posta kutuma göz gezdirirken buldum aşağıdaki iletiyi. gönderdiğim ileti kendisine ulaşmadığı için buraya yazayım bari dedim.
işte 'yıldızlı bakınız'ları bana ait olan 31 temmuz 2011 tarihli yazısından bir bölüm.
******************************************************************************************************
bu 'imparator' benzetmesi iyi durmuyor
bu ülkede futbol etrafına kümelenmiş karakterler arasında üzerine en çok yazı yazılmayı hak eden isimlerin başında kuşkusuz ki fatih terim gelir.
* son maçta stat “imparator fatih terim” diye inlerken şu soru geldi aklıma... terim hakkında benim bildiğim iki kitap -biri metin tükenmez diğeri necati kola- dışında bir şeyler yazılmamış olması, aralarına kendimi de dahil ettiğim bu ülke futbol yazarlarının yetersizliğine bağlanabilir mi?
*
ilk gençliğimde rockçu arkadaşlarımın pink floyd için söylediği “ya çok sevilir ya nefret edilir” dilemması ne yazık ki bu ülkede terim için hep geçerli oldu.
* eli yüzü düzgün eleştiriler yapmak yerine daha çok fırsatı geldikçe bir hesaplaşmaya dönüştürüldü onunla ilgili görüşler, duygular, hisler...
* sanırım hâlâ değişen bir şey yok...
* futbolun boğazına elma düğümlenmişken, rakiplerinin çoğunun başı ‘şike ve teşvik operasyonu’yla dertteyken şu günlerde, en rahat durumda görünen galatasaray’da yaşanan ‘terim tartışması’ da bunun açık göstergesi kanımca...
hepimiz biliyoruz, bu ülkede yöneticiler, hatta eski yöneticiler futbolculardan ya da hocalardan rol kapma konusunda usta ötesi ustadırlar. bu aralar çoğunun başının belada olması da biraz bu tutkularıyla ilintili kuşkusuz...
*öte yandan yönetim kurulundaki bazı yöneticilerin transfer politikaları için gelir/gider dengesi üzerinden yürüttükleri itirazları
* “odam belli, sıkıntısı olanlar gelsin görüşelim” türünden,
* bulutlar mevkiisinden
* karşılayan terim de,
* yangına körükle gitme konusunda hayli mahir insanlarla dolu ülkemizde bu akımın iyi bir temsilcisi olduğunu bir kez daha gösterdi...
* yetmedi, galatasaray terbiyesinden bahsettiği konuşmasını “herkes haddini bilecek” türünden keskin bir sloganla taçlandırdı...
* galatasaray terbiyesi ve ‘had bildirme’...
* sanki yan yana iyi durmuyorlar gibi geldi bana...
*dedim ya; terim’i pink floyd gibi nefret/sevgi ikilemi içerisinde tanımlamaya alışkın olanlar, gelişmelerin ardından gazeteye hemen çaktılar başlığı; “terim kükredi aslan sakinleşti...”
*kanım o ki, insan kendisi için yaratılan bu algıya itiraz etmeyi becerdiğinde, hayattaki ‘gerçek yeri’ne oturur.
* imparatorlar çağı kapanalı çok oldu.
* evet bir metafor olarak kullanılıyor ‘imparator’
* ama yine de insanlığın büyük acılar yaşadığı dönemleri de çağrıştırıyor hızla...
* ‘imparator’ çığlıklarına mağrur ve anlayışlı bir edayla yanıt vermek yerine, bu tanımı terk etmeyi öneren bir model,
* insanların futbola ve hayata başka gözle bakmasını da sağlayacaktır.
*bu aynı zamanda geçmişte tekrar tekrar gördüğümüz üzre, gelecekteki muhtemel ‘yıkım dönemleri’ndeki travmanın insani biçimde tedavisini ve hallinin de yolunu döşer.
*“sevilen önderlerin kusursuz olduğu görülmüş müdür hiç?” diyen john berger’le bitirelim bu bölümü; “bizlerin insanca yaşaması ve ölmesi için şeylerin adının doğru konulması gerekli. sözcüklerimizi yeniden sahiplenelim...”
**samimiyetimle
bak cem bu sene sırf fatih terim geldi diye, kendisiyle hiç tanışmışlığım, konuşmuşluğum, göz göze gelmişliğim dahi yokken, hatta işsiz iken 600 liralık alış veriş yaptım gsstore'den. sırf fatih hoca geldi diye forma giyip dışarıda gezdim; 5 yaşındaki oğlumu alıp maça götürdüm... ben gidebileceğim her maçta tıpkı galatasaray taraftarının büyük çoğunluğunun yaptığı gibi fatih terim'e 'imparator' diye sesleneceğim; takımımı ve onu öven, onore ve motive eden en güzel tezahüratı sesim kısılana kadar yapacağım. çünkü bu işin kahramanı ne sensin, ne de kendi reklamı için taklalar atan o bir kısım menfaatperest yavşak. bu işin kahramanı terim'dir, futbolculardır ve en önemlisi de benim gibi iki çalımdan, bir pas veya bir güzel şuttan haz alan ve bunlar için para harcayabilen, üzerinden fırtına koparılan transferlere direkt katkısı olan hastalıklı tiplerdir. senin top koşturduğun zemine girmek istemiyorum bak... eğer o mevzuya girersek seni ne rockçu arkadaşların, ne pink floyd, ne de john berger kurtarabilir.
sen, 'futbolun gıtlağına elma düğümleyenler'i sorgulayacağına inceden terim'e giydirmeyi tercih ediyorsun. futbolun gırtlağına elmayı düğümleyen terim değil, galatasaraylılar değil.
bir kimsenin kötü olduğunu veya bir kimseyi beğenmediğini ifade etmek istiyorsan bunu dolaysız yap cem, eğip bükme, referans arama.
******************************************************************************************************
şike mevzusunda masumiyet karinesi sütresinin gerisine mevzilenmiş bu sözde tribün dervişi için ayılıp bayılan galatasaraylılara selam olsun.
düzenleme:
* üzerine.