fenerbahçe

• 1951

  game of thrones'daki joffrey baratheon'a benzettigim kulup.
• 1952

  lig takımıdır. fenerbahçe için lig herşeyden önemlidir, bu nedenle yeni transferlerine gelir gelmez galatasaray' a gol atmak istiyorum dedirtir. bu tezi desteklemek için türkiye kupası başarılarına bakabiliriz. fenerbahçe beş kez* türkiye kupasını kazanmış bunların üçünde double yapmıştır*. özetle karşı yakanın takımı asıl hedefi olan ligi garantilemeden kupa alamamaktadır. yurtdışında ise balkan kupası vardır ki şampiyon olamadıkları 1966-67 sezonuna denk gelir, o da tesadüftür.
• 1953

  su uyur düşman uyumaz atasözünün ne kadar doğru olduğunu ilkan karaman örneği ile bize bir kez daha hatırlatmış takımdır.
• 1954

  mücadele ettiği bütün branşlarda spor ahlakını hiçe sayarak hareket eden kulüp. keşke başarı için her yol mübahtır zihniyetin en sonunda kendilerine zarar verdiğin farkında olsalar.
• 1955

  (bkz: bir kulüp)
• 1956

  o kim? galatasarayda mı oynuyor? - vieri
• 1957

  ülke puanı olarak bize hemen hiç katkısı olmayan kendisine müslüman spor kulübüdür. ne türk futboluna ne de türk futbolcusuna bir hayrı yoktur. aksine 20 li yaşlarda transfer ettiği futbolcuları yedek kulübesinde çürütmekle ünlü spor kulübüdür.
• 1958

  rakip futbolcu yerde yatarken topu dışarı atmayan şerefli (!) spor kulübü.
  sahi neden herkes fenerbahçe'den nefret ediyordu?
• 1959

  sonun başlangıcında olan takım. güzel günler bizi bekliyor :)
• 1960

  18 ağustos 2012 elazığspor fenerbahçe maçında şiir gibi top oynamış takım. biz bu oyunlarıyla zor rakip oluruz fenerbahçe'ye.*
  
  (bkz: yazar burada taşak geçiyor)
  
  edit: tam da oynadıkları oyun bu.
  
  https://p.twimg.com/A0nIis0CUAAOVIa.jpg
• 1961

  şike yaptigi tespit edildikten sonra, 2012-2013 futbol sezonunda çiktigi ilk lig maçinda, centilmenlige tamamen aykiri bir biçimde bir gol atarak bir puan alan istanbul takimi.
  
  (bkz: 18 ağustos 2012 elazığspor fenerbahçe maçı)
• 1962

  galatasaray'ın basiretsiz ve vizyonsuz yöneticiler tarafından dibe vurulduğu itibar kaybettiği aşağı yukarı 5-6 yıllık süreçte fark yapma şansını kullanamamış kulüp. üstelik şikeyle bile önemli bir üstünlük kuramadılar. yani meydan boşken bile geldikleri nokta ligdeki şampiyonluk sayılarını eşitlemek. kaldı ki kaçı şaibeli belli değil. en azından 1 tanesinin öyle olduğu tescillenmiş durumda.
  
  bu sürecin ardından dibe doğru ilerlemekte olan kulüptür. çünkü bu camiada her şey anlıktır. galatasaray maçında iyi oynamadı diye alex bile yuhalanır. buna rağmen taraftarın aziz yıldırım ile kurduğu bağ bu kulübü ciddi şekilde zayıflattı. bu düşüşü geri çevirmeleri kolay gözükmüyor.
  
  bunu sadece 2012-2013 sezonunun ilk haftalarına bakarak söylemiyorum. geçtiğimiz sezon şike muhabbeti ile motivasyonu tavan yapan bu takımın playoff performansı hocası ve taraftarı dahil herkesi yanılttı. derbilerdeki başarısı en büyük kozu olan, üstelik ekstra motive olmuş üzerindeki psikolojik baskıyı üzerinden atmış takım, rakibiyle oynadığı 4 derbinin 3'ünde oyun üstünlüğünü 1 devre bile alamadı. diğer derbinin sonunda ise kendi stadında şampiyonluk verdi. normal sezonu da 9 puan geride tamamladı.
  
  önümüzdeki süreçte aziz yıldırım hapse girse de girmese de değişen bir şey olmaz. çünkü başkanlığı düşerse kardeşi ali yıldırım gelecek. aynı tas aynı hamam devam edecek. aykut kocaman gittiğinde yerine gelecek adam yok. paralar suyunu çekmeye başladı. 2 sene üst üste avrupa kupalarına katılamamak var. biz de farkı açmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor.
  
  olası bir spartak mağlubiyeti bazı şeylerin daha baştan değişmesine önayak olabilir. 2007-2008 şampiyonluğumuzu hatırlayalım. nonda'nın kafası. akşamında alex ve kezman'ın yuhalanmaları tesislerin basılması. aziz yıldırım'ın 3 yıl üst üste şampiyonluk sözünden uzaklaşılması. ki bence şikenin gayri resmi başlangıcı da budur. dediğim gibi bu camiadaki reaksiyonlar ani ve şiddetli olur. "ne olacak bu fenerin hali" lafının klişeleşmesinin kaynağı da budur. yalandan istifa edersin hoca kovarsın falan öyle savuşturursun bu tehlikeli atakları.
  
  her neyse. artık öyle bir ortam da kalmadı. kulüp ciddi bir düşüşün eşiğinde. hatta belki tam ortasında. açıkçası bir futbol sever olarak işime gelir. keşke her alanda saygı duyabileceğimiz ve rekabet edebileceğimiz sağlam bir rakibimiz olsa. biz onları yükseltsek onlar da bizi. hatta avrupa maçlarında falan destekleyebileceğimiz bir rakip olsa. fener için böyle bir şey mümkün değil. hatta hiç olmadı. bank asya'ya kadar yolları var.
  
  edit: ekleme
• 1963

  yeniden yükselme döneminde sadece bir engel , artık bir rakip değildir. *
• 1964

  bana müthiş şair nazım hikmet ran'ın sıradışı bir şiirini hatırlatmakta olan kulüp.
  özellikle şike süreci sonrasında - bu şiir sanki galatasaraylı'larca fenerbahçe camiasına yazılmış gibi geliyor:
  
  en güzel günlerimin
  üç mel'un adamı var:
  ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
  en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
  yer yer tırnaklarımla kazıdım
  hatıralarımın camını..
  en güzel günlerimin
  üç mel'un adamı var:
  biri sensin,
  biri o,
  biri ötekisi..
  düşmanımdır ikisi..
  sana gelince...
  yazıyorsun..
  okuyorum..
  kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
  insanın
  bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
  ne yazık!..
  ne kadar
  beraber geçmiş günlerimiz var;
  senin
  ve benim
  en güzel günlerimiz..
  kalbimin kanıyla götüreceğim
  ebediyete
  ben o günleri..
  sana gelince, sen o günleri -
  kendi oğluyla yatan,
  kızlarının körpe etini satan
  bir ana gibi satıyorsun!.
  satıyorsun:
  günde on kaat,
  bir çift rugan pabuç,
  sıcak bir döşek
  ve üç yüz papellik rahat
  için...
  en güzel günlerimin
  üç mel'un adamı var:
  biri sensin,
  biri o,
  biri ötekisi...
  kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
  sana gelince...
  ne ben sezarım,
  ne de sen brütüssün...
  ne ben sana kızarım
  ne de zatın zahmet edip bana küssün..
  artık seninle biz düşman bile değiliz..
• 1965

  "hak etmedikleri halde orada mücadele eden takımı desteklemem. 'vatan, millet, sakarya!' ı ıh! yemezler. rüzgarı arkanıza almaya çalışmayın." dediklerim.
• 1966

  bana şu soruları sorsalar, haklarında şöyle cevaplar vereceğim takım.
  
  bu takımın başkanı kim olsun?
  
  - aziz yıldırım.
  
  teknik direktör?
  
  - aykut kocaman.
  
  kim yedek kalsın?
  
  - alex.
  
  şu an her şey yolunda gidiyor.
• 1967

  (bkz: fikrimiz değişmedi değişmeyecek)
• 1968

  aşağılık herifler; yöneticinizden, hocanıza, tercümanına, taraftarınıza, oyuncunuzdan, idarecilerinize böylesiniz. ezeli rakipmiş, ezeli şikeci, ezeli teşvikçi, ezeli ayartıcı, ezeli rüşvetçi; aklıma gelenler bunlar.
• 1969

  ezeli rakibimiz olmayan camia. şikeciden ezeli rakip mi olurmuş.
• 1970

  emre çolak tarafından ayar çekilen kulüp.
  
  http://www.webaslan.com/img/2012/08/22/434343.jpg
• 1971

  yetenekli genç oyuncuları köreltme konusunda dünyada üstüne yoktur, geçmişte serkan balcı, şimdilerde semih şentürk ve gelecekte recep niyaz, berkay öztüvan. bu adamlar ilk aklıma gelenler. abi tamam tabiki kulübün misyonu şampiyonluk ama adamlar yıllardır şampiyonluğun hazır kaliteli yıldız oyuncularla geleceğine inanıyor.
  
  mesela adamın elinde recep niyaz, berkay öztuvan var ama adam gidip salih uçan'ı alıyor ha tabiki alabilir ama bari bu 2 adamı kiraya yolla da körelmesinler biz bunları diyoruzda bunları düşünmek ve uygulamak için vizyon gerek, istediğin kadar zengin ol vizyon sahibi değilsen o aldığın yıldızlar ne istediğin gibi oynar ne de seni şampiyon yapar, adamlar bunu yıllardır anlayamadı.
  
  mesela adamlarda emre b. gidiyor, onun yerine emre ile oyun bakımından uzaktan yakından alakası olmayan kazma bir ön libero alıyorlar. bunun mantık çerçevesinde hiç bi açıklaması yok çünkü biri* savunma ve hücum arasında ki köprü iken mehmet topal sadece defansın önündeki emniyet sibobu ha 2 yıldır onu bile yapamıyor o ayrı mevzu.
  
  yani mehmet topal'ın transfer edilmesinin tek mantıklı sebebi geçmişte galatasaray'da oynamış olması, bi nevi fenerbahce'nin ego tatmini taraftarların gönlünü hoş etme. mehmet topal galatasaray'da oynamadan valencia'ya gitseydi %100 eminimki fenerbahçe onu transfer etmezdi. vizyon meselesi işte bu.
  
  bide mehmet topuz mevzusu var şaka değil gerçekten 10 milyon euro verilip transfer edildi bu adam ve oynadığı oyunu feldkamp zamanında barış özbek'te oynuyordu. aynı şekilde mehmet topuzunda transfer edilmesinin sebebi beşiktaşla girilen mücadeleyi kazanmak ve yine ego tatmini. gazeteyi açtığında '' fener'den beşiktaşa büyük çalım '' başlığını görmek. taraftarının '' ehehe olum siz istersiniz biz alırız farkımız buu xd '' demesini istemek, gözünü boyamak. yok abi çünkü başka bir açıklaması, olamazda.
  
  sonra caner erkin var, bu adamın ne oynadığını ben galatasaray'da iken anlayamamıştım, sol bek oynayamaz defansı kötü sol önde oynatamazsın 34 maç boyunca çizgiye inip en fazla 10 orta yapar. yine aynı şekilde transfer edilmesinin sebebi geçmişte galatasaray'da oynamış olması.
  
  sonra emre belözoğlu mevzusu var, belkide tüm bunların başlangıcı. sırf galatasaray'a gövde gösterisi yapmak ve psikolojik baskı yaratmak için yapılmış bir transfer aynı zamanda biz sizden büyük takımız imajını vermek için.
  
  egemen korkmaz var, beşiktaş fazla maç oynadı diye(!) maç başına ücreti çok aldı falan diye elden çıkarmak mı istiyordu bilmiyorum ama karışık mevzular vardı hemen fenerbahçe olaya el attı ve egemen'i ihtiyacı olmadığı halde transfer etti. ihtiyacı olmadığı halde diyorum çünkü ellerinde daha geçen sezon 5 milyon euro verip transfer ettikleri serdar kesimal vardı. yine bu transferin amacıda beşiktaş ekonomik sıkıntıda olduğu için '' bizim paramız var biz büyüğüz istediğimiz oyuncuyu alabiliriz '' mesajını vermek içindi.
  
  son olarak ilkan karaman transferi, sanırım yukarda yazdıklarımdan bu transferinde nedenini anlamış olacaksınız. işte böyle bir vizyonda yönetilen bir kulüptür fenerbahçe.
• 1972

  (bkz: alex de souza/#1044062)
• 1973

  bayern'in transfer politikasının aynısını uygulayan yetenek mezarlığı futbol kulübü.
• 1974

  ülkeye hiçbir faydası olmayan kurum. taraftarlarını da alıp başka diyarlara gitseler keşke, ülkede sorun kalmaz.
• 1975

  aykut kocaman sportif direktörlük+teknik direktörlük döneminde bunlara ne kadar bonservis ödetti toplam? bu soruyu merak cidden lan.
  
  araştırdım amk işsizim işte o kadar.
  2009-2010
  fábio bilica[5] 2.5 milyon € + yasin çakmak
  bekir irtegün[5] serbest
  andré santos bonservis belli değil [5] bu ikisine toplam 19 gibi bir şey var ama ben 12 diyeceğim.
  cristian baroni bonservis belli değil [5]
  mehmet topuz[5] 7 milyon € + gökhan emreciksin
  özer hurmacı[5] 4.2 milyon € + ilhan parlak + özgür çek
  sezon arası
  gökhan ünal 3.2 milyon € + burak yılmaz
  toplam=28.9 + 5 futbolcu. yani en az 30milyon euro
  
  2010-2011
  miroslav stoch 5.500.000 € [12] chelsea
  issiar dia 6.500.000 € [7] nancy
  ilhan eker bedelsiz [13] gençlerbirliği
  caner erkin 2.000.000 € [14] cska moskova
  mamadou niang 8.000.000 € [15] marsilya
  serkan kırıntılı bedelsiz [16] ankaragücü
  joseph yobo kiralık [17] everton
  
  toplam: 23milyon euro civarı
  2011-2012
  emmanuel emenike €9m [2] karabükspor
  orhan şam €3.5m [4] gençlerbirliği
  serdar kesimal €4m [5] kayserispor
  sezer öztürk €2.75m [6] eskişehirspor
  reto ziegler €0.6m kiralandı [7] juventus
  joseph yobo €0.7m kiralık [8] everton
  henri bienvenu €4m [9] young boys
  sezon arası
  özgür çek bedelsiz [10] ankaragücü
  moussa sow €10m [11] lille osc
  toplam:34milyon euro civarı
  
  2012-2013
  dirk kuyt €1m [1] liverpool
  salih uçan €1.55m + okan alkan [2][3][4] bucaspor
  hasan ali kaldırım €3.75m + ertuğrul taşkıran [5] kayserispor
  mehmet topal €4.5m [6] valencia
  egemen korkmaz bedelsiz [7] beşiktaş
  milos krasic €7m [8] juventus fc
  joseph yobo €2.5m [9] everton
  toplam: 21 euro
  
  oha lan toplam 108 milyon euro yapıyor sırf bonservisler.
  
  bi böyle bir şey varmış. http://www.transfermarkt.de/...-alle/verein_36.html