22147
maçtan sonra yazmayı bekledim, çok da düşündüm değer mi diye ancak yazmaya karar verdim. biraz uzun olacak, okumak isteyenler çayını kahvesini hazırlasın. yazının içeriği; galatasaray futbol takımı ve fatih terim olacak. yazıda öncelikle denizli maçı hakkında konuşacağım, sonra takım üstünde derinleşecek yazı. başlayalım.
16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı hakkında konuşalım. savunma 4lüsü beklediğimiz gibi, orta sahada seri ve selçuk var, önlerinde belhanda. solda babel sağda feg'in yokluğunda jimmy. önde de epey tartışılan diagne.
maça kötü başlamadı bizim takım. hatta beklediğimden iyi başladı. beklentimin düşük olması bunda etkili oldu, hem sezonlara kötü baslama geleneğimiz olsun hem de hazırlık maçları sonrası beklentiyi düşük tuttum, iyi de yaptım. maça iyi başladık, birkaç tehlikeli pozisyon yakaladık. hatta diagne 2 dakika içinde 2 pozisyona girdi, ikisi de gollük pozisyonlardı. diagne kötü seçimler yapmadı. kendisinin birkaç güzel atak başlatışı vardı ki şaşırdım, oyun kurucu gibi oyunu yönlendirdi ama ona ilerde değinelim.
orta saha kurgumuz geride seri, onun önünde de selçuk."seri neden geride kullanılıyor? onun yeri ön taraf, takım bu yüzden kötü" diyenler pistten ayrılsın. fatih terim sizden daha iyi biliyor dostlar. fatih terim sizden iyi biliyor, siz eleştirmeyin demiyorum. fatih terim seri'yi nasıl kullanacağını sizden daha iyi biliyor. hazırlık maçlarında seri'yi bir maç hariç hep aynı pozisyonda kullandı. seri kariyeri boyunca orada değil de daha önde oynayan bir isim. ama geride de oynamışlığı var, kendisi de oynayabildiğini ifade etti geçen gün. neyse. fatih terim seri'yi hep aynı rolde kullandı, donk'u oynatmadı. yanında da selçuk inan oynadı. buradan çıkardığımız şey klasik şeyler. pas oyunu oynamak istememiz, oyunun yönünü hızlı değiştirmek istememiz gibi basit şeyleri çıkartabiliyoruz. ama çıkartamadığımız bir sürü şey var ki fatih terim seri'yi geride oynatmakta ısrar ediyor. donk ve seri fiorentina maçında birlikte oynamıştı, seri yine geriden oyun kuruyordu. yani hocanın aklında farklı şeyler var. anlamak için biraz zaman geçmesi lazım. anlıyorum birkaç şeyi ancak şu an yazmak ne kadar doğrudur bilinmez. neyse tekrar maça dönersek seri birkaç kez aradan güzel oynadı, keza selçuk kötü değildi. iyi de değildi. takım iyi başlamıştı maça. taki penaltıya kadar. penaltıyı selçuk çok kötü bir vuruş ile kaçırdı. selçuk daha önce de penaltı kaçırmıştı ancak ilk kez bu kadar laubali bir vuruş yaparken gördüm onu. o da ayrı bir zamanda konuşulacak bir konu. penaltıdan sonra takım tamamen düştü. bakın kirmızı kart ile alakalı değil, tamamen penaltı bizi düşürdü. belki o gol olsaydı kırmızıya rağmen biz maçı alacaktık. takım bir kez düştü mü toparlanamadı, bu fatih terim'e yazmaz. hele ki kenarıda olmadığı bir maçta kesinlikle yazmaz. kırmızı pozisyonunda marcao çok hatalı, geçen yıl da bu tarz hatalar yaptı. marcao luyindama kalitesinde bir stoper değil. bunları yapacak, alışın. 20m'ye satarız diye de hayaller kurmayın. kırmızı yemesine sebep olan atak belhanda'nın saçma sapan bir top kaybı ile başladı. yine de marcao suçsuz değil. buradan sonra oyunu iyice verdik. ikinci yarı da doğru düzgün top oynamadık. ilk yarının en iyisi kesinlikle diagne'ydi. 2 tane güzel atak başlatışı, ileride güzel takibi ve penaltı alması iyiydi. takım çok kötüydü ve ona yine pozisyon hazırlamadık. buna rağmen iyi oynadı. ikinci yarı da çok tutsak oynadık ve maçı kaybettik. luyindama'ya çok iş düştü. marcao'ya bu kadar çok iş düşseydi 2-0 iyi bir skor olurdu, değerini bilin. maçı böyle kısaca anlattıktan sonra takımımız hakkında konuşmaya başlayalım.
bu maçtan çıkarılacak bir sürü ders var. ama futboldan anlamayan kişiler hocaya sallamak için seri orada mı kullanılır demekten öteye gidemiyor. futbol da bilmiyor bunlar. en azından çoğu. berbat oynanan oyunun sebebi seri'nin geride oynaması mı? bence kesinlikle değil. pasör olan seri'nin 2-3 adım geriye gelince sürekli pas hatası yapması da fatih terim'in onu orada oynatması ile alakalı değil. o da hazır değil belli ki. ben size sorunları söyleyeyim, enseyi karartmaya hiç gerek yok.
takımın kötü olmasının sebebi hiç hazır olmaması. ne kondisyon olarak, ne birlikte oynama düzeni olarak hiç hazır değiliz. ama tamamen de kötü değiliz ki ilk yarı az da olsa düzgün top oynadık. takima acilen transferler lazım ama yapacak bir şey yok. mariano ve nagatomo çok kötü. mariano bu maç özelinde kötü ancak oyun açabilen birisi. bize çok yardımcı olacak. nagatomo'da o da yok. hücum gücü 0. savunma gücü de ligde ancak idare eder bizi. schalke maçını falan hatırlayın, yol geçen hanı gibiydi kendi kanadı. bir de belhanda yerine transfer lazım. belhanda'nın maç performansını bir önceki entrymden izleyebilirsiniz. geçen yıl da böyleydi. bir maç iyi bir maç kötü. çok laubali oynuyor.
bu uzun paragraftan ortaya transfer istediğim çıkabilir ancak istemiyorum. mariano nagatomo ve belhanda'nın gidişi ile 11'e 3 oyuncu gelecek. buna maddi şartlar izin verse bile ben istemiyorum. kadronun uyumu, takım kimyası çok bozulacak. kesinlikle bu yıl o yıl değil. fatih hoca da benim gibi düşünüyor ki buralara transfer istemedi, istediyse de öncelik sırasında gerideydi. forvet ve orta saha istedi. orta sahamız düzeldi, sadece zamana ihtiyacı var.
kanatlarımız iyi, 2 yıldır garry ve onyekuru vardı kanatta. ilk yıl garry sonra onyekuru'dan çok verim aldık. şimdi babel var. bu iki oyuncu kadar hızlı değil, dezavantajlarını yaşayacağız ama avantajlarımız daha fazla olacak.
tekrar geriye dönersek takımda birden çok sıkıntı var. bunların sebebi ne diagne ne de seri'nin geride oynaması. bu yüzden realist bakın. geçen yıl bartalli geldikten sonra seri galibiyetler alininca bir kondisyonere tapan taraftarlar gecenki maci nasıl açıklayacak? o zamanlar sözlükte yazar değildim, twitter'dan çokça belirttim görüşümü. seri galibiyetleri, iyi oyunu sadece kondisyonere bağlamayın. saçmalamayın. denizli maçı da bunun güzel bir örneği oldu. falcao takıma geldikten sonra, nzonzi'de 11'e girince bambaşka bir takım izleyeceğiz. sebebi bu gelen 2 oyuncu olmayacak, az da olsa zamanın ilerlemesi olacak. sadece zamana ihtiyacımız var. seri, nzonzi gibi oyuncuları tanımayanlar var, tanıyacaksınız. bu takıma falcao da boşuna gelmiyor. bu takım avrupa'da 3. olup uefa'ya gitmek için kurulmadı. amaç şampiyonlar ligi'nde minimum son 16'ya kalmak. olumsuz düşünmeyi bırakın. her şey düzelecek. çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yok. bekler bir şekilde idare edecek, ki ediyor geçen yıl gördük. orta sahada belhanda'nın oyununu hep iyi tutmasını bekleyeceğiz. başka da yapacak bir şeyimiz yok. elimiz kolumuz bağlı çünkü. destekleyeceğiz.
16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı hakkında konuşalım. savunma 4lüsü beklediğimiz gibi, orta sahada seri ve selçuk var, önlerinde belhanda. solda babel sağda feg'in yokluğunda jimmy. önde de epey tartışılan diagne.
maça kötü başlamadı bizim takım. hatta beklediğimden iyi başladı. beklentimin düşük olması bunda etkili oldu, hem sezonlara kötü baslama geleneğimiz olsun hem de hazırlık maçları sonrası beklentiyi düşük tuttum, iyi de yaptım. maça iyi başladık, birkaç tehlikeli pozisyon yakaladık. hatta diagne 2 dakika içinde 2 pozisyona girdi, ikisi de gollük pozisyonlardı. diagne kötü seçimler yapmadı. kendisinin birkaç güzel atak başlatışı vardı ki şaşırdım, oyun kurucu gibi oyunu yönlendirdi ama ona ilerde değinelim.
orta saha kurgumuz geride seri, onun önünde de selçuk."seri neden geride kullanılıyor? onun yeri ön taraf, takım bu yüzden kötü" diyenler pistten ayrılsın. fatih terim sizden daha iyi biliyor dostlar. fatih terim sizden iyi biliyor, siz eleştirmeyin demiyorum. fatih terim seri'yi nasıl kullanacağını sizden daha iyi biliyor. hazırlık maçlarında seri'yi bir maç hariç hep aynı pozisyonda kullandı. seri kariyeri boyunca orada değil de daha önde oynayan bir isim. ama geride de oynamışlığı var, kendisi de oynayabildiğini ifade etti geçen gün. neyse. fatih terim seri'yi hep aynı rolde kullandı, donk'u oynatmadı. yanında da selçuk inan oynadı. buradan çıkardığımız şey klasik şeyler. pas oyunu oynamak istememiz, oyunun yönünü hızlı değiştirmek istememiz gibi basit şeyleri çıkartabiliyoruz. ama çıkartamadığımız bir sürü şey var ki fatih terim seri'yi geride oynatmakta ısrar ediyor. donk ve seri fiorentina maçında birlikte oynamıştı, seri yine geriden oyun kuruyordu. yani hocanın aklında farklı şeyler var. anlamak için biraz zaman geçmesi lazım. anlıyorum birkaç şeyi ancak şu an yazmak ne kadar doğrudur bilinmez. neyse tekrar maça dönersek seri birkaç kez aradan güzel oynadı, keza selçuk kötü değildi. iyi de değildi. takım iyi başlamıştı maça. taki penaltıya kadar. penaltıyı selçuk çok kötü bir vuruş ile kaçırdı. selçuk daha önce de penaltı kaçırmıştı ancak ilk kez bu kadar laubali bir vuruş yaparken gördüm onu. o da ayrı bir zamanda konuşulacak bir konu. penaltıdan sonra takım tamamen düştü. bakın kirmızı kart ile alakalı değil, tamamen penaltı bizi düşürdü. belki o gol olsaydı kırmızıya rağmen biz maçı alacaktık. takım bir kez düştü mü toparlanamadı, bu fatih terim'e yazmaz. hele ki kenarıda olmadığı bir maçta kesinlikle yazmaz. kırmızı pozisyonunda marcao çok hatalı, geçen yıl da bu tarz hatalar yaptı. marcao luyindama kalitesinde bir stoper değil. bunları yapacak, alışın. 20m'ye satarız diye de hayaller kurmayın. kırmızı yemesine sebep olan atak belhanda'nın saçma sapan bir top kaybı ile başladı. yine de marcao suçsuz değil. buradan sonra oyunu iyice verdik. ikinci yarı da doğru düzgün top oynamadık. ilk yarının en iyisi kesinlikle diagne'ydi. 2 tane güzel atak başlatışı, ileride güzel takibi ve penaltı alması iyiydi. takım çok kötüydü ve ona yine pozisyon hazırlamadık. buna rağmen iyi oynadı. ikinci yarı da çok tutsak oynadık ve maçı kaybettik. luyindama'ya çok iş düştü. marcao'ya bu kadar çok iş düşseydi 2-0 iyi bir skor olurdu, değerini bilin. maçı böyle kısaca anlattıktan sonra takımımız hakkında konuşmaya başlayalım.
bu maçtan çıkarılacak bir sürü ders var. ama futboldan anlamayan kişiler hocaya sallamak için seri orada mı kullanılır demekten öteye gidemiyor. futbol da bilmiyor bunlar. en azından çoğu. berbat oynanan oyunun sebebi seri'nin geride oynaması mı? bence kesinlikle değil. pasör olan seri'nin 2-3 adım geriye gelince sürekli pas hatası yapması da fatih terim'in onu orada oynatması ile alakalı değil. o da hazır değil belli ki. ben size sorunları söyleyeyim, enseyi karartmaya hiç gerek yok.
takımın kötü olmasının sebebi hiç hazır olmaması. ne kondisyon olarak, ne birlikte oynama düzeni olarak hiç hazır değiliz. ama tamamen de kötü değiliz ki ilk yarı az da olsa düzgün top oynadık. takima acilen transferler lazım ama yapacak bir şey yok. mariano ve nagatomo çok kötü. mariano bu maç özelinde kötü ancak oyun açabilen birisi. bize çok yardımcı olacak. nagatomo'da o da yok. hücum gücü 0. savunma gücü de ligde ancak idare eder bizi. schalke maçını falan hatırlayın, yol geçen hanı gibiydi kendi kanadı. bir de belhanda yerine transfer lazım. belhanda'nın maç performansını bir önceki entrymden izleyebilirsiniz. geçen yıl da böyleydi. bir maç iyi bir maç kötü. çok laubali oynuyor.
bu uzun paragraftan ortaya transfer istediğim çıkabilir ancak istemiyorum. mariano nagatomo ve belhanda'nın gidişi ile 11'e 3 oyuncu gelecek. buna maddi şartlar izin verse bile ben istemiyorum. kadronun uyumu, takım kimyası çok bozulacak. kesinlikle bu yıl o yıl değil. fatih hoca da benim gibi düşünüyor ki buralara transfer istemedi, istediyse de öncelik sırasında gerideydi. forvet ve orta saha istedi. orta sahamız düzeldi, sadece zamana ihtiyacı var.
kanatlarımız iyi, 2 yıldır garry ve onyekuru vardı kanatta. ilk yıl garry sonra onyekuru'dan çok verim aldık. şimdi babel var. bu iki oyuncu kadar hızlı değil, dezavantajlarını yaşayacağız ama avantajlarımız daha fazla olacak.
tekrar geriye dönersek takımda birden çok sıkıntı var. bunların sebebi ne diagne ne de seri'nin geride oynaması. bu yüzden realist bakın. geçen yıl bartalli geldikten sonra seri galibiyetler alininca bir kondisyonere tapan taraftarlar gecenki maci nasıl açıklayacak? o zamanlar sözlükte yazar değildim, twitter'dan çokça belirttim görüşümü. seri galibiyetleri, iyi oyunu sadece kondisyonere bağlamayın. saçmalamayın. denizli maçı da bunun güzel bir örneği oldu. falcao takıma geldikten sonra, nzonzi'de 11'e girince bambaşka bir takım izleyeceğiz. sebebi bu gelen 2 oyuncu olmayacak, az da olsa zamanın ilerlemesi olacak. sadece zamana ihtiyacımız var. seri, nzonzi gibi oyuncuları tanımayanlar var, tanıyacaksınız. bu takıma falcao da boşuna gelmiyor. bu takım avrupa'da 3. olup uefa'ya gitmek için kurulmadı. amaç şampiyonlar ligi'nde minimum son 16'ya kalmak. olumsuz düşünmeyi bırakın. her şey düzelecek. çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yok. bekler bir şekilde idare edecek, ki ediyor geçen yıl gördük. orta sahada belhanda'nın oyununu hep iyi tutmasını bekleyeceğiz. başka da yapacak bir şeyimiz yok. elimiz kolumuz bağlı çünkü. destekleyeceğiz.