resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 2702
    galatasaray taraftarını adeta hipnotize etmiş adamdır. birbuçuk senedir takımın başında olmasına rağmen olumlu anlamda tek bir katkı yapmaz mı bir hoca! yok hayır, yapmadı. yapmıyor. yapmayacak. ama buna rağmen galatasaray tarihiyle alay edercesine tarihimizdeki en utanc verici demeçlerine imza atmasına rağmen hala taraftarlarca protesto edilmeyen teknik adam. bu demeçlere bir göz atalım:

    25 ekim 2009 fenerbahce galatasaray macından sonra rakibin futbolcularımızı provoke ettiğinden bahsetmiş hazret. yollarımıza kırmızı guller sereceklerini mi tahmin ediyordu acaba merak ediyorum. maca hazırlanmadıgının en buyuk gostergesi bu zaten. bir tane kisiyle klupten bu maclara ait bir analiz yapmaz mı bir teknik adam. daha onceki macları izlemez mi! sadece o futbolcu grubundan emre asık veya ayhan akman'la cok degil on bes dakika konussa bu olanlar kendisine anlatılmaz mı. ama yok. hazretin yaptığı iş umrunda değil.

    demeç komedilerine devam edelim. 26 agustos 2010 karpaty lviv galatasaray macı sonrasında. zizonkovac ve captano gibi buyuklerimiz benden daha iyi bilirler ama ben otuz yıllık hayatımda bu kadar kotu futbol oynayan bir takımı izlemedim desem abartmış olmam ama hazret mactan sonra " futbolcularımın performansından memnunum" dedi. futbolcularını basın onunde sırtlanlara yem etsin demiyorum ama biraz daha realist ve ciddi bir seyler soylemez mi bir teknik adam

    29 temmuz 2010 galatasaray ofk belgrad macı sonrası. duyduğuma kulaklarıma inanamadığım demeci. takım son 15 dakikada yediği gollerle macı berabere bitirdiginde futbolcularını tac atarken zaman gecirmedikleri icin, oyuncu değisikliklerinde zaman calmadıkları için eleştiren bir teknik adam. zavallılığın son noktası. buysa protesto etmediğiniz, vazgeçemediğiniz kişi benden ve galatasarayımdan uzak dursun. izahı var mı bu demecin. senelerdir galatasaray futbol takımın hucum karakteri uzerine bina edildiğini bilip de hala bu adamdan bu demecinden sonra bile medet uman rijkaard dilencilerine şaşırıyorum.

    hazretin vukuatlarına devam edelim. bu adam fenerbahce maclarının bu takım uzerindeki psikolojik etkisinden hala bihaber. 19 temmuz 2010'da oynadığımız sıradan bir hazırlık maçının bile takım üzerinde nasıl olumsuz bir etkide bulunduğunu görmüş müdür şüpheliyim! 19 temmuz 2010 galatasaray fenerbahce macında fenerbahce macın daha ilk yarısında on kişi kalmışken sahadaki tek forvet mehmet batdal'ı çıkartıp forvetsiz maca devam ederken neyi düşünüp neyi planladı merak etmekteyim. ama demeçleriyle bizleri şaşırtmaktan bunları izah etmeye vakit bulamıyor.

    1980 lerin ikinci yarısından bu yana derwall ile başlayan cizgide en kotu gunlerimizde bile hucum futbolu uzerine kurulmus olan futbol karakteristiğimizi değiştirmek için and içmiş olmasından şüphe ediyorum artık. belgarathbir defasında bahsetmişti. farkında mısınız bilmiyorum ama artık bu takımda kör topal futbol oynarken 1-0 öne geçip de maçı 1-1 bitirme sendromu oluşmaya başladı. tek maç üzerinden yorum yapmıyorum. tek tek yazıyorum size. 2009 2010 sezonunda deplasman oynadıgımız sivasspor ve besiktas maclarında, yine aynı sezon ali sami yen'de oynadıgımız eskisehirspor, ibb ve manisaspor maclarını hatırlayın. hepsinde zor bela one gectigimiz ve golden sonra adeta mac boyunca rakibin oynamasına musade ederek hic bir hucum odaklı direnc gostermeden goz gore gore puan verdiğimiz maclar. bu sene de aynı sorun aynen devam ediyor, bilmiyorum farkında mısınız. 2010 2011 sezonunda gecen hafta ali sami yen'de oynadıgımız gazientepspor macı ve deplasmanda oynadıgımız bucaspor macları. 1-1 sendormunun futbol sansımızla bizden uzak durdugu kabus maclar. yetti artık diyorum ama taraftarımız ısrarla rijkaard diyor. anlamakta gerçekten zorlanıyorum!

