kara bulutlar dağılır ve bunlar çok çok zor adımlar değil.

    şimdi önümüzde bir şirket birleşmesi var. rijkaard’ın, dolayısıyla galatasaray’ın kaderini de belirleyecek olan da muhtemelen bu birleşme. nasıl bir yönetim şekli bizi bekliyor, görmemiz gerek. nasıl bir sportif direktör gelecek ve bu sportif direktörün yetki sınırları ne olacak? iş adamları futbola ne kadar müdahale edecek. meselemiz bu. takımın iyileşme reçetesi de burada gizli. ciddi bir scout ekibi kurulur, üstüne de iyi bir sportif direktör gelirse, galatasaray’ın kadro yapılanması sorunları devre arasından itibaren çözülmeye başlayabilir. rijkaard’la aynı dili konuşan, futbol görüsü yüksek bir adam gerekiyor. akla gelen ilk isim gheorghe hagi. bu kadar zeki bir adamın gelmesi, rijkaard’ı büyük anlamda rahatlatır. galatasaray’ı da rahatlatır. sağda solda abdülrahim albayrak adı geçiyor. böyle bir olay galatasaray’a hiçbir şey vermez. bekleyip görmek gerekiyor, sportif direktörlüğü galatasaray layıkıyla başarabilecek mi? iş adamlarının saha içi kararlardan ellerini çekmelerini gerek.

    şimdilik resim çok açık değil, ama belki rüzgâr dağılır. belki şehre bir film gelir, bir güzel orman olur içim, iklim değişir akdeniz olur...

    http://viansullivan.blogspot.com/...degerlendirmesi.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın