her ne kadar sky'ın son haberinde projeye liverpool ve manchester united'ın önayak olduğu yazılıp çizilse de bu muhabbet en azından beş altı senelik bir muhabbet ve mimarı da rummenigge ile andrea agnelli. zaten mantıken premier lig'e ait bir takım neden böyle bir avrupa süper ligi istesin ki? açayım ama önce iki infografik:
https://gss.gs/Hlf.jpg görüldüğü üzere yayın haklarında premier lig; bundesliga, serie a ve ligue 1'i neredeyse iki buçuk, üçe katlamış... en yakın rakibi la liga'ya da hemen hemen 1 buçuk milyar avro fark atmış vaziyette. e bunun sonucunda da ne oluyor? ona da şuradan bakalım:
https://gss.gs/4d4.jpg premier lig sonuncusu takım 103,9 milyon avro yayın geliri elde ederken serie a şampiyonu 85,3 milyon avro, bundesliga şampiyonu ise sadece 65,4 milyon avro kazanabiliyor yayın gelirinden. la liga şampiyonu bunlara nazaran çok iyi durumda ama o bile premier lig'de 6'ncı olan takımdan daha az gelir elde ediyor.
hadi büyük takımların (real, barça, bayern, juve vs.) durumu dengeleyebilecek bin bir tane kapısı var ama asıl mevzu liglerin küçük takımları arasında dönüyor.
la liga'nın sonuncusu: €40,3m
bundesliga'nın sonuncusu: €25,4m
serie a'nın sonuncusu: €36,5m
yayın geliri elde ederken demin de söylediğim gibi premier lig'de sonuncu olan ekibe 103,9 milyon avro para akmış. hatta premier lig'e yeni çıkanlara da 100 milyon avro civarı bir para veriliyordu yanılmıyorsam.
tüm bunları alt alta yazdığında şöyle bir şey ortaya çıkıyor... eğer birileri bu duruma çomak sokmazsa premier lig kulüpleri, ellerindeki maddi imkanlarla ve de bütün içeriklerinin ingilizce olması avantajıyla diğer ligleri böcek gibi ezecekler. zaten son yıllarda bunun örneklerini de görüyoruz. misal serie a'nın en iyi oyuncularından ve ligdeki her takımda banko oynayabilecek kalitedeki rodrigo de paul az kalsın leeds'e gidiyordu ki o leeds united ayağının tozuyla tam 106,78 milyon avroluk transfer yapmış bu yaz. veya bakıyorsun everton bir çırpıda james, allan, doucoure orta sahasını kurabilmiş. ha keza ligler arasındaki maaş farkları da inanılmaz. bu da ne büyüklükte olursa olsun diğer liglerden bir takımın herhangi bir premier lig oyuncusunu transfer etmesini çok zorlaştırıyor. ancak oyuncu çok isterse durum değişiyor. mesela united'dan €12m kazanan alexis sanchez'in sırf top oynamak istediği için inter'de €7m maaşı kabul etmesi gibi...
hepsini geçtim, bize bakalım. almak için uğraştığımız (en azından öyle ümit ediyorum) ve hocanın hayalindeki kurgusunda çok önemli bir yere sahip olan seri şu an premier lig sonuncusu fulham'da kadroya bile giremiyor. ve bu adam henüz iki sene önce 30 milyon avroya alınmıştı. onu da geçtim şu an takımda hayat belirtisi gösteren birkaç isimden biri olan etebo, championship takımından kiralandı. işte ben buna makasın açılması diyorum. (evet, tabir bana ait.)
e tabi bu olup bitenleri bayern ve juventus gibi kulüpler de görüyor. müstakil bir kuruluş olan
eca yani avrupa kulüpler birliği'nde halef-selef ilişkisi içinde bulunan rummenigge ve agnelli'nin konuyla ilgili tonla açıklaması var. zayıf lig ve rekabetsizlik ikilisinin nasıl bir dezavantaj yarattığının farkındalar. yani şunu demek istiyorum; liverpool'un ya da city'nin hafta sonu oynadığı premier lig sonuncusu kulübün kadro değeri 200 milyon avroyu aşarken juventus 35 milyon avroluk crotone'yle, spezia'yla oynuyor. rolando maran gibi bir davul serie a'da halen hocalık yapabilirken, united ve chelsea bielsa'ya ya da ancelotti'ye karşı tez-antitez üretmek zorunda kalıyor. velhasıl parasızlık kalitesizliğe, kalitesizlik rekabetsizliğe, o da başarısızlığa ve albeni eksikliğine yol açıp bir kısır döngü oluşturuyor. (bu arada bu kısır döngüyle ilgili barça ve real'in herhangi bir rahatsızlığını ya da bunu kırmak için herhangi bir girişimini duymadım. liglerinin öldüğünü ve bunun da küçük takımların kalitesizliğinden kaynaklandığını göremeyecek kadar salaklar galiba.)
peki premier lig de dahil yerel ligleri öldürecek (amaç o zaten) bu müstakbel avrupa süper ligi'nin zararları yok mu? var elbette. mesela atalanta gibi bir takımı böyle bir ligde asla göremeyiz. bu mevzu agnelli'ye sorulduğunda "atalanta'ya saygım büyük ama iyi bir sezon geçirdiler diye başarılı bir geçmişlerinin olmadığını göz ardı edip avrupa'nın en üst düzey organizasyonunda yer almalarına doğru diyebilir miyiz?" gibi dallamaca bir cevap verebiliyor.
belki "unpopular opinion" yani türkçesiyle "hıncalizm" olacak biraz -o yüzden okuyanlar kızmasın- ama ben bu lige sırf bizim kalibremizdeki takımları mahvedeceği için karşı çıkan fikirlere katılmıyorum. bu lig kurulsa da kurulmasa da fark açılacak çünkü. ha kurulursa mevzubahis büyük kulüplerin (real, barça, bayern, liverpool, psg vs.) lehine açılacak, kurulmazsa ingiltere premier lig lehine açılacak. bkz: etebo veya seri örneği. son otuz yıla bakarsak trend hep büyük ligler ve büyük takımlar lehine gelişmiş zaten. şampiyonlar ligi formatında gidilen 39532 tane değişiklik de bunun göstergesi. mesela 1995-96 şampiyonlar ligi gruplarını şuraya bırakayım:
https://gss.gs/1Z4.png şu takımların neredeyse yarısının artık turnuvaya katılması mucizevi olurdu. sıra bizim çapımızdaki (şahtar, dinamo kiev, sparta prag, olympiakos vs.) takımlara geldi. bu arada uefa ya da fifa'nın bu organizasyonu engellemesi de zor çünkü rummenigge diyor ki "uefa
veyaeca çatısı altında böyle bir lig kurulacak..."
bu durumda zenginlere "hayırlı olsun", fakirlere "geçmiş olsun" demek düşer bize de...