112
ülkede taraftar profili öyle bir noktaya evrildi ki anlamak mümkün değil artık. yazıya kendimi de dahil ediyorum. bizlerde ozelestiri yapmalı, yapabilmeliyiz. malumunuz 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçında yaşanmasını istemeyeceğimiz olaylara şahit olduk. kimimiz ilk defa böyle bir olaya tanıklık ettik, kimimiz ise daha onceden de gördük, kimimiz ise daha önce gördüğünü unuttu ama yorumları okudukça hafızasını tazeledi.
işin medya boyutuna deginmeye gerek görmüyorum. sebebi de çoğunun veya daha çok göz önünde olanlarin işine geldiği gibi fanatizm içerisinde konuşması ve günden güne kalemlerini kiraya vermişcesine yorumlar yapmaları. zaten olaylara objektif bakabilselerdi bugün ülke futbolu da, ülkedeki taraftar yapısı da daha iyi yerlerde olur, insanlar bu kadar gergin olmazdı. ben taraftar açısından, kendimce yorumlamak istiyorum.
diğer takım taraftarları açısından değerlendirmek gerekirse, onların niyetleri zaten belli. avrupa maçlarında yenilirken sevinenler, milli takımlarda taylan ve kerem neden sure almıyor dedigimizde çöp muamelesi yapanlar fırsatı bulur bulmaz milliyetçilik kasıyor. zamanında eboue' ye yapılan ırkçılığı sahiplenmelerini, irkciliktan ceza alan emre bolezoglu' nu baş tacı yapıp efsane yaratmaya çalışmalarını, tribünden taraftarının üstüne atlayan adamı oy birliği ile tekrar başkan seçmelerini, kendi takim arkadaşlarına ve taraftarına küfreden oyuncularini (bkz: caner erkin), kendi taraftarına el kol haleti yapıp küfreden oyuncusunu takımın efsana teknik direktörü ilan etmelerini (bkz: sergen yalçın), maç sonu, antrenman esnasında birbirine giren oyuncularini (bkz: nihat kahveci) (bkz: querasma) (bkz: ibrahim toraman) (bkz: ibrahim üzülmez) (bkz: caner erkin), milli takımda arkadaşının odasını basıp silah çekenleri (bkz: gökhan töre), maç sonu rakip tribüne tombala çekip mecbur kalana kadar oyuncuyu göndermeyi düşünmeyenleri (bkz: pascal nouma), tecavüzden 9 yıl ceza alan oyuncuyu transfer edip bu
nu transfer başarısı diye öven (bkz: robinho) vs hatirlamazlar. kendi kirlerine bakmadan, kendi kapılarının önünü supurmeden başkasına çamur atmaya kalkarlar. 2 kasım 2018 fenerbahce galatasaray maçında yaşanan jailson-belhanda tokat olayının bu olaydan farkı ne? orada da saldırı vardı, orada da darp vardı, orada da psikolojik şiddet vardı. veya tribünden sahaya futbolcu dövmek için dalan taraftarlar. dertleri adalet değil, kendilerine çıkar sağlamaktır. o yüzden onlara da çok takılmamak gerek.
kendi taraftarimiz ise ikiye bölünmüş durumda. kimimiz durumu kabullenmeyip ve marcao' nun gönderilmesini isterken, kimimiz kulüp içerisinde verilecek cezalar, kerem ve takımın yaklaşımı ile olayın kabullenilip kapatılması taraftarı. iki tarafında kendince haklı sebepleri olabilir. lakin anlık bir olay neticesinde kulüp, başkan ve futbolcu hakkında net kararlar verip kesin konuşmak ne derece doğru, bir düşünmek lazım. yukarıda da yazdığım gibi diğer kulupler kirli iken biz bu konuda çok mu masumuz! evet. kulübün yapısına, geçmiş futbolcularına, felsefesine konduramiyoruz belki ama zaman o eski zamanalar değil artık. diğer kulüplerden de lefterler, baba hakki' lar geldi geçti. eminim onlarda bugünkü futbol ortamını görseler, onlarda şaşırır belki de tiksinirdi. 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçında yaşanan olay sonrası marcao' yu anında asıp kestik. bir daha takımda forma giymesi ihanet olur dedik. peki silahla hastane basan, eşinin doğumu yaklaşmışken başka birinin eşini taciz eden, uçakda gazeteci döven oyuncuyu takımda kabullenip maçları izlemeye devam etmedik mi? üstelik kendisine ikinci kaptanlığı verdik. melo-riera kavgasını bile unuttuk gitti. olayın saha içerisinde ya da soyunma odasinda olmasının ne önemi var ki üstelik. hangimiz vazgeçtik galatasaray' dan! ya da gittiği restaurant sahibini darp eden hocayı kabullenmedik mi? bunların hangisi kurucumuzun, kulübümüzün ve eski futbolcularımızın dem vurduğu etik değerler ile uyuşuyor? hatta bizler bile olayın şoku ile ofkelendik ve marcao' ya saydırdık, onu astık kestik. ee marcao'da maçın içerisinde ani öfke patlaması ile bu olayı yaşamadı mi, yaşatmadi mi? yaptığı davranışın kesinlikle kollanacak, savunulacak bir tarafı yok. ama oyuncuyu idam sehpasına götürecek bir durum da yok. hatta eşine, ailesine saldıracak bir durumda. arda, melo- riera, fatih terim vukuatlarini sahiplenip marcao olayında asıp kesmemiz ne derece objektif?
hatta bu tarz olayların illa takım içerisinde yaşanmasına da gerek yok. yukarıda da yazdığım gibi rakip takım oyuncuları arasında da yaşanıyor. 2008-2009 sezonu laliga 32.hafta real madrid-getafe maçında pepe rakibi öldürmeye teşebbüs ettiği halde 10 maçlık ceza aldı ve ceza bitimi takımına döndü. ne o olay konuşuldu, ne de taraftarı pepe' yi disladi. hatta unutuldu.
ne zaman eski zamanalar ne insalar eski insanlar, ne de dünya. insan bazen kendinden bile şüpheye düşüyor. bazı şeyleri belki tamamiyle sindiremeyecegiz ama zamanla hafifledigini göreceğiz. yapabileceğimiz en iyi şey fevri kararlar vermeden ve oyuncumuzu diğer taraftarlara yem etmeden durumu izlemek olacaktır.
edit: ekleme
işin medya boyutuna deginmeye gerek görmüyorum. sebebi de çoğunun veya daha çok göz önünde olanlarin işine geldiği gibi fanatizm içerisinde konuşması ve günden güne kalemlerini kiraya vermişcesine yorumlar yapmaları. zaten olaylara objektif bakabilselerdi bugün ülke futbolu da, ülkedeki taraftar yapısı da daha iyi yerlerde olur, insanlar bu kadar gergin olmazdı. ben taraftar açısından, kendimce yorumlamak istiyorum.
diğer takım taraftarları açısından değerlendirmek gerekirse, onların niyetleri zaten belli. avrupa maçlarında yenilirken sevinenler, milli takımlarda taylan ve kerem neden sure almıyor dedigimizde çöp muamelesi yapanlar fırsatı bulur bulmaz milliyetçilik kasıyor. zamanında eboue' ye yapılan ırkçılığı sahiplenmelerini, irkciliktan ceza alan emre bolezoglu' nu baş tacı yapıp efsane yaratmaya çalışmalarını, tribünden taraftarının üstüne atlayan adamı oy birliği ile tekrar başkan seçmelerini, kendi takim arkadaşlarına ve taraftarına küfreden oyuncularini (bkz: caner erkin), kendi taraftarına el kol haleti yapıp küfreden oyuncusunu takımın efsana teknik direktörü ilan etmelerini (bkz: sergen yalçın), maç sonu, antrenman esnasında birbirine giren oyuncularini (bkz: nihat kahveci) (bkz: querasma) (bkz: ibrahim toraman) (bkz: ibrahim üzülmez) (bkz: caner erkin), milli takımda arkadaşının odasını basıp silah çekenleri (bkz: gökhan töre), maç sonu rakip tribüne tombala çekip mecbur kalana kadar oyuncuyu göndermeyi düşünmeyenleri (bkz: pascal nouma), tecavüzden 9 yıl ceza alan oyuncuyu transfer edip bu
nu transfer başarısı diye öven (bkz: robinho) vs hatirlamazlar. kendi kirlerine bakmadan, kendi kapılarının önünü supurmeden başkasına çamur atmaya kalkarlar. 2 kasım 2018 fenerbahce galatasaray maçında yaşanan jailson-belhanda tokat olayının bu olaydan farkı ne? orada da saldırı vardı, orada da darp vardı, orada da psikolojik şiddet vardı. veya tribünden sahaya futbolcu dövmek için dalan taraftarlar. dertleri adalet değil, kendilerine çıkar sağlamaktır. o yüzden onlara da çok takılmamak gerek.
kendi taraftarimiz ise ikiye bölünmüş durumda. kimimiz durumu kabullenmeyip ve marcao' nun gönderilmesini isterken, kimimiz kulüp içerisinde verilecek cezalar, kerem ve takımın yaklaşımı ile olayın kabullenilip kapatılması taraftarı. iki tarafında kendince haklı sebepleri olabilir. lakin anlık bir olay neticesinde kulüp, başkan ve futbolcu hakkında net kararlar verip kesin konuşmak ne derece doğru, bir düşünmek lazım. yukarıda da yazdığım gibi diğer kulupler kirli iken biz bu konuda çok mu masumuz! evet. kulübün yapısına, geçmiş futbolcularına, felsefesine konduramiyoruz belki ama zaman o eski zamanalar değil artık. diğer kulüplerden de lefterler, baba hakki' lar geldi geçti. eminim onlarda bugünkü futbol ortamını görseler, onlarda şaşırır belki de tiksinirdi. 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçında yaşanan olay sonrası marcao' yu anında asıp kestik. bir daha takımda forma giymesi ihanet olur dedik. peki silahla hastane basan, eşinin doğumu yaklaşmışken başka birinin eşini taciz eden, uçakda gazeteci döven oyuncuyu takımda kabullenip maçları izlemeye devam etmedik mi? üstelik kendisine ikinci kaptanlığı verdik. melo-riera kavgasını bile unuttuk gitti. olayın saha içerisinde ya da soyunma odasinda olmasının ne önemi var ki üstelik. hangimiz vazgeçtik galatasaray' dan! ya da gittiği restaurant sahibini darp eden hocayı kabullenmedik mi? bunların hangisi kurucumuzun, kulübümüzün ve eski futbolcularımızın dem vurduğu etik değerler ile uyuşuyor? hatta bizler bile olayın şoku ile ofkelendik ve marcao' ya saydırdık, onu astık kestik. ee marcao'da maçın içerisinde ani öfke patlaması ile bu olayı yaşamadı mi, yaşatmadi mi? yaptığı davranışın kesinlikle kollanacak, savunulacak bir tarafı yok. ama oyuncuyu idam sehpasına götürecek bir durum da yok. hatta eşine, ailesine saldıracak bir durumda. arda, melo- riera, fatih terim vukuatlarini sahiplenip marcao olayında asıp kesmemiz ne derece objektif?
hatta bu tarz olayların illa takım içerisinde yaşanmasına da gerek yok. yukarıda da yazdığım gibi rakip takım oyuncuları arasında da yaşanıyor. 2008-2009 sezonu laliga 32.hafta real madrid-getafe maçında pepe rakibi öldürmeye teşebbüs ettiği halde 10 maçlık ceza aldı ve ceza bitimi takımına döndü. ne o olay konuşuldu, ne de taraftarı pepe' yi disladi. hatta unutuldu.
ne zaman eski zamanalar ne insalar eski insanlar, ne de dünya. insan bazen kendinden bile şüpheye düşüyor. bazı şeyleri belki tamamiyle sindiremeyecegiz ama zamanla hafifledigini göreceğiz. yapabileceğimiz en iyi şey fevri kararlar vermeden ve oyuncumuzu diğer taraftarlara yem etmeden durumu izlemek olacaktır.
edit: ekleme