• 875
    öyle büyüktür ki birgün şehirlerarası yolculuk yaparken , birden elin ingiliziyle ortak paydanız oluverir.

    yer : bodrum-istanbul otobüsü **

    otobüsün en arka koltuğuna oturmuş " lan bu 12 saat nasıl geçer "diye kendi kendime söylenmekteydim.yanıma 3 tane turist oturdu.*bıdı bıdı konuşuyorlar.benimde hiç havam yok , hiç oralı olmuyorum.

    herneyse kaptan mola verdiğini anons etti ama bizim bu arkadaşlar dünyadan bi haber.* * ben bunları uyarınca ; ingilizce bilen*birini bulmanın sevinciyle bütün yol muhabbete tuttular. bunlar işin faso fiso'su tabi...

    manchester'da yaşadıklarını duyunca ; "city or united ? which one ? " dedim. cevap liverpool olunca bi hayli dumur oldum tabi.* sonra döndü ve " your team is galatasaray" dedi. hiç düşünmeden ya da üstümdeki galatasaray'ı çağrıştırcak * birşey görmeden... bende evet dedim. ardından arkadaşının elindeki galatasaray bilekliğini göstererek ; "biz de galatasaraylıyız" dedi."anaam allahınıza kurban sizin "dememle muabbet yürüdü gitti.*

    beşiktaş'a nasıl 8 tane attıklarından bahsederken , bizim ne kadar büyük bir kulüp olduğumuzu , zamanında kazandığımız uefa kupasından bahsediyorlardı...çok gurur duydum be sözlük. çoook...

    not: ayrıca daha önce yaptıkları istanbul seyahati boyunca , hem saraçoğluna hem de inönü'ye gitmelerine rağmen "biz galatasaraylıyız" demeleri de birilerine kapak olsun efendim..

    edit: imla falan filan.
  • 7405
    abim ben 6 yaşındayken eğitimi sebebiyle evden çıktı. sonra ben okul sebebiyle evden çıktım. onun iş benim iş derken 32 yaşıma geldim aynı şehirde buluşamadık. yüzyüzeden çok telefonla konuşmuşuzdur. her galatasaray maçından sonra yarım saat kritiğini yaparız. normal sohbetlerde de konu döner dolaşır galatasaray'a gelir. muhabbete artı yarım saat bir saat daha eklenir. kısacası abimle en güçlü bağlarımızdan biri galatasaray. barcelona dahil farklı şehirlerde birlikte maçlara gitmemize rağmen ali sami yen'de galatasaray maçı nasip olmadı. denk getiremedik bir türlü. deprem günü hatay'da görevdeydi. 12 saat telefonla ulaşamadık. uykusu da ağırdır. kötü düşünceler ister istemez akla geliyor. 12 saat 12 yıl gibi geldi. akşamında mesaj attı kaldığı bina yıkılmış zor kurtuldum diye. orada telefon da pek çekmediği için şarj sorunu da olabileceği için az az konuştuk yazıştık. iyi olduğunu duymakla yetindim. bugün 4.gün ilk kez deprem dışı konu oldu. "oha satın almışız zanioloyu " dedi. ulan galatasaray...
  • 6874
    son zamanlarda bir çok veri ve kıyas üzerinden masaya yatırılan, benim, senin, eşimizin dostumuzun hayıflandığı çok şey var. tüm bunlar galatasaray’ın kaybettikleri adı altında listelense uzar gider, toparlaması da hayli zor olur.

    fakat bugün yaşadıklarımız bana başka bir farkındalık kazandırdı.

    malum saat farkından sebep sabah kalktığımda whatsapp gruplarımın mesaj yağmuruna tutulduğunu gördüm. içimden ‘ulan bugün maçımız da yok! yine nerede kaybettik acaba?’ diye geçirdim. mesajları okundu olarak işaretleyip güne başladım ki twitter bildirimlerimin de bir hayli arttığını gördüm. sonra o çukura düşüp kendimi onulmaz bir düşünce sarmalında buldum. bu sefer kaybettiğimiz maçtan öte bir şeydi, amasız fakatsız bir ‘kahpelikti’ ilk aklıma gelen.

    burada ya da başka bir yerde linç ve hakaret olmadığı sürece söylenen her şeye saygı duyuyorum. kendimi tutamadığım zamanlarım da olmadı değil. hocayı sezon başında öyle eleştirdim ki bir telefon konuşmamızda kaideyi taciz eden istisna benim ne galatasaraylılığımı ne de vizyonumu bıraktı. benim sinirlendiğim, üzüldüğüm şey fatih terim‘in kendini bu kurtlar sofrasına bu denli zayıf sunmasıydı esasında. yoksa hoca olmadan da sokaklara döküldük, şampiyon olduk, mutlulukların doruklarına çıktık…

    rahmetli mustafa cengiz başkan’ı burada kıyasıya eleştirmiş, yer yer çok ağır ithamlarda da bulunmuştum. fakat rahmetli kartlarını açık oynamış, her fırsatta düşündüklerini dolandırmadan, direkt olarak söylemişti. bugünse kapalı kapılar ardından, cebren ve hile ile hem de en olmadık yollarla kulübümüzün en büyük efsanesine yaptıklarına şahit olduk!

    evet biz terimspor‘lu değiliz… evet kendisine tapmıyoruz, evet yanlışına yanlış diyebiliyoruz… ve evet ayak oyunlarına da göz yummuyoruz! benim hoca için şahsi görüşüm hocanın başarısız olma lüksü neden olmasın minvalinde şekilleniyor, eleştirilerim başarısız olurken başarı için bir parıltı vermediği noktasında başlıyordu. tüm bunlara rağmen, altına girdiği yeniden yapılanma, ekonomik sürdürülebilirlik ve sportif başarının devamlılığı macerası onun kariyerindeki birinin yapmaya kalkışacağı bir iş değildi. hoca da muhtemelen bunu bir meydan okuma olarak kabul edip kolları sıvadı. oysa orta sahaya romanya’dan piyasası olan, parlatıp satabileceği bir oyuncu almak yerine marek hamsik‘i alır, istediği maaşı verir bunu da diğerleri gibi bir kılıfına uydurup yoluna devam edebilirdi. çok eleştirdiğim, bizim genlerimize aykırı olduğunu düşündüğüm, seyir zevki olmayan total futbol anlayışını bir kenara bırakıp, bildiği yoldan giderek öyle ya da böyle şampiyon olmayı başarabilirdi. fakat denemek istedi, kısmen başardı da… ama bunlar günün sonunda kaybettirdi hocaya…

    galatasaray 2 3 hatta 5 sezon kaybetmiş olabilir. fakat hoca tüm bir kariyerini kaybetmeyi göze alarak çıktığı bu yolda burak elmas’ın kaybetme korkusunu hesaba katamadı sanırım.

    3 büyüklerin 3’ünün birden bu denli pasifize edildiği bir sezon daha olmadı. her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor, kimse de bırakın müdahil olmayı sesini çıkaramıyor. düzenli saray ziyaretleri, çekilen fotoğraflar, verilen tavizler derken giderayak yapılan türlü talanın futbol ayağını da bir şekilde ilerletiyorlar. bunun önünde set olabilecek, itiraz edebilecek kimseyi de bırakmıyorlar maşallah. ne diyeyim herkes mutlu, herkes memnun…

    bu memnuniyet görüntüsünün oluşturamadığı rahatsızlığı hocanın varlığı oluşturuyordu işte. ve biliyor musunuz galatasaray’ın kaybettiği en önemli şey de burada işte…

    galatasaray maalesef kimliğini kaybetti, çıkan sesini, isyan eden bakışlarını, sindirilemez hırsını kaybetti…

    senin benim payıma da bu orta oyununu izlemek kaldı!..
  • 2536
    twitter'da yabancı bebelerin sneijder transferi üzerine yorumları hep aynı minvalde: "galatasaray gibi bir takıma nasıl gider yeaeaea, takımın adı nasıl okunuyor onu bile bilmiyorum yeaeaeaeaea..."

    ulan sen daha beşiğinde sallanırken biz avrupa'yı sallıyorduk orospu çocuğu!!!!

    sizlere tekrar koymak farz oldu. galatasaray'ın adının nasıl okunduğunu öyle bir mıhlayacağız ki zihinlerinize, öğrendiğiniz güne pişman olacaksınız.

    bu gelen cimbom'un ayak sesleri, iyi dinleyin şerefsizler. wesley sen de şu ayak seslerine katıl, adamı hasta etme.
  • 5859
    halkın değil, burjuvazinin takımıdır.
    https://twitter.com/...557815759245314?s=19

    bu çocuklarla ben aynı safın insanı değilim. aç kaldım, yine de aptal bir kafede galatasaray maçını izleyeyim diye paramı yemeğe vermedim. kilometrelerce yol yürüdüm, maç param otobüs parasına gitmesin diye. öğrenci adamım. zor bela iş buldum. çalışma saatlerimi galatasaraya göre ayarlamaya çabaladım. akşam işi daha kolay, sabah işi kat be kat daha zor olmasına rağmen sabab işini seçtim çünkü akşam galatasaray'ı izlemek istedim. zoruma giden şey çalışmak değil, galatasaray maçlarını izleyememekti çünkü.

    ben dibine kadar sosyalistim kardeşim. ve ben, hayatında hiçbir zorluk görmemiş, hiç çalışmamış, kendine ait hiçbir şeyi olmayan, baba parası yemekten domuz gibi şişmiş akranlarımla aynı safta yer alamam.

    ya o lise ve liseciler bırakır galatasaray'ı ya da ben ve benim gibi binlercesi. daha ne fedakarlıklar, ne fedakarlıklar var. benimkiler hiçbir şey. burada sözlükte bile oturup dinlesen, galatasaray uğruna ne cefalar çekmişler vardır.

    bu insanların hakkı bu çirkin zengin çocukları için yenemez kardeşim. yenmemeli!

    hayatımda ilk kez soğudum sanırım galatasaray'dan. keşke hiç gönül vermeseydim diye düşünmüyor değilim.

    öyle şeyler söylemek istiyorum ki, hadi boş ver sözlükten uçurulmayı, mahkemelerden kurtulamam. susmaya çalışıyorum.
  • 8027
    ulan 50 yaşıma geldim, ben daha hâlâ senin büyüklüğünü anlayamadım. hâlâ korkuyorum her sezon. ben g.t olmaktan yoruldum, sen g.t etmekten yorulmadın. sana ben ne diyeyim. şu hayatta yüzümün güldüğü 10 gün varsa dokuzu senindir. hayatta hiçbir şey senin kadar yüzümü güldürmedi. çocukluk aşkımsın ....
    emekli bekçi çocuğunun rahmi koç'un çocuğundan daha çok sevindiği başka bir evren var mıdır?
  • 3813
    galatasaray'daki cokusun kimse farkinda degil. kulup cok ama cok yanlis yolda.

    ve 1-2 aydan, 3-4 seneden bahsetmiyorum. tam 15 senedir yanlis yolda bu kulup.

    finansal olarak tamamen bitmis durumda kulup. erkek basketbolda oyuncular paralarini alamiyor, kadin basketbolcular tek tek ayriliyor. tekerlekli sandalye takimi dahi odemelerini alamamaktan sikayetci. stad bitmis degil. teslim alinabilmis dahi degil. altyapi tamamen bitik durumda. yakin gelecekte takima katilabilecek tek bir oyuncu yok, var olani da ismi cismi olmayan bir takima kaptiriyorsun. transferler tamamen fiyasko. en kaliteli isimler dahi tamamen planlama disinda aliniyor. amrabat'a 8.6 milyon euro veriliyor, sonra "acik alan oyuncusu" diye oynatilmiyor. bruma'ya 13 milyon euro veriliyor, yabanci sinirindan kadroya alinamiyor. hajrovic, ontivero aliniyor, koskocaman bir sifir. takimin efsaneleri, sembolleri tek tek harcanmis. terim hikaye olmus, hakan sukur yok, tugay'i yollamissin gitmis, bulent korkmaz nerede belli degil, koskoca gheorge hagi'yi samaroglanina cevirmissin getirip yollamissin surekli... futbol takimin 35 kisilik. lisanssiz 2.5 milyon euro kazanan oyuncun var. tek bir lider oyuncun kalmamis. burak'i selcuk'u semih'i yuhalamissin. kulubun durusu tamamen sacmalamis. bir gun siyasi pozisyon almis, ertesi gun tersine donmus. hic bir yonetim dogru duzgun stabil bicimde 2 seneden fazla calisamaz olmus. surekli ekipler degismis durmus. taraftar tamamen suurunu yitirmis. hala galatasaray'i eski buyuklugunde saniyor.

    sacmasapan yonetilen, sacmasapan desteklenen bir kulup olmus galatasaray. 2002'de miras yemis, zar zor sampiyon olan hocayi kovmus. 2006'da son dakika mucizesiyle sampiyon olmus, ertesi sene ilk 3'te yok, inamotolar filan gelmis... arda diye bir adam cikmis, aninda populizm ve 10 numara ve kaptanlik, baskida yedirmissin adami aglayarak gitmis sonunda. 2008'de kalli muthis bir takim yaratmis, yine bir mucize, onu da kovup icine etmissin her seyin. bunyendeyken sahip cikamadigin topal, caner erkin rakibinin temel oyunculari olmus. bu arada hicbir genc turk yetenege yatirim yapmamissin, yillardir tore, alper, oguzhan, pektemek, ismail, su bu bir ton cikan genclerin hicbiri galatasaray'a kazandirilmamis. hep ucuz etin yahnisi yapilmis salih'ler yasin'ler bilmemne... ama surekli sacmasapan yildizlar gelmis gitmis, etrafinda cercop adamlar oynarken lincoln, misimovic, drogba, sneijder, rijkaard, elano, bilmemne... surekli sov yapilmis, taraftara oynanmis.

    90'lardan ve 2000'lerin en basindan kalan deniz bitti beyler. ne terim kaldi ne baska bir sey.
    stadin gazi da bitti. o gelirler iki senede carcur edildi. bitti, kalmadi.

    galatasaray yine basa dondu.

    bunu yapan tum yonetimlere yaziklar olsun. rahmetli canaydin en sucsuzu- o zaten enkaz almisti. polat'a ve aysal'a da yuh. rijkaard'la arda'yla kendinizi kurtaracaginiza, drogba'nin yanindan el sallayacaginiza, sneijder'le ozel ucakta sampanyali poz vereceginize su kulube sahip cikamadiniz. yaziklar olsun.

    egitimli kiro boyle olunuyor iste- madem galatasaray lisesi cok kulturlu, egitimli, avrupa'ya acilan pencere, bu kulup neden tam 20 senedir borc icinde yuzuyor? hani altyapi? hani scouting? hani galatasaray'in futbol okullari, yetenek avcilari? hani galatasaray'in kaptani, kim kaptan sneijder mi? hani galatasaray'in milli takimda oynayan gencleri?

    galatasaray turkiye'dir oldu iste. galatasaray avrupa'ydi be. avrupa'nin kraliydi.
    en avrupali gecinenlerimiz yonetti- al iste artik turkiyeli oldu galatasaray.

    gurur duyun eserinizle.
  • 6462
    oysa herkes öldürür sevdiğini

    https://gss.gs/PMG.jpg

    kulak verin bu dediklerime

    https://gss.gs/s44.jpg

    kimi bir bakışıyla yapar bunu

    https://gss.gs/wMb.jpg

    kimi dalkavukça sözlerle

    https://gss.gs/07f.jpg

    korkaklar öpücük ile öldürür

    https://gss.gs/8z9.jpg

    yürekliler kılıç darbeleriyle

    https://gss.gs/zkW.jpg

    kimi gençken öldürür sevdiğini

    https://gss.gs/92q.jpg

    kimi yaşlıyken

    https://gss.gs/I9X.jpg

    şehvetli ellerle boğar kimi

    https://gss.gs/Nik.jpg

    kimi altından ellerle

    https://gss.gs/koB.jpg

    merhametli kişi bıçak kullanır

    https://gss.gs/cWv.jpg

    çünkü bıçakla ölen çabuk soğur

    https://gss.gs/xuD.jpg

    kimi yeterince sevmez

    https://gss.gs/nY6.jpg

    kimi fazla sever

    https://gss.gs/BCC.jpg

    kimi satar

    https://gss.gs/wul.jpg

    kimi de satın alır

    https://gss.gs/vnG.jpg

    kimi gözyaşı döker öldürürken

    https://gss.gs/zbz.jpg

    kimi kılı kıpırdamadan

    https://gss.gs/Ylw.jpg

    çünkü herkes öldürür sevdiğini

    https://gss.gs/FcJ.jpg

    ama herkes öldürdü diye ölmez

    https://gss.gs/wZH.jpg
  • 6353
    geçenlerde tarkan’ın “kır zincilerini” şarkısının klibini izliyordum. zamanına göre çok iyi bir şarkı ve kliptir.
    eşime dönüp “23 yıl önce bu şarkıyı yapan ve klibi çeken adam bugün yolla diye bir şarkı yapıyor, çektiği klip de malum” dedim.
    aynı şey maalesef kulübümüz için de geçerli.
    1984 yılında derwall’i ikna eden kulüp, bugün belhanda sorununu çözemiyor.
    böyle bir serbest düşüş yok:(
    bu kadar yüksek statüde insan kaynağı olan bir kulübün futbol şube yöneticisi abdurrahim albayrak olmasın.
    bak florya’da bulunsun, oyuncularla ilgilensin, hocaya yakın dursun ama münkünse transfer işlerine daha yetkin ve akıllı birisi baksın.
    ne olur artık daha fazla geri gitmeyelim:(
  • 348
    nelano yalniz birakir miyiz sandiniz? kader bizi ayirmadigi sürece biz harry daim buralardayiz, dimilan? sarp kayalıklar olsada önümüzde sabrimızla aşarız her engeli. tek uğurum renklerin. hiç bir servet bedel olamaz sevdamıza. hiçbir balta giremez sari kirmizi ormanımıza. emret ölelim armanın uğruna.. ufukta aydinlık var görebiliyoruz ve kolkola barişla yürüyoruz topallamadan durmadan.

    *
  • 6048
    doğduğum günden bugüne geçen 12.419 günde;

    1 uefa kupası
    1 uefa süper kupası
    22 türkiye ligi kupası
    10 türkiye kupası
    12 türkiye süper kupası
    3 başbakanlık kupası,
    6 tsyd kupası olmak üzere 55 futbol kupası kazanmış, aşkla, hayranlıkla, psikopatlıkla bağlı olduğum takımımdır.

    başarı anlamında taraftarını harman bırakmamıştır :)

    büyüklüğünü taraftarından, şanla dolu tarihinden alır. hayallerden değil.
    kendisiyle uğraşanın sahada şerefiyle oynar, hakkından gelir.
  • 7731
    aslında bu entryi başka bir başlığa yazıyordum ama yazdıkça başlıkla alakasız yeri gittiğini farkettim.
    son günlerde fenerbahçe takımı seri galibiyetler alınca bizim taraftarın biraz panik olduğunu gördüm ve bu entry girmeye karar verdim.
    fenerbahçe’nin tüm motivasyonu 2023-2024 sezonunu şampiyon olarak bitirmek üzerine.
    yanlış anlaşılmasın tabii ki kulübümüz de aynı şeyi istiyor ama takım yapılarına bakarsanız ne demek istediğimi net anlarsınız.
    sadece cengiz ünder transferi bile olayın saçmalığını gösteriyor.
    sırf türk oyuncu diye 15 milyon euro bonservis ve 3’e yakın da maaş verdiler.
    halbuki mental olarak azıcık toparlandığında irfan can kahveci de aynı işi yapmaya başladı.
    beşiktaş’ın tek motivasyonu bizimle uğraşmak.
    şampiyon olmak gibi bir niyetleri yok zaten.
    türk futbolunda iki büyük takım olacak gibi gözükse de aslında tek takım olmaya doğru devam ediyoruz.
    biz sportif başarıyı düşünürken aynı zamanda başarısızlık halinde (şampiyon olamama) onun da planlarını yapmış vaziyetteyiz.
    sponsorluklarımız ve diğer gelirlerimiz suni değil.
    bir kuruma veya kişiye bağlı değiliz. dursun başkan yarın bıraktığında ne olacak diye düşünmeyiz.
    takımımızın yaş ortalaması düşük ve kritik mevkilerde uzun vadeli düşünebiliyoruz.
    en klas iki futbolcumuz da 30 yaşında. 38 ve 35 değil.
    kiralık futbolcularımızın bir çoğu takımlarında güzel süreler alıyorlar.
    yani demek istediğim bir plan dahilinde ilerliyoruz.
    en önemli ve farkı açacağımız kısım olan kulübün yaptığı projeler henüz hayata geçmedi.
    sportif olarak zaten iyiyiz, tek amaç bu sezon da şampiyon olmamızın önüne geçilmesi.
    çünkü bu sezonu da alırsak büyük bir kırılma yaşanacak ve iş bayern olmaya doğru gidecek.
    biz stresi az olan tarafız ve şimdilik sessizce devam ediyoruz.
    7’de 7 yapmalarına rağmen bu kadar çığırtkanlık yapma sebepleri daha oturmayan takımımıza rağmen enselerinde olmamız.
    dün dusan tadic’in açıklamaları bile ne demek istediğimi anlatıyor.
    bu stresi yönetebilecek bir taraftar ve yönetime sahip değiller.
    tabii ki bu sezon için heyecanlanabiliriz ama uzun vadede galatasaray’ın önü çok ama çok açık.
  • 8302
    rekor gelir açıkladı.

    https://www.ntvspor.net/...3ef112dd4303efdc050f

    yüzde 400 bedelli sermaye arttırımına gidildi borsada.

    https://gazeteoksijen.com/...aye-artiriyor-229835

    florya ihaleye çıkıyor önümüzdeki ay.

    https://yatirimlar.com/...-ay-yapilacak_125390

    modern bir tesise kavuşmak için gün sayıyor.

    https://www.haberturk.com/...a-gecti-3743979-spor

    a takımı kadrosunda barış alper, yunus akgün, davinson sanchez, lucas torreira, gabriel sara gibi çift haneli önemli finansal kaynaklar mevcut. zaniolo’dan 15 milyon kapıda. victor osimhen gibi sadece parayla alınamayacak bir adamı almak için sadece parayı ödemesi yeterli.

    https://www.gsgazete.com/...otomobil-firmasi/amp

    avrupa pazarında etkisini arttırmak isteyen çin ile işbirliği için güçlü alternatiflerden biri konumunda.

    saldırı altında galatasaray. çok normal. çünkü ipini kopartmak üzere.
  • 1430
    galatasaray...

    daha önce de yazmıştım. ismin bile başlı başına bir asalet simgesi. tekrar söyleyeyim. alın elinize kağıt kalemi ve büyük harflerle "galatasaray" yazın. sadece bunu yapın ve çok değil, 2-3 saniye bakın.. asaleti göreceksiniz...

    sen galatasaray'sın! hainlerle bezenmiş bu topraklarda, senin aşkınla yananlar tarafından doğdun.. senin büyümen, yaşaman ve yaşayacak olman bir mucizeydi her zaman. sen mucizesin..

    sen galatasaray'sın! zamanında armasına leke gelmesin diye futbol takımını kuran öğrencilerini padişah'a vermeyen mekteb-i sultani öğretmenlerinin yuvasısın. bakma şimdilerde iki oyla ülke yönetenlerin sana gider yaptığına. onlar gider, sen kalırsın..

    sen galatasaray'sın! umudun ne olduğunu unutan insanlara, umut etmenin aslında en büyük mutluluk olduğunu öğreten, hatırlatansın. bakma şimdi umutsuz göründüğümüze.. içimizde kor kor alevler var, bekliyoruz galatasaray..sabırla, inançla bekliyoruz..

    sen galatasaray'sın! ezel değilsin evet, ama ebed olacaksın.. bakma fani olduğunu zannedip, öldüğüne inanan ve üzerinde dönmeye başlayan akbabalara.. onlar uçmaktan yorulur, düşerler bir gün yere.. bilmezler senin göklerinde uçtuklarını, yorulur düşerler bir gün galatasaray..

    sen galatasaray'sın! şimdi sana saldırıyorlar, güçsüz bırakmaya çalışıyorlar çevrende döne döne.. sen aslansın, bilirsin çakalların nasıl oynadığını.. izin vermeyeceksin! bunca taraftarın burada galatasaray, senin için bekliyoruz, benim için bekliyoruz.. biz, hepimiz, bizim için bekliyoruz..

    sen galatasaray'sın! köpekler gibi kazanmaktansa, aslanlar gibi kaybedersin, başın öne eğilmesin!

    sen galatasaray'sın! aslanlar gibi kazanırsın, ama asla köpekler gibi kaybetmezsin!

    sen galatasaray'sın! umutsun, inançsın, amaçsın.. sen, en koyu siyahın içindeki en açık beyazsın galatasaray...

    sen galatasaray'sın! bensin, bizsin, benimsin, bizimsin! sen bize aitsin, biz de sana galatasaray..

    sen galatasaray'sın.. galatasaray'ımsın.. yalnız ve güzel galatasarayımsın..biz buradayız, seninle yalnızız, seninle güzeliz.. biz böyle iyiyiz işte, yalnızız hep birlikte..

    sen galatasaray'sın.. evvelim sen oldun, ahirim de sensin..
  • 6024
    önce erol bedir'in üstüne hasan kartal'ın malum açıklamalarından sonra nasıl bir tezgahın içine düştüğünün farkına varması gereken camia.

    bu galatasaray'ı şampiyon yapmama üzerine kurulu bir oyun değil çok daha büyük bir organizasyon.

    galatasaray'ı yalnızlaştırma, itibarsızlaştırma ve mümkünse uzun vadede yok etme.

    bu kirli oyunun planlayıcıları da maşaları da belli.

    falcao falan hikaye. asıl gündeme odaklanmalı camia. yapılmak isteneni görmezden gelirsek kaybetmeye de hazırlıklı olmalıyız.
  • 6888
    hocanın istifasını istemeyen ve en azından sezonu tamamlaması gerektiğini düşünen biri olarak gitmesinin ne kadar doğru olduğunu yaşanan bu süreçte daha iyi anladım.
    burak elmas yönetimi gidecek belki ama gelecek yönetimi acayip derecede rahatlatmış olacak.
    her şerde bir hayır varmış derler ya, şu an yaşanan çirkin şeyler bugün için kötü olsa da ileride kulüp olarak rahat etmemizi sağlayacak.
    bugün hoca gitti diye yöneticilerin sayfalarını didik didik eden arkadaşlar aslında bilmeden çok iyi bir iyilik yapıyorlar:)
    40 yaş ve üstü gs taraftarının neredeyse tamamı, hocayı çok sevse dahi aslolan galatasaray olduğu için önüne bakarken, bir kısmının aslında derdinin galatasaray olmadığı net anlaşılmıştır.
    hiç bana galatasaray’da böyle yönetici mi istiyorsunuz demeyin.
    ben marcao-kerem aktürkoğlu olayında marcao satılsın diyen bir insanım.
    galatasaray taraftarı çok rezilliği sineye çekti, niyeyse konu ışıtan’ın tweetleri olunca bir anda hassaslaştılar:)
    yukarıda da dediğim gibi bence çok iyi oldu.
    hem kulüp rahatladı, hem de kimin derdinin galatasaray olduğunu çok iyi anlaşıldı.
    hoca gitsin diye galatasaray başarısız olsun isteyenleri de unutmuş değilim.
  • 36
    bir kızla 2 yıl beraber olursun daha sonra a$k biter ayrılırsın,
    biriyle evlenirsin yıllar sürer ama bi zamandan sonra heyecanı kalmaz biter,
    her a$k ba$ka güzeldir ama bir a$k vardır tarif edilemez
    her a$ktan sıkılırsın, usanırsın, bıkarsın
    ama biri hariç
    galatasaray a$kı ömür boyu seni sıkmaz, bıktırmaz
    her gecen gün dahada a$ık olursun o renklere
    hayatının pusulasıdır sana yön verir
    ölürken kimsen bile olmasa galatasaraylı olduğun için mutlusundur.
  • 5120
    yavaş yavaş yanlış camiadayım duygusunu veren topluluğa dönüştü.
    biz bu renkleri metin'ler, prekazi'ler, hagi'ler, tugay'lar, melo'lar, elmander'ler sayesinde sevdik.
    "14 yıllık bu çile" diyen abilerimiz sayesinde sevdik.
    ülkeyi birleştiren zaferlerini babamızın sırtında ziya gökalp'te fenerlisi-beşiktaşlısı beraber kutlarken adadık kendimizi bu renklere.
    ideolojimize örnekler lazım oldu; metin kurt'a metin oktay'a sarıldık.

    şimdi bakıyorsun; taraftar grubunun en güçlü olduğu organizasyonlar satılmış. sucukçu ruhsuzlar taraftarı temsil eder olmuş.

    yönetim desen, ailesinin imza yetkisi dahi vermediği, şirketine çaycı yapmayacağın hükümet ajanlarına teslim.

    genel kurul desen, ünal aysal gibi, sıfırdan milyarlarca dolarlık unit group gibi bir markayı tek başına yaratmış, belki de cumhuriyet tarihinin en başarılı iş adamına (yurtiçinde çala çırpa dev olanları saymıyorum) riva ve florya projeleri için yetki vermiyor, üzerine ibra etmiyor. bu yetkileri de üstüne üstlük ortağı olduğu hiçbir şirkette imza yetkisi dahi bulunmayan, ailesinin bile güvenmediği birine emanet ediyor. gerekçesi de "tek adam olmak istiyordu aysal"! acaba lisenin yemesinden bıktığı içim almaya çalıştığı önlemlerden tırsmış olmayasınız? acaba aranızda bir tane bile güvenilir, sadece galatasaray'ı düşünen insan olmadığı için tamamen kendine ait bir listeyle seçime gitmek istemiş olabilir mi? ama başarılısınız liseliler. bu teranelerinizi yedirebiliyorsunuz çünkü. "aysal finansal enkaz bıraktı" dersiniz; bilançodan mizandan anlayan mı var? cahil yığınlar hemen atlar nasıl olsa. iki başarısız transfer ekler tezine. tamam. hadi hem borcu artırmayın, hem yeniden takım inşa edin, hem de aynı başarıların yarısına ulaştırın camiayı? ulaştıramazsanız şerefsiz hırsızlardan başka bir şey değilsiniz. gerçekleri söylemeyen kendine taraftar diyen kitle; aynı ölçüde şerefsizsiniz. bu bir hakaret değil; durum tespitidir. şerefi olanlar gerçekleri konuşur.

    gelelim takım kaptanına; ya da gelmeyelim ya. yoruldum. o formayı çıkarıp uzattığın gün seni kovmayanlarda hata. yaşattıklarını yaşamadan ölmezsin umarım. seninle ilgili başka bir temennim yok.

    bir sözüm de sana sn. albay gheorghe hagi ve sn. felipe melo ve şimdi de şişik damarımız, altın portakalımız wesley;

    konuşun!
    galatasaray'ı düşündüğünüz için sustuğunuzu biliyoruz ama konuşun!
    sustukça zarar veriyorsunuz!
    siz sustukça bu bakteri sürüsü azıttı.

    bu saatten sonra maça gidip de bu rezaleti alkışlayacak olanlara da yazıklar olsun.
    medya denen bok çukurundaki işe yaramazlar, birbir elimizdeki değerlere bok atarken ses çıkarmayanlara, "yeaa aslında doğru söylüyor" diyenlere de yazıklar olsun.
    eserinizle gurur duyun!
    bunlar hâlâ iyi günleriniz.
    umarım düşebileceği en dip yere düşer bu camia da asalaklar defolup gider; geriye gerçekten sevenler kalır.

    bu camia, bu gördüklerim, bu yaşadıklarımız; benim gönül verdiğim, aşık olduğum, parçası hissettiğim camia değil.

    ve şimdi düşünüyorum da; sanıyorum her şey lucescu'yu kovmakla başladı...
  • 515
    hakkında kitaplar yazılır;

    siz her sayfasını özenle çevirerek okursunuz, yemeğe çağırır anneniz ama bırakıp gidemezsiniz. her nokta bir hüzün her paragraf yeni bir güzelliktir sizin için.

    hakkında filmler yapılır;

    sevgilinizle gidersiniz izlemeye, elini tutmayı unutursunuz heyecandan. ara girer filme o zaman bakarsınız sevdiğinizin yüzüne, dudakları büzülmüştür. iki aşk arasında kalmışsınızdır.

    hakkında büyükleriniz konuşur;

    pür dikkat dinlersiniz, çayınız-kahveniz soğur elinizde. içine attığınız şekeri karıştırmayı unutursunuz. yüzyıllar öncesi efsaneler gibi gelir size.

    hakkında bir hatıranız canlanır;

    gece yatarken günün ve de hayatın muhasebesini yaparsınız ya da hayal kurarsınız. birden sarı-kırmızı olur her yer. içinde nice mutluluklar vardır, siz gözlerinizi hiç açmak istemezsiniz.

    hakkında bilgi sahibi olursunuz;

    biri hakkında bir şey öğrenmek istediğinde, sesinizin tonu değişir anlatırken. herkesi toplamak istersiniz etrafınıza. doya doya anlatmak istersiniz. susmak hiç gelmez içinizden.

    hakkında kötü konuşurlar;

    siper olursunuz, gururunuz kırılır sanki şahsınıza söyleniyormuş gibi. karşı çıkarsınız hiddetle, tüm gücünüzle, yüreğinizle.

    ve bir gün gelir sadakatini gösterir size;

    sizi mutlu edecek bir şey daha yapar, bir gurur daha yaşatır size, işte o zaman;

    her şeyden daha çok bağlanırsınız galatasaray a
  • 744
    bilinen bütün yollardır, gidilen bütün yollardır. sonlardır, başlardır. hayattır, candır. can da yakar bazen, kırar da hatta. ama nolursa olsun her sevdadan arda tek kalandır. düş kurmaktır bazen, düşlemektir. ümit de etmektir. güzel olan, iyiye çalan ne varsa, bir parça onda aramaktır. ağlamaktır veyahut damlaya damlaya, ıslanmaktır omuz omuza, ve nolursa olsun en sonunda dik durmaktır, dimdik!

    ve galatasaraylılık, anlamaktan geçer, düşünmekten, düşlemekten, özlemekten.
    ve galatasaraylılık, edepten geçer, saygıdan, kültürden.
    ve galatasaraylılık, adam olmaktan geçere her şeyden önce.

    özel yaşantısında bile sıradan biriysen, bir hiçsen ya da, veyahut her neyse, kendi üstüne galatasaraylılığı giydiğin vakit, bol gelmeyendir, dar kaçmayandır, sıkmayandır, boğmayandır!

    eğer ki oturmuyorsa üzerine galatasaraylılık, sen sadece futbol sever, takım tutar bir taraftarsın.
    eğer ki oturmuyorsa üzerine galatasaraylılık, sen sadece nefretini futbola kanalize edersin, bir de batırılmış duyguların vardır senin...
    ve eğer ki oturmuyorsa üzerine galatasaraylılık, hakkın yoktur "ben galatasaraylıyım" demeye.
    oturmuyorsa üzerine, oturtulan düzende bir parçasındır, aletisindir belki de endüstriyel futbolun...
    "parasını vermiyor muyum? eleştirmek en doğal hakkım değil mi dersin", zaten futbolcular da hep sahtekardır senin için mağlupken.
    galipken her şey güzel tabi, formanı giyip iş yerinde fiyakanı atarsın.
    çünkü senin için galatasaraylılık, bazen ertesi gün dalga geçebilme imkanı, bazen de dalga geçilme korkusudur.
    ama sen "eleştirmek en doğal hakkım" derken bile, eleştirinin bile ne olduğunu bilmezsin.

    galatasaray derken, galatasaray'ı sadece sahada oynayan yahut tribünde maçı izleyen kişilere odaklarsın.
    senin için her zaman sahada 11 tane metin olmalı, ama sen saha dışında metin olamazsın!
    geçmiş de yoktur senin için, gelecek de karanlıktır zaten çoğu zaman.
    hep bugün hırsı, hep bugün, galipsen sensindir galip, yenilince suçu hep başkalarında ararsın.
    zira sen herkesten çok galatasaraylısın.

    galatasaraylılık şimdi, 10 metre kare odasında, karanlıkta, gözyaşlarını akıtanların üzerinde,
    galatasaraylılık şimdi, gelecek hafta sivas'ta omuz omuza olacakların üzerinde,
    galatasaraylılık şimdi, sadece ve sadece onu kendi üzerine yakıştıranların üzerinde.
    galatasaraylılık şimdi, "başarılar gelir geçer asaletin bize yeter" düsturunda gizli.

    galatasaraylılık şimdi, en çok "her şey nasıl daha iyi olabilir" ihitamli üzerinde düşünenlerin üzerine yakışır.

    ki zaten, sen, takım yenildiğinde, hep arkasında dursan bile, "yeter artık sıktı bu yenilsen de yensen de edebiyatı" sözlerine maruz kalacaksın.

    bir şeyleri değiştirebilme kudretine sahip olamayanlar, yine atıp tutacaklar, hırslarına, sinirlerine, öfkelerine, nefretlerine sadece zihinsel masturbasyon yaptıracaklar. ve bu durum seni daha da çok üzecek, daha da. mağlubiyetlerin üzüntüsünün bile üzerine çıkacak bu "ben galatasaraylıyım" diyenlerin yaptıkları. ama sen nolursa olsun galatasaray'a, galatasaraylılığına toz kondurmayacaksın. yumruklarını sık, tırnaklarını kır, kanasın ellerin boyuna, ama sakın galatasaraylılığına toz kondurma...

    galatasaraylılık şimdi, sakin olmakta, düşünmekte, geçmişine yaraşır şekilde hareket etmekte gizli.

    her şey iyiyken fotoğraflar güzeldir, fotoğraf içinde yer almak. ama asıl önemlisi, fotoğraf çekildikten sonra topluluğun dağıldığı an. arkasında varsan varsın, yoksa sadece bir fotoğrafta çekili kalırsın.

    evet, galatasaray benim canım, galatasaray benim yaşamım. ve ben bugün 28 mart 2010 galatasaray fenerbahce maçı'ndaki mağlubiyete hiç kırılmadığım kadar kırıldım, üzüldüm. ama unutmadığım bir şey var, n'olursa olsun ben galatasaraylıyım...

    ve bu sıradan ben, sadece bu ben, hala galatasaray için, daha iyi bir şey ne yapabilirim üzerine düşünüyorum. hiçbir şey yapamasam bile, oturur galatasaraylılığımla kalırım!
App Store'dan indirin Google Play'den alın