107
sevgili, büyük surinamlı ve sevgili büyük galatasaray taraftarı;
bu sütunlarda pek çok defa feryat, figanımı okudunuz. ne yazdıysam, ne söylediysem amacım, şiarım hep aynıydı benim. ne yaptıysam galatasaray için yaptım. gelip geçici neticelerle, tabelayla, tabeladan sonra atıp tutan sülüklerle hiç işim olmadı. amacım mevcut galatasaraylıların moralini yüksek tutmak, onların bilemediği benim bildiğim bir şeyler varsa aktarmak, bir iki ve daha fazla çocuğu galatasaraylı yapmaktır. bunda da karınca kararınca elimden gelenin fazlasını yaptığımı düşünmekteyim.
yüzyılda olup olabilecek hadiseler vardır bazen. misal hagi'nin galatasaray'a gelişi, misal surinamlı'nın takımın başında oluşu. bin tane hata yapanlar, ancak 2 doğru yapabilmişlerdir bana göre. ve bu anlamda, herkesin saldırıya geçtiği anlarda durumdan vazife çıkararak bir kez daha feryat etmek istiyorum.
11 tane eşşekle oynasa, her sene kümeye oynayan takımı olsa, hiç bir zaman şampiyon olamasa bile benim görüp görebileceğim, ölene kadar takımın başında olmasını istediğim hoca, büyük surinamlı'dır. ve bundan sonraki kalan maçlarda galatasaray taraftarından meleme, ağlama değil de maçın başından sonuna kadar ''kıvırcık saçlarına, ak düşmüş uçlarına'' diye tribünleri inletmelerini, dosta düşmana galatasaraylılığın ne olduğunu bir kez daha göstermelerini istiyor, bekliyor, emrediyorum. hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır, bu satıh galatasaray siperleridir. kanla irfanla kazandığımız mevzileri, bir avuç çapulcuya, sülüğe, seçildiklerini sanan adlarına yönetici denilen hokkabazlara bırakıp gidecek değiliz.
ne oldu bize 1 ayda? diye kafa patlatalım biraz. kimseye inanmayın sakın, hepiniz en az sizlere dayatanlar kadar biliyorsunuz futbolu. gelinen noktada surinamlının suçu yok. eğer içimizi rahatlatacaksa sebeb, sorumlu arayacaksak, aramaya gerek yok. hepimiz biliyoruz, 2 sene daha gözümüzün önünde tezgahlayacaklar çok bildikleri orta oyununu. adnangiller aramızdan çekilmediği sürece yüzümüz gülmeyecek bizim.
şampiyon kulüpler kupasını biz kurduk. adnangiller bulaşana kadar en çok katılan 3 takımdan biriydik. 6 sezon oluyor, unuttuk şampiyonlar ligi marşını. teslim aldıkları takıma senede 2 antrenör getirdiler, şimdi nerelerde oynadıkları belli olmayan futbolcuları transfer ettiler. her sene şu garip ülkenin dolarlarını futbolcu pazarlamacılarıyla bölüştüler. ve biz arada gelen kısmete şampiyonluklarla avutulduk durduk.
evet son maçlara bakıyoruz şimdi. sebep olanların foyasını ortaya çıkardıktan sonra soruna bakıyoruz. sorun kafalarda, herkes futbol ayakla oynanıyor sanıyor, türkiye langırt ligi haricinde hiç bir büyük ligte futbol ayakla oynanmıyor. bütün oyunlar gibi futbol da ayakla değil, beyinle oynandığından bir arpa boyu ilerleyemiyoruz.
son maçta saydık, 10.000 lerce taç atışı yapmıştır her halde sabri. surinamlı taç atmasını mı öğretsin? lise talebesine hocanın kalem tutmasını öğretmesi gibi bir şey. sırayla gidelim bakalım, bizim futbolcularımızın kafatasının içinde beyin var mı?
kaleci aykut'u seyretmek mecburiyetinde kaldık. haftanın kurtarışını yapmış, batman gibi ters köşeye uçarken top ayağına çarpıp içeri girmediğine kurarış diye yutturuyorlar. bundan sonraki maçlarda o oynayacaksa, inanın 5. bile olmayacağız demektir. şimdi kaleci aykut'ta beyin olsa, kendisine gelen topları ragbi oyuıncusu gibi 70 metre uzağa atar mı? kalesine top gelmesin ister bir kaleci. her maç 0-0 bitse dünyanın her takımında oynar. topun gelmemesi için en verimli şey, topun kendi oyuncularında kalması. o ne yapıyor, her topu rakip takıma atıp kendisi daha çok topla buluşuyor. kaleci bile olmadığından gelenlerden biri elbet çerçeveyi buluyor. bulunca da geçmiş olsun.
aykut'ta beyin yok, savunma da var mı peki? topu kaleciden alıp, 20 metre önündekilere aktarabilecek yeteneği olmayan kazmalardan oluşuyor savunma. son maçta lukas az daha bütün savunmayı dayaktan geçirecekti. aptallıklarını kapatmaktan helak oldu. kafası çalışmayan servet ne yapsın? topu şişirmeyi tercih ediyor, son maçta olmayan beyni taca at emri vermiş onu da gördük. sabri, hakan balta ürkeklikten, korkaklıktan en ufak bir bindirme yapamadılar. bir şekilde futbolcu lisansı verilmiş bu adamlara surinamlı 50 metre koşun mu diyecek?
fakat biri var ki takımda bana göre şu ana kadar galatasaray'da oynamış en akıllı futbolcu. sıfır kabiliyetle, birilerinin basiret bağlanması veya benim kıllandığım sebeplerle kendini galatasaray'da oynuyor bulmuş. galatasaray'da olmasa kartalspor'da kadroya zor girebilecek bir lisanslı ayak tepicisi bu sene en çok oynayan futbolcu olmuş ve büyük aklı sayesinde takımı tek başına itin götüne sokmuştur. önce galatasaraylı olduğunu beyan ederek taraftarı kandırmış, sonra surinamlıyı. her maç, her futbolcunın her kareketi kayıt altında. en çok top kapan oyuncu olacaksın, akıllısın ne yaparsın? topun rakibe geçmesi için yırtınırsın. o zaman yapman gereken top bizdeyken araziye uyman, nasıl yapıyorsan cin olman, hayalet olman, seni arayıp bulamayan takım arkadaşın zaten sınırlı yeteneğiyle topu kaptırır nasıl olsa. o zaman sen devreye girersin, o kadar yemeye, ilaca, vitamine, antrenmana ben ankara'ya kadar koşarım. sen de koşacaksın it gibi, topu kapacaksın, en çok koşan futbolcu olup listeye gireceksin. kapınca ne yapacaksın peki? top kaptıranları da sayıyorlar, sen iyisimi geriye oyna, servet'e at o kaptırsın. ya da geçen sene lincoln'e yaptıkları gibi bu sene de elano'ya yapmalarına yardımcı olacaksın. eğer elano kötü kullanma ihtimali olan bir yerde ise, baskı altındaysa elano'ya atıp bir taşla iki kuş vuracaksın. birinci kuş isabetli pas atmış olacaksın, daha büyük kuş, elano topu kötü kullanıp, kaybedecek siz götünüzle güleceksiniz. her galatasaraylıyla bütün maçları tekrar izlemeye hazırım. bu sene açık ara şampiyon olmamışsak, dışardaki adnangillerden sonra içerdeki 16 numara yüzündendir. elano'nun kötü gözükmesinin, sabri'nin taçlarının rakibe gitmesinin, top kayıplarının, yediğimiz gollerin çoğunun tek başına sorumlusudur. gel gelelim galatasaray'ın gelmiş geçmiş en akıllı futbolcusudur. ben hariç, bütün camiayı uyutmuştur.
elano hagi gibi adam geçebilen sonra pas atan biri değil. aklı ile futbol oynamaya çalışan tek futbolcumuzdur. elalemin 20 pasla 5 km koşarak topu götürebildikleri noktaya tek bir pasla götürmek istemektedir. ne yazık topları diri olduğu, boş bulunduğu kısaca uygun durumda alamadığından, aldığında da attığı yerlerde akıllı biri olmadığından asist yapmamış yazılmaktadır cv sinde. eğer galatasaray'ı bizim sevdiğimizin binde biri kadar seven oyuncularla oynayabilse şimdiye kadar asist kralı olurdu. geçen yıl az daha lincoln böyle biri olacak, kazmaların kapılarından birisini kapatacaktı. yaser'e yedirdiler, ilk yarının en verimli futbolcusunu. şimdi şaşı paslarını arıyor gözlerimiz. bu orta sahayla hagi olsaydı, çoktan ismi unutulmuştu, hepimiz küfür ediyor olacaktık. her futbolcu kendine oynuyor, kafasında beyin olmayan biri de keyta. van gogh'un çok iyi ressam olması gibi bir şey. fantastik futbolcu, üstün yetenekleri var ama omirilik soğanı yok. bir maçı alır, 10 maçta bir halt yiyemez. vurulması gereken yerde pas veriyor, pas vereceği yerde vuruyor. necati'nin yetenekli olanı.
biraz da arda'ya sallayıp toparlayalım. arda'nın düşüşü tam bir acemilik. bekham yapacaklar ya, saldılar çocuğun üstüne medyatik bir kızı. ne oldum delisi oldu. dünya kupası hayalleri vardı, diğer milli futbolcularımız gibi. hepsi gibi o da bu sezonu bıraktı. milli maç motivasyonu kalmayınca hedefi küçülttü.
semih, nihat, gökhan zan, hamit, kim varsa kulübelerde çürüyor. arda'da çürüyecekti belki takım tam kadro olsa. o da mehmet topal tarafından iptal edildi. o sakatlık pahalıya patladı bize. ne kadar kötü de oynasak arda turan bir şeyler yapar, bir kaç puan daha fazlamız olurdu. takımın kaptanı yok, hata yapıldığında, pis gol yendiğinde iki, misli oynayıp gireni çıkartacak derman, moral yok. belki bir çoğunun işine bile geliyor bu durum. seneye olmayacak çoğu, futbolcu cin, ben yoksam gerisi tufan diyor. yarın dünya kupası maçları var, oynaması muhtemel futbolcular topa girmiyor. bir tek müstesna var tabi bu takımda. dedik ya duran saat bile günde iki defa doğruyu göstermiş. lukas'ı gerimişler, eğer kaçmazsa tabi. takımda tek geçilecek futbolcu.
evet galatasaray taraftarı, her zamanki gibi görev senin. sebep olanlar, oynayanlar hancıdır. bugün varlar yarın yoklar. biz buradayız, ömrümüz ne kadar vefa ederse tribünlerde olcağız. bundan sonraki bütün maçlara reykart için gidin. kıvırcık için bağırın. lukas hariç hiç bir futbolcuya özel muamele yapmayın. ağlamayın, arabesk şarkılar söyleyerek düşmanları sevindirmeyin. karnınızı doyuramayacağınız yerde aç olduğunuzu söylemeyin.
göreyim sizi çocuklar, başınız öne eğilmesin, kollar kırılsın, ali sami yen içinde kalsın.
bu sütunlarda pek çok defa feryat, figanımı okudunuz. ne yazdıysam, ne söylediysem amacım, şiarım hep aynıydı benim. ne yaptıysam galatasaray için yaptım. gelip geçici neticelerle, tabelayla, tabeladan sonra atıp tutan sülüklerle hiç işim olmadı. amacım mevcut galatasaraylıların moralini yüksek tutmak, onların bilemediği benim bildiğim bir şeyler varsa aktarmak, bir iki ve daha fazla çocuğu galatasaraylı yapmaktır. bunda da karınca kararınca elimden gelenin fazlasını yaptığımı düşünmekteyim.
yüzyılda olup olabilecek hadiseler vardır bazen. misal hagi'nin galatasaray'a gelişi, misal surinamlı'nın takımın başında oluşu. bin tane hata yapanlar, ancak 2 doğru yapabilmişlerdir bana göre. ve bu anlamda, herkesin saldırıya geçtiği anlarda durumdan vazife çıkararak bir kez daha feryat etmek istiyorum.
11 tane eşşekle oynasa, her sene kümeye oynayan takımı olsa, hiç bir zaman şampiyon olamasa bile benim görüp görebileceğim, ölene kadar takımın başında olmasını istediğim hoca, büyük surinamlı'dır. ve bundan sonraki kalan maçlarda galatasaray taraftarından meleme, ağlama değil de maçın başından sonuna kadar ''kıvırcık saçlarına, ak düşmüş uçlarına'' diye tribünleri inletmelerini, dosta düşmana galatasaraylılığın ne olduğunu bir kez daha göstermelerini istiyor, bekliyor, emrediyorum. hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır, bu satıh galatasaray siperleridir. kanla irfanla kazandığımız mevzileri, bir avuç çapulcuya, sülüğe, seçildiklerini sanan adlarına yönetici denilen hokkabazlara bırakıp gidecek değiliz.
ne oldu bize 1 ayda? diye kafa patlatalım biraz. kimseye inanmayın sakın, hepiniz en az sizlere dayatanlar kadar biliyorsunuz futbolu. gelinen noktada surinamlının suçu yok. eğer içimizi rahatlatacaksa sebeb, sorumlu arayacaksak, aramaya gerek yok. hepimiz biliyoruz, 2 sene daha gözümüzün önünde tezgahlayacaklar çok bildikleri orta oyununu. adnangiller aramızdan çekilmediği sürece yüzümüz gülmeyecek bizim.
şampiyon kulüpler kupasını biz kurduk. adnangiller bulaşana kadar en çok katılan 3 takımdan biriydik. 6 sezon oluyor, unuttuk şampiyonlar ligi marşını. teslim aldıkları takıma senede 2 antrenör getirdiler, şimdi nerelerde oynadıkları belli olmayan futbolcuları transfer ettiler. her sene şu garip ülkenin dolarlarını futbolcu pazarlamacılarıyla bölüştüler. ve biz arada gelen kısmete şampiyonluklarla avutulduk durduk.
evet son maçlara bakıyoruz şimdi. sebep olanların foyasını ortaya çıkardıktan sonra soruna bakıyoruz. sorun kafalarda, herkes futbol ayakla oynanıyor sanıyor, türkiye langırt ligi haricinde hiç bir büyük ligte futbol ayakla oynanmıyor. bütün oyunlar gibi futbol da ayakla değil, beyinle oynandığından bir arpa boyu ilerleyemiyoruz.
son maçta saydık, 10.000 lerce taç atışı yapmıştır her halde sabri. surinamlı taç atmasını mı öğretsin? lise talebesine hocanın kalem tutmasını öğretmesi gibi bir şey. sırayla gidelim bakalım, bizim futbolcularımızın kafatasının içinde beyin var mı?
kaleci aykut'u seyretmek mecburiyetinde kaldık. haftanın kurtarışını yapmış, batman gibi ters köşeye uçarken top ayağına çarpıp içeri girmediğine kurarış diye yutturuyorlar. bundan sonraki maçlarda o oynayacaksa, inanın 5. bile olmayacağız demektir. şimdi kaleci aykut'ta beyin olsa, kendisine gelen topları ragbi oyuıncusu gibi 70 metre uzağa atar mı? kalesine top gelmesin ister bir kaleci. her maç 0-0 bitse dünyanın her takımında oynar. topun gelmemesi için en verimli şey, topun kendi oyuncularında kalması. o ne yapıyor, her topu rakip takıma atıp kendisi daha çok topla buluşuyor. kaleci bile olmadığından gelenlerden biri elbet çerçeveyi buluyor. bulunca da geçmiş olsun.
aykut'ta beyin yok, savunma da var mı peki? topu kaleciden alıp, 20 metre önündekilere aktarabilecek yeteneği olmayan kazmalardan oluşuyor savunma. son maçta lukas az daha bütün savunmayı dayaktan geçirecekti. aptallıklarını kapatmaktan helak oldu. kafası çalışmayan servet ne yapsın? topu şişirmeyi tercih ediyor, son maçta olmayan beyni taca at emri vermiş onu da gördük. sabri, hakan balta ürkeklikten, korkaklıktan en ufak bir bindirme yapamadılar. bir şekilde futbolcu lisansı verilmiş bu adamlara surinamlı 50 metre koşun mu diyecek?
fakat biri var ki takımda bana göre şu ana kadar galatasaray'da oynamış en akıllı futbolcu. sıfır kabiliyetle, birilerinin basiret bağlanması veya benim kıllandığım sebeplerle kendini galatasaray'da oynuyor bulmuş. galatasaray'da olmasa kartalspor'da kadroya zor girebilecek bir lisanslı ayak tepicisi bu sene en çok oynayan futbolcu olmuş ve büyük aklı sayesinde takımı tek başına itin götüne sokmuştur. önce galatasaraylı olduğunu beyan ederek taraftarı kandırmış, sonra surinamlıyı. her maç, her futbolcunın her kareketi kayıt altında. en çok top kapan oyuncu olacaksın, akıllısın ne yaparsın? topun rakibe geçmesi için yırtınırsın. o zaman yapman gereken top bizdeyken araziye uyman, nasıl yapıyorsan cin olman, hayalet olman, seni arayıp bulamayan takım arkadaşın zaten sınırlı yeteneğiyle topu kaptırır nasıl olsa. o zaman sen devreye girersin, o kadar yemeye, ilaca, vitamine, antrenmana ben ankara'ya kadar koşarım. sen de koşacaksın it gibi, topu kapacaksın, en çok koşan futbolcu olup listeye gireceksin. kapınca ne yapacaksın peki? top kaptıranları da sayıyorlar, sen iyisimi geriye oyna, servet'e at o kaptırsın. ya da geçen sene lincoln'e yaptıkları gibi bu sene de elano'ya yapmalarına yardımcı olacaksın. eğer elano kötü kullanma ihtimali olan bir yerde ise, baskı altındaysa elano'ya atıp bir taşla iki kuş vuracaksın. birinci kuş isabetli pas atmış olacaksın, daha büyük kuş, elano topu kötü kullanıp, kaybedecek siz götünüzle güleceksiniz. her galatasaraylıyla bütün maçları tekrar izlemeye hazırım. bu sene açık ara şampiyon olmamışsak, dışardaki adnangillerden sonra içerdeki 16 numara yüzündendir. elano'nun kötü gözükmesinin, sabri'nin taçlarının rakibe gitmesinin, top kayıplarının, yediğimiz gollerin çoğunun tek başına sorumlusudur. gel gelelim galatasaray'ın gelmiş geçmiş en akıllı futbolcusudur. ben hariç, bütün camiayı uyutmuştur.
elano hagi gibi adam geçebilen sonra pas atan biri değil. aklı ile futbol oynamaya çalışan tek futbolcumuzdur. elalemin 20 pasla 5 km koşarak topu götürebildikleri noktaya tek bir pasla götürmek istemektedir. ne yazık topları diri olduğu, boş bulunduğu kısaca uygun durumda alamadığından, aldığında da attığı yerlerde akıllı biri olmadığından asist yapmamış yazılmaktadır cv sinde. eğer galatasaray'ı bizim sevdiğimizin binde biri kadar seven oyuncularla oynayabilse şimdiye kadar asist kralı olurdu. geçen yıl az daha lincoln böyle biri olacak, kazmaların kapılarından birisini kapatacaktı. yaser'e yedirdiler, ilk yarının en verimli futbolcusunu. şimdi şaşı paslarını arıyor gözlerimiz. bu orta sahayla hagi olsaydı, çoktan ismi unutulmuştu, hepimiz küfür ediyor olacaktık. her futbolcu kendine oynuyor, kafasında beyin olmayan biri de keyta. van gogh'un çok iyi ressam olması gibi bir şey. fantastik futbolcu, üstün yetenekleri var ama omirilik soğanı yok. bir maçı alır, 10 maçta bir halt yiyemez. vurulması gereken yerde pas veriyor, pas vereceği yerde vuruyor. necati'nin yetenekli olanı.
biraz da arda'ya sallayıp toparlayalım. arda'nın düşüşü tam bir acemilik. bekham yapacaklar ya, saldılar çocuğun üstüne medyatik bir kızı. ne oldum delisi oldu. dünya kupası hayalleri vardı, diğer milli futbolcularımız gibi. hepsi gibi o da bu sezonu bıraktı. milli maç motivasyonu kalmayınca hedefi küçülttü.
semih, nihat, gökhan zan, hamit, kim varsa kulübelerde çürüyor. arda'da çürüyecekti belki takım tam kadro olsa. o da mehmet topal tarafından iptal edildi. o sakatlık pahalıya patladı bize. ne kadar kötü de oynasak arda turan bir şeyler yapar, bir kaç puan daha fazlamız olurdu. takımın kaptanı yok, hata yapıldığında, pis gol yendiğinde iki, misli oynayıp gireni çıkartacak derman, moral yok. belki bir çoğunun işine bile geliyor bu durum. seneye olmayacak çoğu, futbolcu cin, ben yoksam gerisi tufan diyor. yarın dünya kupası maçları var, oynaması muhtemel futbolcular topa girmiyor. bir tek müstesna var tabi bu takımda. dedik ya duran saat bile günde iki defa doğruyu göstermiş. lukas'ı gerimişler, eğer kaçmazsa tabi. takımda tek geçilecek futbolcu.
evet galatasaray taraftarı, her zamanki gibi görev senin. sebep olanlar, oynayanlar hancıdır. bugün varlar yarın yoklar. biz buradayız, ömrümüz ne kadar vefa ederse tribünlerde olcağız. bundan sonraki bütün maçlara reykart için gidin. kıvırcık için bağırın. lukas hariç hiç bir futbolcuya özel muamele yapmayın. ağlamayın, arabesk şarkılar söyleyerek düşmanları sevindirmeyin. karnınızı doyuramayacağınız yerde aç olduğunuzu söylemeyin.
göreyim sizi çocuklar, başınız öne eğilmesin, kollar kırılsın, ali sami yen içinde kalsın.