• 169
    kadıköy'deki seneler gectikce absürdleşen kısmetsizligimizi sona erdirecegimize dair en umutlu oldugum mactı. ve fakat sonrasında en büyük sükut-u hayalim oldu. bu maça kadar hep şunu savundum. bu statta ilk gölü bulamıyoruz bir türlü. ilk golu buldugumuzda bu seri kırılacaktı. lincoln 2. dakikada ilk golu lise tarafındaki kalenin uzak noktasına yerden plaselediğinde işte bu sefer oldu diye haykırıyordum. hayır...yine hayır...selçuk denen hücüm yeteneğinden yoksun adamın kendisinin bile ne amaçla hangi köşeye vurduğunun bilmediği sağ dış plasesini sabri sarıoglu kafasını adeta eğerek içeri davet ettiğinde skorbordda sadece dakikalar 6 yı göstermiyor benim de kadıköy bayramı umutlarım yıkılıyordu. ve ardından bu papazın çayırında anlamını ve gizemini çözemediğim kısmetsizlik senfonisinin gaddar melodileri semih'in ayaklarından nağmeler okuturarak bizim kalemize yönelirken emre aşığın ayakları yine santis'i terse yatiriyor ve artık kesinlikle inanmaya başladığım mistik bir büyü sarıp sarmalıyordu etrafı. fener yine bir ayağa çarpip ters yatan topla öne geçiyordu. artık çok net hatırlayamıyorum. artık anlamlandırmaya çalışıyorum bu stattaki garip sanssızlığımızı. ne olduğunu anlamadan ikinci yarı başında santis yine bir roberto carlos serbest atışında topu adeta luganonun önüne yuvarlıyor, sanki bana inat sanki o stata senelerdir bir umutla gelen 2500 aslan parçasına inat. kahır yine bizim yüreklerimizde. bu devran bir dönecek ama pir dönecek!
App Store'dan indirin Google Play'den alın