• 17
    posta kutuma göz gezdirirken buldum aşağıdaki iletiyi. gönderdiğim ileti kendisine ulaşmadığı için buraya yazayım bari dedim.
    işte 'yıldızlı bakınız'ları bana ait olan 31 temmuz 2011 tarihli yazısından bir bölüm.

    ******************************************************************************************************

    bu 'imparator' benzetmesi iyi durmuyor

    bu ülkede futbol etrafına kümelenmiş karakterler arasında üzerine en çok yazı yazılmayı hak eden isimlerin başında kuşkusuz ki fatih terim gelir. * son maçta stat “imparator fatih terim” diye inlerken şu soru geldi aklıma... terim hakkında benim bildiğim iki kitap -biri metin tükenmez diğeri necati kola- dışında bir şeyler yazılmamış olması, aralarına kendimi de dahil ettiğim bu ülke futbol yazarlarının yetersizliğine bağlanabilir mi?(u: hayır bağlanamaz; çünkü terim, hakkında 'kitap' yazılacak kadar özel bir figür değil. terim'e dair kaleme alınacak herhangi bir kitabın ne derece lüzumlu olduğu da ayrı bir mevzu. ayrıca terim hakkında yazılacak herhangi bir kitabın ucundan kulağından tutmaması, hatta bunu hiç dillendirmemesi gereken yazıcıların başında metin tükenmez ve zat-ı şahaneleriniz geliyor.)
    ilk gençliğimde rockçu arkadaşlarımın pink floyd için söylediği “ya çok sevilir ya nefret edilir” dilemması ne yazık ki bu ülkede terim için hep geçerli oldu.* eli yüzü düzgün eleştiriler yapmak yerine daha çok fırsatı geldikçe bir hesaplaşmaya dönüştürüldü onunla ilgili görüşler, duygular, hisler... * sanırım hâlâ değişen bir şey yok...* futbolun boğazına elma düğümlenmişken, rakiplerinin çoğunun başı ‘şike ve teşvik operasyonu’yla dertteyken şu günlerde, en rahat durumda görünen galatasaray’da yaşanan ‘terim tartışması’ da bunun açık göstergesi kanımca...

    hepimiz biliyoruz, bu ülkede yöneticiler, hatta eski yöneticiler futbolculardan ya da hocalardan rol kapma konusunda usta ötesi ustadırlar. bu aralar çoğunun başının belada olması da biraz bu tutkularıyla ilintili kuşkusuz...*

    öte yandan yönetim kurulundaki bazı yöneticilerin transfer politikaları için gelir/gider dengesi üzerinden yürüttükleri itirazları (u: itirazlarını drogbalar, forlanlar için yapmayan idarecilerin niyetini bilmeyecek kadar aptal mıdır sizce terim?) “odam belli, sıkıntısı olanlar gelsin görüşelim” türünden, (u: evet odası florya'da terim'in isteyen gider; ne yapsın terim önünü ilikleyerek, adını sanını duyurma derdindeki bir takım yeni yetme idareci tıfılın ayağına mı gitsin?) bulutlar mevkiisinden* karşılayan terim de, (u: bulutlar mevki hafif gelir imparator'a/'bulutlar mevki' diye bir yer varsa şayet, yaşayan galatasaraylılar içerisinde o mevkiden konuşma hakkına sahip üç beş kimseden biridir terim, itirazı olan?) yangına körükle gitme konusunda hayli mahir insanlarla dolu ülkemizde bu akımın iyi bir temsilcisi olduğunu bir kez daha gösterdi... * yetmedi, galatasaray terbiyesinden bahsettiği konuşmasını “herkes haddini bilecek” türünden keskin bir sloganla taçlandırdı... (u: zaman zaman ben de yaparım, hatta dayanamayıp en galizinden kalayladığım vakidir.) galatasaray terbiyesi ve ‘had bildirme’... * sanki yan yana iyi durmuyorlar gibi geldi bana...*

    dedim ya; terim’i pink floyd gibi nefret/sevgi ikilemi içerisinde tanımlamaya alışkın olanlar, gelişmelerin ardından gazeteye hemen çaktılar başlığı; “terim kükredi aslan sakinleşti...” *

    kanım o ki, insan kendisi için yaratılan bu algıya itiraz etmeyi becerdiğinde, hayattaki ‘gerçek yeri’ne oturur. (u: herhangi bir itiraza gerek yok, hepimiz şöhretli olamayız. terim şöhretli ve olduğu yerle ahenk içinde.) imparatorlar çağı kapanalı çok oldu. (u: terimsever galatasaraylılar için kapanmıyor. imparator diye bağırıp çığırmaktan haz alıyoruz ve o lakabı sevdiğimiz o adama, fatih terim'e yakıştırıyoruz.) evet bir metafor olarak kullanılıyor ‘imparator’ * ama yine de insanlığın büyük acılar yaşadığı dönemleri de çağrıştırıyor hızla... (u: yanı başımızda daha büyük acılar yaşandı senelerce; bir milyonu aşkın insan öldürüldü -halen öldürülüyor- ve ortada herhangi bir imparator da yoktu.) ‘imparator’ çığlıklarına mağrur ve anlayışlı bir edayla yanıt vermek yerine, bu tanımı terk etmeyi öneren bir model, * insanların futbola ve hayata başka gözle bakmasını da sağlayacaktır. (u: belki de futbol bu denli -hayatı 'yoracak' kadar- önemli olmamalı hayatımızda. belki de gördüğünü sandığı gözlerini sorgulamalı insan.)

    bu aynı zamanda geçmişte tekrar tekrar gördüğümüz üzre, gelecekteki muhtemel ‘yıkım dönemleri’ndeki travmanın insani biçimde tedavisini ve hallinin de yolunu döşer. *

    “sevilen önderlerin kusursuz olduğu görülmüş müdür hiç?” diyen john berger’le bitirelim bu bölümü; “bizlerin insanca yaşaması ve ölmesi için şeylerin adının doğru konulması gerekli. sözcüklerimizi yeniden sahiplenelim...” (u: sıradan bir sözü sadece okuduğumuz bir kitabın içinde geçtiği için güzellemekle, hakkında herhangi bir kitabın yazılıp yazılmaması hususunda belki de hiç bir eksiklik hissedilmeyecek figürler için kitap yazma düşüncesi nasıl da tencereyle kapak olmuş. halbuki terk etmek lazım bu özlü nakaratları, bu okudum eyledim havalarını. samimiyetten şaşmamak lazım.)

    (u: 'imparator' benzetmesi çok iyi durmuyorsa, bunu 'doğru bir ad' olarak kabul edemiyorsak 'avrupa fatihi'ni de kaldıralım; malum fatih ve fetih cebre işmar eder. aslan ve kartalı yırtıcı hayvanlar olmaları hasebiyle sembol olarak kullanmayalım...)

    samimiyetimle

    bak cem bu sene sırf fatih terim geldi diye, kendisiyle hiç tanışmışlığım, konuşmuşluğum, göz göze gelmişliğim dahi yokken, hatta işsiz iken 600 liralık alış veriş yaptım gsstore'den. sırf fatih hoca geldi diye forma giyip dışarıda gezdim; 5 yaşındaki oğlumu alıp maça götürdüm... ben gidebileceğim her maçta tıpkı galatasaray taraftarının büyük çoğunluğunun yaptığı gibi fatih terim'e 'imparator' diye sesleneceğim; takımımı ve onu öven, onore ve motive eden en güzel tezahüratı sesim kısılana kadar yapacağım. çünkü bu işin kahramanı ne sensin, ne de kendi reklamı için taklalar atan o bir kısım menfaatperest yavşak. bu işin kahramanı terim'dir, futbolculardır ve en önemlisi de benim gibi iki çalımdan, bir pas veya bir güzel şuttan haz alan ve bunlar için para harcayabilen, üzerinden fırtına koparılan transferlere direkt katkısı olan hastalıklı tiplerdir. senin top koşturduğun zemine girmek istemiyorum bak... eğer o mevzuya girersek seni ne rockçu arkadaşların, ne pink floyd, ne de john berger kurtarabilir.

    sen, 'futbolun gıtlağına elma düğümleyenler'i sorgulayacağına inceden terim'e giydirmeyi tercih ediyorsun. futbolun gırtlağına elmayı düğümleyen terim değil, galatasaraylılar değil.
    bir kimsenin kötü olduğunu veya bir kimseyi beğenmediğini ifade etmek istiyorsan bunu dolaysız yap cem, eğip bükme, referans arama.

    ******************************************************************************************************

    şike mevzusunda masumiyet karinesi sütresinin gerisine mevzilenmiş bu sözde tribün dervişi için ayılıp bayılan galatasaraylılara selam olsun.

    düzenleme: (u: numaralı entry'iniz "bkz fasiliteleri hatalı kullanılmış" sebebiyle silinmiştir.) üzerine.
App Store'dan indirin Google Play'den alın