resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 34301
    hoca için yıllarca siyasi iradeye baş eğmediği için üstüne gidildi dedik. ki referanduma evet bile demişse bunu açıkça bildirmedi. olması gereken de bu zaten de alışkın değiliz "yeni türkiye"de.
    ama hoca, maalesef, malum kişilerin propagandalarında belki gönülden istemese bile çok şekilde yer almıştır.
    bizim taraftar olarak nefret ettiğimiz insanlarla beraber takılmıştır.
    dün de yenikapı mitingine katılmadı diye tepki gördü gibi bir yazı gördüm ama hoca yenikapı mitingine katılmış (bu arada buna çok farklı insan katıldı çünkü tek bir partiye mal edilemez, 3 parti birleşimiydi. ama ben katılmadı dendiği için ve yan yana takıldığı insanlar için yazıyorum buraya)
    yıldırım demirören ile beraber bayrak sallamış
    https://gss.gs/f9p.jpeg
    acun ılıcalı ile yan yana, emre belözoğlu ile arkalı önlü oturmuş.

    resmen "galatasaray'dan en çok kim nefret ediyoru belirleyecek maçın kadrosu" ile fotoğrafı;
    https://gss.gs/lWY.jpg
    kazanana galatasaray'dan en çok sen nefret ediyorsun titri verilmiş resmen.

    erdoğan belgeselinde kendisi için konuşmuş (ertem şener utanmasa yere kapanacak o kadar minnak kedi gibi);
    https://youtu.be/ZKyYYCJSocc
    onun sonrasında isminin stada verilmesi de var;
    https://youtu.be/UAnslHJitQU

    yani hocayı böyle bir siyasi güç ile hiç ilişkide bulunmamış gibi göstermek gereksiz.
    nasıl bugün sürekli takımı cumhurbaşkanına şeker bayramında büyüklerini gezen çocuklar gibi götürmenin saçmalığın konuşuyorsak, sürekli siyasi iradeye hoş görünmeye çalışan başkanları konuşuyorsak hocanin da galatasaray'dan "hoşlanmayan" bu kişiler ve siyasi taraf ile uzunca dönem süren ilişkisini göz ardı etmemeliyiz. ki daha mehmet ağar ile olan dostlukları da var.

    ben hayatımda bu kişilere oy vermedim. etrafımda bu kişilere oy vermiş insan istemiyorum. bu kişiler hakkında bir dakika bile iyi düşünmedim. ama siyasi gücün neler yapabileceğini biliyorum bu yüzden şu an herhangi bir başkanın kolayca konusamayacagini ya da yıllarca neden konuşmadığını anlıyorum, çünkü orada kulüplerin hakkını savunmak lazım ve bir kişinin lafıyla galatasaray adası, kemerburgaz, florya hepsi kitlenebiliyor.
    bunları neden şimdi yazıyorsun vs diyen olacaktır, tepki gösteren olacaktır. bu da onu açıklamak için;
    siyasi güce karşı çıktığı için hapislerde yatan, ülkeden kaçan, ailesinin paralarına el konulan (burada fetoculari demiyorum tabiki) insanlar varken hocaya da sanki devrim lideri algısı yapmayı yanlış buluyorum. hoca yıllarca siyasilerle birlikteydi, yanlış tarafta (belki kendisine göre doğru ama bana göre yanlış) çok bulundu. son 4-5 yıl ters düştü diye bütün her şeyi silmek de yanlış. hocamızı seveceksek hatasıyla da seveceğiz.
  • 34302
    iyisiyle, kötüsüyle, günahıyla, sevabıyla galatasaray'a 4. gelişini noktalamış efsanemiz.

    sözlük tabiriyle, sözlüğün terimistalarından, yada fatih terimcilerinden biri olduğum için gerçekten çok üzüldüm. üzülmemim sebebi de gerçekten haksızlık yaptığımızı düşündüğüm için. bu haksızlık durumu kişiden kişiye farklılık gösterir, bu farklılıklar güzeldir ve kişilerinde düşüncelerine ket vuramayacağımız için de en iyisi kendi düşünceleri açıklamaktır.

    kimse fatih terim'i kara kaşı kara gözü sevmiyor. bu adamı sevme nedenim galatasaray'a yaptığı hizmetlerdendir. şimdiye kadar galatasaray'a galatasaray gibi muamelesi eden, kendisi kadar galatasaray'ı benimsemiş ve hizmet etmiş birini bulmak gerçekten çok zor. başkanı, yöneticisi sürekli birileri geldi geçti bu kulüpten fakat fatih terim kadar sadece kulübünü düşünen, zarar vermemeye çalışan başka bir kişi bulmak yok denecek kadar az . fatih terim bize aslolan galatasaraydır sözünü yaşayarak gösterdi. yani terimista olmamızın sebebi de kişi ya da kişiler değil, galatasaray.

    peki gerçekten bu ayrılık galatasaray için doğru bir hamle miydi, hatta kimilerine göre geç kalmış bir ayrılık mıydı, yoksa daha da sabır gösterilmeli miydi? ben sabır gösterilmesi gerektiğini düşünen taraftaydım ve sürekli bunu dile getirdim. niye öyle düşündüğümü de açıklayayım.

    fatih terim 4. defa galatasaray'ın başına geldiğinde aslında burada anlatıldığı gibi çok iyi bir takım almadı. tudor'dan aldığı takım çok büyük maliyetle kurulmuş, geri dönüşü neredeyse hiç olmayan ve yıllık giderleri çok fazla olan bir takımdı. üstelik geriye doğru gitmeye hızla devam eden, derbilerde bırakın puan almayı 3-0 yenildiğimize dua ettiğimiz, başakşehir'den 5 yediğimiz bir takımdı. tabii ki sonuçlar her zaman iyi olacak değil ama futbolcuların net bir şekilde hocayı istemediği hatta maicon'un soyunma odasında tudor hoca'ya saldıracak duruma geldiğini hepimiz biliyoruz. yani bu takıma fatih terim gelmese de mutlaka birisinin gelmesi gerekiyordu. gelmeseydi ya da fatih terim gelmeseydi muhtemelen galatasaray'ın maddi olarak geri dönüşü olmayan yola girdiği görürdük. fatih terim o takımı aldı ve orta sahadaki en önemli oyuncularından birini kaybetti. buna rağmen kadro dışı donk'u orta saha oynatarak, derbi kazanamayan takımı derbilerde fark yiyen takımı derbilerde ve büyük maçlarda kazanarak şampiyon yaptı. eğer o sene şampiyon olunmasaydı şampiyonlar ligi gelirinden mahrum kalacak takımın oyuncu maliyetlerini ödemesi çok da mümkün olmayacaktı.

    bununla beraber bu 3,5 senelik mustafa cengiz yönetiminde ffp kısıtlamasıyla uğraştı. bu kısıtlama hem yönetimin hem hocanın elini kolunu o kadar bağladı ki, özellikle ellerinde buldukları kadro bu bağlamayı kör düğüm yaptı. ellerinde satabilecekleri çok değerli oyuncu olmayınca, gelişmek için elinde iş yapan oyuncuları satmak zorunda kaldı. fernando- gomis- rodrigues gibi takımın önemli parçaları biraz da mecburiyetten satıldı. çünkü satılmasa kimse alınamayacaktı. bu 3 senelik dönem bu döngü içerisinde geçti ve bu döngüyü oluşturan oyuncular biraz mecburiyetten biraz iş bitirememeden hep kiralık oyuncular oldu. yani fatih hoca şu kadar transfer yaptı hala elde bir şey yok demek biraz ezbere karalama yapmak demek. bu 3,5 sene boyunca da mali olarak takım transfer al-satta kardaydı. tabi bu kadar kiralık oyuncuyla oturmuş oyunlar oynamak imkansızdı. yani burada hangi hoca olsa bu kadar sirkülasyonun olduğu yerde en fazla bu kadar başarılı olabilirdi. dediğim gibi bu sirkülasyonun fazla olmasında en günahsız kişi belki de hocaydı. hatta kötü miras alan yönetimdi. buna rağmen hoca elinden geldiği kadar yönetime hareket alanı oluşturmaya çalıştı ama bu sefer de beceriksizlikten bu dönüşümü yapamadık.

    bu 3,5 sene sonunda galatasaray 2 kere şampiyon olup, bir kere 6. bir kere de 2. oldu. 2. olduğumuz 2020-2021 sezonu averajla 2. olduk. aslında şampiyon olduğumuz sezonlarda da sürek aleyhimize olan hakem hataları şampiyon olamadığımız sezonlarda daha da şiddetliydi. mesela şampiyon olduğumuz sezonda biz var kayıtları açıklansın dedik, hakemler düdük assın dedik, ali palabıyık maçımızı yönetmesin dedik ama rakiplerimiz bildiri yayınlayıp ağlama emojisi attılar. yani oyun olarak yapamadığımız şey, şampiyon olamadığımız 2 sezonda tff'yi de yenememek oldu. hatta 2019-2020 sezonunda oynadığımız oyun son 10 yılın en dominant ilk 3 performansından biriydi. bilerek oyuncularının sakatlandığı, penaltılarının verilmediği, 6 saniye kuralının hatırlanıldığı maçlardan sonra forvette akbaba defansta emin bayram ile maçlara çıkmak zorunda kaldık. tabii bunlar unutuldu, lig sıralamamız kaldı. bu sezonlar fatih hoca'nın da söylediği profesyonel kötülüğün çok iyi çalıştığı zamanlardı.

    rahmetli başkan mustafa cengiz başkan adayı olmayıp seçim yapıldıktan sonra burak elmas başkan oldu ve fatih terimle devam edeceğini söyledi.

    aslında bu döneme 4. dönemin devamı değil de fatih terim'in 5. dönemi demek daha olurdu. çünkü fatih hoca bu 4 sene içerisinde ilk defa elindeki assetleri satmadan yenilerini koyabileceği, işleyen çarkları bozmadan, işlemeyenleri değiştirebileceği, yani yeniden yapılanabileceği bir takım inşa etme şansı elde etti. çünkü bu dönemde daha önceki dönemlerde çektiği ffp sıkıntısını yaşamayacaktı. yani bu dönemde fatih hoca'ya takımın başına yeni gelmiş hoca muamelesi yapılması gerekiyordu. baştan takım kurulacak, sabır edilecek, genç ve oynayan oyuncular alınıp bunlardan kar elde edip, önümüzdeki seneler bu proje avrupa'da ve alt liglerde oynattığımız alt yapı oyuncularımız takıma monte edilmesiyle devam edilecekti. bu proje taraftar, yönetici, blogger, youtuber vb. bütün herkesin hoşuna gitti. projenin akıl babası kimdi bilmiyorum fakat sürdürülebilir bir başarı olması bu yola girmek biraz da mecburiydi. biz de bu yola fatih hoca'yla girmeyi istedik ve aslında güzel de tepkiler oldu. gençsaray, ajaxsaray gibi söylemler çok sık kullanılmaya başlandı. tabi bu projenin başarılı olması için gerekli en önemli husus sabırdı. peki bu sabır için geçen süre ne kadar?

    şimdi fatih hoca'nın bu 2021-2022 sezonunu 4. sezonu olarak görürsek sabır göstermemek ya da direk başarı beklemek normal karşılanabilir fakat bunu hoca'nın 1. yılıymış gibi kabul etmemiz gerekiyordu. çünkü bu 2021-2022 sezonu projenin ilk yılıydı. zaten dünya'nın en büyük ve en başarılı teknik adamlarına baktığınızda çok fazla imkanlara rağmen ilk 2-3 yılında başarılı olamadığını görürüz. buraya kloop'un liverpool- dortmund , ferguson'un manchester kariyerlerini örnek olarak gösterebiliriz ve örnekler çoğaltılabilir. hangi takım güvendiği hocaya sabır gösterdiyse başarıya ulaştığını da görebiliriz.

    hoca'da kendisinde bu krediyi alacağını düşünmüş olacak ki, kariyerini de riske atıp, sergen'in, vitor'un yaptığı hoyratlığı yapma imkanı olmasına rağmen yapmadı. çünkü denildiği gibi şimdi ghezzal'i almak belki daha fazla puan kazandıracaktı ama morutan 3 sene içinde hem para kazandırıp hem de maç kazandırabilecekti. hoca kendisinin de dediği gibi miras bırakma yolunu, galatasaray'ın geleceğini düşünmeyi tercih etti. bunu yaparken de uefa avrupa liginin en zorlu gruplarından birinden namağlup lider çıktı. aslında işler çok kötü gitmezken türkiye süper liginde gücü tff'ye yetmiyordu. işte genç takım olmasının en büyük eksiğini burada yaşadı. daha tecrübeli takımlarla hakemi de yenebilirken genç takım bununla başa çıkamamaya başladı. eskiden 2 golümüz iptal edilince 3. için baskı yapan tecrübeli oyuncular bu sene yoktu. o yüzden gol atınca gol yememek için oyundan düşüldü, golümüz verilmeyince ya gol kaçırınca aşırı tedirginlik başladı. aslında oyuncuların geriye gitmesi de bu dönemde başladı. çünkü skor almak için baskı oluşmuştu ve bu baskıyla hakem baskısı birleşince oynanan oyun sonuca yansımadı. fatih hoca'da buna çözüm olması için ileride daha fazla kişi olmayı tercih etti ve doğru oyun yerine skor odaklı oyun oynatmaya çalıştı ki bence bu dönemde yaptığı en büyük hata buydu. aslında bu domino etkisi takımın bu hale gelmesine sebep oldu. yani takım daha kötü oynamaya başladı. sezon başında oynayıp skor alamayan takım, oynayamaya da başladı. bu da aslında medyanın, tff'nin , karşıt taraftarın beklediği ve istediği şeydi. hatta istatistik bilimine bile savaş açıldı bu uğurda. bu durumla beraber istedikleri, tff'nin istediği oldu ve hoca görevinden alındı.

    yani fatih hoca'ya taraftar ve yönetim tarafından verilen sabır sözü tutulmadı. peki bu sözün tutulmaması ne kadar önemli? aslolan galatasaray diyen taraf için çok çok önemli. fatih terim pandemi sonrası 2019-2020 sezonundan sonra görevinden alınsa böyle bir şey yazmazdım, yada sabır gerekirdi demezdim fakat bu süreçte görevden alınması gerçekten galatasaray adına çok çok önemli ve bu önem negatif yönde.

    şimdi fatih hoca genç takım kurduktan sonra 6 ay içinde gönderildi. bundan sonra hiç bir hoca böyle bir planlamaya girişemez. belki görevi sonradan kabul edip, ligde şansımız kalmayınca genç oyunculara yer verir fakat bu oyuncular üzerine oyun inşa etmeye çalışmaz ki çalışırsa da sonunun ne olacağını bilir. bu da bizim hoca bulamamamıza sebep olur. ali koç 4 yılın neredeyse 1 yılını hocasız geçirdi ve hala hoca bulamıyor ki fenerbahçe ve ali koç bize göre daha fazla maddi imkanlara sahip takım. yani bulamama sebebi sadece türkiye ligi değil, kariyerlerini riske atmak istememeleri. işte burada yine bir paradoks çıkıyor karşımıza. iyi hocalar sabır gösterilmediği için gelmek istemiyor, kariyer kaygısı olmayan hocalar da yetersiz cv ve başarıdan dolayı çabuk harcanıyor. bu ikilem içinde kalındığı sürece de başarı gelmiyor. belki anlık başarı gelebilir ama sürekli gelmesi için bu sarmaldan çıkılması şart. fenerbahçe 4 yıldır bu sarmalın içindeydi, biz de artık bu sarmala koşa koşa bağıra bağıra girdik.

    ben şahsen kişisel olarak hoca'ya hakkım varsa helal olsun, umarım hoca da bizlere hakkını helal eder.

    demek istediğim son söz de şu. lütfen fatih terim'i sevenleri ithamlardan kaçının. çünkü fatih terim'i seven biri şunu da net olarak biliyordur ki fatih terim galatasaray mutlu olduğunda mutlu olan bir insandır. yani aslolan galatasaraydır.
  • 34305
    çıkıp konuşmalıdır. ışıtan gün'ü neden pasifize ettiğini, florya'ya dahi sokmadığını, futbol şubesinden sorumlu olacak adamın judo şubesine atandığını açık açık anlatmalıdır. zaman zaten kendisini haklı çıkarıyor gibi.
    takımın oynadığı futbol, alınan kötü sonuçlar, kadro tercihleri bir yana, arkasından dönen tezgahı bir bir anlatmalıdır.
    fatih terim korkusundan, florya'daki tüm emekçilerin işine son verdiler.
    fatih hoca, farioli veya torrent'i yardımcısı olarak kabul etmeyince çok kızmıştım ama varmış bir bildiği.
    mevcut yönetime son darbeyi vurup, ilk seçimde başkanlığa aday olmalıdır.
  • 34306
    galatasaray spor kulübünün gelmiş geçmiş en büyük efsanesi. türk futbolunun gördüğü en büyük isim. bizimle olan bağı kelimelerle anlatılamaz. yaşamak gerekti. eşi benzeri zor görülecek bir bağ bu ve şükürler olsun ki bize denk geldi.

    galatasaray taraftarı bir insan hayatında neyin eksikliğini çekiyorsa fatih terim oydu. zor anlarda sığınılacak bir liman, mutlu anları birlikte paylaşamanın en güzel olduğu insan. milyonların manevi babası, çocukluk kahramanı, idol.

    başarılarını, bu camiayı türkiye’nin en büyüğü yapmasını falan geçiyorum. 4. dönemi veya ayrılış süreci hakkında yazarak da bu yazıyı kirletmeyeceğim. tek söyleyeceğim şu ki bu camiaya aşıladığı kazanma kültürü, verdiği güven, “yapılması gereken ne varsa hoca yapıyordur.” hissi bütün başarılardan kıymetli. malum propagandaya katılmamış olması bile onu biricik yapıyor.

    ama başkan olarak ama başka şekilde bu vedanın bir elveda olmadığına inanarak ve bunu temenni ederek… iyi ki vardın, iyi ki varsın ve iyi ki galatasaraylısın hocam. sana tanıklık etmek, seninle ve senden taraf olmak, seninle birlikte mutlu olmak inanılmazdı. şimdi ve sonsuza kadar benim hocam sensin. hakkını helal et.

    “ruha uzak bir şehir içinden gelen rüzgâr.
    ayrılıktan önceler, ayrılıktan sonralar...”
  • 34307
    kimin değerini aşağıya çekmiş, hangi futbolcu dibi görmüş, gerçekten çok merak ettiren galatasaray’ın eski teknik direktörü.

    sacha boey’in değeri -ki devrenin 2/3’ünde sakattı- 1 milyon euro’dan aşağıya mı düştü?

    uefa avrupa ligi’nde en iyi savunma ikililerinden biri olan nelsson ve marcao’yu verdiğimiz paraların üstüne rahatlıkla satamaz mıyız?

    cicaldau ve morutan’ı en kötü ihtimalle verdiğimiz bonservis ücretleri seviyesinde satarız.

    0 (sıfır) tl verdiğimiz kerem’i bugün kulüp 15 milyon euro’ya sattığını açıklasa isyan çıkar.

    hasılı bu düşen değerlerin endeksi nedir? reel piyasada kim karar vermiştir?

    florya’da kaybolan formanın bile suçunun fatih terim’e yüklenmeye çalışıldığı müthiş absürt zamanlar yaşıyoruz.
  • 34308
    zamanında gitmeyi başaramamış efsanemizdir. oysa şampiyon yaptığı sezonun sonunda yerine bir halefini bulacak kendisi de futbol takımından sorumlu yonetici olarak hayatina devam edecekti. sampiyonluk kutlamasında taraftar ile helallesecekti. efsane bir sekilde veda edecekti teknik adamlığa. sonra önce yönetici olacak ardından da bir dönem başkanlık yapıp futbol ile ilişiğini kesip torun tombalak sevecekti.
    ama maalesef hayallerine, hırslarına yenildi. su an hem kendisinin hak etmediği sekilde uğurlandı hem de kulüp resmen çamura saplandı.
    umarim artık teknik adamlık defterini kapatır, biraz torunlari ile vakit gecirip kendisini iyilestirir zira yıprandı cok fazlasiyla. yasi da artik 68. ınsan omru zaten kac sene ki. biraz ailesi ile vakit gecirmeli artık. kendisinden fatih terim çıkaran fulya hanim ile ömrümün ikinci deminde huzurlu bir hayat yaşamalı.
    hayallerin yarım kalmış olsa da sen efsane olarak futbol camisasi hayatını sonuçlandırıyorsun hocam.
    sağlıklı huzurlu bir ömür diliyorum.
  • 34309
    ismi o kadar büyüktür ki; suyun karşı tarafına şikeci diyenleri, teknik direktörünü şikeye bulaştırmaya çalışan kişiyi savunmak zorunda bırakır. en naif tabirle bel altı denilebilecek twitleri normalleştirir. kulüpte bıraktığı “hakkı” olan alacağını, iş yargıya taşınsa söke söke tahsil edeceği parasını büyütmeye gerek yok dedirtir. vaktinde nasıl lucescu’ya yapılanlar yanlıştı dediysek bugün de fatih terim’e yapılanlar yanlıştır.
  • 34316
    son günlerde yaşananlara bakınca hatırı sayılır taraftarca galatasaray’dan daha önemli görülen teknik direktördür.

    fatih terim 3 senedir başarısız ama önemli olan bu değil önemli olan ışıtan gün’ün eski tweetleri. bu tweetleri bulup çıkaran adamlar arda’nın saha dışı olaylarını görmezden gelip fatih terim aldırdı diye aklayan tipler mesela.

    ha bu demek değil ki burak elmas, ışıtan gün sütten çıkmış ak kaşık. burak elmas’ın nasıl bir yönetim sergileyeceği mustafa cengiz’in ibra olayında belliydi. o zamanlar sorun yoktu tabii. bu adamları destekleyen de fatih terim ve taraftarlarıydı şimdi söven de fatih terim ve taraftarları.

    burak elmas şöyle demiş ışıtan gün böyle tweet atmış. mesele bu değil, bu tweetleri ortaya çıkarma motivasyonu. fatih terim yerine x teknik direktör olsa galatasaray taraftarı böyle uğraşır mıydı sizce ? madem galatasaray’ın geleceği çalınıyor o taraftar aynı reaksiyonu x teknik direktör gönderildiğinde sergiler miydi ? tabiiki hayır. 3 senedir bu adam başarısız, takımı küme düşürme eşiğine getirmiş geç bile kaldılar göndermekte denirdi. o halde aslolan galatasaray değil aslolan fatih terim.

    burak elmas yönetimi başarısızdır çoğu konuda onda bir problem yok. ama bu yönetimin yerinde başka yönetim olsa da böyle kararlar alsa yine bu tavırlar grtecektik. çünkü adamların umrunda değil galatasaray falan sadece fatih terim’in üzülmesini istemiyorlar.
  • 34317
    gidişi sonrası yaşananlardan sonra artık şu bir gerçek ki bu saatten sonra gelecek hiçbir galatasaray başkanı kendisi ile çalışmak istemez. hocanın iyi ya da kötü hoca olması ile alakalı değil. başarılı ya da başarısız olması ile de alakalı değil. daha sonra yaşanacak problemler sonrası olası bir yol ayrılığı ile beraber gelecek kaosu bu saatten sonra kimse göze almaz.

    şu bir gerçek ki hocayı galatasaray'in önünde gören insanlar var. son bir haftadir bunu görüyoruz ki bunların sayısı da az değil. hoca gidip fenerbahçe'yi calistirsa fenerbahçe taraftarı olacak insanlar var. galatasaray'ın yaşayan en büyük efsanesi olduğunu kabul ediyorum ancak yine de bu onu galatasaray'dan büyük yapmıyor.

    dışarıda tff, hakemler, diğer takım trolleri ile falan uğraşırken bir de galatasaray'in kötülüğü için elinden gelen her şeyi yapabilecek fatih terim fanatikleri ile uğraşmak istemez bundan sonra gelecek hiçbir başkan. dolaylı yoldan yine hocaya zarar veriyor bu kişiler ancak şu an acayip bir akıma kapılmış durumdalar.
  • 34319
    ayrılmasını en çok isteyenlerden biri olarak o ayrılıp bırakınca futbolu takip etme hevesim kalmadı.

    aslında istediğim onun bırakması değil, çevresindeki yetersizleri ve oyun anlayışını değiştirmesiymiş; o gidince anladım.

    aslolan galatasaray tabi ki ama şimdi galatasaray'ın kiminle maçı var, ne zaman, hangi sahada bunlardan hiç haberim bile yok.

    torrent, limewire falan hikaye...

    avrupadaki hedefine odaklanmış bir fatih hocayı kenarda göremeyecek olmak üzüyor.

    edit: entry z kuşağının hışmına uğramış.

    editt: terim'in gidişinden hemen sonra buruk gelseydi böyle bir entry girilmezdi belki. ama torrent yetersizi gelip takımı küme düşme hattına itince ister istemez küsüyorsun.
  • 34320
    burak elmas yönetimi gidici, liseli değillerdi zaten. şimdi asıl liseli ekip, sosyal medya kullanmayan ekip, hazırlanıyordur.

    yalnız, olursa çok şaşırırım, mevcut galatasaray başkanı ile savaşa girdikten sonra mevcut bir adaya gizli de olsa desteğini belli edip adayın seçilmesini kendisi sağladıktan sonra hiçbir liseli başkan adayı kendisi ile çalışmaz. kısacası kendisi başkan olarak dönmediği sürece bu defter kapandı.

    onun dışında kendisinin başkan dönmesi için liste hazırlaması lazım. ıki seferdir popülizm peşinden gidip pişman olan üyeler olur da kendisi aday olursa listesine bakacaktır. yoksa fatih terim ismi yeter gibi bir durum olmayacaktır ki kendisi de girerse bence güçlü liste ile kazanacağı seçime girer, güçsüz kalacağı durumda hiç başlamaz diye düşünüyorum.

    o sebepten burak elmas yönetimi gidecek, hoca gelecek diye düşünen varsa bence rüyadan uyansınlar. ki gelen hiçbir aday yok sportif direktör olmaz, yok direkt başkana bağlı sistem falan dinlemez. üstüne hesap da sorarlar.

    bakalım ileriki yıllarda galatasaray ve hoca ilişkisi nasıl ilerleyecek.
  • 34322
    ilk mesajımı fatih terim başlığına yazmasam olmazdı.

    1990'lı yılların ortasına kadar fenerbahçe taraftarlarının ''kaç şampiyonluğunuz var'' ve ''şampiyonluk sayınız kadar konuşun'' böbürlenmelerini 1996-2000 arasındaki 4 şampiyonluk ve arkasından türk takımlarının bir daha rüyasında bile göremeyeceği uefa kupası ile taçlandırmış, arkasından görev aldığı yıllarda takıma 4 şampiyonluk daha kazandırarak toplamda 8 şampiyonluk ile, gerets,lucescu,hamza hamzaoğlu,cevat güler hocaların katkıları ile fenerbahçelilere sadece '' ama biz sizi 6-0'' yendik böbürlenmesinden başka birşey bırakmamışlardır.

    son 2 sezonda oynattığı futbol ve yanlış tercihleri (sistem,oyuncu) sebebiyle yolların ayrılmasının doğru ama yapılış biçiminin yanlış olduğunu düşünüyorum.

    kendisi bir galatasaray efsanesidir ve sonsuza dek öyle kalacaktır.
  • 34324
    gönderildiğinden beri hakkında bir şeyler yazmak istediğim, ama yazacaklarımı bir türlü toparlayamadığım galatasaray efsanesi. düşüncelerimi manalı bir yazı haline getiremedim. ancak 16 ocak 2022 hatayspor galatasaray maçı ile birlikte galatasaray'daki geçiş dönemi resmi olarak başlamadan önce, kafamdan geçenleri birkaç madde olarak yazayım istiyorum. hem belki biraz daha okunaklı olur.

    - terim-elmas işbirliğinin başlangıcından çok geçmeden, herhangi bir yönetime veya teknik ekibe on yıllardır yaptığımızla aynı tonda ve formatta eleştiri yapmanın bu iklimde mümkün olamayacağı ortaya çıktı. bu iklimin özellikleri ve sorunları vurgulandığında, hocaya kredisi sözlük ortalamasından daha fazla olan insanlar incindi, kırıldı, ve alınganlık göstererek sert tepki verdi. bu gerginliğe de birkaç kere şahit olduktan sonra galatasaray'ın fatih terim'e futbola dair teknik-taktik tavsiyeler vermekten falan daha acil ihtiyaçları olduğunu düşünerek internette futbol konuşmayı sıfıra yakın bir düzeye çekenler oldu, aynı iklime farklı perspektiften bakıp benzer karar alan başka yazarlara da dikkat etmişsinizdir eminim. bunları burada aylarca yaşadık biliyorsunuz, kısa kesiyorum.

    - bahsettiğim iklim, burak elmas'ın fatih terim'e herhangi bir koşulda, herhangi bir yaptırım uygula(ya)mayacağı varsayımına dayanıyordu. o yüzden ki elmas terim'in görevine son verdiğinde dahi, ilk birkaç saat boyunca terim'in istifa ettiğini, ancak iletişimsel sebeplerle "karşılıklı anlaşarak" yazıldığını düşündüm ben mesela. durumun tam tersi olduğunu öğrenince de, haberi ilk duyduğum andaki kadar şaşırdım açıkçası.

    - burak elmas tanıdığım bildiğim bir figür değil ama vurgulamayı çok sevdiği üzere, fatih terim'le geçmişten beri hukuku var. galatasaray gibi kapalı bir camianın, kaybettiğinde bile rahatlıkla tekrar dönebildiğin (en azından kendi adamını oturtabildiğin) bir koltuğunu korumak için, koltuğu almak uğruna istediği her yetkiyi verdiğin ve bunun da * reklamını yaptığın, geçmişten beri hukukun olan bir kişiyi harcamak... işin insani boyutuna hiç girmesem dahi, akılla mantıkla izah edilebilecek gibi bir şey değil.

    - galatasaray için bir dönem kapandı ama yeni bir dönem başlamadı. "geçiş dönemi" ifadesini özellikle kullandım. burak elmas'ın veya yönetiminin, dünya futbol tarihine geçecek saha içi ve dışı zaferlerle dolu bir süreç geçirmediği takdirde, ilk fırsatta düşeceği çok açık. o düşüş yaşanıp yeni yönetim seçilene kadar galatasaray'da yeni bir dönem başlamayacak. yeni bir teknik direktör ve yeni bir futbol anlayışıyla oynanacak maçları izlemeye dair heyecan veya merak duymayan arkadaşları çokça görmemiz bundan *. yeni dönem başlayınca yine bayram olur buralar.

    - fatih terim sezon sonu istifa eder miydi yoksa şimdiki gibi gönderilmesi mi gerekirdi bilmiyorum ama netice ne olursa olsun, stadyumda düzenlenen görkemli bir törenle veda edilmesi, taraftarla son kez buluşması ve bir şekilde adının ölümsüzleştirilmesi, o reddetse bile en azından teklif edilmeliydi. bir galatasaray efsanesiyle daha kötü ayrılmış olduk. yazık.
  • 34325
    maalesef toplum olarak bir olaya bakış açımız hep en uçlarda. mesela terim olayında ya ölümüne savunulur yada yerin dibine sokulur. adama akıllı bir bilanço yapılmaz, yani artılar eksiler ortaya konmaz. sevenler kupalardan, şampiyonluklardan, sevmeyenler mağlubiyetlerden ve hatalarından bahseder. terim hem türk futbolunun hem de galatasaray'ın son 30 yılına damga vurmuştur. sevin, veya sevmeyin türk futbolunun açık ara en başarılı teknik direktörüdür ve avrupa'da futbol bazında en bilinen türk futbol adamıdır. evet, her canlı gibi onunda hataları olmuştur. son dönemi, bariz hakem hatalarının da etkisi ile başarısız geçmiştir. böyle bir efsane ile yönetimin yolları ayırma hakki var mı? evet var. yalnız uyguladıkları yöntem, arkadan çevirdikleri dolap onlar için çok büyük bir ayıp olarak tarihe geçmiştir. bir galatasaray efsanesi bu şekilde bir ayrılığı hak etmiyor. buda onu ve ona, benimde dahil olduğum, sempati besleyen binlerce insani üzmüştür. birazda taraftarın yönetime karşı olan öfkesinin buradan kaynaklandığını düşünüyorum. olan olmuş, fatih terim çok sevdiği kulübüne son imzasını atmıştır. artık zaman ortak sevgimiz galatasaray'ı desteklemek zamanıdır. inşallah yeni dönem hatay galibiyeti ile başlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın