• 226
    kendisinin son çıkışı motta'ya verilen ceza değil, tff'nin tutarsız ve hatalı yaklaşımlarıdır.

    ayrıca zannedildiği gibi iş beşiktaşa veya x'e gelince çıldıran, diğerlerine gelince susan, diğer yalaka medyacılar gibi değildir, aksine televizyonda görebileceğiniz en objektif yorumcudur.
    evet beşiktaşlıdır. beşiktaş söz konusu olunca daha duyarlı olması da gayet doğaldır.
  • 230
    objektif falan değildir. sevin, sevmeyin demiyoruz ama adamı olduğundan farklı göstermeye çalışmayın. ali ece lise yıllarından itibaren izlediği tüm sezonların yarısını galatasaray kazandığı için arsız bir galatasaray düşmanıdır. cagliari başkanının köpeğinin adını, liverpool malzemecisinin pantul numarasnı biliyor diye futboldan anladığı gibi bir algı oluştu. solculuk sosuyla süslediği 2 romantik yazıya, türk kamuoyunun unutkanlığından istifade ederek, geçmiş tutumlarını hiçe sayarak yüzsüzce futbol ahlakından bashettiği 2 konuşmaya tav olmayın. yada olun amk banane.
    şike meselesinde takındığı tavrı ben/biz unutmadım/unutmadık. şike soruşturması sırasında ve sonrasında düzenlenen tezgahlara ses etmeyen "futbol aşığı" mı olur lan? bu adam ırkçı, şikeci ve sahtekar bir takımın şike savunucusu bir medya neferidir. fazlası değil. galatasaray taraftarının uzak durması, siklememesi gereken 4 isim var: uğur meleke, mehmet demirkol, ali ece ve ntvspor'daki takkeli hobit. bu adamların hepsi şike baronlarının objektif diyerek pazarladığı maşalardır. galatasaray taraftarının baş tacı etmesi gereken 2 isim: ümit aktan, osman şenher. harbi galatasaraylı, futbol aşıkları. cagliari başkanının köpeğini görseler zopalayacak adamlar. adam gibi adamlar.
  • 231
    evet, galatasaray düşmanı. sedat doğan'ın sözlerini ama'sız öven üç beş yorumcudan biri, ama düşman falan evet. "conte ağlamasın!" diyor, birileri gibi ısıtma yok diye laf sokmuyor, ama düşman. "galatasaray türkiye'nin dünyaya açılan penceresidir," dedi daha geçen, ama düşman yani. düşman, baya düşman, o yüzden de "siz olmayan kafanızla galatasaray başkanına akıl veremezsiniz!" diye bas bas bağırdı.

    siz ya hastasınız, ya istihbaratçısınız: şike baronlarının şeysi falan da filan da... baya biliyorsunuz. çok beyaz tv izlemişsiniz be kardeşim. evet, şike baronlarının maşaları. bir yıldırım demirören'e ulaşıp ali ece desene, sana hangi küfrü eder acaba? şike baronunun maşası. vay anasını.

    sizin efsaneniz gitmiş şikeyi aklayan federasyonla anlaşmış, türk futbolunun gördüğü en iğrenç adam basın toplantısında galatasaray'a laf çakmış... o ne oluyor o zaman? sizin kafa nasıl çalışıyor çok merak ediyorum. galatasaraylı olmayan, sizin fikrinizi zikretmeyen herkes maşa; galatasaraylılar pür ü pak! beşiktaşlı, beşiktaş yazarı, beşiktaş'ın hakkı yendi mi daha çok sesi çıkıyor. galatasaraylı yorumcu da beşiktaş'ınkine bu kadar ses çıkarmıyor, galatasaray'ın hakkı yendi mi daha çok bağırıyor. sebebi basit: çünkü öncelikli ilgi alanları o kulüpler.

    ne ali ece, ne mehmet demirkol, ne ntvspor'daki takkeli hobbit, ne uğur meleke... hiç biri yıldırım demirören galatasaray'a laf çakarken gülümseyerek izlemedi. onlar maşa oluyorsa, fatih terim ne oldu? insanların hayatı bu kadar kolay itham edilecek kadar basit değil, insanların fikirleri de sizin kuklalarınız değil.

    bir de şu dünya kulüpleri hakkında çok sık konuşmasından dem vuruluyor ali ece'nin ki gerçekten büyük ahmaklık. ulan futbol yorumculuğu değil mi meslek? liverpool'u da bilecek, celtic'i de bilecek. sevecek de üstelik, sevdirecek de. kafasını kuma gömer gibi iğrenç süper lig'e gömenler futbolu sevdiklerini zannedebilirler, ama futbol 'izlenerek' seviliyor. ali ece de izliyor, yorumluyor. bunda ne gibi bir ayıp, acayiplik var anlaması güç. aldığı paranın hakkını veriyor işte, polisten gbt kaydı isteyerek iş yapmıyor.

    bir bitin artık. futbolu seven, futbolu konuşmak isteyen insanlara dokunmayın. formanız sarı kırmızı olsun, kalbiniz sarı kırmızı atsın, ama gözlerinizdeki ve vicdanınızdaki renkleri temizleyin!
  • 235
    evvelini bilmem ama son yaptığı çıkışta son derece haklı olan spor yazarı. bir an için donk'un yaptığı hareketi olası bir galatasaray kasımpaşa yaptığını düşünün. siz ne hissederdiniz? ayrıca sahaya giren ne idüğü belirsiz bir adam arkadaşınıza saldırsa öyle mal gibi hiçbir şey yapmadan durup güvenlik güçlerinin olay yerine gelmesini mi beklerdiniz?
  • 236
    en büyük suçu galatasaraylı olmaması. şu galatasaraylı değilse, galatasaray düşmanıdır zihniyetinden nasil kurtulacağız acaba. cidden merak ediyorum, bazılarınızın hiç mi başka takim taraftarı dostu/arkadaşı yok. hepsinden mi nefret ediyorsunuz? benim taraftari oldugum takıma kasimpasa maçındaki kepazelikler yapılacak, daha fazla tepki verirdim. kimseyi sevmek zorunda değilsiniz ama bana göre tvye çıkan, nadir düzgün adamlardan.
    rıdvan dilmen'i dünya futbolunu bilmiyor diye yerden yere vururken, aynı anda ali ece dünya futbolundan bahsediyor diye itin bilmemneresine sokuyoruz.
  • 238
    futbol yorumculuğu futbol tarihçiliğinin çok gerisinde kalan, şikeci yandaşı totemsporyazarı. buraya dikkat: şikeci yandaşı. gerisi faso fiso. isterse allame-i cihan olsun benim için kendisi bir futbol katilidir. şike soruşturması sırasında, dün alelade bir süper lig maçı için verdiği tepkinin onda biri kadar söz söyleyememiş, hatta ve hatta "bu işler neden fener çıkıştayken ortaya çıkıyor""50 tane savcı fenere saldırıyor" gibi ömer çavuşoğlu/ümit özat benzeri performanslar sergilemiştir. safların belirlendiği günlerde, bugün gözleri yaşara yaşara ateş püskürttüğü şike koalisyonundan taraf olmuştur. şikeyi yapan ve onu yapanları destekleyenler ceremesini çeker arkadaş. hayatında hiç canlı izlemediği sokrates'i ballandıra ballandıra anlatmaya devam edebilir. egemen'in nietzschevari übermensch performansı gibi tamlamalar kurarak bir kesim romantiği kendine hayran bırakabilir. fakat temiz oyun sevdalıları 3 hayır oyuyla kendisini kadro dışı bırakmıştır.

    ortalama bir beşiktaş taraftarının fransada okumuşu diyebileceğimiz biri bu ali ece. şike soruşturmasının ilk gününde beşiktaş taraftarı tayfur h. ve serdal a.'ya temizlenmeden gelmeyin, temiz olmayanı kulübe sokmayız diyerek atarlanmış, bir kısım galatasaray taraftarı da dahil kamuoyundan helal olsunları kapmıştı. fakat üzerinden 6 ay geçmeden o atarlı ve gururlu beşiktaş taraftarı şikeci tayfur'un takımın başına geri dönmesine ses etmemişti. ve yine o "şerefli ikincilik" sevdalıları şikeci yöneticileri başkan adayı olsun diye yalvarmış ve kampayalar düzenlemişti. beşiktaş taraftarı böyledir işte. konu futbol olunca pişkin, ikiyüzlü ve şekilci. örnekleri çoğaltabilirim ama ana konudan uzaklaşmak istemiyorum. ne demiştim? ali ece ortalama bir beşiktaş taraftarıdır. mesela 2012'de çok takdir toplayan "beşiktaş aleyhine hakem hatalarını ne kadar istemiyorsak, beşiktaş lehine hakem hatasını da o kadar istemeyiz. üstü kalsın" çıkışı vardır. böyle seçmece beylik sözleriyle eşit şartlarda rekabete ne kadar önem verdiğini anlatmaya çalışmıştı paşam. beylik lafları güzel, eşit şartlarda mücadeleyi istemek de güzel fakat konu alelade bir maçken aslan kesilebilen, adaleti kepçe kepçe dağıtan bu er kişi 2011 yılında kendi takımının şike yaptığı ortaya çıktığında lal kesilmiştir. söz konusu "üstü kalsın" sözlerini söylediği günlerde tuttuğu takımın bir alt ligde mücadele etmesi gerektiğini çıkıp bir kere bile söylememiştir. çünkü temiz futbola ve eşit şartlarda rekabete inancı şekilcilikten ibarettir.

    gelelim şike baronları ve maşalarına. baron sözüne takılmış kafalar. beyaz futbol izleyicisi bir hastaymışım falan. geçin bunları ben yılların telegolcüsüyüm. cuma-cumartesi-pazar adresim şaşmaz saat 22:00 da açarım tv8'i*. şimdi bu baronların milleti öyle ayinlerle taltif etme gibi huyları yok. bu adamlar ana akım spor medyasında kimin yer alıp kimin şutlanacağını karar veren erk sahibi kimseler. şike sürecinde ana akım medyada olayların üzerine giden bir tane bile adam çıkmamasının sebebi, beyaz futbolun biz ölümlüleri varlıklarından haberdar ettiği, bu adamlardır. şike sürecinde erman toroğlu, gökmen özdenak ve hıncal uluç dışında ana akım medyada farklı tutum sergileyen 2 grup vardı. birincisi şikenin savunuculuğunu üstlenen tayfa, ikincisi ne etliye ne de sütlüye karışan, sanki şike denen şey hiç olmamış gibi davranan sessiz tayfa. ali ece, takkeli hobit ve mehmet demirkol birinci grubun üyesiydiler*. şike düzenine halel gelmemesi için canla başla çalışan herkes şikecilerin maşası ve galatasaray düşmanıdır. olayların üzeri kapatılırken sessiz kalanlar da şikeyi savunanlar kadar suçludur. meselenin özü budur. medyada sular farklı yönden akmaya başlarsa, mesela erk sahipleri ahlaklı bir spor düzeninin oturtulması gerektiğine inanır ve o yönde bir kamuoyu oluşturmaya karar verirse şikeci maşaları hiç gocunmadan söylemlerini değiştirir ve türk milleti de bunu afiyetle yer. çünkü dediğim gibi türk milleti unutkandır, 2 güzel söze tav olur.

    fatih terim'le iyi ilişkileri varmış. ne ala ne ala. fatih terim hakkındaki düşüncelerimi isteyen bir tıkla bulup okuyabilir. ama hakkını vereyim ali ece george best'i çok güzel anlatır. iğrenç süper ligin kafasını kuma gömen bir seyircisi olarak kendisi hakkında çok çarpıcı bir bilgi vererek yazımı bitireyim. ali ece'nin son 17 yıldır cantona ve kenny dalglish demediği bir gün bile olmamış. %100 kesin bilgi. yayalım.
  • 239
    sosyal, kültürel ve tarihi bağlamdaki futbol bilgisine gerçekten büyük saygı duyuyorum ve bu açıdan piyasadaki isimler içerisinde en dolu yorumcu olduğunu düşünüyorum fakat beğenmediğim bir genel hal ve tavrı ile konuşma tarzı var. bu da bir zevk meselesi yani sonuçta kendisini herhangi bir şeyle itham ediyor değilim, sadece kanlı canlı izlediğimde itici buluyorum fakat yazılarını okuduğumda ilk cümlede sözünü etmiş olduğum saygıyı sonuna kadar hak edecek şeyler kaleme aldığı hissine kapılıyorum. bazı insanlar iyi konuşurlar, bazıları da iyi yazarlar. bence ali ece'nin bu doluluğunu en iyi ifade etme biçimi yazı.

    üslubunu neden itici bulduğumu tam olarak anlatmak açıkçası biraz zor ama kendimi biraz zorlarsam kırıcı da olmadan bunu ifade edebilirim diye düşünüyorum çünkü gerçekten saygı duyduğum bir isim ve öyle alelade ve sırf ucuz iddialar ile belden aşağı vurmuş olmak için eleştirmek istemem. öncelikle imajını beğenmiyorum, o kafasındaki şeyi sadece kelini gizlemek için taktığını düşünüyorum ve bu da kendiyle barışık olmayan, takıntılı biri olduğu hissi veriyor bana. keşke daha rahat ve olduğu gibi takılsa. belki de olduğu gibi hali budur ne bileyim ama benim algılayış şeklim başka oldu. ikincisi de elit düzeyde bir bilgi ve birikime sahip olmasına rağmen düzgün bir konuşmacı kimliğinin olmaması ve sanki üniversite kantininde arkadaş arasında futbol muhabbeti çeviren bir genç gibi düşüncelerini dile dökmesi. azıcık daha olgun ve beyefendi olsa bence o birikimin tam olarak hakkını verecek ve söylediklerini daha bir can kulağıyla dinleyeceğim ama bu da belki onun tarzıdır yani karışamam. son olarak da sesi kulağıma fazla ince geliyor, ondan okuyarak takip etmek isterdim dedim, bu da allah vergisi bir şey yani yüklenmek anlamsız fakat sesini pek dinlenesi bulduğumu söyleyemem.

    son olarak da saha içi konulara pek hakim olmadığını düşünüyorum, yani uzmanlık alanı biraz daha farklı gibi aslında, emin değilim ama yeşil saha çıkışlı olmadığı içindir diye düşünüyorum. saha dışı ve genel konularda nasıl bana göre bir numaraysa saha içi konuları genel yorumlarla biraz geçiştirdiğini düşünüyorum. eğer mesele yorum yapmaksa sadece ve sadece sahanın içine ümit özat da, mustafa doğan da çok daha hakim yorumcular.

    her ne kadar objektif olmaya çalışsa da en nihayetinde herkesin bir rengi vardır ve kendisinin de rengi belli. rengi belli olmayan ortaya karışık tiplerden veya rıdvan dilmen gibi objektif ayağına yatıp sinsiliğin dik alasını yapanlardan olmadığı için gözümde her zaman farklıdır. kendisinin objektif olma gayretini pekala görüyor ve samimi olduğuna inanıyorum fakat muhakkak bir noktadan sonra insanın gönül verdiği renkler işin içine girer, onu da normal karşılamak lazım yani ben empati yapınca bu durumu biraz anlayabiliyorum.
  • 240
    yaptığı yorumlarda herhangi bir taraf gözetmeden konuştuğu, gerçekten düşündüğünü söylediği için sevdiğim futbol yorumcusudur. elbette ki beşiktaş hakkında daha fazla konuşup daha fazla yorum yapacaktır. piyasada var olan spor yorumcuları içerisinde futbolu seven, futbolu sevdiği için futbolla ilgili bir dünya bilgi sahibi olan bir insan evladıdır. bu bir dünya bilgi sahibi olması da bir suçmuş gibi gösteriliyor ya cidden komik duruma düşüyorsunuz. elektrik mühendisinin elektrikle ilgili bilgisi çok diye eleştirilmesi kadar saçma bir eleştiri. yok romantizm takılıyormuş, yok solcuymuş bilmem ne imiş. kardeşim adam futbolu seviyor adam futboldan keyif alıyor ve keyif alırken de mest olmuş vaziyette bazen konudan saparak da olsa konuşuyor. bu adam zaten beyefendi bir adam. adam futboldan konuşurken bildiğin çocuklaşıyor. ve sen bu adamın elinden bu çocuklaşmayı alırsan o adamın keyfini elinden alırsın ve bu durumda da o tadı ne kendi verir sana ne de sen onun konuşmalarından tat alırsın.
    gel gelelim kendisinin kimsenin maşası olduğunu falan da zannetmiyorum çünkü bu karakterde bir insan değil. kaldı ki kendisi yusuf kenan çalık ve mustafa doğan ile yaptığı programlarda defalarca bu işin bir an önce düzgün bir şekilde halledilmesi gerektiğini ifade etmiş bir insan evladıdır. süper final denilen uydurmaya da en çok laf söyleyen adamlardan birisidir. kendisinin bu programı geçen senelerde öğle saatlerinde olduğundan birçok arkadaşım izleyememiş olabilir ama ben her öğle molasında bu adamları dinledim. o programda yer alan üç adam da o süreçle ilgili doğru tavırlar takınmışlardır. bir an önce cezalar açıklanmalı ve konu türk futboluna daha fazla zarar vermeden kapatılmalıdır diyerek.
    maalesef ve maalesef ki bülent korkmazların, hasan şaşların, hakan ünsalların, hakan şükürlerin, galatasaray'ı savunmayı bırakın fenerbahçe medyasına yaranmak için yaptığı yorumların,konuşmaların olduğu bir ülkede en son eleştirilecek, hele hele maşa olarak tabir edilecek en son insan evladıdır. kaldı ki kendisi maşa olsa idi muhtemelen cukkaları cebe indirmiş bir insan evladı olurdu.
  • 241
    severiz, iyidir hoştur lakin son video'sunu yeni izledim, gerçekten gereksiz. bagiracak durum mu var ortada? ulan neler döndü de sustunuz. kural hatasi ise kural hatasi ama motta midir her neyse adi, arkadasini savunma olarak nitelendiriyorsa yerdeki adama defalarca tekmeyi, kisaca bir sector git derlerse alinmasin. adam zaten yere indirilmis, saldirmaya devam etse hakli. sinirle bir tekme sallasa onu da anlarim. samimi gelmedi.

    sahaya adamlar girmismis. melo'ya saldirmak icin yuzlercesi sahaya girince bagirmak yerine melo'ya yuklenenlerdendi yanilmiyorsam. yaniliyor da olabilirim, oyleyse duzeltin.
  • 242
    kendisi şike sürecinde konuşmuşutur, haksızlık etmemek lazım. o dönem söylediği sözlerden bir kaçı şunlardı ;

    " aykut kocaman haklı . 1959'dan bu yana bütün sezonlar araştırılmalı."

    " fenerbahçe'nin üstüne çok gidiliyor yeaa".

    bu sözleri söylemişti. daha sonra daha da konuşmadı . mesela ; melo tükürmediği halde 4 maç ceza alırken kendisi george best'i felan anlatıyordu. ee o zaman neredeydin ? federasyonun etik kurulu hiç etik olmayan kararlar verirken , kişilerle kulüpleri ayırırken neden böyle bağırmadın ? şimdi mi sinirleniyorsun , artık çok geç ali ece.

    bu arada türk televizyonlarında tff ile ilgili yapılmış en iyi protesto şudur ; https://gss.gs/MUP.jpg
  • 246
    çoşumculuk, yani romantizm akımının, jean jacques rousseau, mon-tesquieu, diderot, victor hugo, goethe, balzac ve türk edebiyatında namık kemal, recaizade mahmut ekrem ve abdülhak hamit ile birlikte günümüzün temsilcisidir.

    romantiklerin en büyük özellikleri başkasına yapılan bir şey karşısında susmak ve yalamaya devam etmektir. ancak ucu kendilerine dokunduğu zaman adaletsizliğin farkına varırlar. bu farkına varmadan sonra çoşumculuk başlar ve çoşarlar. çoşumculuk örneği aşağıdaki linktedir;

    http://www.youtube.com/watch?v=4myUjIg1Yy8

    şike hakkındaki düşünceleri de şu linktedir;

    http://www.acunn.com/...itteri-salladi/10552

    en sevdikleri takım liverpool'dur. lakjhsdkjahsda. en sevdikleri futbolcu gerrard'dır. akşjsdhaksda. bir anda 1982 yılındaki herhangi golden örnek vererek, 1997 almanya ligindeki bir olayı anlatabilirler. tiyatrodan futbola, sinemadan liverpool'a geçebilirler. en sevdikleri su, tatlı sudur.

    sevmiyorum bu adamı zorla mı amk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın