• 27
    hocam henüz yeni öğretmen olmuş olmama rağmen şunu farkettim... çalıştığım lisede öğrencileri fazla sıkmazdım ödev filan vermezdim şöyle düşünürdüm hep koca adamlar kendileri çalışmaları gerektiğini bilirler heralde benim ödev vermeme gerek yok ama öyle değilmiş hocam kendileri çalışmaları gerektiğini bilmiyorlarmış...yani hocam biz farklıyız hani kampa girmemek ne bilim ardayı serbest oynatmak filan bize göre değil bunlar doğrusu budur ama bize göre değil... tabi en iyisini siz bilirsiniz.....
  • 31
    saygıdeğer hocam,

    bu sana üçüncü mektubum. bundan önce iki tane mektup yazmıştım. (bkz: #217501) (bkz: #233567)birinci mektubumun eline geçtiğini ve etkisini yavaşta olsa gösterdiğini hissettim. gerçi mevzuyu yanlış anlamıştın ama olsun.

    yalnız bu böyle devam etmez. ben şımarmasın diye askerden sevgilime bile bu kadar samimi ve sıcak davranıp sık sık mektup yazmıyordum. ömrümü sana mektup yazmakla geçiremem. zaten bu kafayla devam edersen yakında mektuplaşmamıza gerek kalmayacakmış gibi bir his var içimde. allah hayırlara vesile etsin.

    saygıdeğer hocam,
    galatasaray-manisa maçına, 2-4-3-1 le başladın. karadenizli olduğum için maç başlarken defansta servet ile gökhan zan ı görünce bir an "kavrama" zorluğu çektim. (evet. benim kafa dizel motor düzeneği ile çalışır. kavrama da sorun vardır. ama kavradı mı üzerime adam tanımam)

    ulan yoksa bu sefer mi acaba! dedim. hocamız bize total futbol nasıl oynanır gösterecek. maçın içinde üç-beş kişinin yerlerini dönüşümlü olarak kullanmasını sağlayacak. rakip takım manyak olacak ve biz bu sayede bol gollü bir maç kazanıp lider olarak cemal nalga skandalı ile hırpalanmış camiamızı yepyeni bir güne başlatacağız.

    ama nerdeeee.. sonra bir an ileriye bakma ihtiyacı hissettim. aaaaa.. bi de ne göreyim. nonda yalnız. tek başına kırmızı ışık tinercisi gibi duruyo orda garibim.

    ya hocam;
    delirtme adamı. kırk defa yazdık, kırk defa söyledik. türkiye de takımlar üç büyüklere karşı oynarken 8 li defansla oynarlar. ileriye bir kişi koydun mu adam 8 kişinin arasında kalıyor ve etkili olamıyor. niye bunu anlamamakta ısrar ediyorsun anlamıyorum. daha dün gelmedinki buraya. bu lig de onüçüncü maçın. yeter artık ama. bir tek geçen haftaki diyarbakır maçında allahını seven onsekize girip topa vursun isimli ünlü türk taktiği ile oynadın. bari o maçtan biraz ders alıp gereğini yapmaya çalışsaydın.
    ilk devre o hiç kimsenin beğenmediği elano bir topu takipçiliği ile onsekiz e yuvarladı da nonda filan derken kewel in bitiriciliği ile karambolden golü bulduk. maçı biraz dikkatli takip edenler golün mimarının elano olduğunu görürler.

    neyse;
    buna da şükür deyip ikinci yarıyı beklemeye başladık. ikinci yarı tam bir rezalet. ne total ne shell. futbol mutbol hak getire. 4-4-2 ye dönüp "ben 1-0 a razıyım, iki olursa öpüp başıma koyarım" taktiği ile çıktın bu sefer. her zamanki gibi kumarın hazırdı. oyuncuların bir kaçı yıldızlaşıp bir iki daha atarsa düşeşi atmış olacaktın. ne oldu? seni çözdüler artık hocam. rakip takım biraz ileride bastımı 4-4 ten sekiz kişi arkada kalıyor. kewel ne yapsın, (gbkz. nonda) ne yapsın. feriştahı gelse iş yapamaz orada o yalnızlıkla. az kalsın kewel sayesinde kumarın tutacaktı ama olmadı işte. ne yaparsın kumar bu.

    saygıdeğer hocam;
    aslında çok şanslı bi adamsın. türkiyede ki futbol taraftarlarının yüzde yüze yakını hiç profesyonel veya amatör futbol oynamadığı için futbolun "f" sini bilmez. sadece sokakta caka satmak için taraftardır. işte bu yüzden sahadaki oyuncuların senin verdiğin görevleri yapmakla mükellef olduğunu, harfiyen senin istediklerinin yapıldığını bilmiyorlar. bir takımın başarı veya başarısızlığında esas sorumlunun teknik direktör olduğunu da bilmiyorlar. senin ismindeki yaldıza kanıp, sen gelince "loy loy" çaldılar. şimdi tükürdüklerini yalamamak için sana toz kondurmayıp sahadaki futbolcularına sarıyorlar kafayı. yok yan pas yapıyor, yok ileri gitmiyor, filan diye. dertleri sadece egoları. senden çok şey bekliyorlardı. sen tırt çıkınca sudan çıkmış balığa döndü hepsi. tribünde bi sürü adama futbol öğretmekten maçı seyredemiyoruz doğru dürüst yav. yapma etme.

    hocam;
    seni buraya galatasaray ın geleceğini düşünerek, total futbol oynatasın veya total futbol öğretesin diye getirmediler. eğer total futbol oynatasın diye getirselerdi, ona göre bir transfer ve yatırım bütçesi de oluşturulurdu. aslında senin bu ülkede total futbol oynatabilmen için gerekecek bütçeyi galatasaray oluşturamaz zaten.

    galatasaray ın geleceğini düşünerek total futbolu öğretesin diye getirmiş olsalardı da yanına türk bir yardımcı verirlerdi. senden işi kapsın diye.

    bunların hepsi dümen. 2006 seçimlerinden önce 4 yıl olan başkanlık süresini 2 yıla indirdiler. adnan polat bu 2 yıllık periyodun ikinci galatasaray başkanıdır. esas amaç yakında bitecek bu 2 yıla bir 2 yıl daha katmak için kongrede senin gibi yaldızlı bir isme ihtiyaç duyulmasıdır.

    özellikle son haftada galatasaray kamuoyu nun durumunu görüyorsun. cemal nalga skandalı falan filan. görünen o ki adnan polat ın işi zor. bu kafa ile gidersen seninde işin zor. total futbol filan şöhreti ile geldin, takıma bir kez bile total futbol örnekleri ile oynattığın bir maç yok. sadece bir maçın ikinci yarısında adam değiştirdikten sonra üç-beş kişinin yerini değiştirdiğini gördük. başka da bi numaranı göremedik. göreceğimiz de yok galiba.

    neyse;
    bu sefer biraz uzun oldu galiba hocam. son olarak gözlerinden öpüyor, kendini türk berberlerine emanet etme diyorum.

    saygılarımla.
  • 33
    sevgili frank,

    puan kayıplarımızdan seni sorumlu tutuyorum, evet. hayır puan kayıplarımızın sebebi futbolculardan önce sende, buna eminim. ancak bu kayıpların oturtmaya çalıştığın sisteme verilen kurbanlar olduğunun da farkındayım. sen daha geleli kaç ay olmuş, yine gündelik başarıların arasına tıkılmış kalmışız. fikrim hiç değişmedi hocam, şampiyon olmasak da fener'e koymasak da avrupa'da hayal kırıklığına da uğrasak galatasaray'ın istikrarlı teknik kadroyu hakeden bir futbol takımına sahip olduğuna inanıyor ve seni 4-5 senede oturacak bu istikrarın teknik direktörü olarak görüyorum. skibbe için de öyle düşünürdüm. ama bakıyorum senin elle tutulan başarıların da daha çok, bizim gaz taraftarın sabrı da senin için daha fazla. işte bu istikrarı sağlarsan sen sağlarsın hocam.

    he bir de, bence saçların çok güzel. kıvırcık saçı oldum olası severim, işte insan kendinde olmayanı istermiş. bence pantene 7/24 mükemmel bukleler serisini kullan, kullanan kıvırcık arkadaşlarım çok memnun :)
  • 34
    sn frank rijkaard ;

    bu sana 2. mektubum(ilki için #219238) bu türkiyede seni eleştirmeye,seni yerden yere vurmak için bekleyenlerin sayısı haddinden fazla.sen onlara kulak asma.22.11.2009 tarhindeki manisa maçında manisanın bulduğu golden önce sen mi söyledin adamı bırakta boş kaleye yuvarlasın diye.seni eleştirenler için söylüyorum (sözlükte dahil) acaba kaç tanesi kendi özel yaşantılarında,kendi yaptıkları işlerde senin kadar başarılılar.?siz işinizin frank rijkaard ı mısınız.? hocam sen bu ülkeye gelmeden total futbol dediğiniz zaman size bakarlardı.siz sabriyi bugünkü haline getirdiniz göz bebeğimiz yaptınız.tabiki puan kaybedecez tabiki yenilicez ama seninle sabrın sonunun ne olduğunu kariyerine bakanlar anlar hocam.keşke galatasarayımızın alex ferguson'ı olsan.kal sağlıcakla aslan hocam.
  • 35
    saygıdeğer hocam;
    çok hata yapıyorsun ancak bu ülkeyi tanıdıkça daha az hata yapacaksın, sen bu ülkeyi tanıyana kadar biz eleştireceğiz. ne demişler beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsalmış. inanıyorum ki, bu takımla beraber bir avrupa kupası kaldıracaksın. bu ülkeye gelmiş en iyi hocalardan birisin, ancak yinede mustafa ile mehmet topal beraber oynamamalı.*
  • 37
    üstad,

    sen türk medyasını takip etme, sözlüğü de okuma !

    farketmez çünkü. dediklerimizin hiçbirini nasılsa yapamazsın, birçoğumuzun yorumları 180 derece farklı. nasılsa hiç birimize yaranamazsın.
    aklın ne diyorsa onu yap, ki nasılsa okumadığına göre haybeye yazılmış bir entrydir bu da, ofsayttan gol kadar bile kıymet-i harbiyesi yoktur.
  • 38
    değerli teknik diretörüm;
    teknik direktörüm diyorum çünkü sen benim takımımın teknik direktörüsün.
    söyle çocuklara son dakikalarda uzun paslar yapmasınlar, doldur-boşalt olmasın.
    son saniyelerde herkes ceza sahasına hücum etmesin.
    bir de uzaktan şut çeksin futbolcularımız. zira; dikkat ettim de uzaktan şutlar son iki haftadır azaldı.
    ben kim miyim?
    kahvede oturup futbol dehası kesilen tipler vardır ya, onlardan hallice. beni dikkate alma ama aramızda 42 yaşında olup 12 yaşından bu yana tam 30 sene futbolun bilfiil içinde olmuş adamlar var. ben onlardan öğrendim etkilendim. onlar da senin kadar top oynamışlar. bari onları dinle. kral adamdır onlar, söylediklerinin kıymet-i harbiyesi benim cenahımda dağları aşar, gördüğüm yerde ellerinden öperim ben onların.
  • 43
    hocam iyi günler,

    geleli daha senesi dolmadı hocam ama buraları az biraz tahlil etmişsindir. akıllı adamsın vesselam. ha ben yine de hayatının 20 senesinden fazlasını burada geçirmiş, hasbelkader 18-19 senedir futbol ve türevleri sporları izleyen, takip eden, genç bir dimağ olarak seninle şu naçizane tecrübelerimi paylaşayım dedim. sakın yanlış anlama, amacım sana ders vermek falan değil, teknik taktik konularda daha özel bir zamanda konuşuruz, orada öğreneceksem ben senden öğrenirim.

    şimdi hocam, bizim futbolcumuzu falan çözdüğünü verdiğin ilk röportajda şakkadanak anladım. ne demiştin orada? "aslında her şeyden biraz var türk futbolunda... ama hiçbir şey tam değil. bu işi hem zorlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor. türk futbol kimliğini tanımlasak; kesinlikle yetenek var deriz, ruh var deriz, mücadele var deriz. ama hepsi bir anda ortaya çıkabiliyor. bir anda herkesi defansta, sonra bir anda herkesi hücumda görebiliyorsunuz. bu biraz dağınıklık yaratıyor. takım oyununda asıl olan dengeli olabilmektir. ne olursa olsun pozisyon alışınızı, soğukkanlılığınızı kaybetmemeniz gerekiyor. sanki bu konuda bir eksiklik var gibi."

    o yüzden sana hiç futbolcularımızı, teknik taktik mental konulardan anlatmaya ihtiyaç dahi hissetmiyorum. benim sana anlatacağım, bizim ülkede yaşayanların futbola nasıl baktığı.

    malum, bu ülkede futbol dendi mi hayat durur çoğu zaman. vaktinde avrupa'da berabere kaldığımızda sokaklarda turlarken, hükümet toplanır benzine zam yapardı hocam. o yüzden futbol bizim toplumda afyon gibidir, uyutur milleti.

    kusura bakma be hocam, biz hafızası zayıf milletizdir, biz günlük yaşarız burada, yarını düşünmeyiz, geçmişi çoktan unutmuşusuzdur zaten. vakt-i zamanında "bazı takımlar vardır tecavüz eder, adama jartiyer giydirir mesela liverpool,barcelona" diyen adamlar hatırlamaz o barcelona'nın başında senin olduğunu.

    hafızamız zayıf da olsa, biz her şeyden çok iyi anlarız hocam. bu ülkede gece rakıyı fazla kaçıran başbakan olur ülkeyi kurtarır, sabah erken kalkan teknik direktör olup takımı kurtarır. bu ülkede kriz çıktığında herkes ekonomisttir hem de en profesöründen.

    bizim ülkemizde bazı horozlar vardır, güneş kendileri öttüğü için doğuyor sanırlar. sen antremanlarda izleyip en ideal kadroyu çıkardığında, onların eleştirilerine kulak verdiğin için böyle bir kadro çıkardığını düşünürler. biz deriz, tarihinin en iyi kadrosu var galatasaray'da diye, sonra da deriz ki bu defans ligin en kötü defansı!! yahu boşver, ne tezatlığı, tezat ne demek hocam, konuşma öyle garip garip.

    ha biz eleştirmeyi çok severiz hocam, senin taktik teknik bilgilerini her zaman eleştiririz, eleştirecek bir şey bulamazsak da kıyafetini, saçını başını, görünüşünü eleştiririz. çünkü bizim ülkede insanlar kerameti ahmet beyin ceketinde sanırlar hala! giydiklerin bizim için o yüzden çok önemlidir. bu ülke karizmatik değil, kötü giyiniyor diye teknik direktörün kovulduğu ülkedir hocam. biz hepimiz çünkü istanbul beyefendisiyiz ya, mürebbiyelerle büyüdük.

    hocam unutma, dünyada hiçbir millet yoktur bizden başka, ataları sabır ile ilgili bu kadar söz söylesin, ama hala sabretmeyi öğrenemesin. biz en çok sabır yemini eden milletizdir herhalde dünyada. ama bir türlü beceremedik sabretmeyi. allah'ın bize vermediği sabır sende toplanmıştır inşallah.

    neyse yahu bak yine kaptırdım, uzadıkça uzuyor bu mektup, bu mektubu yazan tosun'a sorar isen sen bu yolda devam et, doğru olduğuna inandıklarından vazgeçme.

    gün gelir belki bizler de anlarız ya nasip ya kısmetin gerçekten ne demek olduğunu, kerametin cekette değil de sende olduğunu.

    hocam yolun uzun, işin çetin, yükün ağır. allah yardımcın olsun.
    ***
  • 44
    sevgili frank,

    sen bilmezsin...

    bizim memlekette terbiyeyi zayıflık; nezaketi eziklik zannederler.

    naiflik basiretsizliktir; saygı korkudandır.

    güvenmek enayiliktir; beğenmemek yüksek (!) kültür seviyesidir.

    sesin ne kadar yüksek çıkıyorsa o kadar haklı, o kadar güçlüsündür.

    çoğu zaman ne dediğinin hiç önemi yoktur, sesin çok çıksın yeter.

    sesin yüksek çıkmadığı sürece senden çok bilenler türer etrafında.

    bugüne kadarki başardıklarını sanki o aklı evvellerden öğrenmişsin ya da bugünden sonra dinleyecekmişsin ve hatta onlara fikrini soran
    olmuş gibi boş boş konuşurlar.

    bizim memlekette herkes çok bilir, herkes çok haklıdır.

    kazanan yalnızdır, kaybeden zayıf; düşenin dostu yoktur, en tepedekinin de seveni.

    bizim memlekette hep "yapamadıkların" kadarsındır.

    şimdi herkes yapamadıklarını konuşuyor.

    gün gelecek yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatacaklar, evet, sanki kendileri yapmış gibi.

    başarından pay isteyecekler, hak iddia edecekler, inan bana tesadüf diyenler de çıkacak.

    o güne kadar, sen yine bildiğini yap nasılsa bir şey değişmeyecek.

    dedim ya bazıları hep yapamadıklarınla ilgilenecek.

    biz de bu sürede en iyi bildiğimiz şeyi yapalım; inanalım.

    gerçi bizim memlekette inanmak saflıktır.

    ve fakat bilmezler ki en büyük yetenek bazen sadece inanmaktır.
  • 45
    aslan hocam ;

    seni bu sözlükte eleştirenlerin çoğu sen milan'da avrupayı sallayan futbolunu oynarken evlerinde çorapları birbirine geçirip salonda maç yapıyorlardı. şimdi sana onu niye çıkarttın bunu niye soktun diyorlar. eleştiriye saygım sonsuz seninde öyle olduğunu biliyorum ama ben senden daha agresifim işte çabuk parlıyorum böyle saçmalıklara. biz hepimiz çok iyi cm oynarız iyi biliriz taktisyenliği ondan oluyor bunlar. senin yolun doğru yol hocam şampiyonluk kaçsa da doğru yol. arkanda akıllı mantıklı sağduyulu galatasaraylılar çok dönme yolundan hocam. sağlıcakla kal aslanım.
  • 46
    saygıdeğer hocam;

    epeydir görüşemiyoruz. nasılsın iyimisin. umarım keyfin yerindedir. bizimkini sorarsan pek yerinde değil malesef. özellikle 8 mart 2010 eskisehirspor galatasaray maci sonrası iyice kaçtı.

    hocam;
    28 subat 2010 galatasaray kasimpasa maci'nda 4-2-4 ile sahaya bir kadro sürmüştün.

    arda-santos-jo-keita
    m.topal-ayhan
    caner-servet-neill-sabri

    hatırlıyorsundur herhalde, bu takım, biraz da kasımpaşa'nın katkısı ile sezonun tek güzel maçını oynadı. ben de ağzımızın suları akarak ümitlendim, artık hocamız öğrendi bu işi diye. gerçi dos santos'u iki gün evvelki atletico madrid maçında oynatmayarak avrupa yolunda takımı sattığını da bu maçta farketmiştim hatırlarsan.

    neyse geldi geçti. bizim avrupa vizyonumuzu algılamayıp, lig şampiyonu olabilmek için takımı satman bir yana, lig şampiyonluğu için biraz da olsa umutlanmıştım. o maça ilişkin yazdığım entry de (bkz: #325944) bu takımı sahada görmenin verdiği mutlulukla,

    -------alıntı--------
    baros'u filan özlemem artık. ayhan'ı çıkar elano'yu koy, caner'i çıkar kewell'i koy barcelona'yı yensin.
    -------alıntı--------
    demiştim.

    kewell hala ortada olmadığına göre, şimdi sana ne battı da, ilk onbir de dos santos yok, elano var yanında da ayhan var. sen kumar oynamayı ne kadar çok seviyorsun ya. ayhan'ın yerine elano'yu koyarak çıkarsana kardeşim aynı takımı sahaya.

    geldiğin günden beri sana türkiyede galatasaray'a karşı 8 savunmacı ile defans oynar rakip takımlar diyoruz. bu takımla karşılarına çıkıp o defansın içinden geçmeye çalışmak varken, niye gene 4-3-3'e dönüp bildiğini okumaya çalışıyorsun. hadi tüm bunlar bir yana yaptığın bunca hatadan sonra durum 2-0 olmuşken dos santos'u oyuna alıp doğru bir iş yapıyorsunda, on dakika sonra keita'nın yerine emre çolak'ı koyman nedir.

    durum 2-0 olmuşken, dos santos ta oyuna girdikten sonra, elinde keita'nın alternatifi emre çolak ise o dakikaya kadar keita'nın hiç katkısı olmasa bile emre çolak ile değiştirmeyeceksin. ne olacak yani dos santos emre çolak'a top mu şişirecek. emre çolak'a top şişirsin diyemi aldın dos santos'u oyuna. önceden de yaptın bu acaip işleri. keita'yı çıkarmalar, elano'yu kulübede bekletmeler falan.

    geldiğin günden beri bu takıma gram katkın yok. hep zararsın. bugüne kadar tek başarın antalya da 2-0 dan 3-2 olan maç. başkada bir kerametini göremedik. bize kazandıracağı onur ve kulübün kasasına girecek para nedeniyle lig şampiyonluğuna bile razı olduk ama sen sürekli bizleri delirtecek şeyler yapıp gereksiz puan kayıplarına neden oluyorsun.

    bu maçta yaptığın hatalar nedeni ile işin daha da zorlaştı hocam. bundan sonra oynayacağımız takımların eline büyük koz verdin. senin bu anlamsız hareketlerin yüzünden, bundan sonra değil 8, 10 savunmacı ile top oynarlar bize karşı, sırf galatasaray şampiyon olmasın diye. bu takımla 4-2-4 e dönmeyip dediklerimi tutmazsan işimiz zor bilesin.

    hadi kal sağlıcakla.
  • 47
    sayin rijkaard,

    bir an once istifa ediniz. bu ulkede futbolu sizden daha iyi bilen spor yazarlari*, sozluk yazarlari, forum uyleri bulunmakta. kim umursar sizin ajax ve milan'daki oyunculuk kariyerinizi? zaten barcelona'yi da herkes lig ve sampiyonlar ligi sampiyonu yapar. hollanda milli takimi ile euro 2000'de yari finalde elenmek mi? hem de ev sahibiyken! aaa... bir de kume dusurdugunuz bir takim vardi... ısmi? hatirlayamadim.

    oysa ki karsinizdaki isimler turkiye'mizin guzide gazetelerinde, internet platformlarinda senelerce futbol yazip cizen insanlar. onlarin tecrubesine, futbol gorusune erisebilmeniz mumkun mu? hele yaninizda neeskens gibi bir caylak dururken.

    bilgin gokberk'in size cok selami var.**

    saygilar.
  • 48
    ______________yüreğin varsa oku_______________________

    sevgili frank rijkaard,

    sen, bu mektubu okurken; ben, muhtemelen izmir'de olacağım. arkadaşlarla sözleştik dünden, bugün gidip iki günlük bir kafa dinleme olayı gerçekleştireceğiz. sedat ibnesi gene ekti bizi; ama olsun. hayat zaten bir sınav.

    öncelikle, sana karşı nötrüm. ne futbol laleleri gibi manasız bir şekilde tapıyorum, ne de bazı kimseler gibi teknik direktör olmadığını iddia ediyorum. bana çok bir şey ifade ettiğin söylenemez. yarın istifa etsen, üzülmem.

    geçen süredeki performansını da birinci dereceden yetersiz buluyorum. galatasaray tarihinin -belki de- en fiyakalı futbolcu kadrosuyla çalışmana rağmen, mart gelmeden iki kupadan elenmemize neden oldun. şimdiye değin hiçbir teknik direktörün görmediği bir refah ortamı içerisinde, sonsuz bir krediyle işini icra etmene karşın, henüz hiçbir numaranı da göremedik. son derece irezil bir performans sergiledin. kimi zaman fuat yaman'dan bile daha az teknik direktöre benzediğin zamanlar oldu. resmen fare doğurdun :(

    oysa senden beklentilerimiz vardı. total futbol oynacaktık. kısa, ayağa paslarla rakibin başını döndürtüp, beklerimize oyunun 60 dakikasını rakip sahada oynatacaktık. yorumcular, eğer illa bir maça gidecekseniz galatasaray'ın maçına gidin, verdiğiniz bilet parasına fazlasıyla değer diyecekti.

    ama olmadı. stoperimiz forvet miyobu gökhan zan oldu. sol bekimizde oyunu 10 metrede oynayan hakan kadir baltası yer aldı. orta saha bir müddet sonra mustafa sarp, barış özbek, mehmet topal üçlüsünden oluşur hale geldi. iki paşa maçı hariç, futbol namına hiçbir şey oynamadık.

    şimdi senden tek ricam;

    ne olur yapma! ısınamadım de, çocuğumun eğitimi de, eşim de, çek git..bak, ne güzel ismin var, gittiğin her yerde sana burdaki gibi manasızca tapan, onlarca futbol lalesi bulursun, biraz da oralarda çalış.

    yüzümdeki çizgiler ferhat göçer'inkilerle eşdeğer hale geldi. mesafe tanımadan seçilebiliyorlar artık. kafamdaki saç miktarı, fahri tatan'inkilerden hallice..allasen, allasen git burdan..

    en derin sevgi ve saygılarımla,

    futbolun/futbolcusunun dostu fizikalibilitesice..

    ______________yüreğin varsa oku_______________________
  • 49
    sayın rijkaard,

    çok şükür bugün de sana bok attık. artık gece gece rahat rahat uyuyabiliriz. ama sorduğum sorulara cevap vermiyorsun bak kırılıyorum. sana adam gibi soruyorum" sana ne battı da dos santos yok" diyorum, cevap versene ya!! bak şimdi aklıma geldikçe gerildim psikopata bağlamak üzereyim getirme beni oraya. şimdiye kadar zaten bir başarın yok, kabahat bende ki seni adam yerine koyup kale alıp soru soruyorum. ama yok mor kazak giyen ve saçlarını iğrenç kestiren bir adamdan ne hayır gelir ki. bi git hadi ya, chelsea'yi me gidersin, milan'a mı gidersin nereye gidersen git de kurtulalım senden.

    saygısızca...
  • 50
    sevgili rijkaard;

    geldiğin günden beri içimde huzur var. kafamı yastığa koyduğum zaman rahat rahat uyuyabiliyorum artık. ben sadece hafta sonu oynayacağımız maçı düşünüyor ve bekliyorum. çünkü biliyorum ki sen öte zamanı düşünüyorsun. yarınımız için sayın neskeens'le benden daha çok kafa yorduğunuzdan en ufak kuşkum yok. senin değerini anlayamayan futbol tereleri canımı bile sıkamıyorlar, o derece rahatım artık. son günlerde olanlar için üzülme. kuşkusuz sende bilemezdin mehmet topal'ın, topun etrafında 360 derece dönemeden pas atamayacağını. bir maç içine essien kaçmışcasına çılgın atıp, öbür maç alt yapıdan yeni gelmiş gibi heycan patlaması yaşayarak yanındakine topu atamayacağını tahmin edemezdin.

    takım içerisinde disiplin sorunu var diyorlar hocam buralarda, dedikoducular rahat durmuyor. kısmen haklılar gibi geliyor bana. kenarda duran rijkaard-neskeens ikilisinin ismine, milyonlarca taraftarına ve taşıdığı armaya saygısızlık edip disiplinsiz tavırlar sergileyen adamlar varsa bırak hocam, hiç bir fiili müdahelede bulunma. beydağının babası benim edalarında gezmeyi bilenler işini de düzgün yapsınlar bir zahmet. k.a'yı saha içine giripte senin tutacak halin yok.

    haaa. hocam, bir daha sakın maglup olduğumuz maçlardan sonra mahçup durma. bırak oyundan çıkarken trip yapanlar mahçup olsun birazda. rakibine çift girdiği halde rakibini değil, kendini bozanlar mahçup olsun. biz senin yapmak istediğin şeylerin bir günde olmayacağını, bir gün olacağını biliyoruz. mektubun sonuna geldim rijkaard'ım. sana manalı manalı taparken, neskeens'e de saygılarımı sunuyorum.

    en kısa zamanda ali sami yen'de görüşmek üzere.

    saygılar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın