• 426
    1996-2000 efsane yılları arasında oynanan tüm maçlara gittiğim epik stad.

    şimdi onu yıkıyorlar ya, benim de hayatımın en mutlu dönemi kalıyor altında. ömür koyup, gönül bağladığımız yer, artık anılarımızda yaşayacak. ümit'in milan'a attığı penaltı golündeki gözyaşlarımız molozların altında kalacak.

    yeni iyi güzel de, eski hakikatli sevilirmiş. sonsuza kadar özlenirmiş..
  • 427
    aslında benim ali sami yen'e ilk gidişim bir galatasaray maçı değildi! ilginçtir. o zaman 7-8 yaşındaydım galiba. yıl 1996 felan herhalde ( tam hatırlamıyorum ama küçüktüm işte !) kayserispor- belediyespor maçıydı sanırım. bu maç 1. lige çıkma play-off maçı gibi bir şeydi. babam kardeşim ve ben maça gidiyorduk ve bu ilkti hem de ali sami yen'e ! otobüsten indik, o büyük köprülerin altından geçerek yeni açık tarafından ali sami yen'in sınırlarına girdik. önce bilet almak için sıra bekledik ( o zman veya o maça özel bilmiyorum biletler turnikeye giden yerdeki küçük gişede satılıyordu) biletleri almak için sıradayken turnikeye giden o demir kafes gibi yerin içine girdiğimizde biraz ürkmüştüm. biletleri aldık ve yavaş yavaş o kafes gibi yerden turnikeye doğru ilerledik ve sonunda turnikeden geçtik. ben o çocuk aklımla turnikeyi geçince hemen stadyumun içi görünecek diye bekliyordum ama tabii ki öyle olmadı*. sonra biraz yürüdükten merdivenleri çıktıktan sonra yeni açık üst tribünden o yeşil zemini galatasaray yazsını gördüm. her zman sadece tv'den gördüğüm bu şeyleri ilk defa canlı görmek anlatılmaz bir duyguydu. bu bir galatasaray maçı değildi ama ben sadece tv den görebildiğim bu yeri ilk defa canlı olarak görüyordum. stad haliyle boştu sadece bizimde bulunduğumuz yeni açık tarafında seyirci vardı. galiba tek orayı açmışlardı seyirciye bilmiyorum. işte böyleydi seni görüşüm ali sami yen. bu ilk gidişimden sonra bir galatasray maçı için de ali sami yen'e gitmem çok zaman almadı. ama kime karşı oynadığımız hatırlamıyorum şu an. bilmiyorum belki de maçtan çok beni ali sami yen'in etkilemesinden olabilir bu. küçük bir çocuğun sadece tv den izlediği belki de bir film sandığı, o çocuk dünyasında orayı belki de bir kale belki çizgi filmlerde gördüğü ulaşılmaz, dokunulmaz, tılsımlı bir yer olarak canlandırdığı bir yerin içinde olması tarif edilemez bir durumdu.stad tıklım tıklımdı, sarı kırmız bayraklar formalar... bir çocuk için belki de hayatında görmediği bir kalabalık bir ses. ve o çocuk tribünde o mabedin içindeydi ve kahramanları hagiler hakanlar tafareller sahada ! var mı böyle birşey başka bir galatasaraylı bir çocuğu mutlu edecek bir şey? hangi oyuncak hangi lunapark bu mutluluğu verebilirdi bana bilmiyorum, sanırım veremezdi. evet artık o çocuk dünyamın belki de en ulaşılmaz dokunulmaz yerinde maçı izlemiştim galiba ali sami yen'i izlemiştim... hatırlamıyorum çünkü karşı takım kimdi *. tabi bundan sonra da defalarca geldim sana ali sami yen her zmanki ilk günkü çocuk heyecanım vardı içimde. neler yaşadık orda, neler yaşattın bize ... şimdi gidiyorsun, kötü vedalaşıyoruz be ... gönül istedi ki bir şampıyonlukla bir kupayla senin alışık olduğun bize yaşatmaya alışık olduğun bir şekilde vedalaşalım ama olmadı...

    çocuk kalbim her zaman orada seninle olacak ..

    bu kalp seni unutur mu?...
  • 429
    bu aralar yerli yersiz dalıp gitmeme sebep olmaktadır yıkılacak olması, anlamsız bi şekilde göğsüm sıkışmaktadır sadece tek bi buluşmamız kaldığını düşündükçe, sürekli aklıma eski maçlar gelmekte, ıslak merdivenleri (hep ıslaktır o merdivenler, koridorlar ne hikmetse) gözümün önünde belirmektedir. gerçekten bu kadar acıtacağını tahmin edemezdim çok sevmişiz demekki.
  • 431
    türk telekom arena'nın açılışından daha büyük bir veda törenini hak eden mabedimizdir. yönetim büyük bir ihanete imza atmaktadır. adı da ali sami yen'e vedadır. türk telekom arena'nın yeni ve modern bir stad olmasıyla taraftarın ilgisini cezbetmektedir. aynı senelerdir her türlü sefayı ve cefayı paylaştığı kadını unutup, dışardaki süslü genç kızlara bakan adamlara benziyorsunuz. ali sami yen stadı büyük bir vefasızlıkla tarihin tozlu yapraklarını arasında kaybolup gitmeye adaydır. taraftar tüm benliğiyle bu ihanete ortak olmaktadır. bakıyoruz tt arena başlığında gün be gün olanlar aktarılıyor, geri sayım yapılıyor, resimler konuyor, çıkacak futbolcuların kalitesizliğinden şikayet ediliyor vs. heyecanı ve yeniye olan merakı anlıyorum ama bu geçmişimizi unutmamıza bahane olamaz. düşündünüz mü hiç: bu futbolcuların hangisi ali sami yen'e veda etmeye yaraşır da tt'ye çıkışları yorumlanıyor?!

    ali sami yen stadı 64'ten beri orada. orada bir ruh var. taa avrupa'ya gidemediğimiz, ezim ezim ezildiğimiz zamanların ruhu var, toprak sahanın, yağmurun çamurun ruhu var. daha sonra avrupa'ya gittiğimizde kuralları hiçe sayarak tıkabasa doldurarak, meşale yakarak cehennem yarattığımız tribünlerin ruhu var. milan sahaya çıktığında kimleri yenmedik lan bu sahada sizi mi yenemeyeceğiz inancıyla boğazların yırtılması var.

    ali sami yen'e büyük bir veda planlanmalıydı. gelmiş geçmiş, dost düşman o stadda bizimle tarihi paylaşmış bütün önemli futbol emekçilerinin katılacağı ülke çapında bir törenin gerçekleştirilmeliydi. o yaşadığımız zaferlere tanık olan avrupalı dev kulüplerin, cehennem burası, yok böyle taraftar diyen o zamanki futbolcuları, başkanları davet edilmeliydi. alex ferguson gelmeliydi, maldini gelmeliydi. zordu belki imkansızfdı bunlar ama yapılmalıydı. sami yen'e büyük bir gösteriyle veda edilmeliydi ve bu gösteri tüm dünyaya duyurulmalıydı.

    elinize yüzünüze bulaştırdınız. hepiniz, hepimiz... umarım sami yen büyüklüğünü gösterir de ahını tt arena denen yeni stadda bizden çıkarmaz. onun ahı bir-iki futbolcu müsveddesinin ahına benzemez...
  • 432
    ne kadar eski derlerse desinler , ne denli konforsuz bulurlarsa bulsunlar , kim gösterişsiz derse desin ; bir kez bile olsa giden , bir defa bile o atmosferi tadan galatasaray lının asla unutamayacağı , yıkılışını çok büyük ihtimalle ağlayarak izleyeceğimiz , kendimizden sonrakilere hep gözümüzde bir parıltıyla anlatacağımız stattır .

    unutmayalım , unutturmayalım .
  • 437
    nasıl anlatılır ki,hiçbir ayrılık bana bu kadar zor gelmemişti.senin yıkılışını nasıl izleyeceğim,buna kalbim nasıl dayanacak bilmiyorum.yıkacaklar ulan var mı ötesi.her sabah önünden geçtiğim yerde kafamı bir kaldırıcam alışveriş merkezi duruyor.nice sevinçler,üzüntüler yaşadığımız,bazen hiç tanımadığımız insana ailemizden birine sarılır gibi sarıldığımız,bir bardak suyu 5 kişi paylaştığımız,bilet kuyruğunda sabahladığımız,duvarına yaslanarak uyuduğumuz,hayatımın en mutlu anlarını yaşadığım mabedim.elveda...
  • 449
    gönül isterdi ki benim de seninle eğlenceli anılarım olsun. en destan yazdığı entrylerimin başrolü ol. x tarihli gs y maçına sende yaşadıklarımı yazayım. dost ortamında bunları anlatayım. yeri geldiğinde tribünlerinde yanımdaki kişiyle omuz omuza tezahürat yapalım. mağlubiyetlere beraber üzülelim, galibiyetlerin şampiyonlukların sevincini beraber yaşayalım. beraber gülelim beraber ağlayalım. kuyruklarında çile çekelim, sana gelebilmek adına aç kalalım, senin mekanlarında çatının altında karınlarımızı doyuralım, ama olmadı.

    o zamanlar sağlıkla ilgili problemler yaşıyor da olsam 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçını senin atmosferinde kuzenimle izlemeye ramak kalmıştı. istanbul'daki gerekli konaklama ayarlamalarını yaptım, yol için biletleri aldım. fb'nin bitmek tükenmek bilmeyen fikstür balının seneye* yine tekerrür edeceğinden emin biçimde, o derbinin sendeki son derbi olduğunu biliyordum. maddi manevi tüm hazırlıkları yapıp heyecanla maçı bekleme moduna girdim. bu heyecan taa ki kuzenden son dakika golünü yiyene kadar sürdü. hani çocuk galatasaraylı olmasa, istemeden yaptığını bilmesem farkında olmadan aile faciasına bile yol açabilirdin.*

    gönül isterdi ki ne kadar istanbul dışında yaşayan galatasaray taraftarlarının parçası da olsam, seninle olan bağım; önünden birçok kez geçip seni tavaf etmekten, posterlerine bakıp iç geçirmekten öte olabilseydi. seni yaşayanlar gerçekten çok şanslılar be.
  • 450
    istanbul dışında olduğum için gölgesine sığınamasam bile milyonlar gibi benim de kalbime kök salmış çınardır.

    gövdesi eğilmişmiş, bükülmüşmüş; hatta kendini taşıyamıyormuşmuş.
    doğrudur.
    ama ya kökleri?
    bu çınar dünyanın dört bir yanına kök saldı bir kere. birden söküp atmak kolay mı?

    velhasıl kelam; gövdesi devrilse bile her daim kökleriyle yaşayacak olandır ali sami yen.
App Store'dan indirin Google Play'den alın