484
bülent'in teknik direktölüğü nereden tutsan elinde kalır cinsten. tam bir rezalet. ama bunun böyle olacağı evvelinden belliydi düşüncesi ile hareket eder buldum kendimi. bülent'i hiçbir zaman futbol zekası,kültürü, kalitesi,kişiliği veya parlak zekası ile hatırlamam. böyle bir kimyanın da müthiş bir teknik adam olması beklenemez. haa şans yaver gider, bir şeyler olağanın dışında gelişir olur, olmuştur, dünya da örnekleri vardır.
ama işte bülent'in şansı pek yaver gitmediği ortada. ve netice teknik adamlık kariyerindeki sefil istatistiklere bir yenisini daha ekledi ve eklemeye devam ediyor.
teknik,tecrübe,çözümleme,analiz,profesyonel yönetim gibi en mühim konularda sokaktaki adamdan bile yetersiz.
oyuncu seçimi konusunda yeni bir şey yok , değişiklikleri insanı sinir sahibi yapıyor. medyadan etkileniyor, yönetimden etkilenmeyi bırak direkt korkuyor, nasıl yaranırım düşüncesi ile hareket ediyor.
her neyse bülent kocaman bir yanlış yapıyor teknik direktörlük yaparak.
fakat beni üzen asıl konu bu değil. bizim ciğerimizi niceleri dağladı varsın biraz da bülent dağlasın der sol yanımızı yumruklamaya,saçı başı yolmaya biraz da bülent için devam ederiz.
ama asıl mesele şudur ki; bülent '' has galatasaraylı'' ve '' cesur'' özellikleri ile kalbimizi feth eden bir mihenk taşıdır galatasaray için.
hamburg maçı elimizden giderken tüm suçu ''cassio lincoln''e yıkmaya çalışıp, günah keçisini işaret edip kenara çekilişi ile '' galatasaraylı''lığından.
ligin en golcü, en çok şut atan, maçı en çok karşı yarı sahada oynayan, rakip sahada en çok pas yapan takımını aldı tüm bunların aksi bir hale soktu. ligin en boktan takımından bile korkar hale gertirdi,öz güvenin içine sıçtı. bu da '' cesur'' nitelemesine şüphe ile bakmama sebep oldu.
son derece bayağı ve ''basit'' sözlerle eleştirdiği giden teknik adamın * eserine sıçmakla kalmayıp, bir de sıvadı.
tamam bu olabilir ama bari '' öz galatasaraylı, cesur yürek'' bülent kimliğini bu kadar yerlere sermeseydin be mirim.
biz üzülürüz bizim tabiatımızda üzülmek var. taraftarız biz. bir takıma tarafız yahu. illaki üzüleceğiz ama beraber yazdığımız şu güzelim mitolojinin romantizmini resmen siktin attın azizim....
ama işte bülent'in şansı pek yaver gitmediği ortada. ve netice teknik adamlık kariyerindeki sefil istatistiklere bir yenisini daha ekledi ve eklemeye devam ediyor.
teknik,tecrübe,çözümleme,analiz,profesyonel yönetim gibi en mühim konularda sokaktaki adamdan bile yetersiz.
oyuncu seçimi konusunda yeni bir şey yok , değişiklikleri insanı sinir sahibi yapıyor. medyadan etkileniyor, yönetimden etkilenmeyi bırak direkt korkuyor, nasıl yaranırım düşüncesi ile hareket ediyor.
her neyse bülent kocaman bir yanlış yapıyor teknik direktörlük yaparak.
fakat beni üzen asıl konu bu değil. bizim ciğerimizi niceleri dağladı varsın biraz da bülent dağlasın der sol yanımızı yumruklamaya,saçı başı yolmaya biraz da bülent için devam ederiz.
ama asıl mesele şudur ki; bülent '' has galatasaraylı'' ve '' cesur'' özellikleri ile kalbimizi feth eden bir mihenk taşıdır galatasaray için.
hamburg maçı elimizden giderken tüm suçu ''cassio lincoln''e yıkmaya çalışıp, günah keçisini işaret edip kenara çekilişi ile '' galatasaraylı''lığından.
ligin en golcü, en çok şut atan, maçı en çok karşı yarı sahada oynayan, rakip sahada en çok pas yapan takımını aldı tüm bunların aksi bir hale soktu. ligin en boktan takımından bile korkar hale gertirdi,öz güvenin içine sıçtı. bu da '' cesur'' nitelemesine şüphe ile bakmama sebep oldu.
son derece bayağı ve ''basit'' sözlerle eleştirdiği giden teknik adamın * eserine sıçmakla kalmayıp, bir de sıvadı.
tamam bu olabilir ama bari '' öz galatasaraylı, cesur yürek'' bülent kimliğini bu kadar yerlere sermeseydin be mirim.
biz üzülürüz bizim tabiatımızda üzülmek var. taraftarız biz. bir takıma tarafız yahu. illaki üzüleceğiz ama beraber yazdığımız şu güzelim mitolojinin romantizmini resmen siktin attın azizim....