313
paramız yoksa da haysiyetimiz var
dünya dediğiniz abiler
aha benim şu yüreğim kadar
abiler hayat dediğiniz
ne kadar gülebiliyorsak o kadar
boş verin ötesini
sallayın gitsin dünyayı
paramız yoksa da haysiyetimiz var
ey gözünü seveyim zeytinin, taze ekmeğin, çayın
bakmayın, benim de canım elbet çeker
şöyle tereyağlı bir buçuk iskender
yine de olsun
kesmedikten sonra selamı bakkal ender
bir de bizim takıma gol olmadıktan sonra
ve de en kıyağından bir şarkı patlatınca müslüm baba
ne gam, ne tasa, ne fırtına, ne kar
boş verin abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
şimdi beni iyi dinleyin
canımdan öte ve de
en kıymetli sevdiğim muhterem arkadaşlar
durumum ortadadır
hayat bana da sağlamına harbi bir çelme takmıştır
nevrim dönmüş, midem bulanmış gözlerim kararmıştır
cümlenize olan bil cümle borç edavatım
üç vakte kadar askıya alınmıştır
ha biraz idare edebilirseniz eğer
bi de kahveci nuri'den rica edebilirseniz
kesmezse tavşan kanı günde üç bardak çayı
elbet bu feleğin paslı çarkı
bi gün benim için de döner ve düşeş gelmese de
gelirse eğer zarımız mesela bir dubara ve hele dört cahar
işi kolayladık sayın
ve de inanın ki abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
dalgalan bakalım kız kulesi önündeki dalgalar gibi kalbim
hayıflan bakalım hiç kimselere belli etmeden geceleri yorganın altında
yazıklan bakalım bu da reva mıdır hayatının baharında bi delikanlıya
hep kısa çöpü ben mi çekeceğim
hep bana mı denk düşecek çarkı feleğin iflası
hep ben bileceğim başkaları mı kapacak beşyüz milyarı
hep ben sevip eller mi alacak aslıyı, leylayı
batsın bu dünya, sende mi leyla, itirazım var yalana dolana
ve ben böyle dolana dolana
ellerim cebimde dudağımda ıslığım başımda eski alemlerin sarhoşluğu
orhan veli tadında basıp voleyi yürüyeceğim hayatın sonuna kadar
hiç tasalanmayın abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
son bi kere öpmek isterim gözlerinizden
son bi kere sarılıp ağlamak geçer içimden
ama vicdan yapıyorum sanırsınız diye korkuyorum
vallahi içimden öpmek geliyor en kral arkadaşlarımı
ayhan ışığı, sadri alışığı, erol taşı
adamın gönlü şarkılar söyleyip unutmak istiyor garibanlığı
adamın canı hesapsız dostlarını çekiyor
dalgasız dümensiz yoldaşlığı
mahalle arasında gazozuna maç yapıp yenilmek çekiyor
komşunun kızına mektup yazıp
çarşamba pazarında el altından vermek geçiyor
minibüsün kapısını açıp topkapıda
arkayı dörtleyelim abiler, demek çekiyor
yaylaları, başı duman dağları, uzun tozlu yolları
bazen sıcak ekmek
bazen seyyardan sabah puaçası çekiyor
adamın canı bağıra bağıra ağlamak çekiyor gece mehtabına karşı
langadan hıyar, beyoğlu'ndan adam çekiyor
ne yalan söyleyim biraz kırgınlık da var
yine de boşverin abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
dünya dediğiniz abiler
aha benim şu yüreğim kadar
abiler hayat dediğiniz
ne kadar gülebiliyorsak o kadar
boş verin ötesini
sallayın gitsin dünyayı
paramız yoksa da haysiyetimiz var
ibrahim sadri
dünya dediğiniz abiler
aha benim şu yüreğim kadar
abiler hayat dediğiniz
ne kadar gülebiliyorsak o kadar
boş verin ötesini
sallayın gitsin dünyayı
paramız yoksa da haysiyetimiz var
ey gözünü seveyim zeytinin, taze ekmeğin, çayın
bakmayın, benim de canım elbet çeker
şöyle tereyağlı bir buçuk iskender
yine de olsun
kesmedikten sonra selamı bakkal ender
bir de bizim takıma gol olmadıktan sonra
ve de en kıyağından bir şarkı patlatınca müslüm baba
ne gam, ne tasa, ne fırtına, ne kar
boş verin abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
şimdi beni iyi dinleyin
canımdan öte ve de
en kıymetli sevdiğim muhterem arkadaşlar
durumum ortadadır
hayat bana da sağlamına harbi bir çelme takmıştır
nevrim dönmüş, midem bulanmış gözlerim kararmıştır
cümlenize olan bil cümle borç edavatım
üç vakte kadar askıya alınmıştır
ha biraz idare edebilirseniz eğer
bi de kahveci nuri'den rica edebilirseniz
kesmezse tavşan kanı günde üç bardak çayı
elbet bu feleğin paslı çarkı
bi gün benim için de döner ve düşeş gelmese de
gelirse eğer zarımız mesela bir dubara ve hele dört cahar
işi kolayladık sayın
ve de inanın ki abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
dalgalan bakalım kız kulesi önündeki dalgalar gibi kalbim
hayıflan bakalım hiç kimselere belli etmeden geceleri yorganın altında
yazıklan bakalım bu da reva mıdır hayatının baharında bi delikanlıya
hep kısa çöpü ben mi çekeceğim
hep bana mı denk düşecek çarkı feleğin iflası
hep ben bileceğim başkaları mı kapacak beşyüz milyarı
hep ben sevip eller mi alacak aslıyı, leylayı
batsın bu dünya, sende mi leyla, itirazım var yalana dolana
ve ben böyle dolana dolana
ellerim cebimde dudağımda ıslığım başımda eski alemlerin sarhoşluğu
orhan veli tadında basıp voleyi yürüyeceğim hayatın sonuna kadar
hiç tasalanmayın abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
son bi kere öpmek isterim gözlerinizden
son bi kere sarılıp ağlamak geçer içimden
ama vicdan yapıyorum sanırsınız diye korkuyorum
vallahi içimden öpmek geliyor en kral arkadaşlarımı
ayhan ışığı, sadri alışığı, erol taşı
adamın gönlü şarkılar söyleyip unutmak istiyor garibanlığı
adamın canı hesapsız dostlarını çekiyor
dalgasız dümensiz yoldaşlığı
mahalle arasında gazozuna maç yapıp yenilmek çekiyor
komşunun kızına mektup yazıp
çarşamba pazarında el altından vermek geçiyor
minibüsün kapısını açıp topkapıda
arkayı dörtleyelim abiler, demek çekiyor
yaylaları, başı duman dağları, uzun tozlu yolları
bazen sıcak ekmek
bazen seyyardan sabah puaçası çekiyor
adamın canı bağıra bağıra ağlamak çekiyor gece mehtabına karşı
langadan hıyar, beyoğlu'ndan adam çekiyor
ne yalan söyleyim biraz kırgınlık da var
yine de boşverin abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var
dünya dediğiniz abiler
aha benim şu yüreğim kadar
abiler hayat dediğiniz
ne kadar gülebiliyorsak o kadar
boş verin ötesini
sallayın gitsin dünyayı
paramız yoksa da haysiyetimiz var
ibrahim sadri