resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 3901
    iniesta'nın four -four -two dergisine verdiği röportajdan , rijkard hakkındaki alıntısı.
    çok şey. çok şeyi değiştirdi. 2000’lerin başında barça çok zor zamanlardan geçiyordu. başkan değişmişti, eleştiriler ve protestolar vardı; takım 2000-2001 sezonunda şampiyonlar ligi’ne katılmayı bile rivaldo’nun ligin son maçında valencia karşısında hat-trick yapmasına borçluydu. beş yılda beş antrenör gelmişti, ama sonra 2003’te rijkaard geldi ve beraberinde ronaldinho’yla deco gibi oyuncuları getirdi. van gaal yönetimindeki barcelona’da çok fazla sayıda hollandalı oyuncu vardı ama rijkaard sadece daha fazla hollandalı getirmedi. benim gibi, xavi gibi, puyol gibi altyapıdan oyuncularla hollandalıları bir takım haline getirdi. rijkaard hep “adım adım” derdi; adım adım gittik, bir anda tüm maçları kazanmaya başlamadık.

    rijkaard barcelona’nın felsefesini anlamıştı. futbolun insanlara keyif verecek şekilde oynanmasını istediğini söylüyordu bize hep. takım iyi gidiyorsa insanların da mutlu olacağını biliyordu. ben de artık daha çok oynuyordum, çoğunlukta oyuna sonradan giriyordum ama oynuyordum. 2005-2006 sezonunda xavi sakatlanınca ilk onbirde daha çok çıkmaya başladım.
  • 3902
    bizi emeklilik ikramiyesi olarak görmese başarılı olabilirdi. türk futbolunu en iyi anlatan sözü söylemiş hocadır. herşeyden biraz var ama hiçbir şeyden tam yok. dick advocaat da türk futboluna ait güzel tespitlerde bulunmuştu ama buna rağmen o da gönderildi. kendisi değil de dick aklıma geldikçe ülkemizde esen değişim rüzgarlarının nasıl kolpa olduğunu görüyorum. şu lafların söyleyen adamın gönderildiği yerde değişim filan olmaz;

    fenerbahçe kariyerimde oyuncuların çoğu beni sevmezdi. bazı kalitesizlikleri yüzlerine söylüyordum. bu taraftara bu mücadele yakışmıyordu çünkü. yönetimle problemler oldu. kalsaydım takımda tahmin edilmeyecek değişiklikler olacaktı. türk futbolunda oyunculara aşırı romantiklik ve duygusallık yüklenmiş, kalitesizlik gizlenmiş. gerçekler sezon sonu acı tecrübe oluyor. bu paraların döndüğü alanda oyuncuların başarısız olması salaklıktır.
  • 3903
    futbolcuyken harika bir kariyer yaptı.
    efsane milan takımının en önemli parçalarından biriydi.
    hollanda milli takımının değişmez oyuncusuydu.
    teknik direktörlüğü de büyük başarılarla başladı.
    barselona'ya muazzam futbol oynattı.
    ronaldinho, xavi, iniesta, e'too gibi yıldızlardan olağanüstü verim aldı.
    messi'nin yükselişinde, takımın ona olan entegrasyonunda önemli rol oynadı.
    şampiyonlar ligi ve la liga'yı kazanan bir teknik direktör olarak galatasaray'ın başına geçtiğinde ise beklenti çok yüksekti ve ilk haftalarında da keyif veren bir futbol oynatıp, iyi sonuçlar alıyordu...
    ancak ne var ki, o sezon futbol saha içinde kalmıyordu, pek çok takım şike yaparak daha sonra ceza alacaktı...
    rijkaard, yaşanan puan kayıplarına daha fazla dayanamadı ve ayrıldı.
    sonraki kariyeri ise serbest düşüş şeklinde devam etti.
    barselona'da yaptığı büyük işler sonrası böylesi bir çizgide gitmesi şaşırtıcıydı...
    belkide kendisi bir keşiş kafasında yaşayan biri...
    kim bilir...
  • 3906
    türkiye macerası karate kursuna gidip gaza gelip mahallede adam dövmeye çıkan elemanlara benzeyen abimiz. teknik, taktik, total futbol, sistem, pas oyunu, la masia, gelenek, görenek, rotasyon falan bunlar çok güzel şeyler.

    ama burası mezopotamya, burda kan tarihle yaşıt, burda savaş bitmez*...

    işin şakası bir tarafa, 4-3-3 oynatmaya çalışsa da hem ligin doğası hem de elindeki malzeme gereği 4-5-1'e hatta 4-2-3-1'e dönüyordu oyun. kale ortalamanın belki bir tık üstüydü. defansta sağlam ve istikrarlı bir tandemi bir türlü yakalayamadı. forvette baros hariç üst düzey forveti olmadı ki onu da sakatlıklardan sebep doğru dürüst kullanamadı. arda-kewell-keita kanattan katkı verdi ama onlar da geleneksel açık mentalitesine bağlı kalınca oralarda da sistemi aksadı. orta sahada da bam üçlüsü ya da mehmet topal gibi adamlar önlibero kafasına geçip merkezi eksik bıraktı çoğu zaman kendi kendine. bu da intihar demekti özellikle fikstürün sertleştiği dönemde. orta sahayı çoğu maçta kaybetti bu sebepten. mart sonuna kadar lige tutunsak da ligin karar anlarında hiçbir sert rakibe direnç gösteremedik bu çarpık taktikle...

    ikinci sezon bir de var olan kaleciyi gönderip iyi kötü iş yapan keita'yı para için satınca, yerine apar topar alınıp koparılan kolu kanadı kırılmış misimovic'e mevki bulamayınca, kewell'ın baros'un sakatlık problemleri artınca iyiden iyiye çökmüştü sistemi. stad taşınması gibi olağanüstü bir durumun olduğu sezonun bir şekilde kayıp geçmesi anlaşılabilirdi ama 8 maçta 4 mağlubiyet koparınca "sırf kadıköy'de yenilince hoca gönderdik olmasın" diye kovulmuştu bir kadıköy deplasmanı öncesi. ordaki son 10 lig maçını kaybeden galatasaray belki de o seri boyunca hiçbir maçta olmadığı kadar umutsuz gittiği kadıköy'den hagi yönetiminde beraberlikle ayrılmıştı.

    gerçi kadro o kadar yanlış ve eksiklerle doluydu ki, galatasaray ne zaman kötü ben burda diyen hagi de sezon sonunu tamamlayamayacaktı...
  • 3907
    yabancı kısıtlamasının ve adnan brothersların olmadığı bir galatasaray'da daha başarılı olacağına inandığım hollandalı teknik adam. aslında 2010-11 sezonunun teknik direktörlerinden biri olsa da o sezon ki enkazı rijkaard'a fatura etmez zihnim neden bilmem. zihnimde hep 2009-10 sezonuyla yer ediyor ve onu hatırlayınca lige 6'da 6 yaparak başladığımız geliyor. bir de bize geldiği gün keşke ters takla atabiliyor olsaydım dediğimi. o kadar sevinmiştim. ama olmadı. o defans ve orta saha yapısıyla olmazdı da zaten. sadece kanat ve hücum hattı iyi olan bir kadroyla yapılabilecek olan şeyleri yaptı zaten. sonra da 2010-11'de o ankaragücü maçıyla sahadakiler tarafından nasıl kovdurulduğu malum zaten. rijkaard'a kötü diyemem. fakat barcelonalı futbolcular guardiola'nın görevdeki ilk zamanlarında verdikleri röportajlarda iyi ki rijkaard gitti guardiola geldi, böyle çok mutluyuz gibisinden konuşuyordu. bunu da unutmayalım. bir de rijkaard ve hiddink birbirlerini hiç sevmezler. acaba neden husumetliler diye aklıma geldikçe merak ediyorum.
  • 3911
    haksızlık ettiğimizi düşündüğüm eski teknik direktörümüz. adamın eline bam üçlüsünü verdik. bu da yetmezmiş gibi keita'yı satıp serdar özkan gibi bir oyuncuyu transfer ettik. mükemmel defans hattımızı da unutmayalım. şöyle bir kadro vardı elinde kaleden: ufuk-sabri-gökhan-servet-hakan-sarp-barış-ayhan-serdar-pino-(?) forvetimiz o dönem de yok ki ne yazık ki kewell ve baros'un bitmek bilmeyen sakatlıkları yüzünden. bu kadroyla başarı gelmeyince sezon başında yolladık adamı. takımdaki bazı oyuncuların hal ve hareketlerini ve sami yen'deki ankaragücü maçını da unutmayalım.
  • 3914
    kendisinin dönemini değerlendirirken çalıştığı yönetimi de göz ardı etmememiz lazım olan eski teknik direktörümüz.adnan polat yönetimi o dönem teknik direktör öğütme makinesi gibi çalışıyordu.kalli-cevat güler(geçici olarak gelmişti )-skibbe-bülent korkmaz-rijkaard-hagi-bülent ünder şeklinde bir sıralama yapmıştı.böyle bir ortamda başarı beklemek o dönem için imkansızdı bana göre.bu teknik direktörlerin birbiriyle oyun tarzı olarak takım yönetimi olarak bağlantıları bile yok alakasız teknik direktörler.kulüp planlaması günü kurtarmak amacıyla yapılıyordu yani.böyle plansız bir ortamda bir antrenörün başarılı olması imkansıza yakındı nitekim olamadı da.elbette kendisinin de hataları vardır ama genel tabloya baktığımızda bu yönetimle de kimse başarılı olamamış gözüküyor.iyi hatırlayacağım teknik direktörlerdendir her şeye rağmen.
  • 3915
    prime dönemi denilebilecek bir noktada hangi sözlerle ikna edilip galatasaray'a getirildiğini merak ettiğim türkiye'ye gelmiş en kariyerli hocalardan biri.

    ilk 8 hafta mükemmel oynadık algısı yapılacaksa bu adama yapılmalıdır çünkü aynı maçta as forveti baroş sezonu kapatmadan ve keita carlos'a attığı yumruktan uzun süreli ceza almadan önce gerçek galatasaray nedir herkese gerçek anlamda gösteriyordu.

    birileri gibi 3 maç iyi oynattıktan sonra sırf galip geliyoruz diye kalan 5 maçta aslında bir bok oynatmadığı halde binbir güzelleme alamadı malesef. hem konya ve rize gibi takımlardan 4 gol de yemedi. hele sir alex ferguson çöpü(!) gibi kendi sahasında ezeli rakibinden 6 gol hiç yemedi. yardımcısı johan neeskens bile türkiye ligine fazla bir hocaydı. keşke adnan sezgin yerine ali dürüst ve abdürrahim albayrak ile çalışma fırsatı yakalasaydı da kendisine rahat bir ortam sağlayabilseydik.
  • 3918
    ocak 2013'ten beri takım çalıştırmayan teknik direktör. barcelona'da şampiyonlar ligi şampiyonluğunu kazandıktan sonra sadece galatasaray ve suudi arabistan milli takımını çalıştırıp 50 yaşında teknik direktörlük jübilesini yapmış. şampiyonlar ligi şampiyonu apoletli bir teknik direktör için şaşırtıcı olay. bir yaştan sonra futbol boş adam işi diye düşündü herhalde.
  • 3921
    önedit: sözlüğün basligina yazacağıma rijkaard'ın basligina yazmışım. vardır bir hayır. tanım yapalım boşa gitmesin.

    eto'o - ronaldinho - messi ofansif hattına teknik direktörlük yapmış efsane hollandalı.

    arada bir geçmişe götüren sözlük.

    sözlüğün ilk zamanları...

    henüz okurum. takım mehteran takımı gibi. 1 ileri 2 gidiyor. biz de genciz. henüz hayallerimiz var. gelecek çok güzel olacak diye kandırmışız kendimizi. sözlükte her maç sonu futbolu bilen abiler sonuç ne olursa olsun taktik teknik güzellemesi yapıyor.

    sözlükte kah mustafa sarp yeni rijkaard oluyor, kah galatasaray yeni barça. sabredersen şirinleri göreceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz. sonra ne rijkaard kalıyor ne hayaller. futbolcuları suçluyoruz. bilerek sattılar diyoruz. hayat devam ediyor.

    bir şeyler oluyor. bir anda düzeliyor takım. bir maç bir futbolcu eliyle 4-4-2 yapıyor ve acı günler geride kalıyor.

    futbolu bilen abilere -yaşlandık artık bazıları kardeşimdir- tavsiyem türk futbolunu değil avrupa futbolunu yazsınlar. oranın doğrularını buraya uyarlayıp kendilerini üzmesinler. burada güzel şeyler bir anda olur. bekletmez.*
  • 3922
    barcelona'daki tiki taka kültürünü oluşturan en önemli isimlerden biri.
    diğerleri için: (bkz: johan cruyff) (bkz: pep guardiola)

    böyle bir adam kariyer zirvesinden sonra galatasaray'a geldi. zamanı da vardı. ama sonuç? türkiye'ye gelen her yabancı teknik direktörün makus kaderi :mission failed.

    tiki-taka'nın en baba adamlarından biri bile bu ülkede başarısız olmuşken bu adamın çırağı(?) olan domenec torrent mi başarılı olacakmış?

    o da güzel hikaye kardeş..
  • 3925
    eski teknik direktorumuz. hollandalilar bize gore daha acik sozlu olduklari icin yaptigi bazi aciklamalar sıkıntı yaratmisti. tercumani (o donem de mert cetin'di galiba) aciklamalarini zaman zaman yumusatip cevirse de ingilizce bilenler hocanin asil dediklerini anliyordu. donemin yonetimi buna cozum olarak rijkaard'a anadilini bilen bir tercuman getirmisti. amaclari hocayi ingilizce yerine hollandaca konusturup sıkıntı yaratacak bir aciklama yaparsa yayilmasini engellemekti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın