• 1964
    bana müthiş şair nazım hikmet ran'ın sıradışı bir şiirini hatırlatmakta olan kulüp.
    özellikle şike süreci sonrasında - bu şiir sanki galatasaraylı'larca fenerbahçe camiasına yazılmış gibi geliyor:

    en güzel günlerimin
    üç mel'un adamı var:
    ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
    en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
    yer yer tırnaklarımla kazıdım
    hatıralarımın camını..
    en güzel günlerimin
    üç mel'un adamı var:
    biri sensin,
    biri o,
    biri ötekisi..
    düşmanımdır ikisi..
    sana gelince...
    yazıyorsun..
    okuyorum..
    kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
    insanın
    bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
    ne yazık!..
    ne kadar
    beraber geçmiş günlerimiz var;
    senin
    ve benim
    en güzel günlerimiz..
    kalbimin kanıyla götüreceğim
    ebediyete
    ben o günleri..
    sana gelince, sen o günleri -
    kendi oğluyla yatan,
    kızlarının körpe etini satan
    bir ana gibi satıyorsun!.
    satıyorsun:
    günde on kaat,
    bir çift rugan pabuç,
    sıcak bir döşek
    ve üç yüz papellik rahat
    için...
    en güzel günlerimin
    üç mel'un adamı var:
    biri sensin,
    biri o,
    biri ötekisi...
    kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
    sana gelince...
    ne ben sezarım,
    ne de sen brütüssün...
    ne ben sana kızarım
    ne de zatın zahmet edip bana küssün..
    artık seninle biz düşman bile değiliz..
App Store'dan indirin Google Play'den alın