galatasaraya gelen bütün büyük yabancı teknik adamlar gibi kendisi de cesur olamamasının sıkıntısını çekti.
ondan önce, benim kendisiyle ilgili hatırladığım en sıkıntılı şey şuydu ki geldiği günkü basın toplantısında önce "buradan önce barcelonada çalıştım" dedi. tercüman beklerken tercümana baktı ve "bunu çevir" dedi. açıkçası şu surat ifadesine büründüm:
http://www.wtfunphotos.com/...ele_bros-d78j50s.jpg çünkü zaten tüm dünyanın bildiği bir şeyi kalkıp da karşısındaki insanların gözüne sokmanın hiçbir anlamı yoktu. zaten ukala bir adamdı ama o tavrına fena sinir olmuştum. yine de gidene kadar durduk arkasında. olmayacağını anladığımda bile idealist gibi kalsın diyip durdum. ardından hagi geldi, çok da üzülemedim gidişine. sonra hagi de gitti.
sonrasında da fatih terim geldi, haginin gidişine de o yüzden o kadar üzülemedim. sonra terim de gitti. mancinide bu döngü kırıldı ama sanırım en çok da mancininin gidişine üzüldüm.
lan ne karaktersizmişim, galatasaraya kim gelse sevmişim bildiğin. seçicilik sıfır.