resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 33626
    süper lig 2021-2022 sezonunda öyle bir takım yaratmıştır ki oyun planı, takım bütünlüğü ve arkadaşlık yoktur. sanki sahadan 11 tane rastgele adam toplamışız hepsi ayrı telden çalıyor kendi halinde. oyuncularda istek var ama bu pek bir işe yaramıyor yani. şimdi devre arası fatih terim'e tonla transfer yapacaklar ama pek bir işe yarar mı emin değilim.
  • 33629
    fatih terim'i çok severim.
    bu yüzden de nirvanaya ulaşan kötü futbol ve alınan kötü sonuçlardan dolayı, hocaya karşı çok doluyum.
    benim en çok kızdığım ve kabullenemediğim nokta; şu anda sahada izlediğimiz garabet, bir fatih terim takımı olmamalı.
    işin daha da kötü tarafı, hoca bu garabeti savunuyor ve takımın iyi oynadığından bahsediyor. daha doğrusu; oyunun iyi ancak oyuncuların yetersizliğinden söz ediliyor. ben bunu anlamakta, ciddi anlamda güçlük çekiyorum.
    fatih terim'in galatasaray'ı denildiği zaman, benim aklıma hala önde basan, rakibi boğan, sağlı sollu şut atan, kazansa da kaybetse de keyif veren bir takım geliyor.
    maalesef genç kardeşlerimizin aklına, sıkıcı ve anlamsız pas futbolu oynayan, daha doğrusu oynayamayan, bir garip takım gelecek.

    *

    güzel hocam, biz zamanında avrupa'da iyi işler yapan, ligde şampiyon olup 3. yıldızı takan lucescu'yu, sırf senin alıştırdığın heyecan verici futbolu oynatmıyor diye yollayıp, seni geri getirmedik mi?
    ikinci döneminde kadro kalitesi düşmesine rağmen, aynı futbolu oynatmaya çalışmadın mı?
    bu arada, kalite eksikliği var demeni de anlayamıyorum. bu futbolcuları sen aldırdın da, işin o kısmını şimdilik geçiyorum.
    arıza engin, 35'lik necati, gol atamayan elmander, bidon melo, emekli ujfalusi, altyapı yetmeleri emre ve semih ile rakiplerinin kafalarına vura vura, tek sezonda iki kez şampiyon olmadın mı?
    aynı sezon fenerbahçe orta sahası emre belözoğlu, cristian baroni ve alex de souza'ydı.
    adamlar devre arasında fransa ligi gol kralı moussa sow'u aldılar.
    beklerinde prime gökhan gönül ve caner erkin, kalelerinde yine prime volkan demirel vardı.
    onlarda, bir önceki sezon fransa ligi'nde 8 gol 7 asist ile oynamış issiar dia oyuna girerken, sen aydın yılmaz'ı oyuna alıyordun. o zamanlar kalite eksikliği yok muydu? vardı ama teknik direktörler arasında vardı.
    aykut kocaman ile seni yer değiştirsek, fenerbahçe şampiyon olurdu. hatta beşiktaş'ta olsan ernst, fernandes, simao, quaresma, almeida'lı takımı da şampiyon yapabilirdin. bu yetenek sende vardı.

    **

    benim için şampiyonluktan daha önemli şeyler var.
    kaliteli futbol oynamak, genç ve potansiyelli oyunculara sahip olmak, istikrar yakalamak. bunlar olduğu sürece, zaten şampiyonluklar da gelecektir.
    fatih hocanın 96-2000 arasında yaptığı da tam olarak budur.
    hocanın hep söylediği bir şey var "şimdi gegenpress dedikleri şey, biz onu 96-2000 arasında yapıyorduk zaten."
    gerçekten de yapıyorduk. hoca, sağdan soldan topladığı yetenekli yerli oyuncularla ve hagi gibi bir ustayla, devrin ötesinde bir oyun inşa etti.
    hani diyorlar ya hagi olmasaydı fatih terim uefa kupası'nı kazanamazdı diye, aynı hagi brescia'yla küme düşmüştü. hagi o yapının içinde ikinci baharını yaşadı.
    oyun geliştikçe oyuncular gelişti, oyuncular geliştikçe oyun gelişti.
    nitekim galatasaray'ın dünya kulüpler sıralamasında birinci sıraya yükselmesi, fatih terim'in kurduğu o yapının eseriydi.
    şuraya şunu iliştireyim de, sözlüğü okuyan yeni yetme kanatlılar varsa, bu neyden bahsediyor demesinler.

    https://gss.gs/KU1.jpeg

    sizin kuş kadar beyninizle dalga geçmeye çalıştığınız "avrupa fatihi" unvanı öyle kolay alınmadı.
    monaco'nun, leipzig'in olduğu gruptan çıkmakla veya bate'yi, plzen'i eleyip, uefa yarı finaline kalmakla avrupa fatihi olunmuyor.

    ***

    hoca en iyi bildiği şeyi yapsa, ben yine çift santrfor, 4-4-2, ileride basan, rakibi boğan bir oyun oynatacağım dese ve bunun üzerine gitse, bence çok daha başarılı olurdu ki ben 4. gelişinde hep bunu bekledim.
    hadi ilk 3.5 sezon finansal fair play derken kendi kadrosunu kuramadı, ancak bu sezon da görüyoruz ki hocanın kafasındaki oyun planı bambaşka.
    96-2000 arası oynattığın futbolun artık demode olduğunu düşünüyor olabilirsin, o zaman kendine has yeni bir oyun bulmalıydın.
    galatasaray bildiğin manchester city gibi oynamaya çalışıyor.
    guardiola nasıl fabian delph'i sol bek oynatıp, oyun içinde orta sahaya kaydırarak, orada üstünlük kurmak istediyse, hoca da aynısını aanholt ile yapmaya çalışıyor. daha önce de mariano ile yapıyordu.
    bu oyunu en üst düzeyde oynayan takım sadece beklere 200 milyon euro harcadı. bu para senin toplam borcuna eşit ve senin başkanın bu borcun ödenemeyeceğini çok iyi biliyor.

    ****

    son yıllarda modern futbol diye bir şey çıktı ortaya. büyüğünden küçüğüne tüm takımlar aynı şekilde oynamaya çalışıyorlar.
    sanki geriden oyun kurmaya mecburlarmış gibi kaleci ve stoperlerin paslaşmalarını izliyoruz.
    aslında futbolun bu kadar sıkıcı bir hale gelmesinin sebebi de bu.
    yıllardır kaos futbolunun hüküm sürdüğü tff birinci ligde bile, pasla çıkmaya çalışan takımlar var. onları bile zehirlediler.
    herkes bir tezin peşine takılmış gidiyor. kimse de çıkıp demiyor ki ben de bir antitez bulmalıyım.
    sen 96-2000 arası, biz de milan gibi oynamalıyız mı dedin, ya da real madrid gibi...
    bana bir roberto carlos lazım mı dedin ya da hakan'ı shevchenko gibi kullanayım...
    kafandaki oyunu, elindeki malzemeyle çok güzel kurguladın. ama o oyun sana has bir oyundu. zaten bu yüzden avrupa'nın en iyisi oldun.
    senin oynattığın futbolla, türkiye dünya kupası 3.sü oldu.
    şimdi kalkmış guardiola'nın manchester city'sine öykünüyorsun.

    *****

    ne olduysa 2019 yazında oldu. hoca rüyasında mı gördü, biri mi kafasına girdi, yoksa pirlo'nun kitabında yazdıklarına mı içerledi bilmiyorum, ama hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler olduğu kesin.
    ben fatih terim'i çok seven biri olarak, artık bu garabeti izlemek istemiyorum.
    kazanırken bile keyifsiz ve tatmin olmamış bir durumda olmak istemiyorum.
    stadyumun tıklım tıklım olduğu bir maçta, başlama vuruşuyla birlikte tribünler üçlü çekmeye başlıyor, herkes coşkulu.
    daha karşı alana geçmeden top muslera'ya geliyor ve stoperlerle pas yapmaya başlıyor.
    vallahi yazarken bile içime bir fenalık geldi.
    şimdi hangi maç olduğunu tam olarak hatırlamıyorum ancak; lyon bir avrupa maçına çıkıyordu ve o maçta en az iki gol bulması lazımdı.
    tribünler tıka basa dolu ve ateşli. başlama vuruşu yapılır yapılmaz, lyonlu futbolcular topu rakip korner bayrağının oraya doğru taca attılar ve o bölgeye doğru koşarak ön alanda baskı yaptılar. bu zaten ateşli olan tribünleri daha da gaza getirdi.
    orada aslında çok güzel mesaj verdiler. rakip böyle bir durumda tedirgin olur. zaten lyon da ilk 5 dakika içerisinde golü bulmuştu. galatasaray'dan en azından iç sahada bunu yapmasını beklerken, muslera'nın topa bastığını ve pas atmak için boşa çıkacak birilerini aradığını görüyorum.

    ******

    geçen sezon bir arkadaşımla sohbet ederken aynen şunu söylemişti "bize bir maçta 5 gol lazım olsa, bu oyunla asla 5 gol atamayız."
    eğer son maç 5 gol atsaydık, şampiyon olmuştuk. ama o oyunla atabileceğimize kimse inanmıyordu sanırım.
    bu sene geldiğimiz noktada 2 golü bile zor buluyoruz ve bu oyuncuların kalite eksikliğine bağlanıyor.
    sezon başında bir yola girdik ve bence çok doğru bir yol bu.
    ben yine ghezzal yerine morutan'ı, rosier yerine boey'u, vida yerine nelsson'u isterim.
    elbette bu oyuncuların eksikleri var ama biz bunu tercih ettik. çünkü buna mecburuz.
    morutan'ın şutlarını sen geliştireceksin, berkan'ın paslarını, cicaldau'nun sorumluluk almasını, mohamed'in bitiriciliğini.
    yunus akgün'ün adana'ya kiralanması çok doğru bir karardı. orada müthiş bir özgüven ile kendini geliştirdi. senin de bu oyuncuları aynı şekilde geliştirmen gerekli. atalanta berkan ile ilgileniyor. berkan'ın pasları daha iyi olsaydı, şu an atalanta'da oynuyor olurdu zaten. senin kapından bile geçmezdi yani. gerçek bu.

    *******

    benim hocaya karşı yaşadığım iki hayal kırıklığından biri oyun konusunda. hoca bambaşka biri gibi davranıyor, özünü kaybetmiş. oynatmaya çalıştığı oyunun, kendi felsefesiyle uzaktan yakından alakası yok.
    ikincisi ise oyuncuları çok kolay harcamaya başladı. zamanında aydın yılmaz'a bile sabreden adam, şimdi tek hatasında oyuncuları satış listesine koyabiliyor. hiçbir şeye tahammülü kalmamış gibi. her şey o felsefesine uymayan oyun için. ancak bu kadar genç ve gelecek vadeden oyuncu grubunu, ilk hatalarında kapıya koyarsak, 3 yıllık planlama daha ilk yılından patlar.
    bundan sonra hiçbir taraftar da genç futbolcu istemez. eskiye döneriz. sneijder, drogba'lar bekleriz. hadi onlar olsa çok iyi, yeni yeni falcao'larımız, feghouli'lerimiz olur.
    kulübün gelecek on yılına yön verecek, çok kritik bir dönemdeyiz. hocanın şapkasını önüne koyup, sakin kafayla düşünmesi gerekiyor. bu motivasyonu kendisinde bulamıyorsa, maalesef istifa da bir seçenektir.
  • 33630
    ayrılma kararı vermesi durumunda tamamen kulüpten gitmesi gereken teknik direktörümüz.

    kendisini çok seviyorum ve istifa çağrılarında asla bulunmadım. galatasaray'ı da çok seviyorum bu yüzden bir gün bu çağrıya katılabilirim. dış faktörler olmasaydı kesinlikle bu sezon çoktan kendisinin istifa edeceğine de inanıyorum, federasyon ve hakem derken takım doğrandı. şu an 2. sırada olması gereken takım 6 maçtır doğrana doğrana ne hale geldi.

    sözüm ona bir çok defa artık kulüpte başka bir görevde olması dile getirildi, en son farioli başlığında da gelsin, seneye hoca kulüpte başka bir görevde bulunsun farioli takımın başına geçsin yazılarını görünce bu fikre saygı duymakla birlikte katılmadığımı belirtmek isterim.

    hocamız görevden ayrılma kararı verirse ya federasyonda bir görev alacaksa, ya yurt dışında bir takımla anlaşırsa ya da tamamen emekli oldum derse ayrılsın. kulüp içi sportif direktör olursa aykut kocaman'ın daum sonrası teknik direktör olması gibi en ufak olumsuzlukta yine zararı galatasaray görecek. futbol aklı veya kulüp başkanı bile olsa takımda aynı sorunlar sürekli hortlayacak. bu yüzden hocam bizim için teknik adam olarak kalsın sadece. tff başına geçsin eyvallah ama galatasaray'da başka bir pozisyonda olursa galatasaray zarar görecektir.
  • 33632
    ilk yarısını bitirdiğimiz 2021-2022 sezonunda, geçmişte hiç olmadığı kadar çok eleştirilen teknik direktörümüzdür. bundan 1.5 sene öncesine kadar kendisini eleştirmek adeta mekruh kabul edilirken şimdi yavaş yavaş normalleşmeye başladı.
    aslında kendisinin neden olduğu en olumsuz durum, taraftarın, kendisi üzerinden adeta ikiye bölünmesi çünkü karakter yapısı, geçmişte yaşattığı başarılar, taraftarın yarısı tarafından terim’ in eleştirilmez bir noktaya ulaştığı fikrine erişildi. diğer tarafta ise realist bir taraftar ayrımı oluştu ki bu taraftar grubu ilk taraftar grubuna göre daha az duygusal, durum değerlendirmelerini şahıslardan uzak ve olabildiği kadar gerçekçi boyutta ele almaya başladı. esas acı olan nokta ise tam burada, daha önceki cümlede belirttiğim gibi tek olan galatasaray taraftarı, terim konusunda ikiye bölündü ve bu gidişle yakında üçe bölünecek terim gitsin, terim bir süre kalsın, dünya yansın ama terim gitmesin diye düşünenler şeklinde.
    aslında içinde bulunduğumuz noktada hiçbir galatasaray taraftarının, terim’ i galatasaray’ ın önüne koyduğunu düşünmüyorum ama senelerdir dayatılan alışılmış çaresizlik dogması nedeni ile, terim olmazsa galatasaray’ ın da büyük olamayacağı, geçmişte yaşanılan her başarının terim sayesinde olduğu için daha sonrasında küçüleceğimiz korkusuna esir olmuş durumdalar.
    maalesef kendisinin varlığı artık psikososyal anlamda taraftarı ciddi derecede etkiliyor ama öyle bir çıkmazdayız ki eğer terim giderse, sonrasında yaşanacak bir sıkıntıda tekrar terim gel kurtar denilecek ve terim daha da baskın şekilde gelecek.
    burada amacım terim eleştirisi yapmak değil - bu saatten sonra gerekli de değil - sadece duruma kendisi üzerinden realist bakmak.
    eğer mevcut gidişat devam ederse kesinlikle terim’ in görevine son verilmemeli, sonuna kadar kendisi ile devam edilmeli ki sonrasında kendisinin zihniyetinde olan, evlatçı, özeleştiriye kapalı ve adaletsiz bir düzlem takımda katmerli bir şekilde büyümesin.
    maalesef bizler yani taraftar sayesinde bu noktaya gelindi ve homurdanmak yerine, yarattığımız şeyi sonuna kadar görmeliyiz.
  • 33633
    galatasaray macerasından sonra muhtemelen emekli olacak olan teknik direktör. ileride başımızda başka bir hoca varken üstünde fatih terim'in baskısı olur, tekrar ona sarılırız diye de endişelenmeye gerek yok. aşama aşama değişiyoruz, değişirken de birkaç sene sonra fatih terim de yerini başkasına bırakacak.* değişirken de gelişeceğiz.
  • 33639
    galatasaray futbol takımındaki mevcut sıkıntıların herhangi birini transferle çözebileceğini düşünüyorsa yanılıyor.

    yakın dönemde takıma katılan morutan, cicaldau, berkan kutlu, mostafa mohamed, barış aler, aanholt, assuncao, halil dervişoğlu, emre kılınç, oğulcan, aytaç kara, yedlin gibi isimlerin neredeyse tamamı sorgulanıyor basın ve taraftarların gözünde.

    buradaki sıkıntı ne olabilir?

    1) adamlar galatasaray seviyesi için yetersiz, yanlış transferler yapıyoruz.

    2) oyuncuların çoğunda sorun yok, biz kötü bir diziliş ve taktik anlayışla oynuyoruz.

    artık hangisiyse. sorumlu hocadır ve bu sorunu çözmenin yolu daha fazla transfer yapmak gibi durmuyor.
  • 33640
    önceden fatih terim takımı diye bir şey vardı. duyunca bilirdin ki istenmeyen bir sonuç olsa dahi takım ciddiyetle mücadele etmiştir.

    sahaya bakınca lakayitlik, ciddiyetsizlik, yeteneksizlik, vasatlık, futbol adına olumsuz ne varsa görüyorsun. egosu müsade etse de takımda en azında gerçek bir yardımcı antrenör gelse diyeceğim de o da yok. evlat olmayanın girmesi yasak teknik ekibe. fatih terim devam ettikçe en fazla arda ve türevleri katılabilir o ekibe de.

    (bkz: 28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı)
  • 33642
    hakkında yapılan ezbere yorumların artık mide bulandırdığı teknik direktörümüz.

    28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçında takımı muazzam bir top oynuyor ve tonla pozisyona girdi. kaleciyle karşı karşıya bile en az 3 pozisyonu var takımın. yediğimiz goller eleştirilebilir ama şurada yazılanları gören de takım sahada yürüyor zannedecek. akıl alır gibi değil. bunu yazarken dahi bir topumuz direkten döndü.
  • 33643
    (bkz: #3303370)

    dakika 80. marcao'nun yerine, nelsson giriyor. berkan ile morutan değişti. iyi oldu bu. nelsson ile berkan bu sene yeterince şans bulamamıştı (!) şanlı denizlispor karşısında, takımın yıldızları ışık kaan ve gustavo'ya süre vermemek yerinde oldu (!) kendilerini geliştirmeleri için süreye ihtiyaçları yok çünkü (!) sakatlanırlar filan, ne gerek var şimdi?

    mübalağayı bir kenara bırakırsak; fatih terim'in en iyi özelliği ne diye sorsalar 'adam yönetimi' derdim. öyle görüyordum çünkü. artık o mesele de rafa kalkmış gibi gözüküyor. imkanlar ancak bu kadar kötü yönetilebilir.

    bir de şu 'futbolcu gerekirse fedakarlık yapacak, sakat sakat oynayacak' romantizmini bırakmak lazım. profesyonel adamlar bunlar. ayrıca sakat sakat oynayınca da ne performans alabiliyoruz, ne de futbolcu tam iyileşebiliyor. taylan iki senedir sakat sakat oynuyor.

    (bkz: 28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı)

    edit: dakika 93. kaan yeni giriyor oyuna.
  • 33648
    tff 1. lig'in sonuncusu denizlispor'dan 3 gol yiyip hakemle dalaşan teknik direktör. rakipte bir sürü eksik varken hem de. maçta hakemlik hiçbir şey yokken hem de. ınsan birazcık elindeki kadrodan utanır da bu maçta hakemle dalaşmaz. hem korkup altyapı oyuncusu bile oynatmayacaksın hem de şu leş rakipten 3 gol yiyeceksin. tabii ki yine okları başka yere çevirmek gerek ki taraftar sana yüklenmesin. ben artık bezdim hep aynı şeyleri yaşamaktan. bırak, torunlarını sev, sen de rahatla biz de rahatlayalım.

    (bkz: 28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın