258
avrupanın en büyük taraftar sayısına sahip kulüplerinin şampiyonlar liginin ikamesi olarak oluşturduğu yeni turnuvadır.
şimdi gelin hep beraber olası bu yeni oluşumun nedenleri ve sonuçlarını düşünelim.
nedenleri:
1- pandemi sonrası dönemde, statlara taraftar gelmemesinin sonucu olarak oluşan gelir-gider dengesizliği, en az 3 takımlık kadro kuran avrupanın büyük takımlarını ekonomik olarak zor duruma soktu. italya ve ispanyol ekonomisi yüzünden yerel ligindeki gelirlerinden de olup, dar boğaza giren real madrid, barca, a. madrid, juventus, milan ve inter bu ligin oluşturulması için ön ayak oldular. yeni gelir kalemleri üretmeye veya var olan gelir kalemlerini artırmak için çözüm, şampiyonlar ligi yayın geliri pastasına büyük takımların göz koyması oldu.
2- peki sadece ekstra yayın geliri mi amaç? tabii ki, hayır. aynı zamanda oluşacak yeni ligde oynanacak maç sayısı ve statların doluluk oranındaki artış, ekstra bir gelir kalemi de oluşturacaktır.
3- bu kadar mı? tabii ki, hayır. günümüz futbolunda, sponsorlar da artık ekonominin bir parçası. peki beklenti ne? artık, büyük takımlar, yerel olduğu kadar global sponsorları da çekmek istiyorlar. ancak, şampiyonlar liginde oynanabilecek maksimum 13 maç ile bu sponsorları hedeflemektense, yeni sistemle 27 maç ile artık bu da daha kolay olacaktır.
4- peki ya gider kısmı? kendi aralarında transfer yapmadıkları sürece, bonservis ve yıllık ücret miktarları da büyük oranda gelire oranlandığında düşecektir. bir örnekle anlatalım. varsayalım, galatasaray bu sistem dışarısında ve barca marcao'ya talip oldu. bu durumda biz marcao'ya nasıl gitme diyeceğiz? bu durumda istediğimiz bonservis bedelini nasıl kazanacağız? veya marcao hayal ettiği yıllık ücretten ne kadar düşecek? bunlar da düşünülmesi gereken unsurlardandır. kısacası artık hem marcao, hem bizim için pazarlık kızıştırılabilecek takım sayısı 20'dir.
5- peki, ıngiliz kulüpleri niye bu sisteme evet diyor? çünkü geleceğin bütün bilinmezlerine karşı, bu oluşan yeni sistemle yerlerini sağlamlaştırıyorlar. artık yerlerini kaybedebilecekleri bir leicester city, veya notthingam forest yok da ondan. artık katarlı, rus veya amerikan ortaklar, yatırdıkları paraların karşılığını kesin bir şekilde elde etmek istiyorlar. örneğin, arsenal veya man. utd. yatırımcıların koydukları para kesin başarı sağlamıyor, ve gelecekte olası gelir kalemlerinden mahrum kalmak istemiyorlar.
gelelim olası sonuçlara:
1- kısa vadede izleyiciler açısından bir şölen anlamı gelecek olsa da, 'underdog' deneilecek takım sayısının azlığı veya yokluğu, büyük takımlar arasında olası sürekli yenilmeleri, izleyiciler açısından büyük bir bıkkınlık yaratacaktır. bu bıkkınlık sonrası oluşacak ekonomik zararlar (sponsorların azalması, yayın gelirlerinin ve stat gelirlerinin düşmesi), şu anki 'kurucu olmayan' takımların da hakkına çökerek, bir süre idare edilebilecek olsa da uzun vadede sistemin devam ettirilememesine yol açacaktır. bu hakka çökme meselesinin en canlı kanlı örneği euroligdir. fenerbahçe euroligden her yıl ispanyol takımlarının yayın gelirinin 6'da birini almaktadır. eğer wildcard ile katılmak isterseniz, üstüne bir de siz eurolig'e para ödemek zorunda kalıyorsunuz.
2- avrupa şampiyonlar ligi, avrupada bulunan ve bu turnuvaya katılamayan diğer takımlar ve taraftarları içinse, lig veya başarı ayırt etmeksizin 2. sınıf olmak anlamına geliyor. peki taraftarlar veya kulüpler bu yeni oluşum sonrası kendi mahalli liglerinde, yeni oluşumun kurucu üyelerine ne gözle bakacaklar? mesela west ham kulübü ve taraftarları, man. united'in ingiltere liginde bulunmasını isteyecek mi? uzun vadede, ilginç bir şekilde dimyata pirince giderken, eldeki bulgurdan olmak da mümkün. sonuçta, ingiltere yayın gelirleri de büyük bir kalem ve ıngiltere'de irili ufaklı bütün kulüplerin taraftar sayıları o bölgedeki nüfus ile ilgili. kısacası ingiltere 6'dan daha büyük.
3- son olarak gelelim futbolun ruhuna. her insan için bu durum farklı olsa da, futbolda 'peri masalları' hep efsaneleştirilmiş ve unutulmamıştır. şampiyonlar liginde yarı final gören bir 'ajax', uefa'da şampiyonluk alan shakhtar ve galatasaray futbolu ilginç kılan ve reytinglerini artıran durumlardır.
bu durum aslında kulübümüz için büyük bir fırsat doğurmaktadır. ceferin'in çıkışı sayesinde büyük kulüplerin bu 'underdog' açmazını akıl ile kendi lehimize çevirebiliriz. sadece şampiyonalar liginde elde ettiğimiz geliri isteyerek, pastaya fazla dokunmadan kurucu üye olmak istersek, büyük ihtimalle kabul edilecektir. ancak bu durumda, ilk yıllar büyük acılar çekmekle beraber, aynı zamanda avrupadaki 2. sınıf takımlardan daha kolay oyuncu çekip, bunları da büyük takımlara iteleyebiliriz. tabii taraftar olarak bu ligde çok acı çekeceğimiz gerçeği değişmiyor.
şimdi gelin hep beraber olası bu yeni oluşumun nedenleri ve sonuçlarını düşünelim.
nedenleri:
1- pandemi sonrası dönemde, statlara taraftar gelmemesinin sonucu olarak oluşan gelir-gider dengesizliği, en az 3 takımlık kadro kuran avrupanın büyük takımlarını ekonomik olarak zor duruma soktu. italya ve ispanyol ekonomisi yüzünden yerel ligindeki gelirlerinden de olup, dar boğaza giren real madrid, barca, a. madrid, juventus, milan ve inter bu ligin oluşturulması için ön ayak oldular. yeni gelir kalemleri üretmeye veya var olan gelir kalemlerini artırmak için çözüm, şampiyonlar ligi yayın geliri pastasına büyük takımların göz koyması oldu.
2- peki sadece ekstra yayın geliri mi amaç? tabii ki, hayır. aynı zamanda oluşacak yeni ligde oynanacak maç sayısı ve statların doluluk oranındaki artış, ekstra bir gelir kalemi de oluşturacaktır.
3- bu kadar mı? tabii ki, hayır. günümüz futbolunda, sponsorlar da artık ekonominin bir parçası. peki beklenti ne? artık, büyük takımlar, yerel olduğu kadar global sponsorları da çekmek istiyorlar. ancak, şampiyonlar liginde oynanabilecek maksimum 13 maç ile bu sponsorları hedeflemektense, yeni sistemle 27 maç ile artık bu da daha kolay olacaktır.
4- peki ya gider kısmı? kendi aralarında transfer yapmadıkları sürece, bonservis ve yıllık ücret miktarları da büyük oranda gelire oranlandığında düşecektir. bir örnekle anlatalım. varsayalım, galatasaray bu sistem dışarısında ve barca marcao'ya talip oldu. bu durumda biz marcao'ya nasıl gitme diyeceğiz? bu durumda istediğimiz bonservis bedelini nasıl kazanacağız? veya marcao hayal ettiği yıllık ücretten ne kadar düşecek? bunlar da düşünülmesi gereken unsurlardandır. kısacası artık hem marcao, hem bizim için pazarlık kızıştırılabilecek takım sayısı 20'dir.
5- peki, ıngiliz kulüpleri niye bu sisteme evet diyor? çünkü geleceğin bütün bilinmezlerine karşı, bu oluşan yeni sistemle yerlerini sağlamlaştırıyorlar. artık yerlerini kaybedebilecekleri bir leicester city, veya notthingam forest yok da ondan. artık katarlı, rus veya amerikan ortaklar, yatırdıkları paraların karşılığını kesin bir şekilde elde etmek istiyorlar. örneğin, arsenal veya man. utd. yatırımcıların koydukları para kesin başarı sağlamıyor, ve gelecekte olası gelir kalemlerinden mahrum kalmak istemiyorlar.
gelelim olası sonuçlara:
1- kısa vadede izleyiciler açısından bir şölen anlamı gelecek olsa da, 'underdog' deneilecek takım sayısının azlığı veya yokluğu, büyük takımlar arasında olası sürekli yenilmeleri, izleyiciler açısından büyük bir bıkkınlık yaratacaktır. bu bıkkınlık sonrası oluşacak ekonomik zararlar (sponsorların azalması, yayın gelirlerinin ve stat gelirlerinin düşmesi), şu anki 'kurucu olmayan' takımların da hakkına çökerek, bir süre idare edilebilecek olsa da uzun vadede sistemin devam ettirilememesine yol açacaktır. bu hakka çökme meselesinin en canlı kanlı örneği euroligdir. fenerbahçe euroligden her yıl ispanyol takımlarının yayın gelirinin 6'da birini almaktadır. eğer wildcard ile katılmak isterseniz, üstüne bir de siz eurolig'e para ödemek zorunda kalıyorsunuz.
2- avrupa şampiyonlar ligi, avrupada bulunan ve bu turnuvaya katılamayan diğer takımlar ve taraftarları içinse, lig veya başarı ayırt etmeksizin 2. sınıf olmak anlamına geliyor. peki taraftarlar veya kulüpler bu yeni oluşum sonrası kendi mahalli liglerinde, yeni oluşumun kurucu üyelerine ne gözle bakacaklar? mesela west ham kulübü ve taraftarları, man. united'in ingiltere liginde bulunmasını isteyecek mi? uzun vadede, ilginç bir şekilde dimyata pirince giderken, eldeki bulgurdan olmak da mümkün. sonuçta, ingiltere yayın gelirleri de büyük bir kalem ve ıngiltere'de irili ufaklı bütün kulüplerin taraftar sayıları o bölgedeki nüfus ile ilgili. kısacası ingiltere 6'dan daha büyük.
3- son olarak gelelim futbolun ruhuna. her insan için bu durum farklı olsa da, futbolda 'peri masalları' hep efsaneleştirilmiş ve unutulmamıştır. şampiyonlar liginde yarı final gören bir 'ajax', uefa'da şampiyonluk alan shakhtar ve galatasaray futbolu ilginç kılan ve reytinglerini artıran durumlardır.
bu durum aslında kulübümüz için büyük bir fırsat doğurmaktadır. ceferin'in çıkışı sayesinde büyük kulüplerin bu 'underdog' açmazını akıl ile kendi lehimize çevirebiliriz. sadece şampiyonalar liginde elde ettiğimiz geliri isteyerek, pastaya fazla dokunmadan kurucu üye olmak istersek, büyük ihtimalle kabul edilecektir. ancak bu durumda, ilk yıllar büyük acılar çekmekle beraber, aynı zamanda avrupadaki 2. sınıf takımlardan daha kolay oyuncu çekip, bunları da büyük takımlara iteleyebiliriz. tabii taraftar olarak bu ligde çok acı çekeceğimiz gerçeği değişmiyor.