ben hatırlıyorum,
kadromuzda cemaate yakın isimler var diye, gazeteler kulübe "cemaatçi" sıfatını takmışlardı bir dönem.
yine bir başka dönemde,
bebek katili terörist başı, sırf galatasaray'ı tutuyor diye,
"pkk'lı" denmişti bizlere...
bazı denyolar daha ileri gitmişti,
takımın sarı ve kırmızısı ile, futbol sahasının yeşilinin yan yana gelmesinden dolayı bu saçmalığı sürdürmüşlerdi...
bir dönem geldi,
"siyasal iktidara en çok destek olan takım" bile demeye başladılar.
en çok şaşırdıklarımdan biri buydu mesela...
geçen aylarda, dangalağın teki,
sözde basketbol şampiyonlularını kutlamayı bir kenara bırakıp,
bizim kulübe "paralel, maralel" dedi...
aynı dangalağın başkanı,
kulübünü paravan olarak kullandığı açıklamalarında,
bizlere her daim "fransız" dedi...
kulüp başkanının çifte pasaport sahibi olması,
belçika'da işler yapması sebebiyle,
şimdilerde "belçikalı" da deniyor kulübe...
avrupa ve dünya'da,
geçmişinden bu yana türkiye'yi temsil eden kulübe,
kuruluş amacında "
türk olmayan takımları yenmek" yazan kulübe,
kimse türk kulübü diyemiyor, iyi mi?
aslında kimse değil.
bazı sütü bozuklar diyelim.
mesela, iktidarın takımı diyerek bizleri kötüleyen başkanlar,
gezi direnişi gibi toplumsal bir hareketi destekler nitelikte açıklamalar yapamıyor.
bir başka başkan, siyasal iktidar olan partinin mitinglerinden eksik olmuyor.
futbolun tepesindeki ismin babası, telefonda zamanın başbakanına, şimdinin cumhurbaşkanına salya sümük ağlıyor.
bizim başkan
berkin elvan'ın cenazesine çiçek yolluyor,
gezideki gençleri destekler nitelikte konuşmalar yapıyor,
zamanın başbakanı stadımıza her gelişinde saatlerce yuhalanıyor,
ama galatasaray iktidarın takımı oluyor.
peki...
atatürk'ü bile etkilemeyi başarmış,
tevfik fikret gibi bir değer, kulübün temellerini oluşturuyor.
çanakkale savaşları'nda galatasaray lisesi'nden giden gencecik çocuklar şehit düşüyor,
okul mezun veremiyor,
ama galatasaray fransız oluyor.
peki...
deniz gezmiş ve arkadaşları asılmasın diye,
kapı kapı imza toplayan
metin oktay, kulübün mihenk taşı olurken,
metin kurt, futbolda sendikalaşma uğruna savaş vermişken,
galatasaray geleneklerinde güç odaklarına eğilip bükülmek yokken,
kulüp, cemaatin takımı oluyor.
peki...
brüksel'in göbeğinde, türk bayrağı işlenmiş galatasaray formalı gençler geziyor,
ama kulüp belçikalı oluyor.
peki...
bir allahın kulu da demiyor ki,
aga,
bir kulüp hem
fransız, hem
pkk'lı, hem
hükümetin takımı, hem
paralel, hem
belçikalı nasıl oluyor?
var mı böyle sentez?
işin garibi,
ben 8 ay civarlarında yurt dışında bulundum toplamda,
türkiye denilince elin gavuru sana lokum diyor,
atatürk diyor,
galatasaray diyor...
ama gel gör ki,
kendi memleketindeki orospu çocukları,
ne kadar yalan varsa hepsini aynı anda söylüyor...
edit:
birdingalatasaray'ın katkılarıyla, şunu da paylaşmak istedim;
http://oi42.tinypic.com/2rhac0x.jpg