4439
dengeli bir takım hayali ile yanıp tutuşuyoruz.
2000'li yılları çift yönlü orta oyuncusu arayarak ve bulamayarak geçirdik. melo ve selçuk ile bu sorunu çözdük derken şimdilerde hücum hattında sıkıntılıyız. gerets, kalli ve skibbe dönemlerinde hücum konusunda sayısal anlamda iyiyken, rijkaard ile birlikte sıkıntı yaşamaya başladık. hasan şaş, arda turan, frank ribery, harry kewell, dos santos, pino, stancu gibi kanatta oynayan oyuncularımız olmuşken şimdilerde riera ve kazım'ın yedeği aydın yılmaz. tam kaleci sorununu çözmüşken - geçen yılın kalecileri yedeklik için yarışıyor -ve song, emre aşık, emre güngör, neill, meira, tomas, servet çetin, gökhan zan gibi bir çizgi tutturmuş ve bu çizgiyi yukarı taşımamız gerekirken, bu isimlerin en kötü ikilisine, hem de yaşlanan, formsuzlaşan, sakatlanan hallerine mecbur kaldık. üstelik harry kewell'in stoper oynadığı maçların üzerinden sadece bir kaç yıl geçmişken. sol bek'i toplarlıyorsun (hakan balta, caner erkin, insua, çağlar birinci), hepsinin de aynı sezonlarda kötü oynayacağı tutuyor ya da sağ bek'te mecburiyetten hasan şaş, barış özbek, linderoth gibi isimleri görüyorsun. nihayet cihan haspolatlı'dan sonra bindirme yapabilen bir sağbek yetiştiriyorsun - 55 - adamı orta sahaya çekmek istiyorlar. total futbol devrimi diyorsun, en alakasız orta sahayı kuruyorsun. 10 numara istiyor taraftar, iliç yetmiyor, lincoln benimsenmiyor, elano 'düz orta saha oyuncusu' diye görülüyor, misimoviç ise en trajikomiği. 10 numara ben olacam diyen ise bunu yapabileceği sezonun öncesinde 'ferraribery'den beter ediyor. kalli'nin takımı oynamaya değil oynatmamaya programlı diyorlar, sonra da skibbe ve rijkaard'ın takımları yumuşak oluyor. hagi'nin takımları en dengelisi ama en az yeteneklisi oluyor. fatih terim ise yine transfer diyor. takımı baştan yapıyor.
yok mu bunların bir ölçülüsü.
2000'li yılları çift yönlü orta oyuncusu arayarak ve bulamayarak geçirdik. melo ve selçuk ile bu sorunu çözdük derken şimdilerde hücum hattında sıkıntılıyız. gerets, kalli ve skibbe dönemlerinde hücum konusunda sayısal anlamda iyiyken, rijkaard ile birlikte sıkıntı yaşamaya başladık. hasan şaş, arda turan, frank ribery, harry kewell, dos santos, pino, stancu gibi kanatta oynayan oyuncularımız olmuşken şimdilerde riera ve kazım'ın yedeği aydın yılmaz. tam kaleci sorununu çözmüşken - geçen yılın kalecileri yedeklik için yarışıyor -ve song, emre aşık, emre güngör, neill, meira, tomas, servet çetin, gökhan zan gibi bir çizgi tutturmuş ve bu çizgiyi yukarı taşımamız gerekirken, bu isimlerin en kötü ikilisine, hem de yaşlanan, formsuzlaşan, sakatlanan hallerine mecbur kaldık. üstelik harry kewell'in stoper oynadığı maçların üzerinden sadece bir kaç yıl geçmişken. sol bek'i toplarlıyorsun (hakan balta, caner erkin, insua, çağlar birinci), hepsinin de aynı sezonlarda kötü oynayacağı tutuyor ya da sağ bek'te mecburiyetten hasan şaş, barış özbek, linderoth gibi isimleri görüyorsun. nihayet cihan haspolatlı'dan sonra bindirme yapabilen bir sağbek yetiştiriyorsun - 55 - adamı orta sahaya çekmek istiyorlar. total futbol devrimi diyorsun, en alakasız orta sahayı kuruyorsun. 10 numara istiyor taraftar, iliç yetmiyor, lincoln benimsenmiyor, elano 'düz orta saha oyuncusu' diye görülüyor, misimoviç ise en trajikomiği. 10 numara ben olacam diyen ise bunu yapabileceği sezonun öncesinde 'ferraribery'den beter ediyor. kalli'nin takımı oynamaya değil oynatmamaya programlı diyorlar, sonra da skibbe ve rijkaard'ın takımları yumuşak oluyor. hagi'nin takımları en dengelisi ama en az yeteneklisi oluyor. fatih terim ise yine transfer diyor. takımı baştan yapıyor.
yok mu bunların bir ölçülüsü.