    ısrarla ve inatla soyluyorum. bu adam bu takımı ciddiye almıyor. uzerinde düşünmüyor. plan yapmıyor. leo franco ornegini vereyim. gecen sezon sonlarında adnan polat tarafından sözleşmesinin feshedilecegi soylendigi halde hala kaledeki ufuk ceylan gibi bir gence forma vermeyen, yokları oynayan, en kritik fenerbahce macımızıda* lenslerini unutup da madagaskar'dan gol yiyecek kadar meslek ahlakından yoksun bir kalecide ısrar eden rijkaard. allah seni bildigi gibi yapsın. benden ve takımımdan da uzak etsin bu arma aşkına!

    bitmedi, bitmiyor. beraberliğin ve mağlubiyetin takımız adına hiçbir anlamının olmadığı, bilakis beraberliğin fenerbahce takımı için lig sampiyonlugu yolunda kaymaklı ekmek kadayıfı kıvamında onemli oldugu 25 nisan 2010 galatasaray bursaspor macı 0-0 devam ederken arda turan'ı çıkartıp defans oyuncusu emre güngör'ü oyuna almasını mevcutta 1320 kusur yazar olan bu sozlukten bir tanemiz bana futbol mantığı ile anlatabilirse adına florya ataturk ormanında agac dikicem!

    bu uzun yazıyı son bir istek ile bitireyim. bu sozlukte kendi açtığım bir anketten biliyorum ki rijkaard'ı olesiye savunan yuzde 65'lik bir yazar kitlesi var. bana içlerinden bir tanesi bu hollandalı'nın bu takıma 500 gune yakın gecen zamanda kazandırdıgı tek olumlu bir özellik var mıdır, örneklerle anlatsın. gercekten merak ediyorum!

    bir zamanlar tarihe gomsek sığmayacağımız bir takımdan son dakikalarından azap ceke ceke vakit gecirdigimiz bir takıma evrilmek ne zor seymis!

    birileri rijkaard'a bir dönem sami yen trübunlerinde asılan o muhtesem pankartı hatırlatsalar keşke

    "gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın"... hey gidi gunler.
  • 2703
    çok teknik taktik analize girmeyeceğim, galatasaray'ı pas yapamayan pozisyona giremeyen, üstünlük kuramayan, sahada ezilen bir takım haline getirmiştir. bu kadronun beşte biri edecek kadrolarla ligin anasını ağlatırken zerre ışık vermeyen bir futbol oynamaktayız artık. en büyük sorumlu kendisidir bu konuda ve hala iyi mücadele ettik falan diyor. yahu ekran başında kanser oluyorum ben neyin mücadelesi allah aşkına. 18 eylül 2010 bucaspor galatasaray maçında golden önce pozisyonumuz yok ve kendisi pozisyona girdik diyor. ya ben malım ya da rijkaard inanılmaz görüş sahibi ki pozisyonları görüyor.

    çektiğimiz bu eziyetin baş sorumlusu kendisi görünüyor. kestaneden takımlarla mücadele etmenin kadro kalitesiyle uzaktan yakından alakası yok diye düşünüyorum. buca kadar mücadele edemiyor bu takım sahada.
  • 2704
    şimdi klişe konuşmayayım falan diyorum da, allahım ben öleceğim..

    yahu bu adam barca'ya gelmeden önce de o takımda xavi vardı, rivaldo vardı, kluivert vardı, vardı da vardı anasını satayım. e o adamlar kendi liglerinde bile sıçıp sıvıyorlardı. sonradan xavi'ye iman gücü mü geldi de barca bu günlere geldi?

    bal gibi de kadro kalitesiyle alakası var arkadaş!

    bak barcelona'ya, en önemli bölgeleri neresi? geriden aldığı topu ileri veren adamlar. bizde kim bunu yap(am)ıyor? sarp ve ayhan.

    ben demiyorum ki xavi gibi adamımız olsun, imkansız evet, ama sarp'tan da ayhan'dan da daha tırt adam var mı?? yok. biliyoruz ki sarp da ayhan da yönetim transferi. ee? ne yapsın bu adam???

    kusura bakmayın da mourinho gelse bundan iyisi olmaz.
  • 2705
    "barcelona da oturmuş bir pas şablonu oyunu olmasından dolayı başarılı olan teknik direktördür". barcelona yı cruyff un ayrıldığı 95 sezonundan 2003e kadar hiç izlemeyenlerin bol bol attığı bir yalan.

    o 8 senede, van gaal ın 2+1 senede oynatmaya çalıştığı pas oyunundan başka, asla total futbol peşinde koşmamıştır barcelona. rexach olsun, antic olsun boby robson olsun,serra ferrer olsun takımı bırakın ileri götürmeyi iyice geriletmişlerdir.

    8 seneden bahsediyorum. hani van gaalın 3 senesini çıkar. 5 sene boyuncu kellesi kesik tavuk gibi oynayan bir takımdan bahsediyorum. ki cruyff un son seneside felaket bir senedir hani pas futbolunun yakınından bile geçmez. ama o detayları sen bilmezsin o yüzden boşver.

    rijkaard barcelona'nın köklerine dönmüştür. hollanda kökenli futbol anlayışı ile, pası barcelona ya geri getirmiştir.

    eskiden xavi-iniesta olsa ben de öyle oynatırımcılar vardı, şimdi barcelona zaten pas takımı yaeaea ciler var. argümanlar tükendikçe yenilerini uyduruyor şu "türk futbolunun gerçekleri yaaaeee" ciler.

    tanım: kötü hoca, barcelona yı ben de öyle oynatırdım. galatasarayı ve türkiye'yi tanımıyor. alllaeh yardımcınız olsuuaaauan..

    aziz matta nın hatırlatmasıyla edit: barça 1998-99 sezonu şampiyonluğundan rijkaard'ın ilk şampiyonluğuna kadar bir tek kupa bile alamadı. ama neyse sen bilmezsin türk futbolunun gerçekleriyle meşguldün o sıralar di mi?
  • 2710
    galatasarayın tenkin direktörü. kıvırcığım. çok severim. 17 eylül bucaspor galatasaray maçında güldü ya golden sonra. ben de güldüm bilgisayar başında.

    ammaaa. şimdi ben bu adamı çok eleştiriyorum. 1 senedir takımda herhangi bir oyun yapısı yok. kaybederken hadi neyse. ama kazanırken de yok. omurgasız bir takım var sahada. ileride hiçbir şey yapamayan bir takım. bunu kesinlikle sadece ortasahaya bağlayamayız. (ki bence şu an takımın tek yarası mustafa sarptır ve her takımda da böyle adamlar olur) bazıları diyor mesela mustafa sarpa kızınca millet "ilerideki oyuncuları eleştirmiyorlar onlar da pozisyona giremiyor" diye. o oyuncuların da suçu yok pozisyon yaratamamakta. hucum bir takım felsefesidir ve o felsefeyi de teknik direktör aşılar takıma. yoksa ilerideki oyuncuların kalitesinden bahsetmemize gerek yok dimi?

    asıl yazmak istediğim yere geldim. istikrar olsun diye gitmesin diyenler var. şu geliyor aklıma onları gördükçe. onlar bu kadar istikrar diye bağırırken rijkaard'ın yeni sözleşme imzalamak istememesine ne diyorlar. adnan polatın önerdiği yeni sözleşme teklifinden sonra "başarısız olursam giderim"* demesine niye bir şey demiyorlar. rijkaard'ın kendisi bile başarıya endeksli sözleşme düşünürken bu yazarlar niye sürekli istikrar diye bağırıyor.

