• 23346
    lige dönmesi gereken takımdır. avrupa güzeldi bitti.

    iç saha maçlarında 6 numara olmadan, ofansif, karşı takımı sindirecek şu kadro ile çıkmalıyız.

    -------------muslera--------------
    şener -- donk marcao -- linnes
    ------ lemina ----- ömer --------
    feghouli----------------------adem
    ---------andone ---- falcao-----

    deplasman maçlarında biraz daha mücadeleci fenerbahçenin kanatlara sow ve kuyt ı koyarak oynadığı gibi ne olursa olsun gol bulabileceğin ve karşı takımın beklerini çıkartmayacak adamlar lazım. skoru bulursanda jimmy taylan hatta sol bek süleyman luş falan alırsın 2. yarı. nzonzi de ömerin kanatları kaydığı durumda orta sahada lemina yı 2 ler.

    -------------muslera--------------
    şener -- donk marcao -- linnes
    ------ lemina ---- - ömer --------
    andone--------feghouli-------adem
    ------------- falcao--------------

    elimizdeki kadro hala şampiyonluğun fersah fersah ötesinde bir takım. sadece kangren olmuş kolu kesmek lazım. belhanda, seri mariano, nagatomo bu takımda forma yüzü görmeyecek bu kadar bitti.
  • 25603
    aradan tam 20 gün geçmiş. son entryimi girdiğimden beri geçen bu sürede sözlüğü de maçları da yeterince takip edemedim. sadece galatasaray ankaragücü maçını izleyebildim o kadar. nedenini yazmama gerek yok diye düşünüyorum. (ufak bir sağlık sorunu:)

    galatasaray futbol takımı ile ilgili değerlendirmeleri okudum ve taraftarın (ya da sözlük yazarlarının) galatasaray’ı, rakiplerin estirdiği sahte rüzgarların etkisinde kalarak değerlendirdiğini gördüm. evet şu anda fenerbahçe, alanya spor, kasımpaşa ve karagümrük’ün estirdiği rüzgarlara kapılırsanız galatasaray’ı sağlıklı ve sakin bir kafa ile değerlendiremezsiniz. nitekim aynı rüzgarların etkisinde kalan bazı tv yorumcuları da galatasaray bu sezon ilk üçe giremez diye iddialı konuşuyor. (reha kapsal) gerekçesi ne? hiç bir gerekçesi yok. sadece fenerbahçe, alanaya, karagümrük ve kasımpaşa gibi takımlara bakıp bunların arasına giremez diye tahminde bulunuyor. (tabi bir de hakemlerin tutumu ve rıdvan dilmen-serdar tatlı işbirliğini düşünerek yumurtluyor bunları)

    bu dört takım çok hızlı başladılar. fizik, kondisyon ve motivasyon olarak en üst seviyedeler. bunun neticesi olarak rakipleri üzerinde psikolojik bir üstünlük kurmuş gibi görünüyorlar. ancak sezonun başında bu kadar yüksek vites kırk maçlık maratonda hayır getirir mi? bu hız, bu motivasyon kaç hafta devam ettirilebilir? bu soruların cevabı bence geçmiş tecrübe ve yaşanmışlıklarda saklı ve cevabı da maalesef onlar için hiç hoş değil.

    galatasaray için unutulan bir husus var. galatasaray’ın en büyük kozu olan muslera şu anda iyileşme sürecinde ve zaman muslera ve galatasaray lehine işliyor. haziran on beş’te sakatlandı muslera ve aralık on beş’te altı ay dolacak. bir kaleci için altı ay geri dönüş için yeterli olabilir ama hadi biz aralığın sonu diyelim. bu ilk yarının son üç-dört maçında muslera’nın kaleyi devralması anlamını taşır ki, muslera’nın dönüşünün galatasaray ve rakipler üzerindeki psikolojik etkisini hesap etmek kolay olmasa gerek. (emre belözoğlu’nun muslera faktörü dediğini unutmayalım)

    galatasaray kadro yapılanması, öyle basite alınacak görmezden gelinecek yapılanma değil. defans hattının rakiplerinin çok ilerisinde olduğunu söylemek zor olmasa gerek. orta sahada ise etebo, taylan, emre akbaba, belhanda, ömer bayram var. rakiplerinin önünde değil ama arkasında da değil. ocak ayında alınacak bir on numara belki de orta sahayı şaha kaldıracaktır. bekleyip göreceğiz. hücum hattında emre kılınç, babel, falcao üçlüsü için kim dudak bükebilir. şu halleriyle bile bütün takımlar için ulaşılması zor bir hücum hattı değil mi? bence öyle. babel formunu yükseltmeye devam ederse, emre kılınç ve falcao da bir tık yukarı çıkarsa ne olabileceğini hiç düşündünüz mü? daha bu takımda ikinci yarıların yıldız futbolcusu feghouli, istediği zaman maç alabilen belhanda ve geçen sezonun otuz gollü kralı diagne var.

    ocak’ta bir on numara bir de hızlı santrafor ya da kanat forvet alınacağını düşünüyorum. işte ondan sonra hızlı başlayan ve hızlı giden, bir yerde arızalanacak olan rakipleri geçeceğimiz kanaatindeyim.

    kısacası, takım yapılanması ve kadro mühendisliği olarak iki eksiğimiz olduğunu, on numara ve hızlı bir santrafor (ya da kanat forvet) ile bu eksiğimizi giderebileceğimizi, muslera’nın kaleyi devralması ile psikolojik olarak da zirve yapacağımızı düşünüyorum. ancak bir ufak handikaptan daha bahsetmek istiyorum. o da şu; fatih terim eski cesaretini maalesef kaybetmiş gözüküyor. kesin kaybetti demiyorum ama 96/2000 dönemindeki hatta 2011/2013 ve 2017/2019 dönemindeki enerjisini ve cesaretini şahsen ben hissedemiyorum. bu konuda hoca’nın titreyip yenilenmesi gerektiği kanaatindeyim. bu meyanda; daha hızlı paslaşma, daha fazla hücum pres, daha fazla ceza alanı dışından şutlar, daha fazla sağlı sollu ortalar, daha fazla sıfıra inmeler, daha dikine oynama gibi hasletlerimizi sahaya yansıtmasını kendisinden bekliyorum. benim verdiğim isimle; “kopuş futboluna” geri dönmesini bekliyorum. (başkası da bu ismi vermiş olabilir ama ben duymadığım için bu deyimi kendime mal ediyorum.:)

    biz milyarlık takımlara karşı set oyunlarıyla galip gelemeyiz bu kesin. işin içine hakem faktörü de girince normale dönerek başarı sağlayamayız. kopuş futbolundan başka çaremiz yoktur. türk futbol ruhuna en uygun sistemin de kopuş futbolu olduğunu düşünüyorum.

    kopuş futbolu, kaos futbolu değildir kesinlikle. kopuş futbolunun olmazsa olmazı korkudan arınmaktır. rakip kim olursa olsun, korkmadan sahaya çıkmaktır. bu korkusuzluk hoca’dan başlayacak. öyle “korkmayın” söylemleriyle değil, gerçek manada korkmayacak ve bunu takımına hissettirecek hoca. takım içinde korkan ya da korktuğu tahmin edilen futbolcu ya da futbolcular korkularından kurtarılacak ya da yedeğe çekilecek. ayrıca kopuş futbolunda oyun ezberleri vardır, uygun zamanlarda amansız baskı ve presler vardır, topun olduğu her yerde en az iki kişi ile üç kişi ile bulunmak vardır. dar alanda küçük üçgenlerle hızlı paslaşmalar ve rakip kaleye akmalar vardır. yeri geldiğinde bütün takımla topun arkasına geçmeler vardır. arkadan savunmalar vardır vesaire.

    kopuş futbolu, uygun kadro mühendisliği ve titreyip kendine gelecek fatih terim. bu sihirli üçlü ile hayallerimiz gerçek olabilir.
  • 18195
    bu sezon üçüncü bölge özelinde takımda ne eksik buldum sanırım. takımda sezon başından beri iyi bir takım oyunu var, herkes birbirine yardım ediyor, üçüncü bölgede güzel boş koşular yapıp, güzel pas yapıyorlar. fakat bu bölgeye biraz da bencil bir futbolcu lazım bana sorarsanız. maç içerisinde bazen "fink, al topu biraz çıldır" diye pas atacak biri olmalı sanki. assist isteğinden şut çekmez oldu millet.
  • 35577
    10 kişi kalmış rakibe öyle lakayıt oynadılar ki oynayan cogu oyuncuya karşı soğudum.
    kerem demirbay sanki halı sahaya çıkmış, öyle kritik yerlerde öyle hatalar yaptı ki!
    icardi hiçbir pozisyonun içerisinde bile değil, ziyech terledi mi acaba?
    köhn de rezalet oynadı ama adamın kapasitesi bu der geçerim, mertens de kötüydü ama mücadele etti en azından. takımda 10 tane berkan olsa fark atabilecekken yana pas yapa yapa maçı bitirdik, yazıklar olsun
  • 14479
    yabancı sınırlamasında geçerli olan balon maaş yükünden ciddi kurtulması gereken takım. bu nedenle operasyona yerli futbolculardan başlaması gerekir. çin ve arap pazarları değerlendirilebilir , gitmek istemeyen futbolcular ise b takıma gönderilmelidir.

    mevcut finansal durumun düzelmesi için bu şart. 22 -24 kişilik bir kadro kurulmalı ve 2-3 istisna haricinde kesinlikle kulübün gelirleriyle orantılı ve bu gelirlerin %70 ini aşmayacak şekilde bir maaş yapılanması şart.

    bu durumda;

    sabri, umut, tarık, hakan, semih, selcuk, yasin, olcan vs demeden kimsenin gözünün yaşına bakılmadan ya yarı fiyatına sözleşme yenilenmeli ya satılmalı ya da b takıma yollanmalılar. şu yıpranmışlıgın içinden zaten bir başarı cıkması mümkün değil. en azından mali külfetinden kurtulmak elzem.

    15 kişilik bir yabancı oyuncu kadrosuna 4-5 gelecek vaad eden türk oyuncu ve altyapıdan birkaç takviyeyle yeni sezona hazırlanmak lazım. bu looserların hepsi temizlenmeli.
  • 18450
    fatih terim'in gelmesiyle birlikte, oynattığı 4-4-2 sistemini bildiğimiz için artık nasıl bir takım olacağını az çok tahmin edebiliyorum.

    .................................gomis*.........................
    ................feghouli*..........................rodrigues*
    .......belhanda*.....fernando*....ndiaye*............
    ?????*.........serdar*.......maicon*.......mariano**
    .........................muslera**.............................

    fatih terim'in forvette biri güçlü, hava toplarında etkili ve pres yapan, diğeri ise hızlı ve teknik oyuncu tercih ettiğini biliyoruz. ilk sezonunda elmander, uzun boyu ve pres yapması nedeniyle fatih terim tarafından transfer edilmişti. baros ise hızlı ve teknik oyuncu olarak düşünülmüş ancak daha sonra kadro dışı kalınca yerine necati alınmıştı. ikinci sezon ise forvet ikilisini drogba ve burak olarak kurmuştu. bu sezon, elmander'in görevini gomis'in yapabileceğinden hepimiz eminiz. ben hızlı ve teknik forvet olarak, oyun tarzını necati'ye benzettiğim feghouli'nin oynayacağını düşünüyorum. feghouli, bu sezon fiziksel olarak hazır olmadığı, gelecek sezonlarda ise ilerleyen yaşı nedeniyle sürati azalacağı için sağ çizgi oyuncusu olarak bu sistemde gerekli olan verimi gösteremeyebilir. ancak, hem şut tekniğinin iyi olması, hem çalım yeteneği ile topu ileri taşıyabilmesi hem de oyun zekasıyla ikinci forvet olarak çok daha faydalı olabilir.

    orta sahanın ortasında, daha önce selçuk'u kullandığı gibi oyun kurucu özelliği olan orta saha mevkisi için fernando'yu, daha önce melo'yu kullandığı gibi mücadeleci ve oyunu dikine oynayabilen orta saha mevkisi için ise ndiaye'yi kullanacağına eminim. kanatların birisini iç ve ofansif oyun kurucu gibi oynatmak ister, daha önce emre çolak, hamit ya da ilk sezonunda solda sneijder'e verdiği bu görev, belhanda için çok uygun. 8 numara oynamak istediğini söyleyen belhanda, zaten bu sezon hep ofansif 8 numara gibi oynamıştı, biraz daha solda oynayıp, bu göreve ek olarak pres özelliğini de kullanırsa, fatih terim'in önde pres yapma oyununa mükemmel uyum sağlayabilir. diğer kanat için ise fatih terim her zaman süratli, çalım atıp adam geçen, sıfıra inip orta açabilen futbolcuları ister. ilk sezonunda bu görevi engin'e vermişti, ikinci sezonunda ise amrabat'ı bu amaçla transfer etmişti. şimdilik herkes feghouli'nin sağ kanatta oynayacağını düşünüyor ancak ben feghouli'nin ikinci forvet ve rodrigues'in de sağ kanat görevine çok uygun olduğunu, fatih terim'in ilk maçlarında bunu demek isteyeceğini tahmin ediyorum. rodrigues'in sağ kanatta mariano'yla birlikte ne kadar etkili olduğunu da görmüştük.

    ben defansta oyun tarzı olarak serdar'ı semih'e, maicon'u ujfalusi'ye, mariano'yu da eboue'ye benzetiyorum. bu oyunculara sahip olmamız gerçekten çok büyük şans. fatih terim daha önce de istediği sol beki bulamadığı için hakan balta ve riera ile idare etmişti. sol bekte mutlaka sol ayaklı oyuncu istediğinden ya carole ya da yeni bir transferin olacağı kesin, latovlevici'yi yedek olarak düşünebilir ama hem sözleşmesinin uzamaması için hem de kadro dışında kalan iki yabancıdan biri olacağı için şans bulması zor. transfer edilecek sol bekin, sağ ayaklı belhanda'nın sol içte oynayacak olması nedeniyle süratli ve ofansif yönünün de güçlü olması tercih edilecektir. asamoah, gerçekten de bu görev için ideal olurdu.

    2017/18 sezonun ikinci yarısı için bir sol bek(lionel carole) ve belhanda'yı yedekleyecek bir oyuncunun(emre akbaba) transfer edilmesiyle 14 yabancılı 24 kişilik bu kadro ligin ikinci yarısı için yeterli olacak gibi gözüküyor. tarık, emrah, koray, donk ve de jong'a ise ihtiyacımızın olacağını sanmıyorum. fatih terim, bu oyuncuların yerine altyapıdaki yeteneklere şans vermeyi tercih eder. ilk senesinde oynattığı semih gibi, bir tanesi bile tutsa gelecek sene için yapılmış bir transfer olacaktır.

    yine, igor tudor'un ilk on birini kullanacağız. yine, ileride pres yaparak oynayacağız. ancak bu kez görevler, yıllarca taktik bilmediği iddia edilmesine rağmen sürekli şampiyon olan fatih terim'in şablonuna göre verilecek. üçlü defans denendiğini görmeyeceğiz ve nasıl hücum yapacağını bilen bir takım izleyeceğiz. bu sistemde 2012'de elmander, necati, engin ve emre ile hücum yaparak şampiyon olmuştuk, şimdi ise kadromuzda onlardan çok daha yetenekli olan gomis, feghouli, rodrigues ve belhanda var.
  • 15486
    sezon sonu tarihimizin 21.şampiyonluğu kutlayacak takımdır.
    eksikleri var ama aslanlar gibi oynuyor bu takım.
    özlenilen bir şeydi mücadele bizim takımda.
    şanssızlıklar olur eren'in direği mesela ama bu kaos anları bizim takımın şampiyonluk alemetleri hepimizin bildiği gibi. (bkz: galatasaray kaostan beslenir)
    tek moral bozucu olansa wesley'in geçici ve selçuk'un müzmin formsuzluğu. wesley bir gol atarsa açılacak ama selçuk inan derhal yollanmalı zaten üç yıldır bu formsuzluk geçmiyor.
    velhasıl iyi ve güzel bu takım bozmayalım morali.
    (bkz: olacak olacak)
    (bkz: sen şampiyon olacaksın)
  • 962
    ------------------------leo franco---------------------

    sabri----------neill-------------servet----------balta

    ------------sarp---------------elano-------------------

    -----------------------arda------------------------------

    keita--------------------jo---------------------kewell

    bir aksilik olmaz ise ve hiçbir sakatlık olmadığı sürece zannımca ligte bu kadro ile oynayacak futbol takımıdır.
  • 28240
    vergileri de düşününce sadece 30 küsür milyon euro bonservis ödeyip bir sezona daha orta sahasız başlamak üzere olan spor kulübü. kalan saatlerde ne olur bilmiyorum ama durum bu şekilde sonuçlanırsa sorumlularına plaket vermek lazım.

    kimse para pul işlerine girmesin, bu kadar para harcıyorsan, gidip ortada henüz marcao olayı falan bile yokken nelsson'a 7 milyon euro verip stoper alabiliyorsan galatasaray'ın transfer döneminin bitmesine 7-8 saat kala hala orta saha almamış olmasının para ile alakası yok, kocaman bir yanlış planlama ve amatörlükle ilgili bir durum.

    daha önce sözlükte yüzlerce kez yazılmış einstein'in güzel lafı ; aynı şeyleri tekrar tekrar deneyip farklı sonuç beklemek aptallık.

    orta saha kağıt üstünde şu halde bile yeterli değilken ilk sakatlık, ceza vesairede kanattan devşirme orta sahalarımız veya alelade orta sıra takımlarında dahi zor şans bulacak aytaç, arda gibi silahlarımız orta sahadaki yerini alır.

    veya berkan ve taylan'a lig ve avrupada 25 maç üst düzey, hatasız, sakatlıksız, cezasız performans göstermesi için senet falan da imzalatılabilir. artık yönetim nasıl uygun görürse.

    çok merak ediyorum 2 sezondur şampiyon olamamak hatta geçen sezon orta sahasız oynadığın ilk yarı yüzünden averajla şampiyonluk kaçırmak, hadi ligi de geçtim kaç sezondur avrupa'da rezil rüsva olmak rahatsız etmiyor mu mevcut teknik ekip ve yönetimi. bu nasıl bir rahatlık nasıl bir vurdumduymazlık.

    bu orta saha kurgusuyla tff'in, hakemlerin, tahkimin falan tenezzül edip galatasaray'la uğraşmasına dahi gerek yok. zaten ilk yarı bitene kadar avrupadan elenmiş, ligde kendi fişimizi çekmiş oluruz.
  • 30363
    (bkz: #3382252)
    (bkz: #3382254)
    (bkz: #3382257)
    (bkz: #3382260)
    (bkz: #3382262)
    (bkz: #2725408)
    (bkz: #3382250)

    şu tablolar ışığında çok net görülüyor ki, lokal anlamda sanılanın aksine en dominant olduğu dönem, 1990'lar değil de 2010'lu yıllar olan takım. 1990'larda evet çok iyiydik ama beşiktaş da fena değildi bizim kadar olmasa da. 2010'larda ise yanımıza yaklaşabilen kimse çıkmamış. diğerlerinin aldığı kupaları toplasak neredeyse 1 gs anca ediyor 2010'lu yıllar boyunca. türk futbol tarihi'nde bir takımın yakaladığı en dominant dönem aynı zamanda bu net şekilde, sadece gs özelinde de değil. resmen başarıdan başarıya koşmuşuz da haberimiz yokmuş. hiç kıymetini bilememişiz o günlerin, o dönemki ağlama sızlamalarımıza bakınca. biz dahil, bir daha böyle bir dönem yaşayacak bir takım çıkacağını da sanmıyorum ayrıca ilerisi için. en azından orta vadede çıkmayacağı kesin bence.
  • 24621
    üst üste gelen sakatlıklar ve cezalardan sonra önemli ölçüde kadro gücünü kaybetmiş takım. şu an sahada olan ilk on bir ile lige başlamış olsak sıralamamız gerçekten iyi olmaz.

    radamel falcao, florin andone, henry onyekuru, sofiane feghouli, mario lemina, fernando muslera, neredeyse bir takımı oluşturacak ölçüde eksiğimiz var. bütün isimlerin ilk on bir olması sorunun büyümesine sebep oluyor.
  • 24071
    normal şartlarda bakınca şampiyonluğu gerçekten imkansız.

    fenerbahçe, belediye, sivas deplasmanları üstüne içerdeki beşiktaş ve trabzonspor maçları.

    yani şu tabloya bakında tek lüksümüz kadıköy'den bir beraberlik olabilir herhalde. diğer maçları kazanmaktan başka şansımız yok. yani şurada en azından bir kaç beraberlik hakkımız falan olaydı o yüzde çok yükselirdi tabi ki ama yok.

    ayrıca istatistiklere bakınca çok garip bir şekilde ligin en az gol yiyen takımıyız ama benim izlediğim takım tam tersi ya.

    donk tecrübeli ama ağır, marcao hızlı ama akılsız, seri iyi pasör ama çıtkırıldım, lemina fazla iyi sakatlık sorunu var.

    bizim de ligin de kaderini bu dörtlünün önümüzdeki maçlarda gösterecekleri performans belirleyecek.

    taraftar gözlüğünü olabildiğince çıkartıp uzaktan baktığımda dediğim gibi bizim şampiyonluk şansımız imkansız geliyor bana.
  • 25521
    değişimin öncüsü olmalı ve hem kadro, hem de yönetim yapısını baştan sona değiştirmeli. eğer fatih hocanın gönlü yoksa teşekkür edilmeli. özellikle futbol branşı üzerinden konuşuyorum, ciddi bir sistem kurmalı(diğer branşlarla ilgili bilgim yok ama sanırım onlarda ciddi zararlar ediyor). bugün, yani 22 ekim 2020 tarihi itibarıyla bu kulüplerin bu mevcut yapılarıyla ayakta kalmalarına imkan yok.
    https://prnt.sc/v4j5lg
    yukarıda gördüğünüz grafik gerçek. dolar kurunda, yaklaşık 1.30 saatte 20 kuruşa yakın bir oynama var. gelirlerinin çoğu türk lirası, giderleri ise dolar bazında olan bir kulübün ayakta kalabilmesinin tek şartı var o da yukarıda bahsettiğim gibi değişim geçirmek. türk lirasına bağlı anlaşmalar yapmak ve alt yapıya önem vermek zorundayız. scout yapılarımızı güçlendirmeli, genç ve henüz parlamamış oyuncularla yola devam etmeliyiz. falcao, feghouli, belhanda gibi futbolcularla bir yere varamayacağımız aşikar. hem dünya futbolunun gittiği yer, hem de lira piyasası göze alındığında bu gidişatın sonu karanlık.

    galatasaray mevcut hali itibarıyla şamar oğlanına dönmüş bulunmaktadır. ne eski gücümüzdeyiz ne de eski caydırıcılığımızda. geçiş dönemi yaşamamız bize şampiyonluk harici hiçbir şey kaybettirmez. şampiyonluğun da artık eskisi kadar önemli olduğunu düşünmüyorum çünkü bu saatten sonra şampiyonlar ligi gruplarına kalmak hayal olacak bütün türk takımları için. fenerbahçe arayı kapatıp 2 şampiyonluk fazla kazansa ne olacak? bizden daha mı büyük olacaklar?
    ki, ben herhangi bir takımın türkiye ligini domine edebileceğini düşünmüyorum. aksine eğer futbol yapımızı değiştirirsek ligi domine etme şansımız olabilir(uzun süreçte).

    yanlış anlaşılmasın bahsettiğim şey bütün oyuncularımız genç olsun, bulduğumuz genç oyuncuları alıp oynatalım değil. bunu yapmaya çalışan birçok kulüp oldu geçmişte ve hep patladılar. ben kulübün hedeflerini yenilemesinden, kurumsal kimliğimizde olması gereken bir değişimden bahsediyorum. bu 2 cümle birbirinden tamamen farklı şeyler. genç oyuncularla oynamak ister, bütçede kısıtlamaya gidersen oyuncularını çalarlar(bahsettiğim şey küçülmeye gitmek). şampiyonluğa oynayacak kaliteyi yakalayamazsın ve yarışa hep geriden başlarsın fakat kurumsal yapını değiştirir, alt yapını düzenler ve ödül sistemi olarak bu oyuncularla gerçek anlamda iş birliği yaparsan başarılı olabilirsin. yani galatasaray yatırımlarını yeni bir sistem inşa etmek için kullanmalı. bu küçülmeye gitmek değildir. türkiye'de genç kadrolar kurmak sadece küçülmeye gidileceği zaman kullanılan bir olgu. bu da insanların kafasında zayıflıkmış gibi bir algı yaratıyor ki gerçekler böyle değil. bu işi zorunluluktan değil isteyerek yaparsak her şeyin çok daha farklı olacağını düşünüyorum.

    a takımın oynayabileceği bir oyun yapısı geliştirilir, genç takımlarda da aynı oyuna yönelik kadrolarla şekillendirmeler yapılırsa gençlerimiz çok daha erken yaşta a takımda oynama fırsatı bulur. bu adaptasyon yönünden oldukça avantajlı bir durum doğuruyor. ama şu an olduğu gibi salla kazan mantığı ile iş yaparsak 25 yaşına kadar beklememiz gerekir. genç takımlar şampiyonluğa oynuyor. yanlış. a takıma oyuncu yetiştirmeye oynamalı. galatasaray u15 takımı şampiyon olsa ne olmasa ne? biz oyuncu geliştirmiyoruz ki, sadece şampiyon oluyoruz.

    galatasaray psikoloğundan tutun, çalışma koçlarına kadar yeni ve kapsamlı bir yapı kurmalı. gerekirse yurt dışından profesyonellerle çalışmalıyız. bunu yapmak zorundayız. herkes işlerin böyle yürümeye devam etmeyeceğinden emin ama kimse bu atılımı yapmıyor. umarım bu sene sonunda göreve gelecek yeni yönetim bir şeyleri değiştirir.
  • 35534
    fenerbahçe maçı öncesi lucas torreira, victor nelsson, hakim ziyech, kerem aktürkoğlu, kaan ayhan, sergio oliveira ve davinson sanchez sarı kart sınırında. bu haftaki maçın* hakemi fenerbahçe maçlarında yüzde yüz galibiyet ile ilerleyen bir hakem. kesinlikle fenerbahçe maçı öncesi dikkatli olmak gerekiyor. maçı kazandıramasa bile önemli adamlarımızı sarı kart cezalısı yapmaya çalışacaktır.
  • 27604
    galatasaray spor kulübü'nü mali olarak düze çıkartmak açısından marcao, mohammed gibi transferlere devam etmesi gereken takımımız. şu anki kadroda taylan, kerem, mohammed ve marcao dışında doğru düzgün teklif gelecek bir oyuncu göremiyorum. bu durumu ortadan kaldırmak adına potansiyeli olan genç transferlere devam etmek şart. o yüzden berkan kutlu ve gedson fernandes transferleri önemli.
  • 17718
    şu an için küçük problemleri olan takım. gerçekten rotasyonumuz biraz sıkıntılı ama tek kulvarda yarışacak olmamız bu sorunu bir nebze olsun dindiriyor. tespit ettiğim bir sorunu da oyunda kapalı takımlara karşı kilidi açmakta biraz zorlanıyor. tabi ki oyuncular uzun süre birbirleriyle antrenman yaptıkça bu sorun çözülür diye bekliyorum.

    defans hattında serdar aziz zayıf halkaydı yerine antalya maçıyla beraber denayer geçecek görünen. umarım denayer maicon ile uyum sağlayıp savunma hatalarımızı minimuma indirir. rakip taraftarların sıkça dile getirdiği "ama siz güçsüz takımlarla oynadınız" argümanının haklılık payı var. ilk üç maçta defansta yaptığımız hataları beşiktaş, başakşehir gibi takımlara karşı vermiş olsaydık gol yiyebilirdik. şampiyonluğa oynuyoruz ve her maç cenk ergün'ün dediği gibi final olmasa da çok önemli. ama yukarıda bahsettiğim argümandaki gibi ilk üç hafta oynadığımız takımların çok da kötü olduğunu düşünmüyorum. sivasspor diğer iki rakibe nazaran* daha diri göründü ve yaklaşık 40 dakika zorladı bizi. ancak köşe vuruşuyla gelen gol galatasaray'ın ilk iki hafta oynadığı futbola benzer futbolu tekrar ortaya koymasını sağladı.

    neyse kısacası bu takım daha çok kazancak, illa ki kaybedecek veya berabere kalaccak. bizlere bu arzulu, iştahlı futbolu her daim seyrettirirlerse bizler desteğimizi bir an esirgemeyiz. galatasaray'ın futbolcusu isteyecek ve terinin son damlasına kadar savaşacak gibi taraftar ona kucağını açsın. kimse galatasaray'dan, galatasaray taraftarından büyük değildir. bakın selçuk onca emek verdi ancak son senelerdeki görüntüsü yukarıdaki yazdığım tafatarımızın isteklerinden çok uzak olunca taraftarın ona karşı sevgisi ve saygısı azaldı. ancak geleli neredyse iki ay olan gomis'in, badou'nun aidiyetini, çabasını gören taraftar hemen bu oyuncuları kucakladı, kalbine koydu.

    umarım sezon sonu şampiyon olur da bizleri sevinçten ağlatır bu takım.
  • 8487
    burak yılmaz'ı elinde tutup bruma gibi bir adama yatırım yapması dışında leş gibi bir transfer sezonunu harcamış takım.

    burda kıçımızı yırttık yazın. yabancı sınırı gelecek solda riera sağda eboue'yle oynayamayız diye. zaten kaleye muslerayı, göbeğe chedjou'yu, ortaya meloyu, ileriye de sneijder ve drogbayı koyunca 5 defans ediyor. daha bunun bruması, amrabatı var dedik...

    kesinlikle yerli bek almak lazım dedik. çerde olsa çöpte olsa almalıyız dedik.

    ama ne yaptık ?

    ceyhun'u, aydın'ı emre'yi, amrabat'ı, dany'i takımda tutup üstüne 2 ay sonra kadroya bile almayacğaımız erman'ı aldık. hakan balta'yla, sabri'yle yola çıktık.

    sorumlusu kimse bu işin, şapkasını önüne koyup nasıl bir transfer planlaması yaptığını bi düşünsün. bugün galatasaray 8 maçta 5 gol atmış kayseriden 2 gol yiyosa, gidip akhisar'a savunma zafiyetleri sebiyle yeniliyosa, gol yemeden maç bitiremiyosa bunun tek sebebi bu transfer planlamasını yapamayan adamlardır.

    yıllık milyonlar alan bu adamlar, futbolda defans hattı orospu donu gibi değişen takımın başarısız olacağını bilemiyor. sorsan işin piri hepsi...
App Store'dan indirin Google Play'den alın