resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 34326
    iki gündür moralim çok bozuk, yaşananlardan ötürü. usulen çok büyük yanlış yapılsa da yolları ayırarak sonuç olarak doğru yapılmış eski hocamız, efsanemiz. nitekim ortada sadece 10 haftalık bir başarısızlık değil 2,5 yıllık bir başarısızlık vardır. işin tuhaf olan kısmı fatih hocam’ın bunu bir türlü kabul edememesi ve aslında işlerin yolunda gittiğine, bir kaç küçük hatanın ve şansızlıkların dışında takımın istenilenleri yerine getirdiğine olan ısrarı . kötü giden bir şeyin değişebilmesinin ilk şartı bunun kötü gittiğini kabul etmektir. 2 yıldır topla çıkarken baskı yapan takımlara karşı acziyetimizi tüm yazarlar görüyordur. bu konuda bir arpa boyu yol alamadığımız gibi üstüne bir de kapanan takımları açmak konusunda da her geçen gün kötüye gidiyoruz. görev aldığın 2,5 yılda izleyenler bir çırpıda 10-15 tane dominant problem sayabiliyorsa, kusura bakma hocam burda bir sıkıntı vardır. şimdi diyeceksiniz ki bu sıkıntılar ne?

    1- bu takım, topla çıkarken baskı yapan her takımla problem yaşıyor mu?
    2- bu takım duran topların tamamında (korner, frikik, serbest vuruş) kabızlığın dik alasını yaşıyor mu?
    3- bu takım hocanın oynamak istediği pozisyon oyununu layıkiyle oynayabiliyor mu?
    4- bu takım kapanan takımlara karşı gol atmakta sıkıntı yaşıyor mu?
    5- bu takım süper lig de gol yemeden durabiliyor mu?
    6- bu takımda forma adaleti var mı?
    7- bu takımda kadro istikrarı var mı?
    8- bu takımda kadro mühendisliği yapılıyor mu?
    9- bu takımda hoca cezalı olduğunda problem çözücü, yetkin yardımcılar var mı?
    10- bu takımda olmayacağı aşikar olarak bilinen 2 yıldır top oynamayan soso, babel gibi oyuncularda bu kadar ısrar doğru mu?
    11- bu takıma gelirken form düzeyi yukarıda gelen oyuncuların form grafiğinin düşmesi sorun değil mi?
    12- avrupa’da kazanılan her maç sonrası tüm oyuncuların ağız birliği etmişcesine, hocamızın verdiği taktiklerle galip geldik derken, mağlubiyetlerde istediklerimizi yapamadık demeleri sorun değil mi?

    yukarıda saydığımız tüm bu problemleri çözemiyorsa kimse kusura bakmasın ama üzülerek hoca’nın gönderilişi haklı olur. usulün yanlışlığı konusunda diğer tüm arkadaşlarıma hak vermekle beraber, teklif edilenler doğru ise (fatih hocama gel sportif direktör ol veya sportif a.ş nin başına geç, yönetime gir tüm organizasyondan sen sorumlu ol ragnick tarzı onore edici yöneticilik tekliflerine sıcak bakmadıysa ) kabul etmemek de yine fatih hocanın hatasıdır. çocukluğumdan beri bana sayısız başarılar ve mutluluklar yaşattığı için kendisine teşekkürü borç bilirim, her şey için sonsuz teşekkürler hocam. bu ülkenin gördüğü en büyük spor adamlarından birisin keşke böyle olmasaydı. ülke gencinin ve insanının üzerine yapışmış olan “olmaz biz yapamayız” anlayışını yerle bir etmiş, “ sizde yapabilirsinize” inandırmış bir adamdır yolu açık olsun.
  • 34327
    fatih terim döneminin bitmesi gerekiyordu ve bitti.
    takım gelişemiyor tam tersi geri gidiyordu.
    şimdi galatasaray'ı ve yeni teknik direktörü daha çok destekleme zamanı.

    güle güle fatih terim. emeklerin için teşekkürler.
    umarım bundan sonra galatasaray ile yolun teknik direktör olarak kesişmez.
    yönetimsel görevlerde ise fatih terim'in galatasaray'a faydalı olabileceğini düşünüyorum.

    ancak bence fatih terim tff başkanı olmalı.
    eğer böyle bir ihtimal mümkünse türk futboluna çağ atlatabilecek bilgi, deneyim ve donanıma sahiptir fatih terim.
  • 34330
    rezalet bir performansı vardı, peoje adı altında sadece hiçbir yere varmayacak süreler istiyordu, takım kapandığı maçlar haricinde top oynayamıyordu ve haliyle hocanın gitmesi gerekiyordu. burak elmas yönetimine yakışacak şekilde de gönderildi. bunu yazmaktan bıkmayacağım, hoca burak elmas'la, mustafa cengiz'den kurtulmak için ittifak yaptığı zaman da burak elmas'ın ne olduğu belliydi. vallahi hocanın gönderiliş şekli rezalet olsa da bu yaşına gelmiş adam benim gördüğümü göremiyorsa yapacak bir şey yok.