    garip.
  • 2714
    adım adım gidiyor sanki rijkaard. futbol kültürü yanlış bir şekilde yoğurulmuş bir topluluğa elit futbolu öğretmeye çalışıyor. elit futbolu oynatmayıp: "topu ileri vurun, geri seken toplara baskı yapın, bir şekilde baros'u topla buluşturun" dese, yani klasik 96-2000 futbolunu oynatmaya çalışsa başarılı olamaz mı? olur. hem de elinde buna uygun bir kadro da var. ama o her daim sukunetle oynanmasını istiyor topun. bu da ruhsuz bir görüntü veriyor elbette.
    olur mu peki böyle? olur tabi de uzun sürer. o kadar sabrımızın olduğunu sanmıyorum. mustafa sarp bu yaştan sonra bunu yapmayı öğrenemez. ama ayhan ahman öğreniyor, o da ayrı bir konu.
  • 2715
    ''geleceğin takımını kuruyoruz, sabır.'' mottosuyla başladığımız geçen sezonun ardından 15-16 ayda bıktığımız adam. durumu ''2010'un takımı kuruyoruz.'' laflarıyla 4-5 senedir bizi çıldırtan tanjevic'le birebir aslında. ne oynadığı belli olmayan milli takımdan neredeyse dünya şampiyonu çıktı. ya da evinde fenerden 4 yiyen galatasaray'dan avrupa şampiyonu çıkmıştı bir zamanlar. kilit laf istikrardır. istikrarı en çok hakedecek olan adamlardan biri var takımın başında. gözümü kaparım, desteğimi veririm ben o adama.
  • 2716
    (bkz: göndermediniz mi lan)

    hep zaman teknik direktörlerin değişmesine karşı olan ben bile bu adamın kalmasını daha çok istiyorum. fekat hıncal uluç ve yandaşları (gerçi hıncal uluç getirildiği akşam gitsin demişti ama) göndermekte çok ısrarcılar. başarısız olunca teknik direktör göndermek eskidendi. tıpkı adam adama savunma ve kaleci degajı gibi.
  • 2717
    "birileri galatasaraylılığı ve galatasaray ruhunu bu adama anlatsınnn yeaaaa 1111!!!!!1111!birbir!!" tepkilerini hiç mi hiç haketmeyen, dünyanın elit teknik direktörlerindendir. hayır biliyorum, 2-3 galibiyet sonra iyi oyun gelecek ve sene sonu ayrılınca adnan polat'a galatasaraylılık taslayacaklar şu anda bunları söyleyenlerle aynı.

    özetle, şu anki taraftar profiline hayli hayli bol gelen teknik adamdır.

    oldu canım, rijkaard, neeskens bilmiyor. pujol da çalıştıramıyor. ama şu klavye yok mu önünde, en büyük taraftar sensin.
  • 2718
    ben inanıyorum bu adama..

    gerçekten de köklü bir değişim için geldi galatasaray'a ve gerçekten de her devrim sıkıntılı yollardan geçilerek yapılır.

    şimdi ise rijkaard'a artık hakaret derecesine varacak kadar saldıranlar var galatasaray taraftarı içinde..

    söylemek istediğim şu : bu adam istediğini elde edecek, yüzümüzü güldürecek, sonra da sözleşmesini uzatacak falan ya, işte siz o zaman benimle birlikte sevinmeyin kardeşim. buna hakkınız yok.

    hiç başlamayın "ne demek ya, galatasaray başarılı olunca tabi ki sevinicez, hocamıza sahip çıkıcaz" falan.. sizin aşkınız renklere menklere değil.

    gidin kombinenizi kadıköy'den alın sami yen'den değil..

    migros tribünü'ne gidin, eski açık'a değil...
  • 2719
    ilk geldiğini öğrendiğim gün hani herkes sabır yeminleri ediyordu ya. büyük çoğunluğunun yalan olduğunu biliyordum. ki yalan oldukları da çıktı sonradan. belki bende bir hata vardır o kısmını bilmiyorum. ama geldiği zamankinden daha çok güveniyorum ve inanıyorum rijkaard'a, neeskens'e...

    şimdi istediğinizi söyleyin polyanna taraftar deyin, futbol cahili deyin. bu adam uğruna polyanna taraftarda olurum. bu adamın galatasaray'da bir şeyler yaptığını görüyorum.

    ve evet gözüm kapalı destekliyorum bu adamı. ve mantıklı olmadığı sürece bütün saçma eleştirilerinde karşısındayım.
  • 2720
    --- alıntı ---
    birileri galatasaraylılığı ve galatasaray ruhunu bu adama anlatsınnn!!!!!!!! dedirtendir
    --- alıntı ---

    ne kendisiyle ne bilgisiyle ne duruşuyla ilgili bi sıkıntım yok inancım da tamdır. demek istediğim şu anda verdiği görüntü istediğini yapamayan oyuncular nedeniyle yüzünden okunan bıkkınlığın giderilmesi hangi şartlar altında olursa olsun galatasaray ruhu (zor şartlarda bile dik durmak zorluklarla mücadele etmek ) ile hareket edebilmesi için kendisine anlatılması bir kaç arkadaşımca yanlış anlaşılmış ve savunmaya geçilmiş bu nedenle açıklama ekleme ihtiyacı duydum.
  • 2724
    kalitesini de geçtim, sistemini de, oyuncuları da, yönetimi de.

    türk futbol severler olarak avrupa futboluna imreniyoruz.
    onlardaki profesyonel anlayış bizde yok. ne yönetimde, ne oyuncuda, ne taraftarda.
    hadi hep diyorlarya, u-16, u-17 gibi turnuvalarda fırtına gibi esiyoruz, o adamlar 18-19 olunca eziliyoruz karşılarında, arada geçişi yapamıyoruz.
    yönetimler, adeta perde arkasında, kimse çok büyük takımların başkanlarını takır takır sayamaz. biz de başkan, takımın sahibi havasındadır.
    falan filan, bir sürü imrendiğimiz nokta var.
    bunlardan biri de başarı hikayeleridir.
    x oyuncusu, sakatlıklar yaşar, taraftar tepkisi alır, badireler atlatır, ama oynaya oynaya patlamayı yapar ve büyük oyuncu olur.
    işte anlayış, işte avrupa deriz. sabır ne güzel deriz. biz de bir oyuncu tek maç kötü oynasa kellesini isteriz.
    bir başka başarı hikayesi de teknik direktörlerdir.
    ne zaman avrupa futbolundan bahsedilse verilen bir örnektir, manchester united, alex ferguson ile yıllarca başarıya hasret kaldı sonra şimdiki haline geldi, vay adamlardaki vizyona bak, futbol anlayışına bak.
    şimdi bu öve öve bitirelemezken, rijkard 1 senede bir şey yapamadı gitsin, demek bana komik geliyor.
    o imrenerek baktığımız, uzun yıllar boyunca tek teknik adama hizmet eden takımlardan biri olmak istiyorum açıkçası, alt yapısından tutun, oyuncularına kadar, 4-5 yıl sonra tamamen tek bir teknik ekibin eseri olsun, iyi ve kötü. futbolcu patronun kim olduğunu bilsin, başkan arka plana çekilsin.
    aziz yıldırım şöyle dedi, yıldırım demiören böyle dedi, frank rijkaard şöyle dedi diye dinleyelim haberleri. transfer dönemi dışında unutalım yöneticilerin isimlerini.
    bilmem 4-3-3, 4-4-2, 2-3-5, böyle olsun, avrupa klübü gibi.
    bu kötü bir şey olabilir, o dediğin şöyle böyle diye eleştiri de getirebilirsiniz.
    benim hayalimde böyle bir şey var sadece onu söylemek istedim.
  • 2725
    ''elindeki kumaş bu aga, adam ne yapsın''. evet son zamanlarda dillere pelesenk oldu bu cümle. rejkard'ımızı canımız ciğerimiz kıvırcığımızı eleştiren hainlere böyle diyoruz. mustafa sarp'la ayhan akman'la hele hele barış özbek ile olacak iş mi bu?

    işe rejkard hazretlerini körcesine savunanlar böyle bakıyor. ama eleştirmeden hemen önce belirteyim. sadece birkaç gerçeğe dikkatinizi çekmek istiyorum.

    kadro yetersizliği: büyük bir yalan. tamamen kendi yetersizliğini oyunculara atan bir psikoloji. niye mi? birlikte inceleyelim;

    yabancılarımızdan başlarsak:

    -milan baros: anlatmamıza bile gerek yok. kraldır candır. iki sene önce ligin tozunu atmıştı, geçen sene çubuklu tosun olmasa yine çılgın atacak olandı. şimdi kayıplarda. pas alamıyor ve neticede gol atamıyor.

    -elano blumer: kendisini hiç sevmem ama şu da bir gerçek. elana blumer'in kalitesi tartışılmaz. ha bize zerre faydası olmadı o ayrı. brezilya milli takımında da gördük biz bu adamı. bizde bütün mevkiilerde oynadı, denendi. lütfen yine klasik ''barış özbek var diye kötü oynuyo'' gibi yapıcı olmayan tezlerle gelmeyin. bu adam oynayamıyor. bunun iki sebebi olabilir. ya takımı sevmiyor oynamak istemiyor yada rejkard bu adamdan verim alamıyor.

    -harry kewell: geçmişinden bahsetmemize bile gerek yok. mükemmel insan.

    -juan pablo pino: genç, yetenekli, süratli. her ne kadar şahsen keita'nın yardırmalarını özlesemde, pino yu kötü oyuncu olarak adlandırmak cinayet olur.

    -lorik cana: işte bu adamdan çok ümitliydim. bucaspor maçında oyuna girdiği son dakikalarda bile klasını konuşturdu. niye bizde oynamıyor veya oynatılmıyor?

    -lucas neill: savunmanın değişilmezi. mantıklı oynuyor.

    -insua: hakan baltadan sonra ilaç oldu. oynadığı 2 maça göre değerlendirmek hata mı olur bilmem ama bu çocukta iş var. ee boru değil, liverpool ha?

    -misimoviç: almanyayı asist manyağı yapmış bir adam bu. frikikleri adrese teslim, kornerleri ise ön direğe değil, uzun oyunculara doğru...

    bir de tabii yerliler var.

    -arda turan süper yetenek. büyük kaptan. gençliğinin etkisiyle yaptığı bazı hatalarla bazı taraftar gruplarınca haince saldırılmıştır. ama kendisi bu takımın ruhudur. birçok türk oyuncunun aksine kendini geliştirebilendir. yurtdışında oynamayı en çok hakedendir. o candır, gözleri ceylandır.

    -aydın ve serdar özkan: bu iki arkadaşı bir arada verdim özellikle. yedek olarak iyiler. belki skoru bile değiştirebilmeleri ihtimali var. ne dersin?

    - mehmet batdal: gelecekte türk milli takımının değişilmez santrforu olacak isimdir. lütfen yaşlı falan demeyin. insanın gelecekte parlama şansı olması için 16-17 yaşında olması gerekmez!

    -sabri sarıoğlu: ne kadar taşşak geçilirse geçilsin, sağ bak'in değişilmezi. hiddink bile vazgeçemedi, o kadar vahim yani...

    - hakan balta: iyi bir sol bek yedeği yada stoper olacak. söz kendisinde artık, hele bir iyileşse...

    - servet: dan dun servet, yinede vücut var, milli, hırslı, uzun. iyi bir alternatif olur.

    bu liste uzar gider arkadaş. daha yazmayayım sıkıldınız biliyorum.

    bu isimlere kalitesiz diyen varsa bi adam öne çıksın. başka ne zaman bunları beraber oynarken göreceksiniz! kendinize gelin ey renkdaşlar. bu kadro kalitesiz falan değil. başka birinin elinde şu kadro olsa uçururdu. ayhan mustafa sarp barış özbek demeyin ama yine, rejkard hazretleri bi zahmet bu üçünü bir arada oynatmayıversin.

    bir teknik direktör oyuncularında maximum verimi almalıdır. rejkard mutsuz, neşesiz. bi gollerden sonra gülüyor. burda olmak istemiyor sanki. oyuncular mutsuz. milli takıma abandılar bide. umurlarında değil takım, çünkü sevmiyorlar rejkard'ı. çünkjü rejkard onları iplemiyor.

    rejkard galatasarayın büyüklüğünü de sallamıyor. o bir yabancı bunu unutmayın. biz sevgili türkler hep duygusallıkla yaklaşıyoruz. ama adam profesyonel bakıyor olaya.

    bu takım ne skimsonik oyuncular gördü. hepsini hatırlıyorsunuzdur umarım. 2000'den sonra o skimsonik oyuncularla kupalar falan kazandık biz.

    şu güzelim kadro, geçen seneki kadroda dahil, galatasarayın en iyi kadrolarındandır.

    a- eğer sen iğrenç geçirdiğin bir sezonun ardından balayı ayağına sezonu herkesten geç açıp, takımı hazırlamayıp, sonra uefa'dan eleniyorsan,bu senin suçundur. sarpın falan değil

    b- eğer sen 3. olup ''geçen sezon 5.ciymişsiniz''cilik yapıp başarı olarak görüyorsan,

    c- kondisyon yükleyemeyip, oyuncularını sakatlanmasına göz yumuyorsan veya sakat sakat milli takıma gitmelerine izin veriyorsan,

    d- hazır hazır maç oynayıp gelen adamları '' kondisyonu eksik'' diye maça çıkarmıyorsan,

    e- iki senedir bizi ''total futbol'' diye uyutup, ikide bir oyuncu alıp satarak, sistem değiştirerek, top toplayıcılara topu oyuna geç sokmalarını söyleyerek, son 10 dakka rakip korner köşelerinde top tutarak, kanser ediyorsan,

    f- oyuncularını son dakika golü attıktan 2 dakika sonra gol yemelerini sağlayacak bir psikolojide bırakıyorsan, motivasyonsuz bırakıyorsan,

    gideceksin.

    biz sabretmesini biliriz. ama sabretmemize değecek birşeyler olması gerek. son maçlarda skoru korumak için yaptığımız acizlikleri anadolu takımları yapıyor. şu pek ekeştirdiğiniz bülent uygunyapıyor bu işleri.

    size sorarım. geçen sene ilk 6 hafta fırtına gibi esen, sonrasında ise evinde galibiyeti bile koruyamayan bir galatasaray izledik. basan, gol arayan, gol atan, gol yiyen, zevkli maçlar çıkaran bir takımdı o. şimdi ise beşiktaşın geçen seneki maçları gbi oynuyoruz. 1-0 yap üstüne yat. bunun neresi total futbol arkadaş, neresi avrupai bunun?

    psikolojik olarak bitikler oyuncular. 90 da atıp 90+2 de yiyorlar. rejkard niye oyalanmadınız diyor. e o zaman herhangi bir adam gelsin rejkard'ın yerine anadoludan, o da aynı şeyi derdi. ne farkı kaldı kıvırın?

    eh neyse, kısacası, at gözlüklerini çıkarmayın siz. durmak yok kandırılmaya devam. inanın rejkard'a. şampiyon olsak bile, şu futbol stilini değiştirmezse kanser olacağız bu sene...

    edit: bazı arkadaşlar niye barış, sarp, gökhan zangibi isimlerden bahsetmediğime değinmiş. benim aslında söylemek istediğim de buydu. daha ardadan barostan verim alamayan adam barıştan nasıl verim alacak.

    barış sarp vs bunlar kısıtlı kapasitede oyuncular tamam. ama başka bir hoca olsaydı (bkz: lucescu), emin olun o kısıtlı kapasitelerinin %100'ünü kullanıp takımı sırtlarlardı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın