• 152
    birkaç teknik kural değişikliğiyle başlayacak olan 2019 sezonu için geri sayım sürmekte. öncelikle en büyük iki değişiklik yakıt yükleri ve ön kanat ile ilgili. etkileri son derece karmaşık olacak.

    ilk olarak müsaade edilen yakıt miktarındaki artıştan başlayalım. şimdiye kadar araçların maksimum 105 kg yakıtla yarışa başlamalarına izin veriliyordu. bu sene bu limit 110 kg'a çıkarıldı. bunun etkisi ne olacak?

    öncelikle ilk sorun ağırlık. çünkü ağırlık hem tur başına zaman kaybı hem de ekstra lastik aşınması anlamına geliyor. pirelli bu yüzden bu sene lastik hamurlarını aşınmaya karşı daha dayanıklı hale getireceğini açıklamıştı. şunu belirtmekte fayda var. araçların geçmişe oranla yarış içinde daha düşük performansla gitmesinin ana sebebi yakıt limiti değil daha çok lastik aşınması kaynaklıydı. bence son zamanlarda spora en büyük zarar veren şey pilotların lastik idaresine odaklanmak zorunda kalıp sadece finiş çizgisine gelmeye çalışması oldu. sporun ruhunu tamamen baltalayan saçma bir durum. sırf farklı stratejiler ortaya çıkabilsin diye insanlara tam gaz gitmeyi dezavantajlı hale getirerek bir motor sporu geliştiremezsiniz. bu seneki ekstra 5 kg yakıt yüküne geri dönecek olursak da, büyük oranda tam gaz koşulan yarışlar (monza, spa, bakü vb) dışında geçtiğimiz senelerde çoğu takım yapmak zorunda kaldıkları mecburi lastik idaresi sebebiyle zaten çoğu yarışa tam depo başlamıyorlardı. "zaten tam gaz gidemeyeceğiz, ekstra ağırlığa gerek yok."

    maksimum yakıt miktarının artışının bir diğer kaçınılmaz sonucu da yakıt depolarında karşımıza çıkacak. bildiğiniz gibi formula 1 araçları son derece kompakt yapılar. aracı tasarlarken olabildiğince yer tasarrufu yapmak ve böylece aerodinamik açıdan daha fazla kazanç elde etmeye odaklanıyor takımlar. ayrıca motor, turbo ve vites kutusu gibi aşırı ısınan parçaların hava akımıyla soğutulması için de her santimin hesabı ayrı ayrı yapılıyor. 5 kg'lık bir kapasite artışı demek iç dizaynda büyük değişiklikler ve fedakarlıklar gerekiyor demek.

    ikinci önemli kural değişikliği ise ön kanatlarla ilgili. bu zamana kadar kullanılan karmaşık ve komplike ön kanatlar artık yasaklandı. bunun yerine daha basit ve daha düşük yere basma gücü verecek olan basitleştirilmiş ön kanatlar kullanılacak.

    peki hangi amaçla getirildi bu kısıtlama? 2018 formula 1 araçları tarihin gördüğü en yüksek yere basma gücünü üretiyorlardı. yani düzlükte v12 motorlar döneminin yanında sönük kalacak bir motor gücüne sahip olmalarına rağmen araç yapılarında aerodinamik anlamda çok ilerideydiler. bu sayede virajlarda çok yüksek yere basma gücüne sahip oldukları için bu farkı virajlarda kapatıyorlar hatta çoğu pistin tur rekorlarını kırabiliyorlardı. çünkü daha önceden üçüncü dördüncü viteste dönülen çoğu viraj tam gaz geçilmeye başlanmıştı. bunun büyük bir dezavantajı oluyordu. öndeki aracı takip etmeye, onu geçmek için yaklaşmaya çalışan araç, öndeki aracın yarattığı türbülanstan olumsuz etkileniyor ve yol tutuşu düştüğü için ona yaklaşamıyordu. zaten motor gücü eskiye oranla kısıtlanmış olan araçların tek güçlü olduğu yer olan yol tutuşunda darbe yiyince takipte olan araç için her şey kötüye gidiyordu. pist üstünde savaşmak son derece zorlu hale geliyordu. drs (hareketli arka kanat) yardımı ile bile çoğu yerde geçiş gittikçe zorlaşmıştı.

    formula 1 yönetimi ne yaptı? dediler ki o zaman tüm araçların yol tutuşunu düşürelim. ön kanatları sadeleştirip araçları önden kaymaya daha müsait hale getirelim. böylece takip eden aracın yaşayacağı kayıp oranı azalacak. gerçekten çok mantıklı evet. yaptıkları bir yanlışı daha saçma bir yanlışla telafi etmeye çalışıyorlar yıllardır. ve işin komik tarafı takımların yapmış olduğu simülasyon ve rüzgar tüneli testlerine göre bunun pist üstü mücadelesine olumlu yansıyacağına dair bir veri elde edilememiş. sene içindeki etkisini ise izleyerek göreceğiz. ama bu sezon araçların geçen seneye oranla bir miktar yavaş olacağı kesin. geçen seneki tur rekorlarına bu sene yaklaşmaları imkansız denebilir.

    toparlayacak olursak;
    bu sene de pist üstünde zevksiz bir mücadele bekliyorum. galip değişse de eskilerde görmeye alıştığımız adrenalin dozu yüksek yarışlar izlemeye henüz uzağız. ne zaman ki yakıt ikmali geri döner, birden fazla lastik tedarikçisine izin verilir, v10 veya v8 motorlar için imkan doğar; o zaman formula 1 için seyir zevki ihtimalinden bahsederiz. pilotlara muhasebe değil yarış yapma şansı verildiği zaman sporun ruhu geri gelecektir.
  • 199
    uyuşturucu gibi bir şey. bir alışıldı mı gerçekten uyuşturucu gibi.

    araç kamerasından yarışı izlerken gelen o motor sesi "tırı-tırı-rınnn-rınrınrın-tırı-tırı-tırtırtır-rınnnn", kasktaki o minik sarsıntı, dönmüyor gibi görünen tekerler, dönüşler, bitmeyen yol... bir süre sonra hipnotize ediyor adamı. dert tasa kalmıyor, bilinçsizce izliyor ve dinliyorsun. sonra pilot pit stopa giriyor, ohh sen de kendine bir reset atmış oluyorsun. terapi gibi... yazarken bile içim bir hoş oldu.

    mesela bir örnek: https://youtu.be/4vstWEvjW18
  • 244
    -dedikodulara göre- 2021 sezonu bütçe sınırını iki takımın aştığı söylenen yarış organizasyonu.

    bu iki takımın red bull racing ve aston martin olduğu söyleniyor. yakın zamanda fia açıklama yapacaktır.

    burada netleştirilmesi gereken nokta şu. takımların mali bilançoları çok karmaşık ve incelemesi uzun süren bir süreç. örneğin şu an içinde bulunduğumuz sezonun bütçe incelemeleri de 2023 yılında tamamlanmış olacak. bu yüzden geriye dönük ceza verme ihtimali bir hayli karmaşık ve can sıkıcı bir durum.

    bahsin geçen sezon ile ilgili gerçekten takımlar bütçe sınırını aştıysa bununla ilgili karar verebilmek için bütçeyi ne kadar aştıklarının belirlenmesi gerekiyor.

    yüzde beşe kadar olan bir aşım için kurallar "hafif limit aşımı" başlığı altında bazı cezalar ön görüyor. gelecek sezon bütçesinden kesinti, test kısıtlamaları vb. yüzde beşten fazla oranda bir aşım ise "ağır limit aşımı" adı altında değerlendiriliyor, şampiyonadan takım ve pilotların puanlarının silinmesi ya da takımın men edilmesine kadar giden cezalar içeriyor.

    burada tabii ki işler daha da karışıyor. verilen şampiyonluğun geri alınması bir spor için utanç verici olur, burası ayrı. fakat bir de işin olası bir "gelecek sezon için izin verilen bütçe kesintisi" cezası ihtimali var ki işin içinden çıkmak imkansız neredeyse. ilgili takım bir sonraki seneye sezon başı verilen limit ayarında başlangıç yapmış olacak. sezonun sonunda senin bütçenden 5 milyon dolar kesinti yaptık derseniz otomatik olarak bu seneyi de aşmış olacak. takım da biz sezon başında beyan edilen tutara göre hareket ettik diye bir yargı süreci başlatabilir. e bu durumda 2021'deki ihlal için 2023 sezonunda mı kısıtlama cezası verilecek?

    ayrıca geçen sene yapmış olduğu ekstra bütçeli çalışmalarla bu seneki aracını da rakiplerinden daha iyi geliştirmiş olacağı için tek seferde birden fazla seneyi etkileyen bir haksızlık sahibi olmuş olacak bu takım. red bull örneğinden gidersek, hem geçen sene şampiyonluk mücadelesini son dakikaya kadar kovaladı hem de bu sene yeni konsept araçlarda hiç sorun yaşamadı. ferrari geçen senesini, mercedes ise bu sezonki aracını bütçe sınırını düşünerek riske atmışken eğer red bull söylentilerdeki gibi fazla harcama yaptıysa bu iki takımın da fedakarlıkları çöpe gitmiş oldu.

    neresinden bakarsanız iki ucu boklu değnek.

    kaynak:
    https://twitter.com/.../1575738944310120450
  • 204
    merhaba. 1894'teki ilk otomobil yarışı, otomotiv endüstrisi ve ingiltere'nin motorsporları merkezine dönüşmesini konu aldığım bir blog post yayınladım.

    wembley'deki 2013 şampiyonlar ligi finali için borussia dortmund'un londra'ya gönderdiği bilboard'larda verdiği "siz icat ettiniz, ama futbol artık bizim" mesajlarına tezat şekilde, motorsporlarında hikayenin tam tersi gerçekleşiyor. ilk yarışı düzenleyen fransızların galibiyet ödülünü ikinci ve üçüncü arasında paylaştırması ise, bugün yarışlarda şanssızlık olarak nitelediğimiz her şeyin karması gibi. o yarışı daimler (henüz mercedes markasını ortaya çıkarmamışlardı) motoru kullanan araçlar domine ediyor. bugün mercedes grand prix'nin başardıklarını düşününce, aslında 126 yıldır pek bir şey değişmemiş denebilir.

    fransız şasileri, alman motorları, italyan tutkusu ve amerikan endüstrisiyle otomotivin temelleri atılırken, ingilizler londra sokaklarında otomobilleri yasaklamakla meşgullermiş. buna rağmen sporun merkezine evrilme hikayelerini bolca metafor ve ilginç detaylarla okumak için:
    https://medium.com/...r%C4%B1-2b0336eeb105
  • 151
    2019 sezonu gayri resmi olarak 7 şubat 2019 tarihinde başlayacak araç tanıtımları ile, akabinde 18 şubattaki katalunya test yarışları ve nihayet 17 mart'taki avustralya gp ile başlayacaktır.

    15 şubat'ta ferrari araç tanıtımı var. bu sefer önceki araçlardan farklı olarak daha koyu ve opak kırmızı bir araç olacakmış.

    bir de önemli bir değişiklik olarak bu sezon araçların daha fazla yakıt almalarına müsade edilecekmiş. yakıtı yeterli gelsin diye tasarruflu sürmekten aracına yüklenemeyen pilotlar, aka kimi raikkonen, için iyi haber.
  • 100
    --- alıntı ---

    fernando alonso mclaren €35m
    sebastian vettel ferrari €28m
    lewis hamilton mercedes €25m
    kimi raikkonen ferrari €18m
    nico rosberg mercedes €13.5m
    jenson button mclaren €10m
    felipe massa williams €4m
    nico hulkenberg force india €4m
    sergio perez force india €4m
    romain grosjean lotus €4m
    pastor maldonado lotus €4m
    valtteri bottas williams €2m
    daniel ricciardo red bull €1.5m
    daniil kvyat red bull €750,000
    max verstappen toro rosso €250,000
    carlos sainz toro rosso €250,000
    felipe nasr sauber €200,000
    marcus ericsson sauber €200,000
    will stevens manor €150,000
    roberto merhi manor €50,000

    --- alıntı ---

    yalnız pilotlar arasında uçurum var. f1 patronu hamza hamzastone'un hemen bi el atıp dengeyi kurması lazım.
  • 171
    20 tane kaliteli yarış yapmak yerine abuk subuk pistlerle takvimi doldurarak yarış sayısını 25'e çıkarmaya çalışan spor organizasyonu. boşuna sezonun kalitesi düşüyor. çin, abu dhabi, rusya, singapur, ve hatta ispanya, fransa ve macaristan sezonun en sıkıcı yarışları bana kalırsa, ya takvimden düşmeleri, ya da (fransa örneğinde olduğu gibi) farklı lokasyonlara taşınmaları gerekiyor. bunlara monaco da dahil edilebilir, ancak monaco'nun kaldırılması teklif dahi edilemez.

    bence, klişeleri ve klasikleri korumak adına, avustralya, monaco, kanada, ingiltere, belçika, italya ve japonya dışındaki tüm yarışlar gözden çıkarılabilir. bunlara gerçekten kaliteli yarışlara sahne olan azerbaycan, avusturya, brezilya ve meksika da dahil edilebilir.
  • 106
    2016 sezonu itibariyle sıralama kuralları değişen. eleme usulüne dayalı şöyle acayip bişey olmuş (22 araç baz alınarak belirlenmiş).

    - q1 16 dakika olacak. bütün araçlar çıkabilecek piste. ilk 7 dakika bitince en yavaş pilot elenip pite dönecek. aynı şey pistte 16 araç kalana kadar her bir buçuk dakikada bir tekrarlanacak. 16 dakikanın sonunda pilotlar son bir hızlı tur atacak ve bir araç daha elenerek geriye q2 için 15 araç kalacak.

    - q2 15 dakika olacak. 6. dakikanın sonunda en yavaş pilot elenecek ve pite dönecek. aynı şey her bir buçuk dakikada bir, 9 araç kalana kadar tekrarlanacak. aynı şekilde 15 dakikadan sonra pilotlar son bir hızlı tur atacak ve en yavaş pilot elenerek geriye 8 araç kalacak.

    - q3 14 dakika olacak. kalan 8 araç piste çıkabilecek. 5. dakikanın sonunda en yavaş pilot elenerek pite dönecek. aynı şey yine her bir buçuk dakikada bir 2 araç kalana kadar tekrarlanacak. en son kalan 2 araç hızlı tur atacak ve hızlı plan pole pozisyonunu alacak.

    lastik kuralları da değişmiş ama hiç anlamadım nasıl bir sistem var. anlayınca yazarım.

    edit: anladığım kadarıyla şöyle.

    pirelli pistin durumuna göre 3 set lastik belirliiyor. bu lastik tiplerinin ne olduğunu socrates dergi için yazmıştım;

    (bkz: #1821241)

    bu lastiklere ek olarak bu sezon bir de ultrasoft hamur eklendi. kavun gibi yımışacık.

    pilotlar istedikleri lastikten istedikleri kadar, takımdan ve takım arkadaşlarından bağımsız olarak seçebilir. fakat yarış için 1 set sert (birincil), 1 set yumuşak (opsiyonel) ayırmak zorundadır. her bir pilot tüm haftasonu için 13 set lastik kullanabilir. bu 13 set lastikten 2 setini yarışta kullanırlar. en yumuşak lastiğin 1 setini q3'te kullanmak zorundadırlar. geri kalan 10 seti 3 antrenman, q1 ve q2'de kullanabilirler0.

    geri kalan bu 10 seti nasıl kullanırlar peki? 6 setini ikişer olarak antrenmanlarda kullanırlar. ve bu lastikleri bir daha haftasonu boyunca kullanamazlar. kalan setlerden 1 setini q1'de, 1 setini q2'de kullanırlar. q3 için ise yumuşak set lastik seçmişlerdi zaten. bu yumuşak sete ek olarak 1 set daha kullanabilirler q3'te. bu durumda ilk kullandıkları yumuşak seti bir daha bu haftasonunda kullanamazlar. ama sonradan kullandıkları seti kullanabilirler.

    bu kurallar içinde en garip olanı da şu sanırım, pilotlar yarışa q2'de kullandıkları lastikle başlamak zorundadır. (q2'ye kalamayanlar ne yapacak onu hiç bilmiyorum mesela.) bu durum sonucunda pilota, haftasonunun başlangıcındaki 13 set lastikten hiç kullanmadığı 1 set, q1 ve q2'den toplamda 2 set, q3'ün sonundan 1 set ve pirelli'nin yarış için ayırttığı 2 set lastik olacak şekilde toplamda 6 set lastik kalmış oluyor. buna göre de pit stop stratejileri belirleniyor.

    edit 2: q2'ye kalamayanlar lastik seçiminde serbestler. böylece sert lastik seçip daha uzun bir başlangıç bölümü atabiliyorlar. ya da daha az pitstopla yukarılarda yer almaya çalışabiliyorlar.
  • 186
    öncelikle belirteyim, sözlük kurallarına aykırı bir durum var ise lütfen entry silinsin.

    formula 1 hakkında engin bilgisi olan, ve bir şeyler karalayan çok fazla insan görüyorum sağda solda. ve bu konuda yazmak/okumak isteyenleri bir araya getirmek amacıyla medium'da bir publication açtım, daha yeni (ilk kez duyanlar için, sınırsız sayıda kişinin yazılar ekleyebildiği, ve takipçilere ulaştığı bir özellik diyelim).

    bendeniz, bir süre önce socrates dergi için yazdığım yazıları ekleyerek başladım şimdilik, bundan sonra da buraya katkıda bulunacağım. birkaç kişi olup biraz kitleye ulaşınca, sayfayı büyütmek için nüfuzu yüksek insanlardan da destek buluruz, o konuda sıkıntı yok.

    diyip, yazılarıyla katkı vermek veya takipte kalmak isteyen renkdaşlar için şuraya linki bırakalım (yazarlık için lütfen buradan özel mesaj atın):
    https://medium.com/formula-1-tr

    kişisel adresim ise:
    https://medium.com/@talha.arslan
  • 251
    2023 sezonu için geri sayımın başladığı organizasyondur. bu hafta bahreyn testleri ile sezon açılacak, haftaya da sezonun ilk yarışı bahreyn’de koşulacak.

    red bull’un geçen sezon geliştirip bu sezona sakladığı 0.3 saniye kazandıran şasi hafifletme güncellemesi ile geleceği biliniyor. geçen sezonu domine eden araç için korkutucu bir kazanım olacaktır.

    ferrari tarafında motor dayanıklılık sorunlarının giderildiği ve motor haritasının daha agresif kullanılabileceği iddia ediliyor. konu ferrari olunca bu iddia ne kadar güvenilir tartışılır her sene böyle başlıyorlar en nihayetinde. ferrari’deki asıl büyük sorun yarış temposunda aracın çok hızlı lastik yemesi, motor açınca bu sorunun artacağı da aşikar. lastik sorununu çözdülerse tek turda en hızlı araç olup en fazla pole pozisyonu alan ferrari bu sene daha da yarışmacı olacaktır.

    en ilginç gelişmeler ise bence mercedes tarafında. 2022 tasarımında w13 ile sıfır sidepod bir tasarım geliştirmişlerdi ve bu araç oldukça sorunluydu. bu sorunlu araca bile mercedes 1 yarış kazandırmayı başarmıştı geçtiğimiz sene. bu seneye sidepodlu bir araç geliştirirler diye düşünülürken sıfır sidepod tasarımına devam ettiler. gridde bu yönden ayrışan tek araç ve eğer arkasında durdukları bu tasarımdaki sorunları çözdülerse ve düşündükleri gibi sıfır sidepod fark yaratacak bir dizaynsa seneye korkutucu bir şekilde geri dönebilirler. onlar da siyah araca dönüp boyayı kazıdılar araçtan ki bunun da 0.3 saniye getirmesi bekleniyor.
  • 159
    2020 sezonu ile ilgili gelişmelerin yavaş yavaş netleşmeye başladığı organizasyon.

    2020'de kesin olarak takvime alınması kararlaştırılan 2 yarış olacak. bunlardan ilki 35 yıl sonra takvime geri dönen hollanda grand prix. bunda max verstappen'in ne kadar etkili olduğunu yazmaya da gerek yok herhalde. yalnız moto gp'nin de düzenlendiği assen pisti varken sırf maziye dönüş için zandvoort pistinin tercih edilmesi rezalet ötesi bir karar. zaten halihazırdakiler yetmezmiş gibi nurtopu gibi bir geçişe müsait olmayan pistimiz daha olacak. kesinleşmiş diğer yarış da foruma tarihinde ilk defa düzenlenecek vietnam grand prix. vietnam bir sokak yarışı şeklinde olacak fakat start-finish düzlüğü dışında bir tane 850m bir tane de 1.5 km uzunluğunda dev düzlüğün yer aldığı, bir bölümün ise art arda gelen virajlarla maksimum downforce isteyeceği enteresan bir pist olacak. eğer geçişe imkan tanıyacak şekilde düzenlenirse belki de takvimin en muazzam pisti olacak. pistin oluşturulması düşünülen caddelerle ilgili izlediğim bir video'da yolların genişliği çok iyi görünüyor fakat şu an her yer çalılık ve moloz içerisinde o yüzden net bir şey söylemek mümkün değil.

    şu an halihazırda takvimde 21 yarış var. bu yeni iki pist eklenince 23 olacak ama kimse 23 yarış olmasına yanaşmıyor. zaten takvim dışına çıkılmayacağı için arka arkaya yarışlar yapılması gerekecek. buna da takımlar karar verecek. şu ana kadar belirtilen görüşlerde bir yılda kullanılan maksimum 3 motor kuralının devam etmesi isteniyor ki takımlara en büyük maliyet burada. ama 3 motorun 23 yarışı çıkarıp çıkarmayacağı büyük soru işareti. hamilton mesela bunun pek mümkün olmadığını dile getirmiş. haas patronu günter steiner 23 değil de 22 yarışın daha makul olacağını belirtmiş. organitör liberty media'ya kalsa yarış sayısını 30 bile yaparlar ama takımların ne diyeceği çok önemli olacak.

    eğer takvim 21 veya 22 yarıştan oluşacaksa takvimden çıkacak yarışlar hangileri olacak diye düşünüyorsanız en büyük aday hockenheim. mercedes bu yıl yarışın takvimde kalması için elini taşın altına koymuştu ama önümüzdeki sene için böyle bir düşünceleri olmadığını açıkladı. aracı, üreticisi ve onca pilotu olan bir ülkenin takvimde yer almaması çok tuhaf ve üzücü olsa da almanya grand prix gelecek sene %99 yok. bir diğer aday ise ispanya grand prix. geçiş azlığından dolayı benim de hiç sevmediğim bir pist katalunya ve bu sene itibariyle kontratı bitti. yarışın takvimde kalması için büyük çalışma yürütüldüğü ve yeni kontratın yapılabileceği yazılıyor ama bu da ancak 2019 sezonunun ara tatilinde kesinleşecektir. büyük ihtimalle de yeni eklenen 2 yarıştan dolayı 21 yarış mı kalsın 22 mi olsun sorusuna verilecek cevap ispanya gp'nin kaderini belirleyecek.

    şu an italya, ispanya, almanya ve meksika yarışlarının kontratı bitmiş durumda. italya organizasyon kurulduğundan beri takvimde hep yer aldı o yüzden yeni kontrat konusunda bir sıkıntı beklenmiyor. temmuz ortasında da meksika ile anlaşma sağlandığına dair haberler geldi ama hala kesin değil. bir yandan da wimbledon ile çakıştığı için silverstone yarışının başka bir tarihe alınması gündemde. gelecek yaz olimpiyatların olmasının da takvimi etkileyebileceği söyleniyor. bekleyip göreceğiz.
  • 223
    https://twitter.com/...042599860477952?s=21

    maalesef paranın köpeği olmuş olan organizasyon. yılların geleneği sezonun avustralya'da başlaması olayını bahreyn'e vermişler. her para basan ülkeyi almışlar devlet x kurumuna akıtacağı 20 milyon doları formula 1 yönetimine verse bizi de alacaklar demek ki bu takvime.
    ayrıca 23 yarış nedir ya çalışanların hiç ailesini görmesini istemiyolar herhalde sürekli seyahat edecek adamlar.
  • 77
    o kadar uzun süredir belli araçların tekelinde geçiyor ki yarışlar, artık pek çok kişi hızla bu spordan uzaklaştı.

    bugün hala bu sporun fanatiği bir arkadaşımla beraber izledik 2014 macaristan grand prix'ini ve şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki bu kadar kötü bir pistte son yılların en güzel yarışını izleyeceğim aklıma gelmezdi.

    macaristan pisti zaten yapı gereği geçişe çok izin vermeyen bir pist. ama yarış başındaki yağmurdan dolayı sürekli yer değiştirmeler oldu. hatalı pit tercihinde bulunan arabalar anında çok sıra kaybetti.

    ama bir son 10 tur vardı ki, aman allahım..

    son 10 tura yeni pit yapmış rosberg 15 saniye geride 4. ve birbirini sadece 1.2 saniye ayıran 3. ricciardo, 2. hamilton ve 1. alonso şeklinde girildi.

    içlerinde en avantajlı olan en taze lastiklere sahip ricciardo idi ama önünde iki dünya şampiyonu vardı. hamilton alonso'ya atak yapacakken arkasında ricciardo'nun kokusunu hissediyordu ve hücum mu savunmamı iki arada kaldı durdu.

    ama yarışın bitimine 3 tur kala ricciardo müthiş bir atakla hamilton'ı bir tur sonra da alonso'yu geçti ve lastik avantajıyla direk arayı açtı.

    bu sefer de yeni bir üçlü daha oluştu ve bu üçlüyü oluşturan 9 turda 15 saniyeyi eritip uçup gelen rosberg yaptı. hamilton tam lastikleri bitmek üzere olan alonso'ya atak girişimine hazırlanırken rosberg, hamilton ile 0.2 saniyeye kadar indirdi farkı.

    alonso bundan yararlanıp aradaki farkı 0.7 saniyeye çıkarıp 2. oldu. hamilton ile rosberg start finish düzlüğüne dip dibe geldi ama hamilton 3, rosberg de 4. sırada kaldı.
  • 200
    bugün, formula 1 2020 türkiye grand prix'sinde muhteşem bir yarış izledik. ama spora bir bütün olarak bakarsak, iğrenç bir hal almaya başladı, ve buna gerçekten üzülüyorum.

    o kadar iyi hikayeler var ki şu sporda, bu hale gelmesinin ihtiyacı nereden çıktı hiç anlayamıyorum. liberty media, amerikan kültürünü iyice spora entegre etti. o kadar saçma şeyler denediler ki, bazıları tepki görünce çekilmek zorunda kaldı, bazıları da kabul gördü. yarışa yerleştirilen garip fan videoları, nascarvari yarış biter bitmez yapılan röportajlar (sıcağı sıcağına bir şeyler almaya çalışıyorlar, ama o sıcaklığı kimse yansıtmıyor çünkü fazlasıyla politik bir ortam var sporda), kendileri getirmemiş olsa bile drs, saçma sapan pirelli monopolisi, masada takımlardan zayıf kalan yönetim organları, ses çıkarmayan hibrit motorlardaki ısrar, gereksiz gereksiz tweet'ler.

    artık zevkli yarış olgusu yapaylık üstüne kurgulanmaya doğru ilerliyor. sıkıcı bir mugello yarışı, sırf 2 tane kırmızı bayrak çıktı diye (pisti severim, not düşmek istedim) insanların %75'i tarafından çok iyi yarış seçiliyor, halbuki yarışta başka olay olmadı. bunların sonraki safhası, yapay yağmurlar, yapay kırmızı bayraklar, gridi yapay şekilde karıştırmalar olacak.

    2 sene sonra önemli kural değişiklikleri olacak, ve hedef daha yakın yarışları mümkün kılmak. buraya kadar güzel, ancak bu da çok yapay. şu an yakın takipte %40'larda olan downforce kaybı, %5'lere çekilecek. daha fazla geçiş olacak, ama geçişin bu kadar kolay olması kalitesini, önemini yitirmesine yol açacak. niceliğin niteliğe üstün geldiği bir dönemdeyiz, ve sevdiğim spor da tarihe karışacak.

    50'ler, 60'larda pistler mezarlık gibiydi, jackie stewart'ın başkaldırısıyla daha güvenli, ama halen özünü koruyan bir döneme girildi, 90'lardan itibaren ise denge bulunmuş gibiydi. değişim elbette kaçınılmaz, ama özünü koruması gerekirdi diye düşünüyorum.

    bu kadar laga luga yaptım ama, ben, yaşadığımız dönemi sevmiyorum özetle, sahteliğin ve popülizmin bu kadar kabul gördüğü bir şeye uyum sağlayamıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın