• 5
    2 gün kalan maç. inanıyorum ki bu maçı kazanmak bizi şampiyonluğa taşıyacak. bu aralar iç anaolu'da hava fena değil. maç akşamı öyle aham şaham bir soğuk olmaz gibi görünüyor. stad zaten yeni, zemin de güzel yani galibiyet için tüm koşullar sağlanmış durumda.

    sivasspor ilk yarıda iyi işler yaptı sayılır ve devre arası transferleri de fena değil hani. umarım bir sürpriz yaşamayız ve galibiyetle tamamlarız maçı. imparator'a ve takımımıza güvencim tam. nagatomu'nun oynayıp oynayamayacağını da merak ediyorum açıkçası.

    https://www.google.com.tr/...mgrc=Ps1dAPFKS5_YGM:

    edit: şunu da iliştireyim. http://www.strawpoll.me/14952066
  • 6
    2 gün kalan maç.

    https://4.bp.blogspot.com/...4f0fcf0e9e35113.jpeg

    https://yenisafak.feo.doracdn.com/...4dkgrwagwsaagiwo.jpg

    https://iaftm.tmgrup.com.tr/...em-1509738422438.jpg

    http://img.fotospor.com/...nde_150973750315.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    öyle bir maç ki, kazanırsak bir anda her şey o kadar güzel ve yoluna girmiş olacak ki, ara transfer döneminde ndiaye'nin gidişi, fernando'nun sakatlığının uzaması ile biraz da olsa kaçan galatasaray sinerjisi tekrar tavan yapacak.

    tüm rakiplerimizin bizden puan kaybı beklediği, tıpkı kayseri deplasmanı gibi oldukça zor geçecek. psikolojik olarak rakipleri yıpratabileceğimiz bir maç.

    maça gelirsek benim bildiğim fatih terim bu maçta yuto nagatomo'yu ilk onbirde başlatır. 1 şubat 2018 konyaspor galatasaray maçında çıkan onbire bakınca da bu maça;

    ---------------muslera---------------
    mariano-maicon-denayer-nagatomo
    ---------selçuk(donk)-tolga----------
    ---garry------feghouli-------yasin---
    -----------------gomis----------------

    ilk onbiri ile başlayacağımızı düşünüyorum. 2. yarıda da oyuna selçuk yerine belhanda, yasin yerine de sinan gümüş'ün gireceğini, eğer maçın sonlarında önde olursak da donk'un, puan kaybı durumu olursa da eren'in gireceğini düşünüyorum.

    sivasspor'da ise hiçbir eksik oyuncu yok. ne sakat ne cezalı, tam kadro bizi bekliyorlar. üstelik devre arasında da robinho ve saivet transferleri geldi.

    arouna kone 8 gol 3 asist ile en golcü isim, bifouma ise 5 gol 2 asist ile oynuyor. ben lato oynarsa bifouma'nın orayı delik deşik edeceğini düşünüyorum, bu sebeple de nagatomo hazırsa hoca hiç düşünmez onu oynatır. hoca capone'yi bile gelir gelmez şampiyonlar ligi'nde oynatmıştı.

    bakalım samet aybaba bu maçta robinho ve seivet'i ilk onbir başlatacak mı? robinho son lig maçında ikinci yarıda oyuna girmişti.

    bizim bu maçta hemen her maçta olduğu gibi sağ kanattan etkili olabileceğimiz görüşündeyim. bir de duran toptan bir gol atarsak tadından yenmez. sivas savunması biraz ağır ve ara topu, verkaçlar falan olunca sapıtıyor, kontra ataklarda da zayıflar bu sebeple. duran top ve hava toplarında da lig ortalamasının altındalar.
    feghouli, garry, gomis üçlüsünün pas alışverişleriyle pozisyona girme ihtimalimiz yüksek. eğer golü bulamazsak eren'i oyuna alıp kenarlardan ortalarla gol bulabiliriz. maicon'dan da bir duran top golü gelirse şaşırmam.

    biz bu maçta nasıl gol yeriz? tabii ki kontra ve savunma hazırlıksızken yakalanırsak.

    arouna kone'nin oynayacağı, robinho'nun oynayabileceği bir takımda denayer'in kullanılması gayet normal zaten. hoca denayer'in hızına ve atletizmine, topu oyuna sokuşu kadar önem veriyor. tek korkum bu maçta sol bekte yaşayacağımız sıkıntı. yani eğer yuto oynamayacaksa lato da oynamasın, linnes oynasın kafasındayım. dün akşam gördük ki lato'nun arkası maden. her topu kaçırdı arkasına. bifouma içinden geçer :(

    ayrıca fatih terim'in dün akşamki ilk onbirini görünce bu maça ne kadar konsantre olduğunu anlıyoruz. zaten en büyük avantajımız da kendisinin varlığı. deplasmanda oyuncuların vücut dili bile değişti, hocadan sonra.

    evde aslan, dışarıda kedi görüntümüz değişti.

    şimdiden çok heyecanlanıyorum. inşallah bir terslik yaşamayız ama bu maçta yaşanacak puan kaybı çok yıpratmaz, yani kazanırsak çok büyük bir avantaj ama puan kaybı yaşanabilecek bir deplasman.

    (bkz: kaybetmek kolay kazanmak olay)

    kayseri'deki gibi ilk golü biz bulursak maçı 2-0'a da getirmek için oldukça pozisyon bulacağımız net ama biz geriye düşersek, sivas kalan her dakika yerde yatıp, kompakt bir savunma ile kontra kovalayacaktır. o zaman da işimiz güçleşecek.

    haydi bakalım içimden 0-2'lik, 1-2'lik, 1-3'lük bir galibiyet geçiyor. inşallah kazanıp yolumuza bakarız.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 13
    görünen köy kılavuz istemiyor, kayserispor maçının son altmış dakikasında oynadığımız oyun belliyken osmanlıspor maçının tamamında oynadığımız oyun belliyken gidip sivasspor'a karşı mağlup olunca sanki her şey mükemmel gidiyormuşçasına isyan etmenin, şikayet etmenin anlamı yok. kabak gibi apaçıktı tökezleyeceğimiz. ki geçtiğimiz üç haftada zaten şahsen temel eleştirim oyun değil kadro tercihleriydi. o günün şartlarında ortadaki yanlışı anlayamayan, skorun lehimize olması nedeniyle olumsuzluklara ''kışt kışt'' diyen, takım muazzam top oynuyormuş gibi davranan hem taraftarlarımız hem teknik ekibimiz de herhalde artık bazı şeyleri görmüştür.

    tekrar ediyorum, haftalardır zaten ortadaki en büyük sorun oyuncu tercihleri. ligin en iyi savunma ikilisi maicon- serdar'ı kullanmak dururken sezonun ortasında stoper ikilisini bozmamız, savunmayla hücum arasındaki geçişte çok büyük pay alan, gerek mücadeleci oyunu gerek yaratıcılığıyla takım adına en büyük farklardan belhanda'yı kesmemiz, yedek oyuncuları memnun edeceğim diye formunu bulmuş gomis'i haftalarca oynatmayarak adamın tüm ritmini bozmamız, dahası ''sol bekte sol ayaklı oyuncu oynar'' gibi hayatımda duymadığım, son derece de alakasız saçma bulduğum bir nedenle linnes dururken beş maçta latovlevici, altıncı maçta nagatomo'yu oynatmamız... uzuyor bakın.

    hele bugün bir tolga- eren değişikliği var ki orasından da baksam burasından da baksam mantıklı bir yan bulamıyorum. hadi ortanın biri fernando falan olur da tolga'yı çıkartırsın, lan sahada tuttuğun adam donk anasını satayım. ve her ne kadar donk'tan verim almamız gerekse de, tolga maçın en iyilerindenken donk'u tutup tolga'yı neden çıkartıyoruz yahu?

    bakın nereden tutsan elinde kalıyor:

    hangi alanda donk daha üstündü maçta, bir göz atalım,

    koşu mesafesi: tolga
    hava topu: tolga
    ikili mücadele: tolga
    parselizasyon: tolga
    yaratıcılık: tolga
    sertlik: tolga
    dinamizm: tolga
    topla delicilik: tolga
    hatlar arası geçiş hızı: tolga
    .
    .
    .

    biri bana anlatsın yahu şu değişikliğin mantığını. vallahi anlatın ya!

    onu da geçtim, yasin nasıl oynuyor babam? adamın kalmaz oynatırsın, feghouli aşırı formsuzdur, gomis'in migreni tutmuştur, elindeki oyuncular fayda sağlamıyordur oynatırsın. kenarda belhanda dururken oynatamazsın imparatorum. bu takımın hücum varyasyonlarının bir yarısı rodrigues bir yarısı belhanda yahu, hadi sokaktaki bazı insan bunu görmez, sen nasıl görmüyorsun hocam delireceğim ya. delireceğim ya. belhanda savunmadan hücuma geçişi hızlandıran bir katalizördür. ek olarak yaratıcılık sağlar, mücadele gücü sağlar.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=11s : merkezden topu hücum bölgesine geçirmesi 4 saniye.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=38s : burada sırf kendi koşusuyla topu 35-40 metre ileriye taşıyor. top kontrolleri, paslar, koşular dahil 8 saniyede.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=1m32s : tıpkı şu pozisyondaki gibi hatlar arası geçişi inanılmaz hızlandıran bir futbolcu.

    peki dönelim selçuk'un yaptıklarına:

    https://youtu.be/wuDOuDrBrHI?t=13s : topu kontrol ediyor, önce bir bakınıyor etrafına, ardından ileriye doğru sürüyor topu ve geriye dönüp ilk baştaki pozisyonunda duran arkadaşına pas veriyor. 6 saniye, sıfır mesafe.

    veya aklınıza sol çaprazda yasin'in kontrol edip on beş saniyeden sonra geriye dönerek harcadığı pozisyonları getirin.

    maçın içinde bir şey daha dikkatimi çekti, senelerdir devam eden sorunumuz duran top sorunuyla alakalı bir pozisyon. yediğimiz ilk gol. bir defa köşe vuruşlarında bir ön direğe bir de kale önüne merkeze hava hakimiyeti yüksek oyuncular konması gerekir. sivasspor'un attığı bu golde ön direkte feghouli, merkezde de nagatomo, denayer gibi oyuncular vardı. haliyle golü de yedik. koy ön direğe maicon'u, koy merkeze donk'la gomis'i, yine gol yiyebilirsin ama en azından bir şeylere özen gösterdiğin belli olur. göz göre göre yemezsin golleri.

    göztepe maçından itibaren de söylüyorum, takım aşırı dağınık. enlemesine de boylamasına da çok geniş bir takım haline geldik. biraz derli toplu oynayıp, oyunu yoğunlaştırmayı beceren takımlara karşı pozisyon üstüne pozisyon veriyoruz. geçen hafta kimselerin bir yerlerinde değildi ama ligin dibine demir atmış, deplasmanda iki maçı çıkartınca sadece üç gol atabilmiş osmanlıspor takımı sahamızda bize karşı tek kale oynadı. onlarca da pozisyon buldular. ama ne var ki skor lehimize olduğu için bunların bir önemi yoktu, eleştirenler de haindi.

    bu maça parselizasyonda doğru uygulamalarla başladık. geçen haftalara göre nispeten daha dar ve takımın boyunu kısa mesafede tutmayı başardık ancak bu durum 15 dakika falan sürdü. bu dakikadan sonra yine donk ile gomis'in arasının 35 metre olduğu, denayer ile rodrigues arasının 40 metre olduğu bölüme geçtik. beğenmediğimiz yeni malatyaspor takımı bile takım boyunu 45-50 metrede tutmayı başarırken bizim sadece orta sahamızla forvetimiz arası mesafenin bu kadar olması sizleri de üzmüyor mu?

    maçla ilgili daha da uzatmayacağım, kötü bir oyun var ortada. bu kötü oyun sadece bu maçta da yoktu. göztepe maçından sonraki her maçta vardı. ki bakın tekrar yazıyorum, kötü oyun falan önemli değil artık. umurumda da değil. bizi bitiren, canımızı kemiren esas şey formda oyuncularımızın küstürülmesi. ve bunu 1 ay önceden gördü çoğu kişi. en tehlikeli, takımımızı şampiyonluktan edebilecek en büyük olaydı bu ve maalesef göz göre bir inat uğruna bu hataya düştük. kızılması gereken esas şey bu. oyunu dert etmeye gerek de yok, yarın çıkar beşiktaş'ı da başakşehir'i de aslantepe'de eze eze yener fatih hocamız. yeter ki durduk yerde sudan sebeplerle takımın omurgasını küstürmeyelim.

    bugün hiç yoktan, formda bir serdar aziz'in motivasyonunu düşürdük, formda bir belhanda'yı futbola küstürdük - ki küsmüş halinin bile ne kadar etkili olduğunu bugün herkes gördü- formda bir gomis'i ''aman yedeklerimiz de hazır olsun'' mantığıyla kaybettik, adam bam güm giderken topa vuramaz hale geldi.

    ve son olarak,

    bırakın abi şu tudor meselesini de yahu. takımın başında fatih hoca var. eleştirsek de sonuna kadar aslanlar gibi arkasında durmamız lazım. başımızda dert yokmuş gibi bir de tudor üzerinden geyik döndürmeyelim sosyal medyada. tudor olsaydı yenerdik, tudor yapsa asardık sözlerini bir kenara bırakmak lazım. haklı cümleler olsalar dahi kenara bırakmak lazım. tudor'u konuşmanın, ona destek olmanın bu saatten sonra takımımıza en ufak yararı olmaz, olmayacak. o konu kapandı arkadaşlar. bugün galatasaray taraftarının yapması gereken; uyumadan, hatalarımızın farkında olarak maçları değerlendirmek ve sonuna kadar fatih hocaya destek olmak. eleştireceğiz de bu arada ama asla güvensizliktir, destek çekmektir olmamalı.

    bugün çok büyük darbe yedik arkadaşlar. fatih hoca da sağ olsun ağır saçma işler yaptı ama yapacak bir şey de yok. tekrar ediyorum, en ağır şekilde eleştirelim ama hocamıza da sonuna kadar destek olalım.
    inan edin!
  • 15
    ultras/movement'in maç onbiri:

    1-hafta içi konya tribünlerinin yapmış olduğu koreografi sonrası, bu hafta da önce cuma gecesi bursa taraftarı beşiktaş maçında şahane bir tribün "şovu" yaptı, bu gece de "yiğidolar" "ey şanlı asker" koreografisini yaptılar karşı tribünde. şimdilik ülkenin durumu ile ilgili koreografiler yapılıyor da umarım önümüzdeki haftalar maçın anlam ve önemine göre "eğlenceli" ve "zekice" çalışmalar da izleriz.

    2-galatasaray'ın şampiyonluktaki rakipleri beşiktaş, fenerbahçe ve başakşehir'in ikişer ikişer puanlar kaybettiği haftada sivasspor'u yenmesi halinde liderliği eline geçirme şansı vardı sarı-kırmızıların ama onlar yenilerek haftanın kaybedeni oldular. sadece üç puan kaybetmediler, aynı zamanda yeni hocayla birlikte "en kötü" futbolu da oynadı sivas 4 eylül stadındaki "siyah-pembe" formalılar. abdurrahim albayrak'ın maç sonu dediği gibi "nazar boncuğu" olsun bu mağlubiyet, inanıyoruz ki hem fatih terim hem de topçular bu mağlubiyetten gerekli dersleri çıkarırlar. özellikle ilk yarıda mağlubiyete "isyan etmeyen" topçular, keşke kulübedeki hasan şaş kadar hırslı olsalardı, belki bu gece galibiyeti yazıyor olacaktık...

    3- konyaspor kupa maçı bittiğinde "galatasaray taraftarı bu maçı eray'la hatırlayacak" demiştik, kalecimizin felaket bir maç çıkardığını yazmıştık. maalesef, bu gece de muslera ilk golde "zincirleme" hatalarıyla galatasaray'ın geriye düşmesinin sebebi oldu. önce nagatomo'nun geri pasında topu kontrol edemeyerek kornere sebep olurken, sivasspor köşe atışında artık "klasik" hale gelmiş bir gol yedi. ortaokul yıllarımızda okul takımında top oynarken, hocamızın kornerlerde bağırışı hala kulaklarımda çınlar :"ön direk, arka direk, ön direk, arka direk" galatasaray savunması ısrarla arka direğe adam koymamakta inat ediyor, hep arka direk tarafından kalesinde gol görüyor... bu gece takımın kısalarından nagatomo arka direği kollamakla görevlendirilse, galatasaray fena da başlamadığı oyunda 1-0 geriye düşmezdi. artık fatih terim mi olur, taffarel mi olur biri muslera'ya uyarıda bulunsun da "ön direk arka direk" uygulamasını yapsınlar artık. unutmadan, bu gece sarı kart görerek cezalı duruma düşen muslera'nın yerine bakalım haftaya kim kaleye geçecek?

    4-konyaspor kupa maçında belhanda kötüydü, vurdumduymazdı ve sivasspor maçında onu ilk onbirde beklemiyorduk. fatih terim bizi yanıltmadı da selçuk'u kulübede oturtarak şaşırttı bizi. "galatasaray tedbir almaz, tedbir aldırtır" diyen hoca donk-tolga ikilisini orta sahaya koyarak "garantici" davrandı, sivas'ın fiziki gücüne karşı "göğüs göğüse çarpışmak" istedi belki de beklenmedik golü kalede görünce beraberlik için "yaratıcı" oyuncu eksikliği baş gösterdi. feghouli "serbest" oyuncu olarak oyun kurmakla görevliydi, istekliydi de cezayirli topçu ama delemediler sivasspor savunmasını...

    5-igor tudor'un denayer tercihlerini çok eleştirmiştim, serdar aziz-maicon ikilisini bozduğuna kızmıştım da fatih terim de maalesef "denayerci" çıktı. ilk devre belki çok bariz hatalar yapmadı belçikalı ama ikinci yarı sivasspor'a "verilen" penaltıda kolayca rakibine geçilerek, aleks taşçıoğlu'na sahneye çıkma fırsatı yarattı. hocaların denayer'de görüp serdar'da bulmadığı her ne ise, ben bilmiyorum da benim gördüğüm savunmada ve hücumda serdar aziz'in takım adına daha faydalı olduğudur. özellikle rakip kalede hava toplarında serdar'ın faydası yadsınamaz. istastistik sever okurlarımdan rica edeyim, galatasaray serdar-maicon ikilisi ile kaç kafa golü yemiş, serdar'sız maçlarda kaç kafa golü yemiş, bulurlar ve yorumlara yazarlarsa sevinirim.

    6-fatih terim, 65. dakikada oyuncu değişikliği yapmak için linnes'i yanına çağırdı. o an skor 2-0 galatasaray aleyhineydi. aklıma igor tudor'un beşiktaş maçında mağlup iken linnes'i oyuna alması ve maç sonu bu değişikliğin sebebi sorulduğunda verdiği "gol atmak için aldım" cevabı geldi. hoca kanatlardan etkisiz geldiğimizi görüp belki de sol beke nagatomo'nun yerine norveçliyi alacaktı ama sonra feghouli-belhanda değişikliğinde karar kıldı. bakalım şimdi fatih terim'e "sallayan" çıkabilecek mi? riekerink ya da tudor'u "şamaroğlanına" çevirenlerin fatih hocaya soru sormaya cesaretleri olacak mı acaba?

    7-belhanda oyuna girdikten sonra oynadığı 25 dakikalık sürede galatasaray'a geldiğinden beri belki de en etkili ve "istekli" oyununu oynadı. böyle oynarsa zaten forma tartışmasız kendisinindir de maalesef gelecek adına hiç ümidim yok. n'olur şaşırt beni belhanda...

    8-n'diaye'nin gidişi sonrası fatih terim'in en büyük sıkıntısı orta sahaya mücadeleci ve "pas yeteneği" yüksek bir oyuncu bulmak olacaktır. hoca, bu gece orta sahayı donk ve tolga ile "güçlendirmek" istedi, selçuk'un fiziki olarak "zayıf" kalacağını düşündü ama maalesef yanıldı. özellikle donk sanki belhanda'nın "vurdumduymazlık" kontenjanından oynar gibiydi, saha içinde dolaştı durdu. ikili mücadele kazanmak bir yana, kendisine verilen topları da "eveledi geveledi" durdu. ayrıca, n'diaye'den alışık olduğumuz hızlı bir şekilde rakip yarı sahaya dikine geçmek ya da boş koşu yapan arkadaşına top yollamak özelliklerinin hiç biri donk'ta yok...

    9-sol beke inter'den kiralanan nagatomo ilk maçı olmasına rağmen fena değildi. sivasspor ceza sahasına pek sık olmamakla birlikte yaptığı bindirmelerde istediği toplara alamadı, daha çok mariano tarafından oynamayı tercih etti galatasaraylılar. haftalar ilerledikçe yuto'nun daha iyi performanslarını izleyeceğiz.

    10-eren'in oyuna girmesiyle 4-4-2'ye döndü galatasaray ve ev sahibi ceza sahasında daha da etkili olmaya başladı. fatih hoca sever iki forvetle çıkmaya maçlara, eren'in de formda olduğu bu haftalarda eren-gomis'li maçlar seyrettirse taraftara fena olmaz...

    11- fatih terim maç sonunda "çuvaldızı" kendisine batırmış, "bazıları" gibi "hakem hakem" diyerek ağlamamış ama galatasaray'ın 1 puanını aleks taşçıoğlu aldı desek yalan mı olur? maçın ilk yarısı boyunca gomis'in ofsayt pozisyonlarında "masturbe" olurcasına bayraklar kaldıran yan hakem, ikinci devre yukarıda fotoğrafı olan pozisyonda fırat aydınus'a penaltı kararı verdirdi. aslında oldukça başarılı bir maç yöneten fırat hoca, kendisinin de hakim olduğu bu ikili mücadelede neden yan hakemine güvendi, orası da ayrı bir soru işareti. zira, bahsi geçen aleks taşçıoğlu, fırat aydınus'u çokça "tartışmalar" içine sokmadı mı? 2010-2011 sezonunun son maçında yine sivas'ta ev sahibinin "buz" gibi golünü geçersiz sayıp ligin şampiyonunu değiştiren kişi olmadı mı? fırat hocanın artık yardımcı hakemini değiştirme zamanı gelmedi mi?

    ---http://ultrasmovement.blogspot.com.tr/...galatasaray.html?m=1
App Store'dan indirin Google Play'den alın