28465
haksızlık yapıldığını düşündüğüm takım. özellikle son 3 yılda hiç bir şey oynamıyoruz diyenler net bir şekilde haksızlık yapıyor. bu söylemlerdeki 3 yılın içerisinde belki de sıralama olarak en kötü geçirdiğimiz sezon 2019-2020 sezonudur. o sezon lige başladığımız ilk 11 ile yarısından sonra oynadığımız ilk 11 arasında dağlar kadar fark olmasına rağmen, bu en eleştirilen sezonda da kötü olmadığımızı düşünüyorum. yani kötüden kastım, hiç bir şey yapmayan, sistemi taktiği olmayan bir takım olmadığımızı düşünüyorum.
o sene yani 2019-2020 sezonunda şampiyonlar liginde club brugge- paris saint germain ve real madrid 'in bulunduğu grupta mücadele ettik. 4. torbadan girdiğimiz bu grup maçlarında club brugge ile içerde dışarda berabere kalıp galibiyeti kaçıran taraf biz olduk. real ve paris maçlarında ise içerde 3'lü savunmayla gayet iyi işler yaptık. fakat o 3'lü savunmanın en önemli oyuncusu luyindama sakatlandıktan sonra tekrar 3'lüye dönemedik. zaten deplasmanda paris maçına ömer-belhanda- emre mor ileri hattıyla çıktık. yani o deplasman maçlarında takımın başında kim olsa daha iyisini yapamazdı. kötü bir şampiyonlar ligi macerası yaşadık fakat yeni kurulmuş bir takımın yaşayacağı sıkıntıları yaşayarak bu macerayı kötüleştirdik. aynı takım 15 gün kamp yaptıktan sonra, beraber biraz oynamaya başladıktan sonra çok güzel oyunlar ortaya çıkmaya başladı. son 10 yılın 2011-2012 sezonu galatasaray ve 2015-2016 sezonu beşiktaş'tan sonra en dominant ve ne yaptığını bilen takımıydı 2019-2020 sezonundaki galatasaray takımı. seyircisi önünde şampiyonluğa oynayan moralli fenerbahçe'yi geriye düşmesine rağmen çok net pozisyonları harcayarak bilmem kaç yıl sonra yendi. sergen yalçın'lı beşiktaş kendi sahasını geçemedi. ortalama pozisyonlarda burak yılmaz'dan başka bizim yarı alanda olan oyuncuları yoktu. o seneyi kötü geçirmemizin sebebi pandemi de değil. biz oyunumuzu yine oynardık ama pandemiden sonraki ilk maçta olabilecek bütün kötü şeyler bir maçta ortaya çıktı. muslera ve andone aynı maç sezonu kapattı. marcao-falcao sakatlandı. adem büyük kırmızı gördü. 2 maç sonra onyekuru takımına döndü. başakşehir ve trabzsonspor maçlarına forvette emre akbaba, defansta emin bayram ile çıktık. üstüne üstlük, hiç olmayan 6 saniye kuralından ve çok net şekilde faulle kazanılan yediğimiz gollerden son dakikalarda puan kaybettik. 2020-2021 sezonunda liverpool van dijk'ı kaybettikten sonra alisson'un son dakika mucize kafasıyla ilk 4'e girmişken, bizim bu şartlarda bu kadar puan kaybetmemiz çok normal.
hatta sadece bir sezonla ya da belirli bir periyotla değil de genel olarak söylemek gerekirse, 2021-2022 sezonunda önceki 3 sezonda hangi takım en fazla doğru ve iyi futbolu oynamış derseniz, yine galatasaray'ın maçları sayılabilir. bunu hem istatistiklerle hem de oyunla destekleyebilirsiniz.
dersiniz ki, biz daha iyi bir takım istiyoruz. haklısınız. biz daha iyi mücadele istiyoruz. yine haklısınız. ama biz 3 senedir top oynamıyoruz sistemimiz yok derseniz, alenen yalan söylemiş olursunuz. ya da bilmeden yanlış konuşmuş olursunuz.
umarım çok daha güzel oyunları, doğru oyunları bizlere izlettirecek takım. bunların olması için de prangalarından kurtulması gerekiyor.
o sene yani 2019-2020 sezonunda şampiyonlar liginde club brugge- paris saint germain ve real madrid 'in bulunduğu grupta mücadele ettik. 4. torbadan girdiğimiz bu grup maçlarında club brugge ile içerde dışarda berabere kalıp galibiyeti kaçıran taraf biz olduk. real ve paris maçlarında ise içerde 3'lü savunmayla gayet iyi işler yaptık. fakat o 3'lü savunmanın en önemli oyuncusu luyindama sakatlandıktan sonra tekrar 3'lüye dönemedik. zaten deplasmanda paris maçına ömer-belhanda- emre mor ileri hattıyla çıktık. yani o deplasman maçlarında takımın başında kim olsa daha iyisini yapamazdı. kötü bir şampiyonlar ligi macerası yaşadık fakat yeni kurulmuş bir takımın yaşayacağı sıkıntıları yaşayarak bu macerayı kötüleştirdik. aynı takım 15 gün kamp yaptıktan sonra, beraber biraz oynamaya başladıktan sonra çok güzel oyunlar ortaya çıkmaya başladı. son 10 yılın 2011-2012 sezonu galatasaray ve 2015-2016 sezonu beşiktaş'tan sonra en dominant ve ne yaptığını bilen takımıydı 2019-2020 sezonundaki galatasaray takımı. seyircisi önünde şampiyonluğa oynayan moralli fenerbahçe'yi geriye düşmesine rağmen çok net pozisyonları harcayarak bilmem kaç yıl sonra yendi. sergen yalçın'lı beşiktaş kendi sahasını geçemedi. ortalama pozisyonlarda burak yılmaz'dan başka bizim yarı alanda olan oyuncuları yoktu. o seneyi kötü geçirmemizin sebebi pandemi de değil. biz oyunumuzu yine oynardık ama pandemiden sonraki ilk maçta olabilecek bütün kötü şeyler bir maçta ortaya çıktı. muslera ve andone aynı maç sezonu kapattı. marcao-falcao sakatlandı. adem büyük kırmızı gördü. 2 maç sonra onyekuru takımına döndü. başakşehir ve trabzsonspor maçlarına forvette emre akbaba, defansta emin bayram ile çıktık. üstüne üstlük, hiç olmayan 6 saniye kuralından ve çok net şekilde faulle kazanılan yediğimiz gollerden son dakikalarda puan kaybettik. 2020-2021 sezonunda liverpool van dijk'ı kaybettikten sonra alisson'un son dakika mucize kafasıyla ilk 4'e girmişken, bizim bu şartlarda bu kadar puan kaybetmemiz çok normal.
hatta sadece bir sezonla ya da belirli bir periyotla değil de genel olarak söylemek gerekirse, 2021-2022 sezonunda önceki 3 sezonda hangi takım en fazla doğru ve iyi futbolu oynamış derseniz, yine galatasaray'ın maçları sayılabilir. bunu hem istatistiklerle hem de oyunla destekleyebilirsiniz.
dersiniz ki, biz daha iyi bir takım istiyoruz. haklısınız. biz daha iyi mücadele istiyoruz. yine haklısınız. ama biz 3 senedir top oynamıyoruz sistemimiz yok derseniz, alenen yalan söylemiş olursunuz. ya da bilmeden yanlış konuşmuş olursunuz.
umarım çok daha güzel oyunları, doğru oyunları bizlere izlettirecek takım. bunların olması için de prangalarından kurtulması gerekiyor.