34357
göreve her geldiğinde zaman içinde hocayla ilgili ya başkanlar yada sivrilmeye hevesli yeni yetme yöneticiler tarafından belki mizacı, belki de yöntemleri çok alaturka bulunarak kabaca şöyle bir yanılsama yaşandığını düşünüyorum : "hoca çok eski kafalı, çok doğulu. hocaya rağmen böyle olan takım avrupai bir antrenörle uçar gider"
bu senaryo her seferinde farklı şekillerde denendi ve her seferinde yine kurtarıcı olarak fatih hoca geldi. bu fatih hoca'nın performansından bağımsız, galatasaray kulubündeki karar vericilerin hem fatih hoca, hem de kulüpte iyi ve kötü giden şeylerle ilgili tespitlerinin her seferinde çuvalladığını gösteriyor.
fatih hoca'nın aurasından, etrafındaki insanların ona bağlılığından kulüpteki ağırlığından mütevellit hiçbir yönetim kendisiyle medenice oturup "hocam sizden memnun değiliz gelin bu işi çözelim" minvalinde konuşamadı, güzel vedalaşılamadı. yüzüne gülüp arkasından iş çevirdiler, başka türlüsünü beceremediler. hocayı da kendilerince küçümsediklerinden ve kulüpte müthiş bir devrim yapacak bir faaliyet içinde olmanın sahte özgüveninden dolayı hoyratça davranmaktan geri durmadılar.
yine aynısı yaşanıyor. hoca gidince oluşan boşluk, varlığındayken hissedilenden daha büyük olacak. o boşluğu dolduracak bir sistem kurmaya da ne aklı ne gücü yetecek bir yönetim yok. bu hoca kalsa her şey çok güzeldi/güzel olacaktı yazısı değil. işin o tarafı da çok sıkıntılıydı. yolunda gitmeyen çok iş vardı. kendimce bir çok kez yazdım. ama sıkıntı şu ki bir kez daha hocayı gönderenlerin takımla ve kulüple ilgili hocadan daha büyük vizyonları, bağlılıkları, sistemik bir akılları veya bir hazırlıkları yok. yine ellerine yüzlerine bulaştıracaklarının emarelerini her gün görüyoruz. umarım bu sefer yanılırız.
bu senaryo her seferinde farklı şekillerde denendi ve her seferinde yine kurtarıcı olarak fatih hoca geldi. bu fatih hoca'nın performansından bağımsız, galatasaray kulubündeki karar vericilerin hem fatih hoca, hem de kulüpte iyi ve kötü giden şeylerle ilgili tespitlerinin her seferinde çuvalladığını gösteriyor.
fatih hoca'nın aurasından, etrafındaki insanların ona bağlılığından kulüpteki ağırlığından mütevellit hiçbir yönetim kendisiyle medenice oturup "hocam sizden memnun değiliz gelin bu işi çözelim" minvalinde konuşamadı, güzel vedalaşılamadı. yüzüne gülüp arkasından iş çevirdiler, başka türlüsünü beceremediler. hocayı da kendilerince küçümsediklerinden ve kulüpte müthiş bir devrim yapacak bir faaliyet içinde olmanın sahte özgüveninden dolayı hoyratça davranmaktan geri durmadılar.
yine aynısı yaşanıyor. hoca gidince oluşan boşluk, varlığındayken hissedilenden daha büyük olacak. o boşluğu dolduracak bir sistem kurmaya da ne aklı ne gücü yetecek bir yönetim yok. bu hoca kalsa her şey çok güzeldi/güzel olacaktı yazısı değil. işin o tarafı da çok sıkıntılıydı. yolunda gitmeyen çok iş vardı. kendimce bir çok kez yazdım. ama sıkıntı şu ki bir kez daha hocayı gönderenlerin takımla ve kulüple ilgili hocadan daha büyük vizyonları, bağlılıkları, sistemik bir akılları veya bir hazırlıkları yok. yine ellerine yüzlerine bulaştıracaklarının emarelerini her gün görüyoruz. umarım bu sefer yanılırız.
