1962
galatasaray'ın basiretsiz ve vizyonsuz yöneticiler tarafından dibe vurulduğu itibar kaybettiği aşağı yukarı 5-6 yıllık süreçte fark yapma şansını kullanamamış kulüp. üstelik şikeyle bile önemli bir üstünlük kuramadılar. yani meydan boşken bile geldikleri nokta ligdeki şampiyonluk sayılarını eşitlemek. kaldı ki kaçı şaibeli belli değil. en azından 1 tanesinin öyle olduğu tescillenmiş durumda.
bu sürecin ardından dibe doğru ilerlemekte olan kulüptür. çünkü bu camiada her şey anlıktır. galatasaray maçında iyi oynamadı diye alex bile yuhalanır. buna rağmen taraftarın aziz yıldırım ile kurduğu bağ bu kulübü ciddi şekilde zayıflattı. bu düşüşü geri çevirmeleri kolay gözükmüyor.
bunu sadece 2012-2013 sezonunun ilk haftalarına bakarak söylemiyorum. geçtiğimiz sezon şike muhabbeti ile motivasyonu tavan yapan bu takımın playoff performansı hocası ve taraftarı dahil herkesi yanılttı. derbilerdeki başarısı en büyük kozu olan, üstelik ekstra motive olmuş üzerindeki psikolojik baskıyı üzerinden atmış takım, rakibiyle oynadığı 4 derbinin 3'ünde oyun üstünlüğünü 1 devre bile alamadı. diğer derbinin sonunda ise kendi stadında şampiyonluk verdi. normal sezonu da 9 puan geride tamamladı.
önümüzdeki süreçte aziz yıldırım hapse girse de girmese de değişen bir şey olmaz. çünkü başkanlığı düşerse kardeşi ali yıldırım gelecek. aynı tas aynı hamam devam edecek. aykut kocaman gittiğinde yerine gelecek adam yok. paralar suyunu çekmeye başladı. 2 sene üst üste avrupa kupalarına katılamamak var. biz de farkı açmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor.
olası bir spartak mağlubiyeti bazı şeylerin daha baştan değişmesine önayak olabilir. 2007-2008 şampiyonluğumuzu hatırlayalım. nonda'nın kafası. akşamında alex ve kezman'ın yuhalanmaları tesislerin basılması. aziz yıldırım'ın 3 yıl üst üste şampiyonluk sözünden uzaklaşılması. ki bence şikenin gayri resmi başlangıcı da budur. dediğim gibi bu camiadaki reaksiyonlar ani ve şiddetli olur. "ne olacak bu fenerin hali" lafının klişeleşmesinin kaynağı da budur. yalandan istifa edersin hoca kovarsın falan öyle savuşturursun bu tehlikeli atakları.
her neyse. artık öyle bir ortam da kalmadı. kulüp ciddi bir düşüşün eşiğinde. hatta belki tam ortasında. açıkçası bir futbol sever olarak işime gelir. keşke her alanda saygı duyabileceğimiz ve rekabet edebileceğimiz sağlam bir rakibimiz olsa. biz onları yükseltsek onlar da bizi. hatta avrupa maçlarında falan destekleyebileceğimiz bir rakip olsa. fener için böyle bir şey mümkün değil. hatta hiç olmadı. bank asya'ya kadar yolları var.
edit: ekleme
bu sürecin ardından dibe doğru ilerlemekte olan kulüptür. çünkü bu camiada her şey anlıktır. galatasaray maçında iyi oynamadı diye alex bile yuhalanır. buna rağmen taraftarın aziz yıldırım ile kurduğu bağ bu kulübü ciddi şekilde zayıflattı. bu düşüşü geri çevirmeleri kolay gözükmüyor.
bunu sadece 2012-2013 sezonunun ilk haftalarına bakarak söylemiyorum. geçtiğimiz sezon şike muhabbeti ile motivasyonu tavan yapan bu takımın playoff performansı hocası ve taraftarı dahil herkesi yanılttı. derbilerdeki başarısı en büyük kozu olan, üstelik ekstra motive olmuş üzerindeki psikolojik baskıyı üzerinden atmış takım, rakibiyle oynadığı 4 derbinin 3'ünde oyun üstünlüğünü 1 devre bile alamadı. diğer derbinin sonunda ise kendi stadında şampiyonluk verdi. normal sezonu da 9 puan geride tamamladı.
önümüzdeki süreçte aziz yıldırım hapse girse de girmese de değişen bir şey olmaz. çünkü başkanlığı düşerse kardeşi ali yıldırım gelecek. aynı tas aynı hamam devam edecek. aykut kocaman gittiğinde yerine gelecek adam yok. paralar suyunu çekmeye başladı. 2 sene üst üste avrupa kupalarına katılamamak var. biz de farkı açmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor.
olası bir spartak mağlubiyeti bazı şeylerin daha baştan değişmesine önayak olabilir. 2007-2008 şampiyonluğumuzu hatırlayalım. nonda'nın kafası. akşamında alex ve kezman'ın yuhalanmaları tesislerin basılması. aziz yıldırım'ın 3 yıl üst üste şampiyonluk sözünden uzaklaşılması. ki bence şikenin gayri resmi başlangıcı da budur. dediğim gibi bu camiadaki reaksiyonlar ani ve şiddetli olur. "ne olacak bu fenerin hali" lafının klişeleşmesinin kaynağı da budur. yalandan istifa edersin hoca kovarsın falan öyle savuşturursun bu tehlikeli atakları.
her neyse. artık öyle bir ortam da kalmadı. kulüp ciddi bir düşüşün eşiğinde. hatta belki tam ortasında. açıkçası bir futbol sever olarak işime gelir. keşke her alanda saygı duyabileceğimiz ve rekabet edebileceğimiz sağlam bir rakibimiz olsa. biz onları yükseltsek onlar da bizi. hatta avrupa maçlarında falan destekleyebileceğimiz bir rakip olsa. fener için böyle bir şey mümkün değil. hatta hiç olmadı. bank asya'ya kadar yolları var.
edit: ekleme