eline sadece 10 kilogram salatalık verilen ve kendisinden yahni yapılması istenen teknik direktörün hazin hikayesidir, rijkaard'ın türkiye macerası. on haftalık baros, maç başı altmış dakikalık harry kewell ve elano çıktığında ankaragücü'nden hallicesi kalan takımın motoru patlatmasıdır başka bir bakışta. rijkaardlı dönemin ilk altı hafta lig performansını vereyim:
gaziantepspor - galatasaray : 2-3
galatasaray - denizlispor : 4-1
galatasaray - kayserispor : 4-1
ankaraspor - galatasaray : 0-3
galatasaray - beşiktaş : 3-0
kasımpaşa - galatasaray : 1-3
takım oldukça rezil ve kalitesizdi ama rijkaard bir imkansızı başarıp ilk altı haftada altı galibiyet ve farklı skorlar alınca taraftarlar dahil herkes farklı beklentiler içine girdi halbuki bu durum tabiri caizse motorun fazla zorlanmasıydı, kimselerin farketmediği şekilde. sonrasında da motor bir patladı, tam patladı zaten. emre denen insanlığını yitirmiş nesne baros'u sakatlamasa, bu rezil geri hatta rağmen şampiyon yapacaktı rijkaard takımı. ligin sonlarına doğru zaten bursaspor- fenerbahçe şampiyonluk yarışı verdi ki bu ikilinin herhangi biri yerine galatasaray yarışa girmiş olsaydı genetiğimizden dolayı da ittire kaktıra şampiyon olurduk. olamadık...
leo franco, ufuk ceylan, orkun uşak, servet çetin, hakan balta, lucas neill, gökhan zan, emre güngör, emre aşık (takımın savunmada yeterli tek ismi), volkan yaman, caner erkin, sabri sarıoğlu, serkan kurtuluş, linderoth, mehmet topal, bam, aydın yılmaz, arda turan, serkan çalık, yaser yıldız. içim daraldı yazarken bile, siz düşünün takımın halini. bilhassa arka tarafın hali içler acısı resmen. servet çetin, gökhan zan gibi kağnı stoperler, beklerin kan ağlıyor. orta sahan kala kala kalmış mustafa sarp, barış özbek, ayhan akman ve mehmet topal'a hatta mehmet topal da o zamanlar bildiğiniz yetersiz vasıfsız bir eleman yani. linderoth zaten ebedi sakat, öyle ki bu orta saha içinde ayhan, modric gibi kalıyordu.
şimdi şöyle diyenler de var, ''ee ama ileri hattımız çok iyi.''
eh iyi de arka tarafı ne yapacağız? ön ve arka taraf tıpkı şu resimdeki gibi:
https://i.hizliresim.com/lWpODp.jpg koskoca real madrid bile hücumu ile savunması arasındaki köprüyü kuramadığında rezil rüsva oldu da biz mustafa sarp- barış özbek ile mi olmayacaktık?
yahu adamların ileri hattı ronaldo, james, bale ve benzema'dan oluşuyordu. orta sahalarında da yine modric gibi dünyanın en iyi iki yönlü orta sahası vardı buna rağmen casemiro gibi çapa bir orta saha kullanmadıklarından senelerini heba ettiler. ne ispanya'da ne şampiyonlar liginde hedeflere ulaşamadılar. bakın komple orta saha eksikliğinden bahsetmiyorum, tek bir oyuncunun yarattığı skorsal farktan bahsediyorum, tek bir oyuncu! rijkaard dönemi galatasaray'ında baştan aşağı orta saha yetersiz. bu adam ne yapsın da hücum ile savunmasını birleştirsin?
bakın orta sahamıza tekrardan göz atalım: barış özbek, mustafa sarp, ayhan akman, mehmet topal, linderoth.
barış özbek, mustafa sarp, ayhan akman, mehmet topal, linderoth.
ha savunma dörtlün mükemmel olur da bir ihtimal bu zaafını kapatırsın ama savunma daha da rezalet. serkan kurtuluş ve sabri sağ bek rotasyonumuz. caner erkin denen truva ve volkan yaman da sol bek rotasyonumuz. stoperler lucas neill, gökhan zan, servet çetin, emre güngör falan. kalecin desen orkun uşak, leo franco, ufuk ceylan.
top rakipteyken santrayı geçti mi bildiğin sı.tın yahu. çaren yok yani. bam karşıladı karşıladı karşılayamazsa rakip futbolcuyla servet çetin- emre güngör- gökhan zan baş başa kalıyor. onlar da karşılayamazsa zaten gol. kaleye gelen her isabetli top gol.
rijkaard bu kalitesizliğe rağmen 64 puan topladı, bu kalitesizliğe rağmen baros sakatlanmadan evvel ilk altı haftada 18, ilk dokuz haftada 22 puan topladı.
rijkaard bu kalitesizliğe rağmen takıma göze hoş gelen bir futbol oynattı.
ha adamcağız sadece kalitesizlikle de değil, takım içindeki hainlerle de uğraştı: (bkz:
servet çetin)
takım içindeki artistlerle de uğraştı: (bkz:
caner erkin)
zaten adam barcelona'dan sonra böyle rezil bir kadroya teknik direktörlük yapınca kulüp kariyerine son verdi. bize gelene kadar dünyanın ilk beş teknik direktöründen biri olan adama teknik direktörlüğü bıraktırdık erken yaşta.
1998'den 2010 yılına kadar geçen 12 senede sadece 3 sezonu boş geçiren rijkaard,
galatasaray'dan sonra bir daha kulüp takımı çalıştırmadı. çalıştırdığı tek takım da suudi arabistan milli takımı. ondan sonrasındaysa hiçbir şey yok. elinde şampiyonlar ligi kupası yükselmiş bir teknik direktörün türkiye'ye uğradıktan sonraki halidir işte bu. barcelona'ya on yıldan fazla ekmeğini yiyeceği bir düzen bırakmasına karşın, kendine has imzası olan ender teknik direktörlerden olmasına karşın türkiye gibi kaotik bir ortamda hem kadronun kalitesizliği hem taraftar profilinin yetersizliğinden başarısız olup çekip gitmiştir. gittikten sonra da kendini futbol uleması sananlar ''ben demiştim'' demiş, sözleri unutulduktan sonraysa ''kaliteli teknik direktör almak lazım himmet abiiiey''e geçiş yapmışlardır.
mesela 2017-2018 sezonu galatasaray kadrosunu rijkaard'a versen ben diyeyim 75, sen de 85 puan toplardı.
ahh ahh!
yedi senedir kulüp takımı çalıştırmamasına rağmen bugün teknik direktörlük için getirmemiz söz konusu olsa zerre tereddüt etmeden kabul ederdim.
https://www.youtube.com/watch?v=AMsuuNfFqWk seni unutmayacağım kıvırcık adam...