    sonuç olarak, gönderiliş şekli bir yana bırakılırsa berbat bir performans gösterdi ve dönemi bitti. bu kadar.

    ek: mesele alınan sonuçlar da değildi bu arada. bu oynanan felaket futbolun hoca tarafından sürekli "iyi oyun" olarak lanse edilmesiydi. "lik yarının en iyi oynayan takımlarındandık." diyebilecek kadar gerçeklerden kopmuştu hoca. takımın içler acısı halinin farkında dahi değildi kendisi. esas mevzu buydu. sorunu görmeyen çözümü bulamaz. çok basit bir denklem.
  • 34331
    sahaya odaklanmaması ve artık bu yönde bir çabasının kalmaması sebebiyle sürekli taraftarın sahaya odaklan diye neredeyse yalvardığı, adaletsiz kadro seçimleri, evlatçılık, ismail çipe travması, tamamen sevgi üzerine profesyonel hayat işe bağdaşmayacak kararları, takım içinde yaşadığı kararsızlık, oyuncuların yapamayacağı şeyler talep etmesi sebebiyle oyuncuların öz güvenlerinin tamamen yok olması, oyuncuların kendisine baba baba demesini yeterli görmesi ve sürekli performans beklediğimiz oyuncular performans veremedi diye basına açıklama yapması yani kandırılması kolay bir figüre dönüşmesi gibi sebepler yüzünden galatasaray futbol takımı teknik direktörlüğü görevinden alınmasına rağmen sosyal medyada hala neden gönderildiği idrak edilmemiş görülen, kendisini çok seveler tarafından kulübe verdiği zararlar ısrarla görülmeyen galatasaray spor kulübü tarihinin en büyük efsanesi. gönderilmesi için oldukça fazla sebep vardı ve gönderildi.
  • 34333
    an itibariyle "68" yaşında olan eski hocamız.
    sözlükte en çok zaman harcadığım konu başlıkları arasında en üst sırada ve en çok eleştiri yazdığım başlıktır fatih hoca. bu yazı büyük ihtimal ofsayt olan yazılarım arasına girecek, ama bugün hissettiğimi söylemezsem en azından benim açımdan sözlükte yazmanın bir anlamı olmaz.

    yaşım nedeniyle, 96 sonrası fatih terim dönemini gayet iyi hatırlarım. fatih hoca, türk futbol tarihinin hakikaten gelmiş geçmiş açık ara en başarılı hocası, aksini iddia eden çarpılır, ancak zaman herkes gibi fatih hocayı da yabancılaştırıyor, yeni nesile, yeni kuşağa. oyuna olan açlığından vs bahsetmiyorum, ki bu kusursuz özelliklerinden birisi hocanın. 68 yaşında, 8-9 defa kazandığın bir kupa için sivas soğuguna, erzurum deplasmanına veya stresin üst düzey olduğu derbilere çıkmak akıl karı değil.

    ama. yani burada büyük bir ama var. hocanın bu son dönemi, şampiyonluklar olsa bile hakikaten keçi boynuzu tadındaydı, herkes için. zira kimse hocaya başarısızlığı konduramadığı gibi, hep bir "belki yapar" düşüncesi ile, belki de geçmişteki başarılarının hatrına, inanılmaz bir destek verildi hocaya, ki ben bu 3.5-4 senelik dönemi, net başarısız bir dönem olarak düşündüm, ffp'lerin vs. de etkisi var muhakkak. hoca, bu sene de bıraksa, 3 sene sonunda da bıraksa, açık konuşalım, bu takım ile başarabileceği avrupa açısından da pek bir şey yok-tu. çekirdeği ve kurgulanması sorunlu takımın zira.

    ben açıkçası fatih hocadan bu gençleşme sürecinde takımın başında değil, operasyonu yöneten bir kişi olmasını bekliyordum. gençleşme sürecinde 25-30 milyon euro arası bonservis ödemek makul olabilir, ama bu sürecin döndürülebilir olması gerekli, ki ben bu takıma bu sene gelip de üst düzeye çıkabilecek nelsson'dan başka bir adam göremiyorum, belki de kerem ve marcao. bu zamanın gençlerinin düzeyinde konuşabilmek, teknik direktörlük açısından inanılmaz derecede başarılı ve hırslı olan fatih hoca için bile zor-du. hocanın ben açıkçası, "sırtımdan vuruldum, ben 3 seneliğine beraber olmamız gerektiğini düşünüyordum" tarzında ifadeleri çok samimi değil. hoca, galatasarayın her hücresinin yaptığı solunumda açığa çıkan atp'nin nerede kullanılacağını dahi bilir. 96'dan beri tanıdığı burak elmas'ı ve eğer onu yönlendirenler varsa da onların da tabiri caizse ciğerini bilir. twitter'daki ağlayan sızlayan tayfadan ziyade, yaşı benim gibi olan ekip, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır.

    peki bundan sonra ne olur? bence burak elmas'ın ipi çekildi. öyle veya böyle, bu sene veya gelecek sene, ibrasızlık kartı ile erken seçime gider ve büyük olasılıkla liseli bir başkan'ın etrafında toplanır. ben fatih hocaya, galatasaray başkanlığının inanılmaz derecede yakışacağını düşünüyorum. hoca, saha kenarında bir efsanedir, bu döneminin kötü bitmesi, aldığı kupaları, başarıları gizlemez. eğer hoca bu gençleşme sürecine inanıyorsa, başkan olarak da inanılmaz derecede iyi hizmet eder galatasaraya.
  • 34336
    ıleride şu an yaşanan süreçlerle ilgili açıklamalarda umarım türkiye futbol federasyonu ve hakemleri, sonuçta artık kulüpte olmadığı için kulübe sert açıklamanın zararı olamaz, sert şekilde eleştirir ve sözünü esirgemez.
    bu şekilde yok hoca ceza aldı mı alacak mı demeden rahatça dinleyebiliriz. o da bütün sırları, pislikleri açığa döker.
    bekliyorum böyle bir şey bakalım.
  • 34337
    bir süre dinlenmesi gereken hocamız.

    görevden alındığından beri kendisinin başlığına yazmak istemedim, yazamadım. bir süre güzelce dinlensin, artık işi gücü bir yana bırakıp torunlarını sevsin. kendisi de daha önce ifade etmişti hayatımdaki üçgenlerden birisi galatasaray diye. ancak bi defa geliyoruz bu hayata be hocam yeter senin yıprandığın. biraz da ailene vakit ayır, gez, stres at. hepimizden çok istediğine de eminim takımın başarılı olmasını ancak kendimi bildim bileli her zaman futbolda konuşulan bir aktörsün biz yazarken izlerken yoruluyoruz, sen hala içindesin.

    bu hayatta her şey senin istediğin gibi olsun.

    yaşattığın tüm başarılar için canı gönülden teşekkürler.
  • 34341
    4. donemine 2 sampiyonlukla baslamis olsa da son 3 sezonunda basarisiz olan teknik adam. bu performansla gonderilmesi kacinilmazdi. baska bir sebep aramamamiz lazim.

    ilerde tekrar takimin basina gelirse o donemki baskanla da (burak elmas'in uzun sure baskan kalacagini sanmiyorum) sorun yasamasina kesin gozuyle bakiyorum. bu dedigim olursa sucu artik baskanda aramayalim. hoca daha once de cogu baskanla sorun yasadi. unal aysal, mustafa cengiz, federasyon baskani, milan baskani. bunlarin hepsinde hakli olamaz. faruk suren ve rahmetli ozhan canaydin ile de sorun yasadi mi bilmiyorum. hoca calistigi yerde 1 numara olmak istiyor ve onun ustunde olan birine, bu baskan bile olsa, tahammulu yok. keske boyle bir karakteri olmasaydi da saha icine daha cok odaklansaydi.
  • 34342
    burada şampiyon olduğumuz son sezon dahil yolların ayrılması gerektiğini düşünüyordum kendisiyle. hamle yanlış bir yönetim ve zamanda gelse de doğru. ancak insan bir yandan da üzülüyor bu şekilde yolların ayrılmasına. keşke yakışır bir şekilde birbirimize veda etseydik ama hocayı tanıyoruz öyle "ben yapamıyorum artık bana müsaade" diyecek bir kişilik değil. 3 sene daha başarısız veya başarılı olsak yine böyle bir son olacaktı.

    buradan sonra tek diyebileceğimiz şey allah uzun ömürler versin her şey için teşekkürler.
  • 34343
    bizi defalarca sevindiren bir insan. gonderilmesi doğru veya yanlış ancak su an bizi defalarca sevindiren insan üzülüyor üzgün ayrılıyor.

    aslolan galatasaray'dır diyip önünuze bakabiliyor musunuz cidden? terim yaptı bitti hadi eyvallah diyip yola devam edebiliyor musunuz?

    su resme bakın ve şimdi tamam hizmet etti ve bitti diyin. bu kadar yani.

