11830
her ilişki türünün bir noktasında tuhaf bir vazgeçme eşiği vardır. kimi zaman bu eşik tereddütsüz aşılır ve ilişki biter. çoğunlukla ise taraflar o eşikte yalpalar, ne gerçek anlamda kalınan ne de gidilen şizofrenik, hastalıklı bir durumda yaşanılır. bu namussuz çağdaki hemen her ilişkide olduğu gibi. muğlaklık öyle bir cisimleşir ki, tarafların ya da eşyaya karşı insanın tutarsız, öfkeli, budala olması kaçınılmazdır.
ama bazen o eşikte bir anı, koku, söz ya da yeşil bir kaleci kazağı belirir.
hayata, insanlara, ülkeme, futbola vs. dair havsalamın aldığınca görebildiğim kirli ilişkilerden sarı kırmızının da payını almaması olanaksız. yaşadıkça, anladıkça ve bununla paralel lanetlendikçe, galatasaray'ı ağızda kekremsi bir tat ya da boğazda bir yumru olmadan anmaya güç yetmiyor. ta ki o eşikte yeşil (bembeyaz da diyebiliriz aslında) kazağıyla duran kaptanımızı görene kadar. ne o eşiği geçmeme izin veriyor, ne de orda kalıp yalpalamama.
gandalf'ın khazad dum köprüsü üzerinde balrog'a karşı durduğu ve ''you should not pass'' diye haykırdığı epik sahneyi, gandalf yerine muslera'mızı koyarak hayal ettiğim devasa bir pankart fikri uzun zamandır aklımda. ama yanılmışım. ben o sahnede balrog'u hep rakipler olarak düşünmüştüm.
ne mutlu bizlere ki bizimlesin, bizdensin büyük kaptan. varlığının verdiği gurur, şeref sonsuzdur.
ama bazen o eşikte bir anı, koku, söz ya da yeşil bir kaleci kazağı belirir.
hayata, insanlara, ülkeme, futbola vs. dair havsalamın aldığınca görebildiğim kirli ilişkilerden sarı kırmızının da payını almaması olanaksız. yaşadıkça, anladıkça ve bununla paralel lanetlendikçe, galatasaray'ı ağızda kekremsi bir tat ya da boğazda bir yumru olmadan anmaya güç yetmiyor. ta ki o eşikte yeşil (bembeyaz da diyebiliriz aslında) kazağıyla duran kaptanımızı görene kadar. ne o eşiği geçmeme izin veriyor, ne de orda kalıp yalpalamama.
gandalf'ın khazad dum köprüsü üzerinde balrog'a karşı durduğu ve ''you should not pass'' diye haykırdığı epik sahneyi, gandalf yerine muslera'mızı koyarak hayal ettiğim devasa bir pankart fikri uzun zamandır aklımda. ama yanılmışım. ben o sahnede balrog'u hep rakipler olarak düşünmüştüm.
ne mutlu bizlere ki bizimlesin, bizdensin büyük kaptan. varlığının verdiği gurur, şeref sonsuzdur.