• 248
    büyük blöftür.
    adı geçen bütün takımlar bu işin sadece futbol ayağının olmadığının farkındalar. iş milletler arası bir hal aldı hatta, kıtalar çarpışıyor da diyebiliriz. amerikan sermayesi, avrupa’ ya resmen kafa tutuyor ve bunu futbolla başarmak istiyor. bunu gören ağababalar da masaya kartlarını koyup, istediklerini almayı bekliyor. zannımca olay bundan ibaret.
  • 249
    oturup mantıklı düşününce cidden katılanlar dışında kimseye fayda sağlamadığı ortada.

    uefa sütten çıkmış ak kaşık değil o malum. aynı şekilde bu lig'i kuran takımlarının söyledikleri gibi "futbol'u kurtarmak" gibi bir dertlerinin olmadığı ya da z kuşağının futbol'dan soğuduğu onları geri kazanmak istemeleri gibi bir dertleri yok.
    uefa yıllık 4 milyar euro gibi bir havuzu tüm avrupa kulüpleri yerine bunlara veriyorum deseydi gitmeyecekleri herkesin malumu. ya da bu 12 kulüp başkanı birleşip gelin bu uefa yönetimini yıkalım daha adaletli bir sistem kuralım dese uefa yönetimi bir ay orada kalabilir miydi ? ya da bu transfer ücretleri çok uçtu nba gibi max kontrat koyalım ya da buna bir düzenleme getirelim deseler kim hayır diyecekti ?

    sadece şampiyonlar ligi bitecek yerel ligler kalacak safsatası ayrı bir saçmalık. kimse yılda 250 milyon euro garanti bütçesi olan kulüplerle baş edemez geçiniz o işi. sadece bu takımlara futbolcu yetiştirler.

    real madrid başkanını allah affetsin biraz ali koç'a benzettim sene başında kulüpler batıyor, yok efendim devlet bize yardım etsin, futbolumuz kötü durumda, gerekirse avrupaya katılmayalım hikayesi anlatıyordu ama derdininin türk futbolu olmadığı batmış kulübünü ayağa kaldırmak olduğu hepimizin malumu. aynı şekilde real ve barca borç batağında masraflarını kısmak yerine başkalarının parasına göz diktiler.

    onların bakış açısıyla bakalım galatasaray'a teklif geldi diyelim. önünde yıllık 250 milyon euro var yok diyebilir misin ? bu kulüplerde kendilerini düşünüyor kızmıyorum ama öyle yok efendim futbolu kurtarmak, uefa çok yozlaştı falan geçiniz. hele z kuşağı maçlar çok uzun diyor gerekiyorsa kısaltırız, kendi dünya kupamızı kurarız gibi saçmalıklar... sövdürmeyin kendinize.

    olayın avrupa temelli kalacağını falan da sanmıyorum çünkü tamamen para için kurulmuş bir lig'den bahsediyoruz ne geleneği var ne ahlaki bir temeli. adam ağzıyla diyor real madrid - basel maçını kimse izlemek istemiyor herkes real madrid - man. untd. maçını izlemek istiyor diye. yarın kurumsal bir dil ile "futbolu yine kurtarıyoruz" diyerek wild card'ı verecekler la galaxy'ye sonrasında iş dünya süperlig'ine evrilecek bunun sonu yok. moda denilen şeyin hazır giyim sektörü tarafından yönlendirilmesi gibi düşünün herkes aynı şeyden hoşlanırsa aynı şeyi satacak milyarlarca insan olur. bundan 30 sene sonra bu 15-20 takımdan başka kimse başka takımı tutmayacak çünkü bunlarla baş edebilecek kimse kalmayacak.

    dönelim galatasaray'a teklif gelir mi kısmına bu durumda dönüp bu adamların derdinin para kazanmak olduğunu hatırlatmak isterim. aralarında ekonomisi en kötü olan ülke italya'dır en düşük asgari ücret 854 euro ama ortalamaları 1450 euro. ispanya da dip ücret 1050 euro, ingiltere 1600 euro. bizim ülkemizde 291 euro ediyor o da şimdilik.

    bizim lig paketimiz ortalama olarak aylık 129 tl yani 13 euro ve tüm takım taraftarlarını toplasan 1.3 milyon abone ya vardır ya yoktur geri kalanı kaçak izliyor. man united'ın dunya genelinde sattığı kahve kupalarından kazandığı parayı biz forma satışından elde edemiyoruz. bizim kombine bedelimiz ve stadların doluluk oranlarına vs. gelmiyorum.

    şimdi bu bilgilerden sonra bu adamlar dedi ki aylık izleme bedeli fix 30 euro. avrupa'da takımını izlemek isteyen herkes alır gayet makul ama bizim paramızla karşılığı yaklaşık 290 tl bu para. ülkenin yarısının 291 euro asgari ücretle çalıştığı bir ülke burası. kabul edelim %95 kaçak izler. yani ekonomik olarak adamlara bir geri dönüşümüz olmaz. tek bir neden kalıyor geriye bu para ligine tutku katmak yerellik eklemek ama bunun için de bize kurucu üyelik vermezler en fazla fransa'nın türkiye'ye önerdiği "ayrıcalıklı ab üyeliği" gibi 5 yıllık bir katılım sözü gibi bir şey olabilir. bunun haricinde ne bizi ne başka bir düşük gelirli avrupa ülkesinin takımını almayı akıllarının ucundan bile geçirmezler.
  • 252
    fifa ve uefa'nın telaşı futbolun doğallığı, adalet, taraftar falan değil ellerinden gidecek paylardır. bu yüzden avrupa süper lig oluşumunun etikliği metikliği bozduğunu düşünmüyorum. futbol zaten iyice kapitalizm kokan bir spor olmaya başlamıştı son yıllarda, şimdi buna izin veren uefa-fifa'nın istenmeyen çocuğu olarak hayata gelecek gibi gözüküyor.

    kimsenin futbolun doğallığını, amatör ruhunu, taraftarı düşündüğü yok. olay sadece para.

    galatasaray'a teklif gelirse de hiç düşünmeden atlanmalı üzerine. yıllardan beri, aslında bu durumun paralelinde isteklerimiz oldu. havuzdan çıkma, ligden çekilme, acun ılıcalı'nın kurgulu fakat ''doğal'' programlarından farkı olmayan yerel ligimizdeki olanlar, federasyon falan. katılabilirsek muhteşem olur.
  • 258
    avrupanın en büyük taraftar sayısına sahip kulüplerinin şampiyonlar liginin ikamesi olarak oluşturduğu yeni turnuvadır.

    şimdi gelin hep beraber olası bu yeni oluşumun nedenleri ve sonuçlarını düşünelim.

    nedenleri:

    1- pandemi sonrası dönemde, statlara taraftar gelmemesinin sonucu olarak oluşan gelir-gider dengesizliği, en az 3 takımlık kadro kuran avrupanın büyük takımlarını ekonomik olarak zor duruma soktu. italya ve ispanyol ekonomisi yüzünden yerel ligindeki gelirlerinden de olup, dar boğaza giren real madrid, barca, a. madrid, juventus, milan ve inter bu ligin oluşturulması için ön ayak oldular. yeni gelir kalemleri üretmeye veya var olan gelir kalemlerini artırmak için çözüm, şampiyonlar ligi yayın geliri pastasına büyük takımların göz koyması oldu.

    2- peki sadece ekstra yayın geliri mi amaç? tabii ki, hayır. aynı zamanda oluşacak yeni ligde oynanacak maç sayısı ve statların doluluk oranındaki artış, ekstra bir gelir kalemi de oluşturacaktır.

    3- bu kadar mı? tabii ki, hayır. günümüz futbolunda, sponsorlar da artık ekonominin bir parçası. peki beklenti ne? artık, büyük takımlar, yerel olduğu kadar global sponsorları da çekmek istiyorlar. ancak, şampiyonlar liginde oynanabilecek maksimum 13 maç ile bu sponsorları hedeflemektense, yeni sistemle 27 maç ile artık bu da daha kolay olacaktır.

    4- peki ya gider kısmı? kendi aralarında transfer yapmadıkları sürece, bonservis ve yıllık ücret miktarları da büyük oranda gelire oranlandığında düşecektir. bir örnekle anlatalım. varsayalım, galatasaray bu sistem dışarısında ve barca marcao'ya talip oldu. bu durumda biz marcao'ya nasıl gitme diyeceğiz? bu durumda istediğimiz bonservis bedelini nasıl kazanacağız? veya marcao hayal ettiği yıllık ücretten ne kadar düşecek? bunlar da düşünülmesi gereken unsurlardandır. kısacası artık hem marcao, hem bizim için pazarlık kızıştırılabilecek takım sayısı 20'dir.

    5- peki, ıngiliz kulüpleri niye bu sisteme evet diyor? çünkü geleceğin bütün bilinmezlerine karşı, bu oluşan yeni sistemle yerlerini sağlamlaştırıyorlar. artık yerlerini kaybedebilecekleri bir leicester city, veya notthingam forest yok da ondan. artık katarlı, rus veya amerikan ortaklar, yatırdıkları paraların karşılığını kesin bir şekilde elde etmek istiyorlar. örneğin, arsenal veya man. utd. yatırımcıların koydukları para kesin başarı sağlamıyor, ve gelecekte olası gelir kalemlerinden mahrum kalmak istemiyorlar.

    gelelim olası sonuçlara:

    1- kısa vadede izleyiciler açısından bir şölen anlamı gelecek olsa da, 'underdog' deneilecek takım sayısının azlığı veya yokluğu, büyük takımlar arasında olası sürekli yenilmeleri, izleyiciler açısından büyük bir bıkkınlık yaratacaktır. bu bıkkınlık sonrası oluşacak ekonomik zararlar (sponsorların azalması, yayın gelirlerinin ve stat gelirlerinin düşmesi), şu anki 'kurucu olmayan' takımların da hakkına çökerek, bir süre idare edilebilecek olsa da uzun vadede sistemin devam ettirilememesine yol açacaktır. bu hakka çökme meselesinin en canlı kanlı örneği euroligdir. fenerbahçe euroligden her yıl ispanyol takımlarının yayın gelirinin 6'da birini almaktadır. eğer wildcard ile katılmak isterseniz, üstüne bir de siz eurolig'e para ödemek zorunda kalıyorsunuz.

    2- avrupa şampiyonlar ligi, avrupada bulunan ve bu turnuvaya katılamayan diğer takımlar ve taraftarları içinse, lig veya başarı ayırt etmeksizin 2. sınıf olmak anlamına geliyor. peki taraftarlar veya kulüpler bu yeni oluşum sonrası kendi mahalli liglerinde, yeni oluşumun kurucu üyelerine ne gözle bakacaklar? mesela west ham kulübü ve taraftarları, man. united'in ingiltere liginde bulunmasını isteyecek mi? uzun vadede, ilginç bir şekilde dimyata pirince giderken, eldeki bulgurdan olmak da mümkün. sonuçta, ingiltere yayın gelirleri de büyük bir kalem ve ıngiltere'de irili ufaklı bütün kulüplerin taraftar sayıları o bölgedeki nüfus ile ilgili. kısacası ingiltere 6'dan daha büyük.

    3- son olarak gelelim futbolun ruhuna. her insan için bu durum farklı olsa da, futbolda 'peri masalları' hep efsaneleştirilmiş ve unutulmamıştır. şampiyonlar liginde yarı final gören bir 'ajax', uefa'da şampiyonluk alan shakhtar ve galatasaray futbolu ilginç kılan ve reytinglerini artıran durumlardır.

    bu durum aslında kulübümüz için büyük bir fırsat doğurmaktadır. ceferin'in çıkışı sayesinde büyük kulüplerin bu 'underdog' açmazını akıl ile kendi lehimize çevirebiliriz. sadece şampiyonalar liginde elde ettiğimiz geliri isteyerek, pastaya fazla dokunmadan kurucu üye olmak istersek, büyük ihtimalle kabul edilecektir. ancak bu durumda, ilk yıllar büyük acılar çekmekle beraber, aynı zamanda avrupadaki 2. sınıf takımlardan daha kolay oyuncu çekip, bunları da büyük takımlara iteleyebiliriz. tabii taraftar olarak bu ligde çok acı çekeceğimiz gerçeği değişmiyor.
  • 259
    fenerbahçe taraftarının 2008 yılı şampiyonlar ligi kupasının kendilerine verileceğine inanmasına müteakip çökme noktasına gelen çılgın proje.

    adamların kazandığı savaş yok.
    mesele dalga geçmek bile olsa...

    şakası bir tarafa alman kulüplerin başından beri tavır koyması, real madrid hariç ispanyolların "üyelere sormadan giremeyiz" diye ayak sürümesi, ingilizlerin yorumcusundan taraftarına yoğun tepkisi ve tabi ki başbakanlarının "size bu ülkede top oynatmam" çıkışı sonrası 2. gününde rafa kalkması neredeyse kesinleşmiştir.

    bir grup şımarık para babasının yaptığı mızıkçılıktı. ceza verilmesi ütopik olur ama umarım en azından bu maceranın sonunda bu işe kalkışanlar yeni maddi kaynaklarla ödüllendirilmez.
  • 260
    20 nisan 2021 chelsea brighton maçı'nın geç başlamasına sebebiyet veren organizasyon.

    chelsea taraftarı, stadın çevresinde bayağı kalabalık bir halde takım otobüsüne yaptığı protestolar ile stada girilmesine engel olmuş durumda. konu: avrupa süper ligi'ne takımların katılma kararını beğenmemeleri. maç, tr saati ile 22'de başlayacaktı ancak hâlâ chelsea takımı sahaya çıkamadı. sanırım süper lig'den çıkma kararı da almış durumdalar. henüz resmi açıklama yok ama city ve chelsea ilk patlak veren kulüpler..

    taraftar kimmiş? ne yaptırımı varmış? kulüpler kararını verdikten sonra onlar da kimmiş? diyenlere güzel bir cevap verilmiş oldu: taraftar futbolun her şeyi.. sempatizan yoksa ruh da olmaz, efsane de olmaz, kulüp de olmaz..
  • 265
    kulüpleri yabancı/çok uluslu şirketlere satılmış taraftarların "futbol romantizmi" nedeniyle büyük ayaklanması sonucu muhtelemen defteri kapanmış oluşum.
    şahsen bir seyirci olarak olmasını istemiştim. benim için keyifli maç izleme seçeneği olacaktı. ancak görünen o ki 12 büyük kulüp istediğini aldı ve cl'de devam edecekler.
    yaşadığı o kadar skandala rağmen nasıl olduysa uefa da durduk yere kahraman ilan edildi, hadi biraz daha sadeleştireyim, değerli kılındı.
    ezcümle, kara düzen devam edecek, büyük kulüpler daha da imtiyazlı olacak; orta ve küçük kulüpler ise yine bu işten zararlı çıkacak.
    uefa'nın açıkladığı yeni sistemin de 2024'e kadar bekleyeceğini düşünmüyorum. ola ki beklediler, para babaları yine aba altından sopa gösterecektir.
  • 266
    saçma sapan bir projedir. buna onay verenin futbolu sevdiği şüphelidir.

    bektaşi'ye 2 şişe şarap uzatmışlar ve hangisinin daha iyi olduğunu söylemesini istemişler.
    birincisini içmiş ve hemen 2.si için bu daha güzel demiş.
    ama daha 2.nin tadına bile bakmadın demişler.
    bundan daha kötü olması imkansız demiş.

    işte bu lig olabilecek en kötü ligdir. hiç öyle galatasaray avrupa takımı, biz türkiye'yiz falan demeyin. bu lig resmen ve alenen futbol sevgimizin dibine dinamit koymaktır. umarım galatasaray'a teklif gelirse reddeder. ve milyonların sevgilisi olur. galatasaraylılar zaten seviyor önemli olan diğer taraftaralardan da "helal olsun" alabilmek.

    bir ara 20 gün içinde tam 4 tane real madrid-barcelona maçı oynandıydı. hiç zevk vermediydi. o zaman "bu ne yaa, bayıldık artık el classico'dan" demiştik. işte bu lig ile aynısı olacak. senede 2 kere olması en güzeli.

    (bkz: 16 nisan 2011 real madrid barcelona maçı)
    (bkz: 20 nisan 2011 barcelona real madrid maçı)
    (bkz: 27 nisan 2011 real madrid barcelona maçı)
    (bkz: 03 mayıs 2011 barcelona real madrid maçı)

    bazen intikamın 3-5 yıl sonra alınması daha güzel.
    (bkz: 6 mayıs 2009 chelsea barcelona maçı)
    (bkz: 24 nisan 2012 barcelona chelsea maçı)
  • 267
    boris johnson'ın açıklamalarından tutun taraftarların duruma el koymasına kadar yaşanan bir çok olayla yalan olan projedir.

    üstelik bazı kulüplerden istifa haberleri geliyor. yani gerçekten bunu ne düşünüp de ortaya attınız, gerçekten hiç direniş falan olmaz mı sandınız anlamak mümkün değil. resmen rezil oldular.

    ek olarak hakkını arayan, pes etmeyen insanların ne kadar kuvvetli olduğunu da gördük. bu da güzel tarafı işin.
  • 269
    bir daha geri gelmemek üzere tarihin tozlu sayfaları arasına girmiştir. bundan sonra bu gibi oluşumların adını ananların nasıl büyük bir toplumsal baskıya maruz kalacağını, az çok bugünkü yaşanan olaylardan, tahmin edebiliriz. bu kadar büyük bir tepki ile karşılaşıp kadük kalmasının tamamen taraftarlar ve hükümetlerin eylemlerinden kaynaklandığını görmüş olduk.
  • 271
    bu işte bir iş var, bakalım ne zaman çıkar kokusu? kulüplerin bu kadar çabuk pes etmesi, ligden ayrılma kararı alması ilginç. yıllardır bu ligi kurmak isteyen para babaları gelecek tepkileri hiç düşünmemişler midir? acil durumu planları yok mudur? taban araştırması yapılmamış mı? uefa ve fifa içerisinde hiç mi adamları yoktu kendilerine destek verecek, ya da olabilecek yaptırımlar konusunda uyaracak? manchester united ve city'nin sahipleri dünyanın en zengin insanları. bunları önceden araştırmamış, buna göre plan yaptırtmamış olmamaları imkansız. ya yem attılar ya da başka bir şey var. yani biz bir ligi açıklayalım da tepki gelirse geri çekiliriz ya ne olacak dememişlerdir herhalde?
App Store'dan indirin Google Play'den alın