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...th4CNEg&usqp=CAU

    her ne olursa olsun bu boyle olmamalıydı.
    (bkz: 10 ocak 2022 fatih terim'in galatasaray'dan gönderilmesi)

    hayatımızdaki en mutlu anılarda (galatasaray'ımızı zirvelerde oynatarak) zirveye oynayan efsanemiz grande terim imparator fatih terim.
  • 34344
    4. fatih terim döneminin sona ermesinin ardından özlenip övülürken de istenmeyip yerilirken de yanlış donelerin kullanıldığı efsane ama eski teknik adamımız.

    terim türkiye'nin yetiştirdiği en önemli taktisyen, bir galatasaray efsanesi ve kabul edilsin edilmesin kendisine has bir markadır. en azından buradaki 1. ve 2. önermeyi kimsenin inkar edemeyeceğini düşünüyorum. (ülkedeki alternatiflerinin birisinin şenol güneş, diğerinin ersun yanal, sonuncusunun da abdullah avcı olduğunu düşündüğümüzde özellikle)

    ama bunların yanında ciddi bir ego sahibi. başarılarını düşündüğümüzde de kabul edilebilir bir ego bu aslında. ama maalesef bu egosu bazen doğruları görmesine ve/veya uygulamasına engel olabiliyor. özellikle de 4. döneminde bu da inkar edilemez bence.

    yazının burasında, daha fazla ilerlemeden düşüncemi söyleyeyim: ben kendisinin istifasını isteyen taraftayım. ya da şöyle söyleyeyim, ya yanına daha yetkin teknik adamlar almalı ya da istifa etmeli diyen birisiyim. deli değilim elbette, durduk yere kendisinin istifasını isteyecek kadar. geldiğimiz noktadaki gözle görülür sorunlar, bu sorunlara çözümün doğru yerde aranması ancak yanlış uygulamalar ile çözülmeye çalışılması, istenilen taktiksel gelişim noktasında olmamamızdan kaynaklı istedim ben bunu.

    şimdi, şunu bir bırakayım buraya: (bkz: #3278009)

    bu yazımı okumayan kalmadığını düşünüyorum. 2021 yılının en beğenilen entry'lerinde bile 26. sırada mesela o yüzden dedim okumayan kalmadığını düşünüyorum diye.

    terim'in aklındaki oyun 4-3-3 gibi dizilip savunmada 4-1-2-3 gibi durup hücumda 2-3-5 gibi bir düzene evrilmekti. kolay değil bunu başarmak ama bunu guardiola da yapıyor. zaten hocanın etkilendiği yer de burası. terim'in "miras bırakmak istiyorum" dediği miras, bu oyun sistemini kurgulamış, bu sistemin dünyanın geleceğini domine edeceğini öngörmüş ve gelecek planını, miras bırakma planını bu sisteme oyuncu yetiştiren bir futbolcu fabrikasına galatasaray'ı evrimleştirmek üzerine kurgulamıştı. bunun aksini söyleyebilecek yok.

    ama terim'in oyunu bu değil. bildiğimiz terim'in oyunu bundan çok çok daha farklı. bildiğimiz terim'in oyunu çoğunlukla çift forvet ile önde yoğun baskı içeren, daha çok pasla rakibi açmak yerine daha az pasla doğrudan kaleye gitmeye çalışan bir oyun.

    ikisinin arasındaki fark benim kısıtlı futbol ve tarım * bilgim ile anlatabileceğim kadar şu:

    terim'in ana oyunu elma. sonuçta bir meyve, yersin ve vitamini alırsın.
    terim'in geleceği üzerine inşa etmek istediği oyun ise kivi. sonuçta o da bir meyve, yersin ve vitamini alırsın.

    elma yetiştirmek kolaydır, ağacını dikersin büyüyüp meyve vermeye başladığında toplar yersin. neredeyse her bölgede yetişir, dünya üzerinde bulunması en kolay meyvelerden birisidir.
    kivi yetiştirmek ise zahmetlidir, özel bir bölge ister, farklı sıcaklıklar ister, asmadan çıkar, o asmaları özel desteklemek vs. gerekir. işi zordur yani, zahmetlidir.

    terim'in bir elma bahçesi vardı. çalışanlara falan ihtiyacı olmayan, aile yardımı ile toplanıp devam edilebilecek bir bahçeydi bu ve o şekilde de işlerdi. çalışana falan gerek olmadan yapılırdı çünkü hem bahçenin sahibi bilirdi hem de gelip çalışan akrabalar da bilirdi. ama terim birden bire "ben bu elma bahçesini kivi bahçesine çevireyim" dedi. kivi zor, kivi zahmetli, kivinin özel çalışanlara falan ihtiyacı var. ama terim "aynı şekilde aile yardımı ile hallederim ben" dedi. olmadı.

    benim terim'i son dönemde (özellikle de bu sezon) eleştirdiğim en ağır noktalardan birisi yanındaki antrenör ekibiydi. geçmiş yazılarım, maç yazılarım falan hep duruyor açıp okumak isterseniz hepsi mevcut. yani plan doğru, kivi bahçesinden daha büyük gelir elde edilir, daha uzun vadeli bir yatırıma dönüşebilir, bir kaç sene başında durduktan sonra sürekli işleyen bir sistem kurulabilir. bu yüzden 3 senelik plan da doğruydu, ama hem kivi bahçesinde olduğu gibi hem de gerçeğe döndüğümüzde uygulaması yanlıştı.

    bugün bu sistemin işlemesindeki en önemli veri pas. pas varsa oyun işler. hem topu tutarsın (çünkü geride 2 oyuncu bırakıyorsun hücumda, 8 kişi ile saldırıyorsun rakibe, yanlış pas ciddi eksik yakalanmana sebep olur) hem de rakip senin pas trafiğini takip etmesi gerektiği için yorulur.

    ama nasıl pas?

    bazı maçlardan sonra buraya da eklemiştim hatta, biz çok pas yapıyorduk ancak doğru pas yapmıyorduk. misal, 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçında bu takım 470 civarı pas denemişti ancak bunun sadece 50'si geri pas 200'ü yan pastı. bunun yanında maç temposu da 15.6 çıkmıştı.

    şimdi bu ne demek? biz sete oturduğumuz anda yatay bir pas çizgisi oluşturup, bu yatay pas çizgisi üzerinde çok da hızlı olmayan paslar yapıyoruz. bu paslar çoğunlukla yana oynanıyor ve topu dikine pasla taşımak yerine topla kat etme ile taşıyıp sonraki blokta yeniden yatay pas çizgisi oluşturuyoruz. yani oyun yatay pasa dayalı, tamam ama yatay pasın hızı yüksek olmadığı için hem rakibi boşluk verecek kadar dengesiz prese zorlamıyoruz, hem de rakibi yormuyoruz.

    daha önce defalarca yazdım, bu ligde bize karşı rakibin savunma düzeni sete 5'li hatta bazen 6'lı oturup önündeki orta saha bloğunu da bu oturan 5'li savunmanın önüne atıyorum 4 kişi kapatıp 9'lu durarak ve ilerde süratli 1 oyuncu bırakarak kuruyor. bu blokları da birbirine yakınlaştırdığı zaman rakip ne sana false 9'ın oynayabileceği o aradaki blok boşluğunu bırakıyor, ne rakip birbirinin açığını 9 kişi ile (her halükarda) kapatabildiği için half space bırakıyor.

    peki bu ne demek? alan yok.
    peki burada nasıl alan açılır? çok hızlı pas yaparak rakibin takibini zorlaştırarak. rakip kolay takip edemeyeceği için standart çizgisini bırakıp prese gelecek, pres yönünün tersine hızlı oynayıp orada kalabalık olduğunda rakibi kıracaksın. bu pep guardiola'nın 21 kasım 2020 tottenham manchester city maçından sonra değiştirdiği bir denklem, o tarihten sonraki tüm manchester city maçlarını izlediğinizde city'nin kalabalık duran tüm rakipleri bu şekilde açtığını görürsünüz. yani pas futbolunun mükemmelleştirilmesi buydu.

    terim bunu yapabilir miydi? gayet tabi.
    yapabildi mi? maalesef hayır.
    bunun sonucu da yolların ayrılması oldu.
    bana kalırsa terim'in yanına domenec torrent gelmiş olsaydı, işin rengi bambaşka bir yere gidebilirdi. ama gelemezdi, çünkü o isim fatih terim. terim'in yanına istemediği birisini getirmek, imkansız. hocayı bu kadar hepimiz tanıyoruz. ha keza mesela guardiola ile görüşme konusu, başkan ayarlayıp da terim'e "guardiola ile görüşelim hocam, oyun onun oyunu bize yardımcı olsun" dese terim ne başkanı bırakmıştı ne başkasını bunu da biliyoruz. etmez yani. aslında işinde başarılı olan kimse de istemez. sorun şu: terim son döneminde başarılı değildi. özellikle bu son dönemde ligdeki durumda.

    hakemlerin ve federasyonun etkisi var mı? elbette var kaybedilen puanlara ama biraz da takımın sorunlarının çözülememesi bana kalırsa puan kayıplarımızda ve türkiye kupasında elenmemizde etkili oldu.

    şimdi, kimi hocayı övmek kimi hocayı yermek için xg verisini kullandı. çoğu da buna kızdı. ama ben size xg metriği üzerinden terim'in oyundaki sorunu nasıl çözemediğini anlatacağım puan kayıplarındaki maçlar üzerinden.

    https://gss.gs/ZG0.png

    buradaki 2 tane kırmızı üzerine beyaz yazdığım xg verimiz var. 1. si sivasspor deplasmanı, takım olarak sadece 0.22 xg üretebilmişiz yani pozisyon üretmemişiz.
    diğeri ise türkiye kupasındaki denizli maçı, 6.14 xg üretmemize rağmen 3 gol çıkarabilmişiz.
    diğerlerinde kırmızı ile olanlar xg ile skorun denk gelmediği, yeşil olanlar denk veya yakın olanlar olarak değerlendirilebilir.

    buradan ne çıkarıyoruz? takım ya pozisyon bulamıyor, ya da buluyor ancak bitiremiyor.
    hep aynı şeyi söyledik, her zaman aynı şeyi konuştuk.
    ilk başlarda sıkıntı pozisyon bulmada da vardı. misal trabzonspor maçı, alanya maçı, kayseri maçı. bu maçlarda pozisyon bulmadaki sıkıntımız görülmüş, bunun üzerine gidilmiş. buradan sonra bir tek sivas maçı var yeterince pozisyon bulamadığımız. haricindeki xg verileri pozisyon bulma sorununun çözüldüğünü ancak bitiricilik sorununun baki kaldığını çok ama çok net gösteriyor.

    seversiniz sevmezsiniz xg metriğini, bir şey diyemem ama doğru okumak doğru sonuçlara ulaşmamızı kolaylaştırır. ben buradan okuduğumda takımın pozisyon bulma işinin üzerine gidip çözdüğünü, ancak bitiricilik sorunlarının çözülemediğini gösteriyor.

    burada da işin içerisine çalışma giriyor. aynı yere dönüp geliyoruz.

    kimse yanlış anlamasın, ben fatih hocayı severim. gerçekten severim. gözü dönmüş, kararmış, galatasaray'ı umursamadan yazan terimistler kadar değilim belki, ama hoca 96 yılından beridir hayatımızda, kazandırdığı başarılar yadsınamaz. ama bunların hepsi gönderilmemesi için yeter sebep değildir.

    şöyle diyeyim, terim eğer ki başkan olsa ve futbol takımı bire bir aynı sonuçları olsa bugün giden teknik direktör büyük olasılıkla 4. ama ne olursa olsun 3. teknik direktör olurdu. sırasıyla kayseri maçında 1. hoca gitmişti, iç saha lokomotif maçında 2. hoca gitmişti, denizlispor maçında 3. hoca gitmişti ve giresun maçından sonra da 4. hoca gitmişti. belki denizli - giresun maçında 2 hoca değişikliği olmayabilirdi ama 3 garantiydi dediğim gibi.

    neticesinde gitti hoca. ya da gönderildi işte, kelimeye takılmak anlamsız. halen burada doğru hamle olduğunu savunmaktan geri durmayacağım, zamanlaması tartışılabilir belki (onda da sezon sonuna olması değil, geç mi kalındı acaba düşüncesi ile) ama hamle doğruydu ne olursa olsun.

    güle güle hoca, dinlenmenin vaktidir. çok şeyle uğraştın, bir şeylerle uğraşmayacak şekilde çekil evine dinlen rahatça.

    seni gönülden seven, ama başarısızlığını kabul etmekten gocunmayacak kadar da galatasaray'ı seven bir taraftar olarak uğurluyorum seni.
  • 34345
    4. dönemi de sona eren efsanemiz.

    olayın bu noktalara gelmesinde her iki tarafın da payı var. yönetim kanadının işi eline yüzüne bulaştırması çok ayrı bir olay, hele de yaşayan en büyük efsane takımın başındayken.

    hocanın önceki dönemlerine göre en büyük yanlışı da inatçılığıydı bence. evet, kendisinin inatçılığı bu döneme özgü değil sadece, ama her seferinde bu inadından/yanlıştan bir şekilde geri dönerdi hocam.

    hemen hemen her döneminde kafasındaki oyun planını ve kadroyu sahaya sürüp sonuç almaya çalışırdı. aklıma gelen en büyük örnek de spor toto süper lig 2011-2012 sezonu sezonu ilk maçında eboue’nin sol kanat oynaması, taktik diziliş vs.

    7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçına kadar ittire kaktıra giden takım, fenerbahçe maçında hocanın yaptığı oyun/oyuncu değişiklikleriyle son yılların en dominant oyununu izletmişti bize, sonunda da şampiyonluk gelmişti.

    ancak bu son döneminde, hoca bu oyun planında ve belli oyuncularda çok ısrarcı oldu. feghouli, babel gibi oyuncular hocanın hep kafasını karıştırıyordu sanki, acaba olur mu, belki bu sefer oynarlar diye sıklıkla onlara bel bağladığı maçlar oldu. kafasındaki planla, oyuncularla devam etmekte ısrar etti, düzeltmek için çok uğraşmadı gibi görünüyor. forvetin her hafta değişmesi de ayrı bir sıkıntıydı bana göre, orada da istikrar sağlanamadı. okan’ı kiralık gönderip, kulübüde ismail’i tutması da ayrı bir hataydı, onu da belirtmeden geçemiycem.

    meşhur 3 yıllık planlama, hocanın kariyerinin son dönemiydi belki de saha kenarındaki. en rahat çalışacağını düşündüğümüz yönetimle, heralde kulüpteki en kısa sürede ayrılığı yaşamak zorunda kaldı hoca. ama twitter’dan bir kısa mesajla ayrılık olmamalıydı, hoca çok daha fazlasını hak etmişti.

    bundan sonrası için ne olur bilinmez. allah sağlık, sıhhat versin hocama. her şey gönlünce olsun.
  • 34346
    planlamayı yarım yamalak yaptığını, saha içindeki süresinin yavaş yavaş sonuna gelindiğini düşünüyordum. hocayla düzgünce anlaşılsa, düzgün bir veda yapılsa, peşinden kendisinin de futbol aklınca uygun gördüğü biri getirilse, saha dışında motivasyon kaynağı olmaya devam etse şu an geleceğe çok büyük umutlarla bakıyor olurdum. ancak fatih terim'in gönderiliş şekli, sonrasında ona yakın olanların gönderilişinden sonra en yakın maç bile ilgimi çekmiyor. kendisinin açıklamalarını merakla bekliyorum. sürecin rezaletliğinin basına yansıyan halleri böyleyse yansımayan halleri nasıldır allah bilir.
  • 34347
    ligin ağır abisidir. 40 yıllık hayatımda kendisi kadar dominant bir hoca görmedim, bırak hocayı öyle kişi bile çok az gördüm. her gelişinde rakip takım taraftarı olan arkadaşlarımın yüzü düşer ve haftalarca kendilerine gelemezler, bizim ise ağız kulaklarda...
    fakat üç senedir tff tarafından kendisine ve takımımıza yapılan mobing yüzünden puan farkı oluşması, her derbide istisnasız biçilmemiz psikolojik üstünlüğümüzü geri geri götürdü. hoca başarısız değildir gözümde, zaten türkiye ligi için başarılı olmak çok zor değil; üç beş maç üst üste kazandığın zaman senden iyisi yok. hoca sadece biraz inatçı ki bu sebepten birçok başarılar yakalamışlığı da vardır; ayrıca sabit fikirli. şimdi bir çok kişi 20 puan fark diyecek ama ilk 2 sene şampiyonluk, 1 yıl pandemi, 1 yıl averajla kaçan şampiyonluk ve bu sene de en az 5-6 maç biçilen bir takım, hakemler üç senedir istisnasız üstümüze çıktı. hocayı eleştirdiğim nokta ise geldiği her dönem istisnasız çok harcama yapması, bazı transferleri istemesine rağmen asla oynatmaması, yeteneklileri keşfetme konusunda sorunu yok ama gençler kaybolur diye sahaya sürmekte gecikmesi, maça konsantre değilse maç içinde oyuncu değiştirmede hatalar yapması.

    bir kez daha takımın başına gelir mi bilinmez ama gelirse bizim yine ağızlar kulakta olur; gelmezse de artık bu cendereden çıkıp hocasız da yolumuza devam edebiliriz pratiğini kazanmak gerekiyor.
  • 34349
    türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörü, yaşayan en büyük efsanemizdir.

    4.döneminde 4 yılda 4 kupa kazanmıştır, en büyük rakibimiz ise bunun iki katı sürede, neredeyse 8 yılda tek bir kupa bile kazanamamıştır, 4 yılda iki şampiyonluk (benim için 3), bir ikincilik -ki sadece 1 gol averajıyla, puan bile değil yani- kazanmıştır. bir sezon başarısız gibi görünse de onda da pandemi başlayıncaya kadar çok iyi giderken, üst üste 8 maç kazanıp rüzgarı arkasına almışken pandemiden sonra darmadağın olduk çeşitli olumsuz koşullardan ötürü. buna rağmen bir takım şımarık taraftara başarı beğendiremedi kendisi, başkalarının hayalini kurmayacağı şeyleri yapmış olmasına rağmen nankör insanoğluna yenik düştü.

    kendisini seçim kozu olarak kullanan bir iki yüzlüye güvendi, yarı yolda bırakıldı, arkasından iş çevrildi, yalanlar söylendi ve hiç hak etmediği şekilde gönderildi. saha içinde hakemlerle, saha dışında tff ve siyasi otoriteyle savaşırken bir de içimizdeki irlandalılar cephesinde mücadele etti canım hocam, hepsini yenemedi tabi normal olarak, o da bir insan neticede.

    ligdeki durumuna bakarak da çok başarısız olarak niteleyenlere de iki çift sözüm var. ligde en çok pozisyona giren, xg yaratan bir takım başarısız oluyorsa bunu sadece teknik direktörle nasıl açıklayabilirsiniz? akıl tutulması. haftalardır aleyhimize verilen hakem kararları, topuyla tüfeğiyle saldıran tff cephesi, arkadan iş çeviren yönetim varken bu adama bu kadar haksızlık yaparken hiç mi vicdanınız sızlamıyor? kaldı ki bu kulübün en büyük kuruluş hedefi türk olmayan takımları yenmek değil miydi? avrupada namağlup durumda gruptan lider çıkmış teknik direktöre bu yapılan reva mıdır? şartlar eşit olduğunda, taraf tutmayan hakemler olduğunda, maçların sahada oynandığı bir organizasyonda bu oyuncularla bu kadar başarılı olmuş takımın teknik direktörünü göndermek akıl karı mı?

    siz bu adama 3 yıllık proje önerdiniz, gençleşeceğiz dediniz, daha ilk yılda ligdeki ilk kötü gidişte yarı yılda bıraktınız, bu mu sizin yönetim anlayışınız? kaldı ki başarısızlığın büyük çoğunluğu bana göre futbolcuların tecrübe eksikliğinden dolayı yapamadıkları son vuruşlardır, bu kadar pozisyona girip bu kadar çok kaçırınca puanlar gelmiyor maalesef. fatih terim mi çıkıp atacaktı golleri?

    ya her şeyi geçtim, adil bir hakem yönetimiyle bu takımın en az 13-15 puan civarı fazlası olur, liderin 6-7 puan gerisinde olurdu her şeye rağmen, o zaman da gönderebilecek miydiniz hocayı?

    bu ayrılıktaki en az suçlu olan fatih hocamdır.

    biz seni koruyamadık hocam, hakkını helal et. ama sonuna kadar da fatih terim!! ''biz ölümüne, ölümüne..''

    sağlıkla, huzurla, mutlulukla kal hocam.

    ''gerilir zorlu bir yay
    oku fırlatmak için..''

    elbet bir gün yeniden buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak..
  • 34350
    görevden alınma şekli kötü olabilir ama fatih terim'in görevden alınması doğru karardır.
    arkasından vah-tüh edilmesine anlam veremiyorum.

    fatih terim başarılı mıydı? hayır, çok başarısızdı.
    bu sezondan önceki 2 sezonda da şampiyonluklar kaçırdık, şampiyon olabilirdik halbuki.
    hadi şampiyonlukları bir kenara bırakalım. gelişen oyun, gelişme gösteren oyuncu var mıydı? yok.
    bir tek marcao, bu sezon da kerem. başka? yok.
    bu sezon ise, terim'in dibe vuruş yılıydı. süper lig'de küme düşme hattının biraz üzerindeyiz şu anda.

    fatih terim galatasaray'ın efsanesidir. saygımız da sevgimiz de baki.
    ancak, terim'in arkasından vah-tüh edilmesi anlamsız.
    biz galatasaraylı mıyız? terim sporlu muyuz?

    aslolan galatasaray ise, galatasaray'ın iyiliği için zaten bu değişim gerekiyordu.
    gelişen bir oyun olsa, iyi oynadığı halde sonuç alamayan bir takım olsa, yine görevine devam etmesi gerektiğini düşünürdüm ancak bu olmadığı için gönderilişini doğru buluyorum.
    fatih terim'in galatasaray'ı aldığı cezalarla birlikte 35 maç yalnız bırakmasını saymıyorum bile.

    öte yandan, aslolan galatasaray ise, zaten fatih terim arkasından iş çevrildiğini, gizli saklı yerine teknik direktör bakıldığını bile bile görevine devam etmezdi.

    ayrıca, bugün ümit davala'nın açıklamalarını şaşkınlıkla izledim.
    terim, burak elmas'ın başkan olması için en az 400-500 oy toplamış. bu ne demek? bu etik mi?
    sen başkan ol, ben de teknik direktör olayım, bir de üzerine zamlı 3 yıllık sözleşmeme yapalım vs.vs. oldu mu? olmadı!
    bunlar fatih terim'in yapmaması gereken şeylerdi. bu, etik değil.
    terim teknik direktör olmadan, bir yönetimi desteklemek için oy toplayabilir, dışarıdan destekleyebilir ancak adına oy topladığı yönetimin altında teknik direktörlük yapması etik değil. galatasaray değerleri ile de bağdaşan bir durum değil. bu noktayı es geçmemek lazım.

    hani aslolan galatasaray idi?

    medyada yer alan haberlere şaşkınlıkla bakıyorum, sanki terim çok başarılı iken gönderilmiş gibi.

    biz galatasaray'lılar için aslolan galatasaray ise, galatasaray'ı desteklemeye devam etmeliyiz.

    umarım artık terim teknik direktörlük yapmaz.
    umarım tff başkanı olur fatih terim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın