resim
Bülent Korkmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:56
Uyruk:Türkiye
  • 480
    şuralarda bir yerlerde olacaktı, heh (ara: galatasaray taraftarı).
    git kaptanım ya, bırak artık hem kendine küfür ettirme hem bu taraftarı aşağılık taraftar kitlesine sokmadan git yalvarıyorum dediğim, şimdilik teknik direktör olamasa da efsane kaptanım.

    dipnot: ne olursa olsun, si. git denilirken bile hitap ettiğin kişinin kim olduğu unutulmasa. bir de pis kokular gelince parfüm sıkarak ozon delinmese.

    edit: imla.
  • 482
    erciyesspor 1 - 1 fenerbahçe

    bursaspor 0 - 0 erciyesspor
    erciyesspor 1 - 0 ankaraspor
    kayserispor 1 - 0 erciyesspor
    erciyesspor 1 - 0 manisaspor
    gaziantepspor 0 - 1 erciyesspor
    erciyesspor 2 - 0 denizlispor
    beşiktaş 1 - 0 erciyesspor
    erciyesspor 0 - 1 trabzonspor
    galatasaray 0 - 1 erciyesspor
    erciyesspor 0 - 1 ankaragücü
    konyaspor 1 - 1 erciyesspor
    gençlerbirliği 1 - 2 erciyesspor
    erciyesspor 1 - 1 çaykur rizespor
    sakaryaspor 1 - 2 erciyesspor
    erciyesspor 0 - 0 antalyaspor
    sivasspor 2 - 1 erciyesspor

    konyaspor 0 - 1 galatasaray
    galatasaray 2 - 1 bursaspor
    trabzonspor 2 - 2 galatasaray
    galatasaray 0 - 1 eskişehirspor
    gaziantepspor 0 - 1 galatasaray
    galatasaray 0 - 0 fenerbahçe
    büyükşehir bld. 0 - 1 galatasaray
    galatasaray 1 - 1 ankaraspor

    sıfırcı hocanın not defteri değil bu rakamlar. bülent korkmaz'ın ligdeki hocalık karinesidir. erciyesspor'u hakkın rahmetine kavuşturmuş bu skorlar. pek ilgilenmedik o zamanlar. el elin eşeğini türkü söyleyerek arar hesabı. bizim gibi galatasaray faşistlerinden başka bülent kaptan'ın hocalığıyla ilgilenen de yoktu. gençlerbirliği'nde bakkal çıraklığı yaparken galatasaray'a atılan goldeki maymunluğuna üzülenleri, sinirlenenleri saymazsak tabiki.

    25 lig maçına takım hazırlamış, oyuncu seçmiş, oyun yönetmiş, fırça çekmiş, ceza vermiş, kıyak yapmış, oyundan adam çıkarmış, velhasıl padişahlık yapmış. ben yanlış görmediysem bu rakamların içerisinde 3 rakamı yok. en çok ise 0 rakamı var. hadi erciyes kötü takımdı, kim olsa aynı neticeyi alırdı. yanlız, bakıyoruz da adı galatasaray olan takımın yanında 1,lerin 0,ların fazlalığına ne demeli? beni bilen bilir 1-0 lık sonuca ben inanmam, yensek bile sevinmem, son saniyede geri dönüş ihtimali vardır ve son maç nitekim çekirge-ki ben sıçan diyorum- havaya zıplayamamış, kulübeye kös kös oturmak durumunda kalmıştır.

    hocanın gördüğü tek 3.gol, sabri'nin yanlışlıkla, ilahların, evliyaların yüzü suyu hürmetine çerçeveyi bulan şutunda topun ağlara değdiği an olmuştur. ve bir daha da olmamıştır. bu gidişle de olmayacaktır. her biri ayrı takım olan mahşerin 4 atlısına sahip takımın, ilk yarı gol rekoru kıran takımın son düzlükteki üretimi yazıklar olsun seviyesindedir. saydığımız 4 kişiden biri başka takımda olsa, o takım şampiyonluğa kesin oynardı oysa.

    bahaneye sığınmak kolay. çok sakatımız var, sayın taraftarlarımız. sanki hepsi aynı anda sakattı, bilmiyormuydun kardeşim revirde de bir takımın yattığını. gelmeseydin o zaman. ne ala, bu takımla şampiyon olsan demek yanına kimseyi yaklaştırmayacaksın. küçük dağları sen yaratmış oldun çünkü. senden önceki kaptan'ın imparator'un, hagi'nin, popescu'nun, taffarel'in ekmeğini ne kolay mideye indirmişti. kimden öğrendin hocalığı, hocam.

    bir kere aynı takımda beraber oynadığın futbolculara hocalık yapamazsın. insan olan kimse yapamaz. ben olsam ben de yapamam, hangi iş olursa olsun. ben yıllarca hasan şaş'la ayhan'la top oynayacağım, onlarla beraber tarih yazacağım, onların sayesinde hep beraber kupalar kaldıracağım, sonra hoca olunca da onları bir kalemde sileceğim. olmaz, hagi'de arkadaşı arif'i oynatmak için sarı kramponlu ümit karan ağayı sürgüne gönderip, kendi kellesini vermişti. koskoca lincoln'ü maymun yapabilir ama aynısını ayhan'a yapamaz, sabri'ye yapmaz. dolayısıyla ahbap çavuşluk yapacaktır. bülent korkmaz'ın dışında, hasan şaş'ın babası bile hoca olsa onu oynatmaz. o maçta, tabela o şekildeyken olmaz. maç garantiye girecek o zaman alacaksın. ama o zamanda ben hasan olsam oyuna girmem. koskoca hasan şaş bu takımda bülent'in kıyağıyla fasülyeden oynayacaksa onada yazıklar olsun.

    bayburt'luların futbol turnuvası var şu sıralar. üşenmeyen gitsin seyretsin, her maçta bir iki tane serkan kurtuluş, onlarca yaser, onlarca ferdi var. iddia ederim bunlar o turnuvada oynasınlar, seyredenler farkına varırsa adam değilim. zaten kendilerini kimse tanımaz. biz bir kaç sene önce bizim sahada ahmet dursun'la top oynamıştık. birisine desek bu adam beşikataş'ta oynuyor diye, bizi direk tımarhaneye gönderirlerdi.

    takımın oynadığı oyunu seyrederken insan utanıyor. taç atışı yapamıyoruz, dikkat etmeyen varsa ilk maçta seyretsin, alsın kalemi defteri çetele tutsun. bütün taç atışları rakibe gidiyor. serbest vuruşları saymıyoruz bile. baros'da bundan sonra atamaz, belki ona da ceza verir, vermesi gerekir. iyiki kadroda ergün penbe yok. olsa kesin sol bek olarak sahadaydı.

    oyuna sonradan girenlerin hiç bir katkısı yok. sadece maç primi alsın diye sokulan adamlar. beşiktaş'a bakın, sonradan giren yusuf tek başına ortada sıçan oynuyor. bizde yaser girdiğinde takımın kalibresi düşüyor. galatasaray'a yenilen hocayı dövmek lazım. zaten yenilenlerde şansına yenildi. bursa'ya iki dandik gol, belediye'ye, konya'ya şansına gol. utanmadan serbest vuruştan gol yediğine yanıyor, attığı gol kendi taktiğiyle 15 pastan sonra atılmış gibi.

    bu günleri gördükten sonra skibbe'yi kovarlarken ki sevincimden utanıyorum. ''skibbe istifa'' diye gırtlağımı parçaladım, pişmanım.

    toplamışlar eski monşerleri, sanki stadı kapatmışlar, kendilerine özel maç tertip etmişler, sigara içilmesi yasak olan yerlerde nonda! ebadındaki purolarını yakmışlar, adnan polat'a desteğe gelmişler. birbirlerinden farkları yok, sırayla yapıyorlar galatasaray'lıları canından bezdirme görevlerini. 40 senedir aynı adamlar, fosiller, dolandırıcılar.

    defolun gidin başımızdan, sülükler, yok artık kanımızda hemoglabin, çektiniz, omurilik soğanlarımızı çürüttünüz. babalarımızın parası kalmadı kombine almak için, forma almak için. ancak bilmiyorsunuzki bizim asıl servetimiz kalbimizdedir. satın aldığınızı sanıyor, pis pis sırıtıyorsunuz şeref tribünlerinde, alamıyorsunuz bir türlü. satılık değil çünkü. o sevgi renklere, armaya sevgidir. birileri gelir gider ama o sevgi kalplerden asla gitmez. maç sonuçları gelip geçicidir, görecelidir, üzüntüsü sevinci geçicidir.

    galatasaray sevgisi geçici değil bulaşıcıdır, seneler geçtikçe çoğalan, etkisi artan sizin asla anlayamayacağınız huzurlu bir hastalıktır. bir gün gelecek o gün gelecektir. haklı, büyük, sevgi günleri. ve o gün zaten sizler olmayacaksınız.
  • 483
    kaşla göz arasında göreve çağrıldı. kendini bir anda g.saray’ın başında buldu. şu an tartışılan adam durumundaki bülent korkmaz bunun sebebini, "erken başladım ama reddetme lüksüm yoktu" şeklinde açıkladı

    galatasaray’da futbolculuk ömrü 25 yıl süren bülent korkmaz’ın teknik direktörlüğü ‘çok kısa sürede’ tartışmaya açıldı. üst üste gelen başarısız sonuçlar, korkmaz’ı adeta idam sehpasına oturttu. oysa göreve çağrıldığında biraz tedirgindi. ne de olsa koskoca bir g.saray’ın sorumluluğu teklif ediliyordu. eh, o da bu camianın evladıydı ve geri çevirme gibi bir düşüncesi olamazdı. nitekim o da öyle yaptı. sarı-kırmızılı takımda yıllarca bir arada oynadığı hamza hamzaoğlu’yla bir konuşmasında teknik direktör korkmaz olarak değil, takım arkadaşı bülent gibi içten anlatmıştı. hamza da onun yaşadığı bu sıkıntının ‘dışa vurum’ tarafıydı. arkadaşının kendini feda ettiğini söyleyen hamzaoğlu, g.saray’la ilgili söyleşi yapılan bir ortamda

    korkmaz’ın kendine söylediklerini üzgün bir şekilde yansıttı.

    ‘kaçti’ demesinler diye...

    işte korkmaz’ın hamza hamzaoğlu’yla paylaştıkları;
    g.saray’da bir gün görev bekliyordum. bu hocalık da olabilirdi,menajerlik veya yönetimkanadında da olabilirdi. ancak bu kadar kısa süre içerisinde teknik direktörlüğe getirilmek isteneceğimi hiç düşünmemiştim. başkanımız adnan polat beni telefonla çağırdığında şaşkınlık yaşadım. ama oturup konuştuğumuzda görev tebliğ edilince 'hayır' diyemedim. çünkü takım zor bir dönemdeydi. kabul etmesem görevden kaçtığımı düşüneceklerdi. şartlar böyle gelişti ve reddedemedim. hayır deme lüksüm yoktu..."

    kaynak: haberturk.com

    *
  • 484
    bülent'in teknik direktölüğü nereden tutsan elinde kalır cinsten. tam bir rezalet. ama bunun böyle olacağı evvelinden belliydi düşüncesi ile hareket eder buldum kendimi. bülent'i hiçbir zaman futbol zekası,kültürü, kalitesi,kişiliği veya parlak zekası ile hatırlamam. böyle bir kimyanın da müthiş bir teknik adam olması beklenemez. haa şans yaver gider, bir şeyler olağanın dışında gelişir olur, olmuştur, dünya da örnekleri vardır.
    ama işte bülent'in şansı pek yaver gitmediği ortada. ve netice teknik adamlık kariyerindeki sefil istatistiklere bir yenisini daha ekledi ve eklemeye devam ediyor.
    teknik,tecrübe,çözümleme,analiz,profesyonel yönetim gibi en mühim konularda sokaktaki adamdan bile yetersiz.
    oyuncu seçimi konusunda yeni bir şey yok , değişiklikleri insanı sinir sahibi yapıyor. medyadan etkileniyor, yönetimden etkilenmeyi bırak direkt korkuyor, nasıl yaranırım düşüncesi ile hareket ediyor.
    her neyse bülent kocaman bir yanlış yapıyor teknik direktörlük yaparak.

    fakat beni üzen asıl konu bu değil. bizim ciğerimizi niceleri dağladı varsın biraz da bülent dağlasın der sol yanımızı yumruklamaya,saçı başı yolmaya biraz da bülent için devam ederiz.
    ama asıl mesele şudur ki; bülent '' has galatasaraylı'' ve '' cesur'' özellikleri ile kalbimizi feth eden bir mihenk taşıdır galatasaray için.

    hamburg maçı elimizden giderken tüm suçu ''cassio lincoln''e yıkmaya çalışıp, günah keçisini işaret edip kenara çekilişi ile '' galatasaraylı''lığından.
    ligin en golcü, en çok şut atan, maçı en çok karşı yarı sahada oynayan, rakip sahada en çok pas yapan takımını aldı tüm bunların aksi bir hale soktu. ligin en boktan takımından bile korkar hale gertirdi,öz güvenin içine sıçtı. bu da '' cesur'' nitelemesine şüphe ile bakmama sebep oldu.
    son derece bayağı ve ''basit'' sözlerle eleştirdiği giden teknik adamın * eserine sıçmakla kalmayıp, bir de sıvadı.
    tamam bu olabilir ama bari '' öz galatasaraylı, cesur yürek'' bülent kimliğini bu kadar yerlere sermeseydin be mirim.

    biz üzülürüz bizim tabiatımızda üzülmek var. taraftarız biz. bir takıma tarafız yahu. illaki üzüleceğiz ama beraber yazdığımız şu güzelim mitolojinin romantizmini resmen siktin attın azizim....
  • 497
    sevgili bülent kaptan seni yıllarca galatasaray'ımızın formasını ıslatırken izledik sayısız başarılar kazandın ve takımımızın başına geldin dilerdik ki yıllarca formasını giyeken başarılar kazandığın takımında bu kez aynı başarıları teknik direktör olarak kazanman fakat yeterli başarıya ulaşamadın. belki bugün sana maçta verilen tepkileri sırf bunlar için haketmedin ama lütfen takımımızı bırak o çok sevdiğin galatasaray ve kendin için.
  • 500
    oyuncu olarak takıma dönsün ve inanılmaz hatalar yapsın o zaman bu kadar sorun olmazdı benim gözümde fakat kendisi daha teknik direktörlük kariyerinin çok başlarındadır ve ne yazıkki -gerçekten üzülerek söylüyorum- galatasarayı yönetecek düzeyde değildir şu anda. ne kendisi ne de bizler artık üzülmeyelim ve saygımızı yitirmeyelim kendisine, bir an evvel istifa et bülent korkmaz ve aklımızda kötü hoca olarak değil de efsane kaptan olarak kal.
App Store'dan indirin Google Play'den alın