resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 3926
    galatasaray teknik direktörlüğüne getirilmesinin üzerinden 14 yıl geçmiş hollandalı.

    insan çocukken anlamıyor da iş hayatına girip karşısına çıkan insanların yanlışlarını, değişime direnmelerini, hatalarının doğru olduğunu iddia edip inatla savunmaları ve bunun gibi diğer kurnaz tavırlarını görünce rijkaard'ın bu ülkede başarılı olmasının imkansız olduğunu daha iyi anlıyor.

    bu ülkede kurnazlık, tembellik ve kendine yontma prim yapıyor. "başımıza icat çıkarma"ların, "eski köye yeni adet getirme"lerin ülkesi. yaşayan bilir zaten.

    kendisi teknik direktörümüz olduğunda havalara uçmuştum. öyle ya sadece 1 yıl öncesine kadar barcelona'yı çalıştırmış, üç yıl önce barcelona ile şampiyonlar ligi kazanmış, la liga gibi bir ligde şampiyon olmuş adam şimdi bize geliyordu. inanılır gibi değildi. kesin bizi de uçururdu. skibbe gibi ismi duyulmamış, bülent korkmaz gibi büyük teknik direktör olamayacak isimlerden sonra ilaç gibi gelecekti kulübe. çocukluk işte.

    aradan bu kadar yıl geçtikten ve daha olgun bir bakış açısına kavuştuktan sonra düşününce sanırım rijkaard bu toprakların ortadoğulu zihniyetine yenik düştü. sanırım demek fazla olur.

    buralardaki algılara göre kurallara itaat eden kerizdir. kibar, nazik olan eziktir. sağduyulu olan kolay lokmadır. üçkağıtçı olmak, yalan söylemek büyük zeka göstergesidir. erkek dediğin maço olur, ezer geçer. tembellik en temel haktır.

    rijkaard her avrupalı gibi batılı çalışma anlayışını uygulamalak istedi. oyuncuları avrupa'nın profesyonelliğindeler, sorumluluk bilincindeler zannetti. iş ahlakı yüksek, öğrenmeye ve yeniliğe açık, kendini sürekli geliştirmeye yönelik bir anlayış olan batılı çalışma tarzına.

    bu nedenle mesela kampı kaldırdı. futbolcular nasılsa kamp yok diye maç öncesi akşamları alemlere, gecelere aktı. fenerli medya vay efendim kampı nasıl kaldırır, eski köye nasıl yeni adet getirir, avrupa mı burası diye dezenformasyona başladı.

    bugün futbolda yerleşmiş olan "geriden oyun kuran stoper" kavramını ilk kez ortaya atmış, antremanlarda o zaman takımda as stoper olan servet'e bunu öğretmeye çalışmış fakat antremanlarda yan gelip yatmaya alışmış servet çetin'e zor gelen bu iş ikilinin aralarını feci şekilde açmıştır. hatta servet çetin olmayan futbol aklıyla rijkaard'ı tiye aldığını sanıp gazetelere "rijkaard geriden oyun kuran stoper istiyorsa 10 numaraları stoperde oynatsın hehehehehehee" tarzında demeçler vermiştir.

    neticede rijkaard türk futbolu için çok doğru bir söz söylemiştir "türk futbolunda her şeyden biraz var ama hiçbir şey tam değil". bizi, bizleri çok iyi özetleyen, niçin her konuda ülkecek başarısız olduğumuzu yüzümüze yüzümüze vuran öz bir cümle...

    bugün artık oyun kuramayan stoperlerin yüzüne bile bakılmıyor. bu ülkeye hiçbir şeyi kabul ettiremedi rijkaard. ne total futbolu, ne pozisyon bilgisini ne de modern futbolu. en sonunda da çok utanılacak şekilde komplovari bir futbolcular-yönetim işbirliği ile pimi çekildi ve kovuldu. kovulmak onun için kurtuluştu, bizler içinse kayıp...

    frank rijkaard bu ortadoğu ülkesinde kendisine hiç rahat verilmeden yaşadığı 1,5 yılı tamamlayarak ülkesine dönmüş ve adeta huzur bulup kurtulmuştur. adam bir daha türkiye'nin yakınından bile geçmemiştir.

    aradan 13 sene geçti, değişen hiç bir şey yok ve bu topraklarda tarih hala acı ile tekerrürden ibaret bir bilim...
  • 3927
    aklımda kalan bir sözü var. ilk sekiz hafta gelene geçene üçer beşer attıktan sonra gaza gelen müthüş futbol yorumcularımız bunu nasıl yaptığını kendisine sorup duruyorlardı. rijkaard da cevap olarak bir keresinde bu başarı tesadüf veya şans gibi bir şey dedi. her şey hemen olmaz öyle dedi. çok iyi bir teknik direktör olmayabilir ama vizyonuna ihtiyacımız vardı. futbol direktörümüz falan olsun isterdim.
  • 3929
    az önce okuduğum guardiola haberinden sonra aklıma gelen rahmetli (eski yani kendisi hayattadır.) anrenörümüz.

    bazı insanlar vardır. hayatta 4 ayak üzerine düşerler, bazıları ise şansızdır kendi kariyerlerini tırnaklarıyla kazıp çizer. hocamıza günümüzde bazen kızsak da fatih hocamız kariyerini kendisi yapmıştır. hocanın en sevdiğim özelliği rezil olsak bile sahada o her daim aslanlar gibi oyuncusunun arkasında durandı. aynı şekilde mourinho, okan buruk hocamız ufak takımlarda kendilerini ispatlayarak kariyer sahibi olmuşlardır.

    frank abi ve guardiola aslında bu bahsettiğim 4 ayak üzerine düşenlerden.

    frank abi bize geldiği zaman ben de çok sevinmiştim ancak kariyeri hep şampiyonlar ligi şampiyonluğu için kurulan takımda geçmişti. ufak takımlar vardı prag zannedersem ve orada da galatasaray'da benzer bir sonu oldu.

    kendisi bize geldi ve ortaya çıkanlarla hayallerimiz yıkılmaya başlamıştı.

    benim bu abide unutamadığım en önemli detay puan kaybıyla biten her maçtan sonra takım oyuncularını kötüleyip durmasıydı. bir kerede çık de ben elano'yu farklı pozisyonda oynattım. defansif bir takıma karşı hucum oynatmadım de. bir şey de...

    o hep mustafa böyleydi, elano hatayı yapmasa kazanacaktık gibi sağı solu suçladı durdu. en acısı bunları basın toplantısında söylemesiydi. git takımı topla, toplantını yap. o basının ve taraftarın önüne oyucuları attı durdu.

    her hafta basın toplantısı üzerinden entry girdim burada yerden yere vuruldum. ne salaklığım kaldı ne iş bilmezliğim. aslında futbol bilmeyen birisi bile toplantıları dinleyip yapılması gerekenin takımı kötülemek değil liderlik olması gerekriğini bilirdi ama o kariyerle ve kupalarla geldiği için taraftarımızın yarısından fazlası takım içinde isyan çıkana kadar olayları fark etmedi.

    (bkz: since prospero)

    ben iddia ediyorum, elindeki kadroda başarı için her şey vardı. elano'su, keitas'sı, joe'si vardı. vardı da vardı.

    sonunda oyuncular isyan edip fenerbahçe derbisinden önce kendisini gönderdi.

    guardiola'da böyle. bir gerçek var uzun zamandır dikkat ediyorum, manchester defamlı olarak öne geçip skoru koruyamıyor. ben burada oyuncuların hocaya karşı bir tepki verdiğini, yönetime mesaj verdiğini görmekteyim.

    işte öyle...
App Store'dan indirin Google Play'den alın