• 239
    sosyal, kültürel ve tarihi bağlamdaki futbol bilgisine gerçekten büyük saygı duyuyorum ve bu açıdan piyasadaki isimler içerisinde en dolu yorumcu olduğunu düşünüyorum fakat beğenmediğim bir genel hal ve tavrı ile konuşma tarzı var. bu da bir zevk meselesi yani sonuçta kendisini herhangi bir şeyle itham ediyor değilim, sadece kanlı canlı izlediğimde itici buluyorum fakat yazılarını okuduğumda ilk cümlede sözünü etmiş olduğum saygıyı sonuna kadar hak edecek şeyler kaleme aldığı hissine kapılıyorum. bazı insanlar iyi konuşurlar, bazıları da iyi yazarlar. bence ali ece'nin bu doluluğunu en iyi ifade etme biçimi yazı.

    üslubunu neden itici bulduğumu tam olarak anlatmak açıkçası biraz zor ama kendimi biraz zorlarsam kırıcı da olmadan bunu ifade edebilirim diye düşünüyorum çünkü gerçekten saygı duyduğum bir isim ve öyle alelade ve sırf ucuz iddialar ile belden aşağı vurmuş olmak için eleştirmek istemem. öncelikle imajını beğenmiyorum, o kafasındaki şeyi sadece kelini gizlemek için taktığını düşünüyorum ve bu da kendiyle barışık olmayan, takıntılı biri olduğu hissi veriyor bana. keşke daha rahat ve olduğu gibi takılsa. belki de olduğu gibi hali budur ne bileyim ama benim algılayış şeklim başka oldu. ikincisi de elit düzeyde bir bilgi ve birikime sahip olmasına rağmen düzgün bir konuşmacı kimliğinin olmaması ve sanki üniversite kantininde arkadaş arasında futbol muhabbeti çeviren bir genç gibi düşüncelerini dile dökmesi. azıcık daha olgun ve beyefendi olsa bence o birikimin tam olarak hakkını verecek ve söylediklerini daha bir can kulağıyla dinleyeceğim ama bu da belki onun tarzıdır yani karışamam. son olarak da sesi kulağıma fazla ince geliyor, ondan okuyarak takip etmek isterdim dedim, bu da allah vergisi bir şey yani yüklenmek anlamsız fakat sesini pek dinlenesi bulduğumu söyleyemem.

    son olarak da saha içi konulara pek hakim olmadığını düşünüyorum, yani uzmanlık alanı biraz daha farklı gibi aslında, emin değilim ama yeşil saha çıkışlı olmadığı içindir diye düşünüyorum. saha dışı ve genel konularda nasıl bana göre bir numaraysa saha içi konuları genel yorumlarla biraz geçiştirdiğini düşünüyorum. eğer mesele yorum yapmaksa sadece ve sadece sahanın içine ümit özat da, mustafa doğan da çok daha hakim yorumcular.

    her ne kadar objektif olmaya çalışsa da en nihayetinde herkesin bir rengi vardır ve kendisinin de rengi belli. rengi belli olmayan ortaya karışık tiplerden veya rıdvan dilmen gibi objektif ayağına yatıp sinsiliğin dik alasını yapanlardan olmadığı için gözümde her zaman farklıdır. kendisinin objektif olma gayretini pekala görüyor ve samimi olduğuna inanıyorum fakat muhakkak bir noktadan sonra insanın gönül verdiği renkler işin içine girer, onu da normal karşılamak lazım yani ben empati yapınca bu durumu biraz anlayabiliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın