resim
Emre Çolak
Takım:-
Mevki:On Numara
Yaş:33
Boy:1.69
Uyruk:Türkiye
  • 1932
    her maç yaptığı gereksiz faullere 11 kasım 2012 mersin idman yurdu galatasaray maçında da devam eden oyuncu. pres yapmaya, basmaya çalışmasının sonu büyük ihtimal faulle bitiyor. daha önce de yazmıştım, gereksiz gereksiz, olur olmadık yerde direkt rakibin ayağına, bileğine rastgele tekme sallıyor ve maalesef topla alakası yok. sonra o fauller maçın birinde geliyor, bir şekilde yediğimiz gollerde etkili oluyor. "taktik faulü" desen o da değil. keşke onu iyi yapsa da bari taktik faul yapabilen bir oyuncumuz olsa... (topu ezmesini, kendi kendine topa basıp dönmesini yazmıyorum sonra "çalım attı" sanıyorlar)

    ayrıca 7 kasım 2012 cfr cluj galatasaray maçında da şut çekmediği için kendisine ayrıca teşekkür ediyorum...
  • 1933
    sol kanattaki tek alternatifi bence albert riera'dır lakin kendisi sol bekte hakan balta'nın formsuzluğunu gidermekle meşgul.

    albert riera bu sezon zaten iyi, fakat hakan balta kendisi gibi olsaydı bence kelebek etkisi hesabı emre çolak ilk on birde forma şansı bulmakta zorlanacaktı... engin baytar'ın da yokluğu ekstrası oldu.

    her şey hakan balta'nın suçu :(

    adam corierre dello sport'a bile haber oldu fakat kazın ayağı öyle değil...
  • 1934
    bazen deli oynar, bazense adami ''offf yavvv''latir ama allahi var kanser etmez adami. mac esnasinda hakan süküre de zamaninda salladik macin heycaniyla, necatiye de kizdik sinirle. haliyle daha toy emre colak da nasibini alacak ama ''yillardir galatasarayi takip ederim bu adam kadar beni kanser eden oyuncu yoktur'' derseniz allah carpar.
    yok yani yillardan 2019 olsa ve ozamanin genci bunu dese anliycam da daha 2012 deyiz aminagoyum mustafa sarplar baris özbekler 90'li yillarin basinda kalmis gibi bir hava yaratilmaya calisilmmis. daha 2 sene olmadi yav. kanserojen maddeymis.
  • 1936
    sorumsuz ve disiplinsiz oyuncudur. insanı çıldırtır, delirtir. aynı hatalarla takımımızın başını yakmaktan bıkmamıştır.

    sana gelsin emre efendi, umarım birileri uyarır seni de okursun şu satırları:

    2004 yılında, sezon öncesinde galatasaray dergisine röportaj vermişti gheorghe hagi. söyleşide laf döndü dolaştı, sahada görmek istediği futbolcu tipine geldi. futbolcuların yaptığı disiplinsizlikler ve sorumsuzluklar hakkında muhteşem bir cümlesi vardı kumandanın.

    "bir hatayı bir kere yaparsan normaldir derim, aynı hatayı ikinci kez yaparsan oturur konuşuruz, üçüncü kez tekrarladığında ise artık senle çalışamayacağız demektir."
  • 1937
    eleştirilmekte haklı insanlar, gözümüzde büyüttüğümüz harikalar yaratan adam arda turan, çok da büyük topçu olmadı.
    emre çolak o seviyeye bile yetişmedi henüz, yetişeceğinden de pek emin değilim...
    biraz sağa sola değil, öne bakıp ilerlemesi gerekiyor.
    her şeyden önce ahlaklı ve disiplinli çalışması gerekiyor.

    dünya'da yetenekli olup da kaybolan her futbolcunun kayboluşunun nedeni disiplinsizliktir.
    emre bunu unutmamalı.
  • 1938
    mustafa sarplar, barış özbekler benim için bu adam kadar kahır yaratıcı değildi. onların zaten potansiyelleri belliydi ve yerlerine oynayacak hiç kimse de yoktu. onları izledikçe onlardan çok o kadroyu kuranlara kızıyor, takımın komple aciz oluşuna üzülüyordum..

    gelelim emre çolak'a.. potansiyelinin bu olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. 2011-2012 sezonunun ikinci yarısında gösterdiği performans ile 2012-2013 sezonu arasında dağlar kadar fark var. geçen yıl kendini kanıtlamak istercesine canını dişine takıp oynayan, mücadele eden bir emre çolak vardı. peki ya bu sezon*?

    sezonun* ilk maçında kasımpaşa karşısında iki asist yaparak başladı. hepimiz kaldığı yerden devam ediyor diye sevindik, destek verdik.. peki ya ondan sonrası? iyi oynadı denilen 7 kasım 2012 cluj maçının ilk yarısında berbat oynamıştır. ikinci yarısında ise estetik hareketler sunarak ileride top tutmuştur. bana bunun dışında sezon başından beri bu adamın iyi yaptığı neyi sayabilirsiniz? ya da amrabat ile kıyaslayınca bu takıma artısı ne oldu?

    * iyi oynadığı bu kasımpaşa maçı dahil tehlikeli bölgede faul yaparak rakibe en büyük zaafımız olan duran top şansı vermesi, bu topların çoğunda gol yiyerek puan kaybetmemiz bu sezon kaç defa yaşandı farkında mısınız?

    * attığı pasların büyük kısmında 3-4 kişi arasındaki takım arkadaşını zor durumda bıraktığını ya da top kaybına zorladığını göremediniz mi?

    * gereksiz yere topla oynayışları ile hücumu bir çok anda nasıl yavaşlattığını hala göremiyor musunuz?

    * 3-4 kişi arasına girip kendi etrafında dönüşleriyle kaç defa top kaybedip rakibin kontrayla üzerimize gelmesine sebep verdiğini göremiyor musunuz?

    * ve benim için belki de en önemlisi... siz bu adamın bir defa olsun kaybettiği toptan sonra rakibini kovaladığı bir pozisyon hatırlıyor musunuz? tabi bu pozisyon rakibine sinirlenip arkadan dalıp faul yapmak üzere değilse...

    * ikili mücadelelerde kendini yere atma yatkınlığından bahsetmiyorum bile..

    bu gözler mustafa sarplar, barış özbekler, ali turanlar gördü demekle bu durumların üstü kapatılamaz. bu adamın yerine oynayacak bir oyuncu var.* ve onun ölüsü bile bu durumlara sebep olan birinden daha iyi bu takım için..

    emre'nin en büyük sorunu şımarıklık.. 2011-12 sezonundaki ne mücadelesi kalmış ne de becerisi. bu duruma gelmesinin ve bu durumun önüne geçilememesinin de tek sebebi puan kaybettiğimiz bir çok maçın - gerek kadro, gerekse oyuncu değişiklikleriyle - yüzde yüz sorumlusu olan, ama bir çok taraftarın ağızlarına etse dahi eleştirilmesine izin vermeyecekleri yüce teknik direktörümüz fatih terim'den başkası değildir.
  • 1941
    11 kasım 2012 mersin idman yurdu galatasaray maçının ikinci yarısındaki bir pozisyonda out çizgisi üzerinde iken orada olduğunu bile bilmeden her seferinde refleks olarak yaptığı hareketi yaparak outa çıkmıştır. bu hareket bana uzun zamandır gözlemlediğim ama bir kanıt bulmakta zorlandığım bir fikrime kanıt oldu.

    topu her aldığında yapmak zorunda olduğu hareketler var sanki bu adamın. sahanın neresinde, etrafında rakip var mı, varsa kaç tane var ve nasıl duruyorlar, etrafındaki takım arkadaşları nerede gibi soruları, becerileri bu kadar iyi olan bir oyuncunun cevaplayarak oynaması gerekir. bu soruların bir çoğunu cevapsız bırakarak bir hareket yapmaya başladığında sonucu saçma olan veya toparlamak için ekstra çaba sarf edilmesi gereken pozisyonlar oluyor.

    başka bir eleştirim de kendisine şudur. taaa 2011/2012 sezonunun başında kendi twitter hesabından söylediği üzere, bu çocuk fiziksel gelişim için özel programlar uygulamaya başlamıştı. yine aynı sezonun ortalarına doğru fiziki artışı gözle görülür oldu ki bu da oyununa yansımıştı. fakat ozamandan bu zamana ben ekstra bir gelişim daha görmedim ve bu çocuğun yaklaşık 1 seneye tekabül eden bu sürede hedef koyulan fiziksel yapıya gelmiş olması gerekirdi. burada şunlar çıkıyor ortaya, ya bu çocuk ben oldum havasında yeteri kadar çalışmıyor veya tamamen bıraktı ya da hedef olarak belirlenen model yanlış seçildi. mesela ben bir model söyleyebilirim kendisine, kendi boyuna denk gelen bir oyuncu olan mario götze bence bu boyda olan bir oyuncu için olabilecek en iyi fiziklerden birine sahip. al sana hedef model kaç kilo alıyorsan al ne kadar çalışman gerekiyorsa çalış.

    adama bakıyorum daha bir çalım yöntemi bile yok, adamı karşısına alıyor ve aklında onu geçmek olduğu belli ama ne yapacağını bilmiyor. çekiyor soluna ama kararsız bir hareketle yiyor ağzına omzu sonra hadi canım güle güle. ille güçlü mü olmak zorundasın, değilsin tabi ki e ozaman patlama gücünü arttır at topu bas 10 metrelik deparı yap ortanı zaten kuş kadarsın. yani yöntemler çok ama bir hedefi yok bu arkadaşın. ne olmak için çalıştığını bilmiyor.
  • 1942
    ergenliği bitene kadar sabretmemiz gereken futbolcu. umuyorum ki sonrasında her şey yerine oturacaktır, oyun karakteri bile... an itibariyle attığı her tweet, koyduğu her fotoğraf buram buram apaçilik ve ergenlik kokuyor.

    bu kadar yetenekli, teknik olup bu kadar akılsız oyun oynaması inanılır gibi değil. fatih terim'i kullanmasa sonrasında çok ağlar. serdar özkan da çok teknikti.
  • 1943
    saha içerisinde sadece kendi ayaklarını takip eden futbolcumuzdur. boynu bükükler gibi sürekli önüne bakar, kafasını kaldırıp etrafındaki kümeleşmelere çok dikkat etmez. çoğu zaman ise kendi etrafında 360 derece gereksiz dönüşler yaparak adeta kendine çalım atar. özetle biraz kafasını kaldırıp etrafı izleyerek oynarsa daha yararlı olacaktır.
  • 1947
    yetenekli ama bir o kadar da oyun bilgisi ve oyun görüşü zayıf oyuncumuz. kendisi alt yapımızın taktik eğitiminin ne kadar zayıf olduğunun kanıtıdır. arda ben 4-4-2'yi milli takımda öğrendim demişti hatırlarsanız. bir an önce buna bir çağre bulunmalı.

    ayrıca bu kadar eleştirilmesinin nedeni ise suçlu arama yada adam beğenmeme değil kendisinden daha fazlası beklenilmesidir yoksa kimse bu kadar yazma zahmetine girmez çapı bu kadar diyip geçerdi.
  • 1948
    iniesta sanıyorsanız yanılıyorsunuz , camiye hoca arıyorsanız bu çocukdan olmaz , kendinize sevgili arıyorsanız siz bilirsiniz , kelime oyununda 45 saniyede harf almadan tüm soruları bilmesini bekliyorsanız komik olan sizsiniz o değil, evlatlık almaya niyetliyseniz anası babası var çok şükür, kolejlerde okumadığını, çocukluğunun büyük kısmının sokaklarda top oynayarak geçtiğinin garantisini verebilirim sonra yine sokaklardan çok yüksek bir kültür seviyesine sahip olmayan futbol soyunma odalarında zaman geçirmiştir, özet olarak kendisinin hayatında sizi ilgilendiren ve acımasızca eleştirebileceğiniz kısım saha içerisinde yaptıkları ve yapamadıklarıdır. fazlasını hak ettiğinizi düşünüyorsanız halt etmişsinizdir yada sizden iyi magazin muhabiri olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın