• 3627
    ben hatırlıyorum,
    kadromuzda cemaate yakın isimler var diye, gazeteler kulübe "cemaatçi" sıfatını takmışlardı bir dönem.

    yine bir başka dönemde,
    bebek katili terörist başı, sırf galatasaray'ı tutuyor diye,
    "pkk'lı" denmişti bizlere...
    bazı denyolar daha ileri gitmişti,
    takımın sarı ve kırmızısı ile, futbol sahasının yeşilinin yan yana gelmesinden dolayı bu saçmalığı sürdürmüşlerdi...

    bir dönem geldi,
    "siyasal iktidara en çok destek olan takım" bile demeye başladılar.
    en çok şaşırdıklarımdan biri buydu mesela...

    geçen aylarda, dangalağın teki,
    sözde basketbol şampiyonlularını kutlamayı bir kenara bırakıp,
    bizim kulübe "paralel, maralel" dedi...

    aynı dangalağın başkanı,
    kulübünü paravan olarak kullandığı açıklamalarında,
    bizlere her daim "fransız" dedi...

    kulüp başkanının çifte pasaport sahibi olması,
    belçika'da işler yapması sebebiyle,
    şimdilerde "belçikalı" da deniyor kulübe...

    avrupa ve dünya'da,
    geçmişinden bu yana türkiye'yi temsil eden kulübe,
    kuruluş amacında "türk olmayan takımları yenmek" yazan kulübe,
    kimse türk kulübü diyemiyor, iyi mi?

    aslında kimse değil.
    bazı sütü bozuklar diyelim.

    mesela, iktidarın takımı diyerek bizleri kötüleyen başkanlar, gezi direnişi gibi toplumsal bir hareketi destekler nitelikte açıklamalar yapamıyor.
    bir başka başkan, siyasal iktidar olan partinin mitinglerinden eksik olmuyor.
    futbolun tepesindeki ismin babası, telefonda zamanın başbakanına, şimdinin cumhurbaşkanına salya sümük ağlıyor.

    bizim başkan berkin elvan'ın cenazesine çiçek yolluyor,
    gezideki gençleri destekler nitelikte konuşmalar yapıyor,
    zamanın başbakanı stadımıza her gelişinde saatlerce yuhalanıyor,
    ama galatasaray iktidarın takımı oluyor.
    peki...

    atatürk'ü bile etkilemeyi başarmış,
    tevfik fikret gibi bir değer, kulübün temellerini oluşturuyor.
    çanakkale savaşları'nda galatasaray lisesi'nden giden gencecik çocuklar şehit düşüyor,
    okul mezun veremiyor,
    ama galatasaray fransız oluyor.
    peki...

    deniz gezmiş ve arkadaşları asılmasın diye,
    kapı kapı imza toplayan metin oktay, kulübün mihenk taşı olurken,
    metin kurt, futbolda sendikalaşma uğruna savaş vermişken,
    galatasaray geleneklerinde güç odaklarına eğilip bükülmek yokken,
    kulüp, cemaatin takımı oluyor.
    peki...

    brüksel'in göbeğinde, türk bayrağı işlenmiş galatasaray formalı gençler geziyor,
    ama kulüp belçikalı oluyor.
    peki...

    bir allahın kulu da demiyor ki,
    aga,
    bir kulüp hem fransız, hem pkk'lı, hem hükümetin takımı, hem paralel, hem belçikalı nasıl oluyor?
    var mı böyle sentez?

    işin garibi,
    ben 8 ay civarlarında yurt dışında bulundum toplamda,
    türkiye denilince elin gavuru sana lokum diyor,
    atatürk diyor,
    galatasaray diyor...

    ama gel gör ki,
    kendi memleketindeki orospu çocukları,
    ne kadar yalan varsa hepsini aynı anda söylüyor...

    edit: birdingalatasaray'ın katkılarıyla, şunu da paylaşmak istedim; http://oi42.tinypic.com/2rhac0x.jpg
  • 3628
    kulübün renkleri sanıldığının aksine ali sami yen ve arkadaşları tarafından değil, asıl olarak forma yaptırtmak için gidilen terzi tarafından belirlenmiştir. forma yaptırtmak istediklerini söyleyen ali sami yen ve arkadaşlarına terzi iki top kumaş çıkarır. bunlardan biri hafif koyu sarı (turuncuyu andıran) , birisi de çok hafif vişneye çalan kırmızıdır. bu iki rengin masadaki uyumunu gören kurucular bu renklere aşık olurlar ve formanın bu renklerden oluşmasını kabul ederler ve kulübün renkleri de böylece belirlenmiş olur. eğer terzi ilk olarak o renkleri çıkarmamış olsaydı yüzlerce renk kombinasyonu olduğu varsayıldığında farklı renklerin seçilmesi olasıydı. bu durumda galatasaray kulübünün renklerini belirleyen kişi işte o eli öpülesi terzidir.

    hayatımda beni mutluluktan ağlatmayı başarabilmiş tek şeydir galatasaray. "senin hayatın boşmuş o zaman" diyenler olabilir, "acıların çocuğu musun ulan" diyerek çıkışanlar da olabilir. ama ne kadar kurcalamaya çalışırsan çalış sebeplerinden bağımsız olarak bile gerçekler gerçeklerdir işte.
  • 3629
    real madrid maçları, lazio maçları hepsi geçip gitti. yıl 2006 yer ali sami yen. ilk defa başka bir statta atılan gol için oyuncular maçı bırakıp bu kadar seviniyolardı. ama bitmemişti daha maç işte ve top oynamaya devam etmek durumundaydı galatasaray. o an kendisine geri pası gelen faryd mondragon'un gözyaşları görüldü işte. hem top oynuyor hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

    ben de ağlıyordum.

    çünkü onun ne hissettiğini gayet iyi anlıyordum. ben oynamamıştım, cebime para koymayacaklardı, evime kupa getirecek olan yoktu. ama o an mondragon'dan hiçbir farkım yoktu. sahaya insem sarılıp beraberce ağlayabileceğimizi hissedebiliyordum. sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi.

    kucağında bebeği, ağlayan hasan şaş ve ağlamaklı bir hale soru soran bahri havadır'a ağlayarak cevap vermeye çalışan hakan şükür. onlar ağlıyordu ve ben de ağlıyordum. senden benden ondan hiçbir farkları yoktu. hepsi bizimle aynı noktada birleşmişti: hepsi galatasaraylıydı.

    bunlar sadece onu anlatmaya yarayan büyük parçalar. halbuki bu takımı anlatmak için milyonlarca ufak parça ve milyonlarca acı, heyecan ve mutluluk gerekir.

    o milyonlarca parça kalbimin bir kısmında saklıdır.

    galatasaray... kalbimde saklıdır.
  • 3630
    sanırım şu biraz yardımcı olur:
    avrupa'da, yarıştığı tüm kupaları alan ilk ve tek takım
    galatasaray ;
    türkiye'nin ilk futbol takımı galatasaray- (1905)
    dünya sıralamasında ilk on' da 1.sıraya giren ilk türk takımı.
    devlet üstün madalyası alan ilk takım
    uefa kupasını hiç yenilgi almadan kazanan ilk ve tek türk takımı
    türkiye'nin en çok şampiyon olan takımı (17 kez)
    üç yıldızı alan ilk takım
    türkiye süper ligi'nin ilk şampiyonu
    dünya kulüpler şampiyonası'nda avrupa kıtasını temsil eden ilk ve tek türk takımı
    şampiyonlar ligi'nde çeyrek final'e çıkan ilk ve tek türk takımı
    istanbul şampiyonluğu'nu kazanan ilk futbol takımı- (1907-1908)
    yurt dışında ilk galibiyet alan türk futbol takımı-(1911)
    yurt dışında türkiye'yi temsil eden ilk futbol takımı- (1911)
    şampiyonlar ligine katılan ilk türk takımı
    avrupa'da, uefa kupasını hiç yenilgi almadan kazanan ilk ve tek takım
    balkanlarda uefa kupasını kazanan ilk ve tek takım
    uluslararası maçlarda kendi sahasında art arda en çok galibiyet alan tek türk takımı - 20 kez
    uefa kupasını kazanan ilk ve tek türk takımı - (1 kez)
    avrupa şampiyonu olan ilk ve tek türk takımı
    süper kupa kazanan ilk ve tek türk takımı - (1 kez)
    internet sitesine sahip ilk türk takımı
    ispanyolları deplasmanda yenen ilk türk takımı.
    ispanyolları eleyen ilk türk takımı.
    bir sezonda 2 italyan takımını eleyen ilk türk takımı (milan-bologna)
    bir sezonda 2 ingiliz takımını eleyen ilk türk takımı (leeds-arsenal)
    avrupa maçlarında galibiyeti, mağlubiyetinden çok tek türk takımı
    türkiye 1. ligi'ni namağlup bitiren ilk takım....
  • 3634
    rakipleri:

    1. tff
    2. tbf
    3. gsgm
    4. ab bakanlığı
    5. spk
    6. fener *
    7. bjk
    8. ts

    ezeli rakibinin devletin her kurumu tarafında ayrı ayrı kollanıp ayrı ayrı ödüllendirildiği bu dönemlerde kazandığı 2 şampiyonluk, 1 türkiye kupası, 2 süper kupa ve şampiyonlar ligi'nde 1 çeyrek final ve son 16 çok ama çok büyük başarıdır. rakibinin şu anda sponsoru değişip duran ptt 1. lige daha yeni çıkıyor olması, başkanının hapiste yatması, kadrosunun güçten düşmesi ve borç batağında olması gerekirken her anlamda çok daha güçlendiler.

    burası orta doğu, güçlü her zaman haklıdır demekten bıktım. bir değişiklik görmek, umutlanmak istiyorum. horozun domaldığına tavuğun gömdüğüne şahit olmak istiyorum.

    dördüncü yıldızı alıp yöresel koalisyona * * bir kez daha kapağı yerleştirmesini dilediğim, bu ülkenin ve bizlerin sahip olduğu, olacağı en güzel şey.
  • 3640
    hala ve hala her federasyonlar ve aziz tarafından zarar vermek için uğraşılan kulüptür.

    bilmezler ki galatasaray en umutsuz baskı dolu anlarda bile her zaman ipi göğüsler sezon sonu...

    2012 de süper final yaptılar alnımızın akıyla çıktık.

    2013'te engin'e melo'ya ibretlik cezalar verildi, terim 9 maç tribünde oturdu. her şeye rağmen yine şampiyon olduk.

    geçen sezon ise fatih terim'i aldılar elimizden. o da gitti. kim hatalı kim hatasıza hiç girmeyeceğim ama kağıt üzerinde bu operasyonda başarılı olundu. halbuki 4 puana kadar indirmiştik de farkı mancini gerisini getiremedi ama.. baskette ise saçma sapan cezalar verildi, fener'e ise verilmedi galatasaray ise bu kirli oyundan hüzünlü ama gururlu bir şekilde çıktı.

    bu sezon ise çook erken başladılar pisliklere melo'ya saçmasalak sebeplerle cezalar, bin bir uğraşlar ile fener'den alınıp adeta bize verilen saha kapatma cezaları...

    ama bilmezler ki galatasaray çöktüğünü düştükleri yerden anka gibi küllerinden doğarak gelecektir. tüm bu kirli oyunlara rağmen ikide iki yapacağız bu sene futbol & baskette.
  • 3641
    yeni yönetimi basına tanıtan aysal, gezi parkı'yla ilgili sorulan sorulara ise şu şekilde cevap verdi: “gezi parkı olayları türk vatandaşı olarak hepimizi etkiledi. türk vatandaşı olarak gönülden destek veriyoruz. ancak kulüplerin, kendi konuları dışındaki konularla uğraşması kulüplerin sonu olur. dernekler yasası’na göre çok ciddi cezalar alabiliriz. ama türk vatandaşı olarak gönülden destek veriyoruz."

    sonra şu: https://twitter.com/...s/447381002214580225

    açıklamaları ve bunların etrafında şekillenen hiçbir şekilde hükümeti yalamayan tavırları nedeniyle sıkıntılar yaşatılan ve başkan ile yönetim görevde kaldığı sürece karşısına her türlü zorluk çıkartılacak kulüp.

    gezi sürecine, twitter yasağına karşı kurumsal olarak bu kadar net açıklamalar yapan başka kulüp olmadı. bu da en ufak protestoya karşı bile deve gibi kin güden devrin diktatörünün nefretini topladı.

    galatasaray taraftarı olarak kendi eleştirilerimizi yaparken bu düşman gruba karşı tek yürek olup kulübümüzü sonuna kadar desteklemeliyiz.

    başkanı sevmiyor olabilirsiniz,eleştirebilirsiniz.ancak bulunduğumuz durum itibariyle korunması gereken ne ünal aysal ne de yönetim kurulu.biz şu an ali sami yen'in koltuğunu bu leş yiyicilere,şike lobisi elemanlarına kaptırmamak için mevcut yönetimi sonuna kadar desteklemeliyiz..
  • 3647
    galatasaray, dik durmak nedir, ahlaklı olmak nedir, sözünün arkasında durabilmek nedir bilmeyenlerin olduğu bu ortamda kaçmakla da itham edilir, korkaklıkla da. çünkü sadece sonucu düşünen midesiz insanlar var bu ülkede, kazanmak denen şeyi kıçından anlayanlar var, kafalarında çarpıkça tanımladıkları kazanmak olgusu için her şeyi mübah görenler, emeksiz sonuçları sindirmekte hiç zorluk çekmeyen geniş insanlar var. çünkü algıları, ruhları bundan ötesini bilmiyor onların. çizmişler bir resim, tüm herkes orada figür/figüran olmak zorunda, başka türlüsü olamaz. sen azıcık olması gerektiği gibi davranınca da tüm şu güzel ortamı bozmakla suçlanırsın. çünkü işte onların güzel ortamını bozuyorsun, oyunu bozuyorsun, tutarsızlığın prim yaptığı, inkarın kahramanlıkla eş tutulduğu, çıkarcılığın fedakarlık sayıldığı bir yerde yaşadığını unutuyor ve cesaretli davranıyorsun. sen fenerbahçe gibi yakışmıyorsun bu ülkenin düzenine, o yüzden seni maça çıkarmayan geçerli sebepler değil de senin maça çıkmaman sorun oluyor, o yüzden bugün yapılan bu davranış daha da anlamlı geliyor galatasaray taraftarına, işte o yüzden bugün bu ülkede büyük bi topluluk tuttuğu takım için şükrediyor.
  • 3648
    3 temmuz şike sürecinde, hiç adı geçmemesine rağmen türkiye'de cezalandırılan tek takımdır. şike nedeniyle çıkan süper final yüzünden puanı silinmiştir. ''süper final ligin başında çıktı'' diyen gerizekalılar için belirteyim, eğer başka bir takım o sezonu lider olarak bitirseydi haksızlığa uğrayan o olacaktı.

    şikeyi aklasın diye getirilen yıldırım demirören hocasını ayartarak kulübe zaman kaybettirmiş, getirdiği yabancı kısıtlamasıyla yine kulübün elini kolunu bağlamıştır. üç temmuzda adı geçmediği için kuduz köpekler tarafından ''senin nasıl adın geçmez'' diye sürekli saldırıya uğramıştır. yabancı kısıtlamasıyla kendi parası ile transfer yapmasına engel olunurken, fenerbahçe'ye türkiye'nin en cimri iş adamları başbakanın talimatıyla 10 milyon euro'ya futbolcu almışlardır.

    halen daha, talimatla yazı yazmaya alışmış medya sülüklerinin planlı saldırılarıyla yıpratılmaya çalışılmaktadır. bu sülükler, sanki fenerbahçe'nin şike suçunun ortaya çıkmasının sorumlusu galatasaray'mış gibi, kahpece her fırsat bulduklarında kulübe saldırmaktadırlar. bu medyaya, en çok üyesi galatasaraylılar olmasına rağmen lig tv'de dahildir. galatasaraylılar da hala saf gibi lig tv alıp, maç seyretmektedirler.

    avrupa kupalarından men edilmek şikeci camia ve vizyonsuz şikeci başkanları için ceza değil bir ödüldür. bu vizyonsuzlar için avrupa zaten hiçbir zaman hedef olmamıştır. görüldüğü üzere çapsız hocalarıyla ve federasyon desteğiyle gelen şampiyonluk bayram havasında kutlanmaktadır.

    galatasaray taraftarı böyle saf olmaya devam ederse, kulübe yapılan saldırılar ve şerefsizlikler artarak devam edecektir. çok mu bağımlısınız o decoderlere? iade edin! tepkinizi gösterin ki şampiyonlukları dürüst takımlar, dürüstçe oynayarak kazansın. yıldırım demirören denen basiretsiz defolup gidene kadar almayın lig tv.
  • 3649
    çocukluk aşkım, ilk göz ağrım.

    bugün yine eski defterleri karıştırırken elime kendisiyle ilgili bir şeyler geçti.

    çocukken, internet fazla gelişmiş değildi çocukca bir dürtü ile tüm galatasaray maçlarını kayıt altında tutmak isterdim.

    bu uğurda da süreki her maçı skoru, gol atanları, kırmızı kart yiyen futbolcularımızı ajandama yazar, sene sonunda puan durumunu yazardım.

    amacım ileride olacak olan galatasaraylı oğluma bunu verebilmekti. hatta onun da bu geleneği devam ettirmesini isteyecektim. sonradan internet çok gelişince bunun gereksiz olduğunu fark edip bunları yazmayı bırakmıştm.
App Store'dan indirin Google Play'den alın