resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 34302
    doğru bir kararla galatasaray erkek futbol takımı görevinden alınmış teknik direktör. herkes oldukça duygusal ve galatasaray taraftarının en büyük efsanesinin belki de son kez florya’dan ayrılmasına hem üzgün hem de kızgın. ancak geliyordu gelmekte olan. daha üç gün önce tribünlerin artık hocaya sırtını dönmeye başladığını yaşamadık mı? alınacak sıradaki bir kaç kötü sonuçta bu işin terim istifaya gideceğini hepimiz bilmiyor muyduk? fatih terim görevdeyken elbette başka bir antrenörle arkadan iş yapılması yakışıksız bir durum ancak yine de bu durum kararın doğru olduğu gerçeğini değiştirmiyor. hoca artık takıma sirayet edememeye başladı. oyuncular üzerindeki kontrolünün zayıfladığı ve metal yorgunluğa düştüğü çok barizdi. gönderilme şekline üzülenler var bir de. nasıl gönderilecekti, jübile ile mi? alkışlanarak mı? fatih terim gibi spor alanında hayatı yarışmakla geçmiş birisinin kendi bitişini kabulleneceğini düşünmek sadece iyimserlik. sporcular artık yapamadıklarını kabullenmekte oldukça zorlanan insanlardır. federer neden hala kortlarda? federer’in grand slam kazanma ihtimali var mı? hayır, yok. ama federer bunu kabullenmekte zorlandığı için hala yarışıyor. futbolcuların futbola vedalarına bir bakalım. robben veda edene kadar neler çekti, zorlandı kabul etmekte bu durumu. demem o ki fatih terim gibi birisinden “ben artık yapamıyorum, veda edeyim, bana da jübile yapın.” gibi bir söz duyma ihtimalimiz bence yok. gelelim hocanın takımla bağına. takım üzerinde otoritesi zaten epey zayıflamıştı. üstüne oyuncuların artık kendisine ve sistemine inanmadığını gösteren ruh hallerini hepimiz izliyoruz. bu takım neşeli değil. bu takım eğlenmiyor. kendilerine çizilmiş rollerde mutlu değiller. bunu herkesin gördüğüne eminim. üzülmek doğal, ancak alınan karar gerekliydi.
  • 34303
    olmasa 3.büyük olurduk, kazandığı kupaları çıkarsan trabzonspor'dan hallice olurdun yorumlarını hayretle okuyorum. arkadaşlar hoca olmasa başkası olurdu, 2.döneminde kendisi uğruna lucescu harcanmasa belki şu an aynı yorumlar onun için yapılacaktı. burası spor kulübü fatih terim belli dönemlerde iyi iş yapmış takımı bir yerden alıp öteki yere getirmiştir. galatasaray fatih terim'le var olmadı fatih terimsiz de yok olmayacak.

    en basitinden allah gecinden versin hoca da fani, bir gün ebediyete uğurlanacak bu "olmazsa olmaz" kafası çok tehlikeli.
  • 34304
    10 ocak 2022 tarihi ile galatasaray'daki 4. dönemi sona ermiş olan teknik direktör. 21 aralık 2017 tarihi'nde imza attığı galatasaray'da, 1 haziran 2021-21 haziran 2021 arası galatasaray'daki genel kurul süreci'nden kaynaklı belirsizlikten ötürü 20 günlük ufak bir bekleyişi saymazsak, 10 ocak 2022 tarihi'ne kadar, tam 4 yıl görev yapmıştır. böylece, galatasaray'daki en uzun dönemini de yaşamıştır, birinci dönemini geride bırakarak. bu görev aldığı 4 sezon boyunca, galatasaray'la 2 lig şampiyonluğu, 1 türkiye kupası ve 1 türkiye süper kupası kazanmıştır.

    işin istatistiki ve somut verilerini bir kenara bırakırsak, başarısız geçen 2-3 sezon kendisinin efsaneliğinden, camia içindeki konumundan hiçbir şey götürmez. kimler kimler başarısız oldu. bugüne kadarki bütün emekleri ve hizmetleri için kendisine teşekkür ediyorum. kendisi çoktan galatasaray'ın ingilizce tabirle 'hall of fame' inde en tepelerdeki yerini aldı. bundan sonra kalan hayatında kendisine mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum.
  • 34306
    artık gitmesi gerektiğini düşünenlerdendim fakat planlı bir şekilde bu evre aşılmalı idi. yönetimin son iki günde aldığı hal ve tavır ne yazık ki bu ayrılığı yanlış olduğunu gösterdi. başkan gerçekten yaptığı açıklamalar belirlediği yeni hocayla beraber tamamen hayal kırıklığı oldu. bir takıma yardımcı antrenör olarak anlaştığın adamı daha sonra teknik direktör olarak görevlendirmek yıl 2022'de hele büyük yanlış. fenerbahçe veya beşiktaş yapsa şu an kahkaha atıp izliyor olurduk. geçmiş olsun umarım bizler yanılırız ve başkan gerçekten bir bildiği varmış deriz. hocam sana da her şey için teşekkürler. son dönem olmadı ama her zaman seni saygı ve sevgiyle anacağım. bir daha ki gelişin belki başkanlık olur ne dersin?
  • 34308
    446 sicil numaralı divan kurulu üyemiz, uefa kupası mimarı, efsanemiz olan teknik direktör. sıcağı sıcağına yazmak istemedim. uzun bir yorumlama yazısı olacak.
    1996 yılında başladığı galatasaray kariyerine o sene 3-5-2 formasyonunu uyguladı.
    1997 yılında ise dönem dönem 3-5-2 benzeri 4-3-1-2 ile dönem dönem 3-5-2 i uyguladı.
    1998 yılında yine 3-5-2 bazen 3-4-3 bazen 4-3-1-2 şeklinde sahadaydı.
    1999 yılında yine benzer dizilişler. bu oyunların ortak noktası stoper önünde tek ön libero ile oyun kurulumu fakat daha çok hızlı şok pres direk toplarla bir geçiş oyunuydu. bu konuda uzmanlaşmıştı.
    ikinci dönemini pas geçiyorum.
    3. dönemi yine belli bir pas oyunu oynatmadan direk oyun tercihi vardı.
    4. dönemi ise günceli takip etmek için modern futbol gerekliliğinden pas oyunu oynatmak istedi haklıydı. bu süreçte ekonomik sorunlar kaynaklı da olmak üzere orta sahaya bir sürü oyuncu geldi gitti. hiçbiriyle olmadı. aslında oyun kurulumu hataydı. 2 stoper 1 önlibero ile kurmaya çalışıyorduk. aslında marcao varsa 1+1 şeklinde marcao yoksa 0+1 şeklinde kurmaya çalışıyorduk. bunun dünya çapında örnekleri ise 3+1 veya 2+2 şeklinde oluyor. yani günümüz gerekliliği olan pas oyunu oynamak istiyorsunuz ama bunu eski moda şeklinde yapmaya çalışıyorsunuz. oyun gelişim göstermiyordu. bir değişiklik şarttı.

    fakat hem zamanı, hem şekli (önce yardımcı antrenör getirelim mobingi, yerine başka hocalarla görüşülmesi ) inanılmaz yanlıştı. hem taraftar nezdinde yeni gelen antrenörün hata şansını sıfırladılar, bunun sonucu statta protestolar olacak belki kamplaşmalar ikiye bölünmeler olacak. bunun çözümü başkanın çıkıp şu şu sebeplerden dolayı değişiklik yapmanın iyi olacağını düşündük diye taraftarı ikna etmelidir. ama başkan çıkıp neden gönderdiklerini açıklamanın galatasaray'ın menfaatine olmadığını bu kluübün başkanının kendisi olduğunu divan kuruluna! karşı sorumluluğu alacağını söylüyor. aynı hatayı ünal aysal da yapmıştı.
  • 34310
    dördüncü dönemi sona ermişken kendisi hakkında son kez teknik direktörlüğüne dair entry girdiğim efsanemiz.

    *4. dönemi fecaatlerle dolu geçti. beklenileni veremedi.
    *takım sahada anadolu takımlarına madara oldu.
    *maçlara baskılı başlayıp mıy mıy oyuna dönüp 20. dk.ya yaklaşırken gol yediğimiz maç sayısı bir sezonda hazmedilemeyecek kadar fazlaydı.
    *ilk yarı geriye düştüğümüz maçlarda maç çevirme oranımız çok çok düşüktü.
    *ilk yarı berabere bitip maçın 70. dk.sına kadar tek bir olumlu hamle görmediğimiz maç sayısı çok fazlaydı.
    *ilk yarıları çöpe atmak alışkanlık haline gelmişti.
    *ilk yarı mıy mıy oyunla geride skor veya beraberlikle içeri girildiğinde eskisi gibi "fatih hocam içeride ortalığı dağıtır ikinci yarı iki tane sallarız rakibi son düdükten sonra spyunma odasına kadar kovalarız" olayı 4. dönemde hiç yaşanmadı. bize bunu dedirtemedi.
    *bu sezon avrupa liginde çılgın atan takım ligde ezim ezim ezildi. rakipleri hiç analiz etmedi.
    *duran toplarda en ufak organizasyon göremedik. 120 korner falan sayıldı sanırım luyindama, nelson, vb. uzun isimlerle gol göremedik.
    *sürekli terse traş ederek kendisine takık olan federasyonlarla hakemlerle didişe didişe sezonların en az 5-6 maçını tribinde bitirdi. bunu göz göre göre inatla devam ettirdi.
    *ne ocak ayları bekledik, değişen pek bir şey olmadı.
    *maç sonlarında fecaat açıklamalar yaptı. yönetimlere, hakemlere, federasyona, hatta taraftara bile sallamaya başladı ama o hiç haksız olmadı. bizim uyukladığımız maçlar onun için iyiye gidiş emaresiydi.
    *taraftarın midesini bulandıran ve oyun tarzı galatasaray'ın oynamak istediği futbolla alakası olmayan babel gibi bir adamı bize izletmeyi hep haklı buldu, taraftar buna alışacak dedi.
    *bitik arda'yı sırf kendisinden özür diledi diye aldırdı, bu konuda rahmetli mustafa cengiz'le ters düştü.
    *aldırıp oynatmadığı oyuncular, genç oyunculara süre vermeyip sözleşme yeniletememeler terim'in kötü yönetimi ve inatları ile yaşandı.
    *kendi çıkarlarını kulübün çıkarlarının gerisinde tuttuğu tek dönem 1. dönemiydi. fiorentina'dan sonra hiç bir zaman galatasaray markasının kendisinden üstün olduğunu kabul etmedi. gelişlerinde galatasaraylı fatih olarak gelip boş mukaveleye imza, gidişlerinde ise hep kendini haklı görerek ve başarısızlıklarını kabullenmeyerek ve de "ona haksızlık edildi" mottosu ile giden imparator olarak akıllara kazındı.
    *ikinci döneminde gelişinde takımı bir önceki sezon şampiyon yapan lucescu terim lobisi ile kovuldu. sonuçta lucescu bjk'yi şampiyon yaptı kendisi kovuldu.
    *üçüncü dönem gidişinde hep dış güçler olarak lanse edip kavga ettiği demirören federasyonu ile ahbap oldu. gülücüklü fotoları midemi bulandırmıştı, aslolan galatasaraydır cümlesinin terim için yalan olduğunun dışa vurumuydu.
    *dördüncü gelişinde uslanmıştır inşallah inatları bitmiştir dedik, daha beter inat ve egolarla geldi. rahmetli mustafa cengiz'i çıldırttı. burak elmas da başkan olarak kötü sonuçlara "hocam hayırdır?" deyince terim mağdur oldu.
    *hiç bir zaman yanında kendisine itiraz edip eleştirecek birini barındırmadı.
    *hiç bir zaman galatasaray'ın geleceğini düşünmedi. şayet düşünseydi yanına ileride galatasaray'a kendisi gibi hizmet edip türk bayrağını avrupa'da dalgalandırıp galatasaray adını avrupa'da gümbür gümbür duyurtacak bir yardımcı antrenör yetiştirirdi. yetiştiremese bile en azından terim'den sonra şu gelir dedirtebilmek için bir çaba sarf edebilirdi.
    *altyapı oyuncularını takımdan soğuttu. menajer oyununa gelmeye müsait ve kişiliği oturmamış bu gençleri arma için oynamaya motive edemedi. üstüne üstlük kolay sayılabilecek maçlarda dahi şans vermedi ve küsüp gitmelerinin yolunu açtı. altyapıdan son dönemde parlayarak çıkan oyuncularımızdan emre çolak, semih kaya vb. isimler istikrarsız oldular. son on yılda 6-7 sene terim vardı altyapıdan kaç oyuncu çıkartıp sivriltebildik?
    *üstteki iki madde ile bağlantılı bir madde, hiç bir zaman galatasaray'ın geleceğini düşünmediği için altyapılara özen gösterilmesini yönetimlerden talep etmedi.federasyonla, yönetimlerle takışacağına alt yapıdan 1-2 oyuncu fazla çıkarılması için mücadele etse bugün florya'da ben de desteğe giderdim.

    nitekim hiç kimse galatasaray'dan büyük değildir lafını kanıksayamadı. ünal aysal'ın eleman lafı da evet doğruydu. efsane de olsa hocamız galatasaray'ın bir elemanı ve de maaşlı çalışanı idi. bunlar onun egosunu patlattı.

    son söz olarak galatasaray'a verdiği tüm emekler, her şey için, bize yaşattığı güzel duyguların gönüllerde bıraktığı sevinci için, mutluluk gözyaşlarımız için kendisine can-ı gönülden teşekkür ediyorum. mümkünse kalan ömründe galatasaray'da başkanlık dahil hiç bir görev almamasını temenni ediyorum. galatasaray başkanlığı vizyon görevidir. hocamız adana'nın bağrından kopup gelmiş, enerjisi ve -2000'li yılların öncesi ve hemen sonrasında- taktik bilgisi ile başarılı olmuş bir insandır. bazı görevleri herkes yapamaz, başkan terim galatasaray'a son dönemlerindeki teknik direktör terim'den daha fazla zarar verir.

    bu romantikliği bir kenara bırakarak ve de şu andan itibaren galatasaray ile tekrar masaya oturmayacak bir emekli efsane teknik direktörümüz olarak varsa kulübüne edecek hizmeti, kabulümüzdür. altyapılarda motivasyon, kendi potansiyelinin farkında olma konulu panellerde konuşturulabilir. çok hizmet etmek isterse altyapı hocalığı yapabilir.

    kendisinden şu içeriklerde açıklamalar duyarsak galatasaray'a faydalı olmak isteyen ve de galatasaray çıkarlarını kendi çıkarlarından önde gören biri olduğuna ikna olabilirim;
    *allah uzun ömür versin, galatasaray'da bundan sonra kendisine yakıştırılacak 5. dönem, 6. dönem gibi tüm teknik direktörlüklerden şimdiden istifa ettiği
    *demoklesin kılıcı gibi yeni hocalarımızın tepesinde sallanmayacağı, taraftarın iki maç kötü sonuçtan sonra kendi adını tribünlerde bağırmaması gerektiği
    *kulüp tarafından istendiğinde kulüp için her türlü birikimini teknik direktörlük dışındaki alanlarda kullanıp destek olacağı
    *gelecek yönetimlerin seçim vaadi olmayacağı

    üstteki açıklamaları yaparsa gerçekten galatasaray'ın çıkarlarını düşünne bir galatasaray efsanesi olduğuna kesin ikna olabilirim. kendisine uzun ömürler diliyorum, iyi ki vardı. gönül isterdi ki şampiyonluk yaşayarak kendi iradesi ve arkasında bıraktığı kalifiye teknik ekip, altyapı ve daha nice başarıları olsaydı. ama olmadı, sebebi de kendisinde aramalı.
  • 34311
    her şeyden öte, bence gayet iyi bir kadro bıraktı arkasında.

    mustafa, cicaldau, berkan, boey, marcao, nelsson, kerem, halil, bunların hepsi yüksek potansiyelli oyuncular. hoca bunların çoğunu bence yanlış kullandı ama ne olursa olsun kötü bir kadro bırakmadı.

    nicelik olarak eksik, onun farkındayım. bazı bölgelerde derin eksikler olduğunun da farkındayım ama bir iki transfer ve bir iki dokunuşla bu kadro bir iki sezon içinde çok başka yerlere gelir. her konuda eleştiririm ama bıraktığı bir enkaz olduğunu sanmıyorum.

    zaten zamanla görürüz.
  • 34312
    öncelikle şunu tüm samimiyetimle ve tüm temiz kalbimle söylemek isterim ki bu yazacağım, daha doğrusu yazmaya çalışacağım yazı hiçbir kişiye cevap olmayıp, hiç bir tartışmaya çekilemeyecek saflıkta bir yazı olacak.
    tamamen kendi duygularımı yüreğimden koptuğu gibi yazıya dökeceğim, tabii ki başarabilirsem.
    futbol, taktik, teknik, transfer konuşmayacağım.
    güncel spor gündeminden bahsetmeyeceğim.
    sadece imparatordan, fatih terim'den bahsedeceğim.
    canım hocam bir daha galatasaray teknik direktörü olur mu, bu konuda tahmin yürütemiyorum açıkçası.
    ben de bu nedenle kendisiyle ilgili hislerimi anlatacağım, ona olan sevgimden bahsedeceğim.
    beni bilen bilir, fatih hocayı çok ama çok severim.
    pek doğaldır ki fatih terim'in galatasaray'ın başındayken elde ettiği başarılar, kendisinin tanınmasını, övülmesini sağladı.
    ancak benim hocaya olan sevgimin nedeni salt futbolla ilgili değil.
    benim ona olan sevgim, onun sadece yeşil sahanın kenarında durmasıyla ilgili.
    yani o bana yetiyor.
    maçlardan önce maçla ilgili yaptığı ön konuşmaları, maçlardan sonra basın toplantıları bana yetiyordu.
    herhangi bir şekilde onun sesini duymak bana yetiyor.
    yani nasıl anlatılır bilmiyorum, hocadan bir aile sıcaklığı hissediyorum.
    küçükken, televizyonun sesini iyice açar ve kulağımı televizyon hoparlörünüe bitiştirip hocamın konuşmalarını dinlerdim.
    o kadar zaman geçti, yirmi dokuz yaşına geldim ama hala onun maç öncesi ve sonrası konuşmalarını bekledim bir çocuk saflığında.
    maç sabahı, "bugün maç bitecek ve hocamı dinleyeceğim." der ve mutlu olurdum.
    engelliler, genellikle onları hayata daha çok bağlayacak, sıkı sıkı tutunduracak sebepler ararlar.
    fatih hocam, sözünü ettiğim sebebim oldu benim.
    beni hayata daha da çok bağladı, beni mutlu etti, yüzümü güldürdü.
    onu çok ama çok özleyeceğim.
    en azından belli bir süre boyunca haftada en az bir kere olmak kaydıyla maç önü ve sonu açıklamaları olmayacak.
    siz nasıl ki sevdiğiniz bir insanı görünce mutlu oluyorsunuz, ben de sesini duyunca mutlu oluyorum hocamın.
    bu mutluluğun sebebi yok, mutlu oluyordum işte, var mı ötesi, skordan bağımsız olarak, hocamın ne dediğinden bağımsız olarak mutlu oluyordum.
    hatta küçük aklımla ondan farklı düşünsemde futbolla ilgili herhangi bir konuda, yine de o konuşunca mutlu oluyordum.
    evet hocam itiraf ediyorum, seni eleştirdim yakın zamanda.
    28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçında ve 8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçında oyunumuzu beğenmedim ve söylendim kendi kendime.
    eleştiri tabii ki son derece doğal ve olması gereken bir durum, bu konuda şüphe yok.
    ama nedense maçlardan sonra yatağa girince kendimi tuhaf hissettim, "yahu o kadar sevdiğin insan, canı sağ olsun hocanın, boş ver." dedim, belki de pişmanlık duygusuna kapıldım.
    sen de elinden geleni yaptın, en iyisini istedin hocam, tüm emeklerin için sağ ol.
    şu anda, sözünü ettiğim maçları aklıma getirince aslında fikrimde gerçekten değişiklik yok, her ikisinde de kötü oynadık ama hocama kıyamıyorum işte.
    ona çok alışmıştım, dile kolay tam dört yıl.
    ben futbolu düzenli olarak 2001'den beri takip ediyorum.
    bu süre zarfında galata saray'da rekor teknik direktörlük süresi fatih terim'e ait, demin de söylediğim gibi tamı tamına koca dört yıl.
    iki gün önce bitti ama başlayışı sanki iki gün önce değil de dün gibi.
    yani mesele gerçekten senin görevine devam edip etmemen değil hocam benim için.
    bir daha periyodik olarak senin sesini duyamayacak olmaktan korkuyorum ben.
    bir aile büyüğüm gibi seviyorum seni aslan hocam.
    sen benim hayatıma nüfuz ettin.
    çocukluğumdan bu ana dek defalarca rüyalarıma girdin.
    nasıl söylesem, ne desem gerçekten bulamıyorum o cümleyi, anlatamıyorum işte.
    sanki bir akrabam temelli yurt dışına yerleşmiş gibi mi desem, işte ona benzeyen veya tam olarak benzemeyen bir şey.
    ben bir aile kurabileceğime, birinin benle aile kurmak isteyeceğine pek inanmıyorum, bu yüzden seni torunlarıma anlatma şansı bulamayacağım ama dilim döndüğünce herkese anlatacağım.
    ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum veya anlatabiliyorsam kaç kişi anlar, bundan da emin değilim.
    insanın boğazı düğümleniyor, bir yumru oturuyor boğazına.
    bir hafta önce falan "top kaleye girmiş girmemiş bırak bunları, fatih hocanın saha kenarında olduğu dönemin tadını çıkar, giderse üzülürsün bak." demiştim kendi kendime.
    hakikaten de öyle oluyormuş.
    bu yazdıklarım fazla duygusal, manasız, saçma gelebilir, saygı duyarım, zaten benim amacım tartışma açmak falan değil, tertemiz duygularımı anlatmak.
    bildiğimiz gibi rahmetli talat amcamız engelli bir bireydi.
    ben de kendi engelimle onun engelini özdeşleştirerek, hocanın talat amca'ya sahip çıkmasını, "babamı başımın üzerinde taşırım." demesini hep düşünür, çok duygulanırdım.
    hocamın engellilere olan yaklaşımından çok etkilenirdim, hala da etkileniyorum tabi.
    onunla tanışmaya gittiğimde florya'ya, fıtık ameliyatından çıkalı bir ay kadar olmuştu ve ona rağmen benle hatırı sayılır bir süre sohbet etmişti.
    bana kendi formasından hediye etmişti.
    merdivenleri inerken takılmayayım diye tek tek tarif etmişti yolu.
    onun elini öpmeye çalışmıştım, izin vermemişti mütevazilik göstererek.
    inşallah yakın bir zaman içinde yine görüşeceğim hocayla.
    onun sesini duyacağım, onunla sohbet edeceğim.
    sonra da ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre onu özlemeye devam edeceğim.
    canım hocam, neden oluyor, nasıl oluyor bilmiyorum ama seni çooooooook özlüyorum şimdiden.
    sen biz galatasaraylıların hayatına 1974'te, benim hayatıma da küçük bir çocukken girdin.
    allah uzun ömür versin sana.
    yaşadığın müddetçe lütfen çıkma hayatımızdan.
    lütfen kendini özletme aslan hocam.
    teknik direktörlüğü bırakacaksan veya futbolun içinde kalmayacaksan da arada bir video falan çek, herhangi bir konu hakkında konuş ki senin sesini duyayım, mutlu olayım. :)
    sen galatasaraylı fatihsin, sen bir ekolsün, yapacağın her işin en iyisini elinden geldiğince yapmaya çalışırsın, tüm galatasaraylılar gibi bunu biliyorum ben.
    yeter ki sen kendini özletme, ister gezi programı yap, ister başka bir şey, illa ki futbol olmasına da gerek yok, sen ne anlatırsan anlat, ben dinlerim seni.
    sana hoşça kal demek istemiyorum aslan hocam, bir gün, illa ki teknik direktör olman şart da değil, yollarımızın kesişeceğine inanıyorum ben.
    senden tek isteğim eğer kabul edersen, kendini özetme.
    sağlıkla kal hocam benim.
    sağlıkla kal galatasaraylı fatih.
  • 34313
    en kısa sürede çıkıp bu yönetimin söylediği tüm yalanları uzun uzun ifşa etmesi gereken efsanemiz. bu sezon nasıl olsa gitti, açıklamak için daha uygun bir zaman olamaz.
    çık hocam ifşa et ki, divan kurulu üyesi sıfatınla erken seçim ateşini yakabilesin.
    bu saatten sonra derin liseli abiler kimi istiyorsa seçebilir. bir bildikleri varmış.
  • 34314
    son iki sezondur basimizdayken en cok hissettigim artik eskisi gibi fatih terimli galatasaray duygusunu cok nadiren yasatabilecegiydi. bu sezon mesela sadece bazi avrupa ligi maclarinda o duyguyu yasadik. sezonun genelinde hoca bazen cezali, bazen dusuk konsantrasyonda gibi oluyordu. sonuc olarak da ligde 12. oldugumuz durumda gorevine son verildi.

    belli ki yonetimde catlak sesler vardi, belki de burak elmas hocaya son bir sans verircesine 8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçında bilet fiyatlarini dusuk tuttu ama dolu tribunlerle giresun'u bile yenemedik. kupada elenmesek ve giresun'u yensek yine de belki sezon sonuna kadar kalacak ve en azindan sahada alkislarla emekliye ayrilacak durumda olabilir, guzel bir ayrilik yasanabilirdi. ama su sartlarda ne yazik ki cok tatsiz bir ayrilik oldu. hocanin yasini ve kariyerinin gidisatini dusunursek bu terim'le son ayriligimiz olacak muhtemelen. boyle guzel, buyuk, efsanevi bir hikayenin bu sekilde bitmesi cok uzucu.

    ben yine de terim'i son yillardaki basarisizliklarimizla degil guzel gunlerle hatirlayacagim elbette. real madrid'e acaba besi atar miyiz diye heyecanlandigimiz gunle, 97'de, 98'de yasadigim o cocukluk sevincleriyle, 17 mayis 2000'le hatirlayacagim.
  • 34315
    bize yaşattığı güzel anları asla unutmayacağım büyük galatasaray figürü.
    son döneminde ne yazık ki bana diğer dönemlerinde yaşattığı heyecanı yaşatamamış, yediği cezalar ile 'fatih terim'li galatasaray' kavramını tam olarak bana ve benim gibi birçok taraftara yansıtamamış, herşeye rağmen böylesi büyük bir kulüp figürüne yakışacak şekilde uğurlanamamış ve böylesine rezalet bir performans sergilediğimiz sezonda yine mağdur olmayı başarabilmiştir.
  • 34316
    son 2-3 yılda kendisini ve oynattığı futbolu hiç başarılı bulmasam da ayrılırken keşke kendisinin de gönlü olsaydı ayrılıkta diye hayıflandığım efsanemiz. belli ki yarı yolda bırakılmış hissediyor ve bu galatasaraylı fatihin, galatasaraydan ayrılırken içinde bulunmaması gereken bir durum diye düşünüyorum. 90% galatasaray taraftarı için de sevgisi asla azalmayacak bir idol ayrıca da.

    ancak yaşanan bunca şeyden sonra kendisine ve galatasaraylılığına yakışan, "görüş ayrılıkları yaşadık, kırıldım, belki yarı yolda bırakıldım ama galatasaraya küsemezsiniz, bütün galatasaraylılar da yeni hocanın arkasında dursun." çağrısıdır. bunu yapmak gibi bir sorumluluğu asla yoktur ama bunu yapacak kadar da galatasaraylıdır. zira belli ki sosyal medyadaki toksik ergen kesim kimseye rahat vermeyecek. şimdiden mordor goblinleri gibi salya saça saça saldırmaya başladılar. bunların en azından ateşini alabilecek tek isim kendisi.
  • 34317
    dinlenmesi, kafasını rahatlatması, ailesi ile mutlu bir tatil geçirmesi gereken efsanemiz. ondan sonra futbola dönmek istiyorsa dönsün. şöyle galatasaray maçlarını sakin kafayla izlerse defolarımızı çok net görür zaten. artık bundan sonra kulübe başkan mı olur, yoksa teknik direktör olarak geri mi döner bilemem. ama şu anda yapması gereken herşeyi unutup bir güzel dinlenmesi. önemli olanda bu.

    açık söyleyeyim şu seneki başarısızlığımız ona olan sevgimden saygımdan zerre azaltma yaşatmadı. başarısızlık yaşama hakkı olan tek hoca kendisidir bu ülkede. türk futbolu demek çok net biçimde fatih terim demektir.

    benim şahsi görüşüm 2023 seçimlerinden sonra duruma bir bakar iktidar değişir, galatasaray'ın durumuda kötüye giderse geri döner. yeter ki sağlık sorunu olmasın.
  • 34318
    yonetimin etkinligi ve yetkinligi, kendisinin gonderilis sekli her turlu tartısılır, kendisinin basarıları ve galatarasaya kattıkları ise tartısılmaz fakat;
    neden takımdan ayrıldıgını tartısmak biraz abes oluyor.
    eger kalmasının istenme sebebi ne olursa olsun fatih terim takımın basında olsun gerekirse ligden duselim ise, mantıklı bir acıklama degil.
    projesi vardı devam etsin deniyor ise, maalesef projesi basarılı degildi.
    cunku genclesmek baska birsey surdurulebilir basarı getirecek bir genclesme projesi baska birsey
    burası altınordu ya da basaksehir degil
    sadece genclesme adı altında ligde kalma mucadelesi vermek kabul edilemez
    zaten kimse galatasaray ligde ilk 5 te olsa sampiyon olamıyor diye hocayı gondermeyi aklından bile gecirmezdi.
    ayrıca sunu da unutmamak lazım, tek konu basarı da degil
    yardımcıların yetersiz oldugunu hocanın kabul etmemesi
    genc diye gelecek icin alınan oyuncuların bir kısmından 6 ay da vazgecilmesi
    sonuclar bu kadar kotu iken iyi oynadıgımız iddia etmesi gibi
    bence hoca icin de bu durum o kadar kotu olmadı.
    eger hocalıga devam edecekse kendine mutlaka ders cıkaracaktır.
  • 34319
    imparatordur. hocamızla bir kere aynı ortamda bulundum. kendisine gösterilen saygı ve sevgiye karşılık ne kadar mutlu olduğunu ve gururlandığını gözlerimle gördüm. buraları okumuyordur ama kendisine ileten birileri vardır. ben kendisiyle ilgili görüşlerimi ve duygularımı tekrar yüzyüze görüşme fırsatım olursa aktaracağım. şimdilik tek diyeceğim şu: hocam sen benim çocukluk kahramanımsın ve hep öyle kalacaksın. sana bu ayrılığı reva görenleri de asla affetmeyeceğim. son sözüm allah kerim fatih terim.
  • 34320
    galatasaray kendisinden önce de büyüktü. kendisi ile en büyük oldu ama ondan önce vefaspor ayarında bir kulüpmüş gibi davranmaya gerek yok. şampiyon kulüpler kupası'nda yarı final görmüştü bu kulüp.

    hep alex ferguson kıyaslaması da yapılıyor ama alex ferguson, united'ın başına geçtiğinde, united yirmi yıldır şampiyon olamıyordu. fatih terim ise gelecek için temeli atılımş, ara ara şampiyon olan bir takım devralmış ve bunu büyütmüştü. ferguson, birkaç yıl içinde takımı toparladı ve ondan sonra üçüncülükten daha düşük bir pozisyonda hiç bitirmedi ligi. yani ferguson başarısız olduğu halde tutulmadı kulüpte, hep başarılı oldu. hep iyi futbol oynattı.
  • 34321
    hiçbir kulübün kendisinin galatasaray ile özdeşlemesi gibi bir durumun bugüne kadar ve bundan sonra da olamayacağı türk futbolu’nun tek imparatoru. malesef 4. dönemini kendisinden sonraki dönemi göz ardı ederek heba etmiştir. hemşehrisi ne kadar eski futbolcumuz varsa yardımcısı yapmış, hem kendi döneminde taktik katkıdan mahrum kalmış, hem de kendisinden sonra bayrağı devredeceği kişiden bizi mahrum bırakmıştır. ben piontek dönemini görmedim ama onun döneminde taktiksel olgunluğa ulaşıldığı söylenir hep, eğer 4. döneminde terim’i görme şansım olsaydı mutlaka ‘hocam sen de kendinden sonrası için bize birini armağan et’ demek isterdim.
  • 34322
    gidişi abartılan efsanemiz. evet, kendisiyle daha güzel ayrılabilirdik ama kendi istifa etmeden bunun nasıl olacağını bilmiyorum açıkçası. hocanın gururu herkesin malumu, ayrıca takımın durumundan çok da rahatsız gibi görünmüyordu. senelerdir rahatsız olduğumuz şeylerden artık küme düşmeye giderken bile vazgeçmeyen bir profil çizdi bu sene.

    yardımcılarının yetersiz olduğunu, eğitimlerinin bile olmadığını, hocanın her dediğini onaylayan değil hoca yanlış olduğunda ona bunu söyleyebilen yardımcıları olsun dedik, inatla bu konuda hiçbir şey yapmadı. hocanın ceza aldığı haftalarda sürekli puan kaybettik, kenarda iş bilen biri olmadığı için.

    ceza alma mevzusunda, evet çifte standart var ama hoca da ceza almayayım, takımımı yalnız bırakmayayım, zaten kalifiye bir yardımcım da yok demedi.

    kadro istikrarı zaten artık bir komediydi. kimse maça kimlerin çıkacağını kestiremiyordu. muhammed gol atıyor formda diyorduk, yedeğe atılıyordu. taylan bir oynuyor bir oynamıyordu. emre kılınç diye bir oyuncumuz vardı adını unutma noktasına geldik. halil tek forvet oynayınca top bizde kalıyordu ama gol atamıyorduk, biraz kesilip tekrar maçlara ilk onbir çıkıyordu.

    bazı oyunculara verdiği sınırsız kredi artık herkesi bıktırmıştı. şampiyonluğun gitmesi pahasına emre akbaba izledik geçen sene. sahada yürüyecek hali olmayan emre haftalarca takımı 10 kişi oynattı artık görünce insanlar maçı kapatıyordu. en sonunda şampiyonluk maçında laubali bir penaltı kaçırdı da zar zor gönderttik. bir de fatih terim antremanda emre akbaba'ya çocuğum oldu açıklaması yaptırdı, koskoca galatasaray bir futbolcunun çocuğu oldu diye şampiyonluk maçında penaltı kullandırıyor, rezilliğin daniskası.

    takıma gelince tır bağlasan çekecek futbolcuların yürüyecek hali kalmıyordu birkaç haftada. ısrarla bu konuda bir şey yapılmadı. yanlış hatırlamıyorsam arda turan'ın yurtdışına gittiğinde yaptığı burada antrenman yaptırıyorlar gerçekten minvalinde bir açıklaması vardı, oradan bile türkiye'de bir şey yapılmadığı bilinmesine rağmen antrenmanlar düzeltilmedi. mohammed'in morutan'ın hali ortada.

    duran top sorunu çözülmedi, takım rekor sayıda kornerden gol atamadı hala hiçbir değişiklik yapılmadan devam edildi. duran toplarda iyi olan cicaldau yerine herkes duran top kullandı kimse de demedi bu adam iyi bu kullansın. ömer bayram falan geçiyordu topların başına.

    benim en sinir olduğum sorunlardan biri de taç sorunuydu. kimsenin dikkatini çekti mi bilmiyorum ama bu takım tüm taçlarda topu rakibe veriyor. rakipler taçları hızlıca kullanıp oyunu başlatırken biz herkes yerleşene kadar topu ovalayıp duruyoruz. attığımız taçların hepsini rakip oyuncular alıyor, ve fatih terim buna bir çözüm bulmadı. allah'ı var tacı defansın ortasına atma sorununu çözmüş gibi görünüyor ama bu sezonun başında bile öyle gol yedik.

    daha başka sorunlar da vardı ama şimdilik bunlar geldi aklıma. hocayı severim, imparatordur ama kimse galatasaray'dan büyük değildir. kimse kusura bakmasın hocayı üzerine oynanan oyunlar, yapılan entrikalar falan göndermedi. hocayı kendi inadı gönderdi.

    bu yazıdan burak elmas yönetimi muhteşem sonucu çıkarmayın, kulübü daha da batırabilirler ama fatih terim'in hiçbir hatası yokmuş da gönderilmiş gibi davranmanın lüzumu yok.
  • 34323
    fatih terim futbol galatasaray tarihinde en sevdiğim 3 özel insandan bir tanesidir. hatta bu 3’lü içerisinden de en sevdiğim ve saygı duyduğum kişidir diyebilirim. hocam maalesef ki 4 yıldır oynanan futbol da göz önüne alındığında kah transfer anlamında kah da sistem anlamında başarı sağlayamadı. madem ki proje takımıyız, bunun başındaki adamı ona göre seçmemiz de gerekirdi. burak elmas ve yönetimi, bu konuda başkan olmak adına, pragmatist davranarak, fatih hocayı ve ekibini seçim vaadi olarak kullandı gibime geldi. bu ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır. ama ortada görünen bir resim var ki hocanın bu projeyi yönetecek gücü kalmamış. eski açlığı ve hırsı yok maalesef. hocam allah aşkına dönem futbolu duran top üzerine, 2-3 tane duran toptan golümüz yok. kötü konya, rize vs kaç tane gol attı. santrforda 3 tane senin istediğin adam var. 3’ü de allah’a emanet bir performans sergiliyor. ortasaha yine bir enteresan… oyuncu bazında da işin enteresan yanı hepsi ayrı ayrı potansiyel vaadediyor. lakin genel sistemsizlik yüzünden kopukluklar ve uyumsuzluklar ciddi derecede baş gösteriyor.
  • 34324
    kadro yapılanmasını, okan koçuk’u gönderip ismail çipe’yi ikinci kaleci olacak şekilde kurgulayan teknik direktör. sonra okan’ı geri istemeye çalışıyoruz, adamlar da okan’a karşılık aytaç’ı istiyorlar falan. ben giresunspor başkanı olsam çok fena dalgamı geçerdim bu kepazelik nedeniyle. sırf bu olay bile kulübün ne kadar başı boş kaldığını ve yolların ayrılmasının çok yerinde olduğunu gösterir nitelikte.
  • 34325
    her zaman kalbimizin en üst köşelerinde yer alacak olan canımız hocamız.

    yine kendisiyle doğru düzgün vedalaşamadan yolları ayırdık. aslında bu doğru düzgün vedalaşma olayı bir tek kendisi "artık teknik direktörlüğü bırakıyorum" demesiyle mümkün olabilirdi.

    kendisi başarılıyken gönderilmesi dışındaki gönderilmelerine de kızmıyorum açıkçası. mesela özellikle 2020-21 ve içinde olduğumuz 2021-22 sezonlarında o kadar çok kredi tüketti ki bir çoğumuza yeter artık dedirtti ama kendisini düzeltmedi. burada kendisi için yazarken çok bahsettim hocam bırak artık ya da bazı inatlarından vazgeç yoksa kendine yazık edeceksin diye ama bildiğini okudu.

    fatih hocanın teknik direktörlüğü bırakma dışında bizim takımın başından ayrılma gibi bir ihtimalini hiç düşünmedim. takım başarısızsa egosundan ve gururundan dolayı takımı bu halde bırakmamak adına bırakmazdı veya takım çok iyiyse daha iyisini yapma hırsından dolayı yine bırakmazdı. bu hırsı aslında bizi kendisine bağlayandı ama bu hırs bir yerden sonra takıma zarar vermeye başlıyor. bu yüzden "fatih hocayla hak ettiği gibi doğru düzgün vedalaşılmalıydı" söylemleri bana çok ütopik geliyor. en sonunda yönetim tarafından kovulan adam oluyor böyle.

    fatih hoca madem bırakmamakta kararlıydı o zaman yanına iyi bir yardımcı alacaktı, evlat değil. bu yardımcı, gerektiğinde hocanın hatalarını yüzüne vuracaktı. bunun yerine fatih hoca dişini geçirebileceği kişileri yanına aldı. böyle olunca takım gelişmedi bir yerden sonra. hocanın önüne alternatifler gelmedi hiç. fatih hoca böylece kendi kuyusunu kazdı. kendisine hata yaptığını söylecek birine ihtiyacı vardı ve kendisinin hatalı olduğunu kabullenmeliydi. kabullenmedi. bu iki sezonda bilmem kaç maç kötü oynadığımız halde iyi oynadık yorumlarını gördük hocanın.

    büyük olasılıkla kendisini bir daha takımımızın başında teknik direktör olarak göremeyeceğiz. kendisinin bundan sonra futbol takımına karışmayacak herhangi bir yönetici pozisyonunda başarılı olacağına inanıyorum. başkanlık daha iyi olur. yeter ki teknik direktöre karışmasın.

    böyle olmamalıydı ama oldu. bir yerde bırakmasını da bilmeli insan. özel ilişkilerimizde bile zamanında ayrılmazsak sevgiliden, o zaman iş dönüp dolaşıp bize patlıyor her şekilde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın