• 26
    --- alıntı ---

    süper lig ve 1. lig yayın hakları ihalesi şartnamesi 21 ocak’ta komisyon tarafından onaylanarak satışa çıkarıldı. ilk tur teklif verme süreci 14 şubat günü sona erecek.

    kulüpleri tek bir yayıncıya mahkûm etmemek için çoklu yayıncı formülünü benimseyen yeni yayın ihale şartnamesine göre; hafta sonu oynanan süper lig müsabakalarının 7’si bir kanaldan, 2’si başka bir kanaldan yayınlanabilecek. yine yeni ihale şartnamesine göre hafta içine denk gelen lig haftalarının canlı yayınlarını da farklı bir kanal alabilecek.

    --- alıntı ---

    tahir kum
  • 22
    bein sports'un yani digiturk'un katılıp alacağı ihale.

    ancak benim tahminim, sezon sonu katarlılar, digiturk'u acun veya benzeri hükümete yakın birine satıyor olacaktır. bu satınalmanın finansmanı da bir devlet bankamızdan olacaktır büyük ihtimal ile.

    yeni alan kişiler de ihaleyi alacaklardır.. satın alma yapmadan dijital platform ile bu iş yürümez.. o altyapıya ihtiyaçları var.

    edit : ekleme
  • 40
    konu hakkında t24'te şöyle bir haber mevcut.

    https://t24.com.tr/...tv-kurulacak,1015232

    --- alıntı ---

    kulüpler birliği vakfı ve tff temsilcilerinden oluşan yayın hakları ihale komisyonu bunun üzerine 2 formül üretti: bunlardan birincisi; kulüplerin kuracağı 'süper lig tv' yayın haklarını alıp maçları yayınlayacak, ikincisi ise; kulüpler, ihaleyi kazanan şirketle anlaşıp dekoderleri kendileri satacak.

    --- alıntı ---
  • 87
    bir önceki ihaleden günümüze dolar/tl kurunun 4.5 misli arttığı bir süreçte, üstelik de yayınlanması gereken maç sayısı %25 artmışken, tekliflerin dolar bazında 3'te 1 oranında düşük olmasının ihaleyi düzenleyen kesimde şaşkınlıkla karşılandığı(!) ihale.

    ihale sonuçlanmadan bir gün öncesi olan entry tarihi itibarı ile yayıncı kuruluşun lig maçları için sattığı üyelik paketinin fiyatı aylık 169 türk lirası. o da güncel kurla 12 dolardan biraz fazlasına denk geliyor. resmi verilere göre 2.5 milyon civarında üyesi bulunuyor yayıncı kuruluşun. bu da yıllık olarak 360 milyon dolar civarında bir gelire denk geliyor.

    yayıncı kuruluşun her hafta sonunda 19 tane maçı yerinden canlı yayınlaması gerekiyor. ortalama bir yayın ekibi spikerinden tut malzemeleri taşıyan kamyonun şoförüne kadar 150 kişiden oluşuyor. yıllar önce bir maç yayınının 1 milyon dolar maliyeti olduğuna dair bir yazı okumuştum, emin olmamakla birlikte şansal büyüka yazmıştı sanırım. ekipmanların tamamen döviz üzerinden alınıp satıldığını göz önünde bulundurursak en iyi ihtimalle yine o civardadır. bu da sadece "süper" ligimizin yayınlanabilmesi için dahi 380 milyon dolar civarında bir maliyet ortaya çıkarıyor. buna 1. ligi de ekleyince zaten bu bakkal hesabıyla bile yarı yarıya "içerde" oluyor yayıncı kuruluş. buna bir de yayın hakları için verilen para eklenince tablo daha da vahim hale geliyor.

    bu denklemi kurtarabilmek için geriye bir tek reklam gelirleri kalıyor. internette bazı kaynaklarda "ulusal" kanallarda gündüz kuşağında yayınlanacak bir saniyelik reklam için 300-400 bin türk lirası, akşam kuşağında ise 1-2 milyon türk lirasına kadar çıkan fiyatlardan bahsedilmekte. ligde tüm abonelerin izlediği maçlar olduğu kadar rejidekilerin bile dönüp bakmadığı maçlar da var. bu "fiyatlara" göre lig geneline maç başına 40 dakika reklamı saniyesi 600 bin türk lirasından hesaplarsak maç başına 1.4 milyon türk liralık bir gelirden bahsetmek mümkün olur. o da güncel kurla 100 bin dolardan biraz fazla yapar. ki türkiye dışında başka bir ülkede yayınlanmayan, özetlerine bile doğru dürüst ulaşılamayan bir lig için bu fiyatların üzerine çıkabilecek yabancı firma reklamı almak da imkansız.

    yani uzun lafın kısası, güncel durumda yayın ihalesi için sıfır türk lirası bile ödese, yayıncı kuruluşun ya üye saysını iki katına çıkarması, ya da üyelik ücretine %100 zam yapması gerekiyor. ki bahsi geçen 140 milyon dolar da neredeyse yıllık üye gelirinin %40'ına denk geliyor. tüm bunları ekleyince yayıncı kuruluşun bu beğenilmeyen ihale bedelini de ödeyip zarara girmemesi için ya 169 lira olan aylık üyelik ücretini 450 lira seviyesine çekmesi, ya da 2.5 milyon olan üye sayısını 6-6.5 milyon üyeye çıkartması gerekiyor. dönem dönem yükselen "30-40 lira olsa herkes izler" fikrinin yürüyebilmesi içinse bu hesaplara göre 60 milyon civarı üyeye ihtiyaç var...

    "kaçak yayın" konusunda ise net bir ölçek vermek imkansız. ancak 8 yılı devirmiş olan passoligin üye sayısı 4.5 milyon civarında. son 8 yılda en azından 1 kere iki ligdeki herhangi bir maça gitmiş 4.5 milyon insan var. bunların maç izleyebilmek için para verebilecek ekonomik güce sahip olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. yayıncı kuruluşun 2.5 milyon üyeliği var ancak bunun kaç kişiye ulaştığının net bir bilgisi yok. mesela bizim evde sadece benim passolig üyeliğim var, maçlarıysa babam ve ben izliyoruz. tek başına yaşayan üyeler var, kalabalık aileler var, maç günleri toplanan bir evde toplanan arkadaş grupları var ve ticari üyelikler olarak sayılan mekanlarda maç izleyen insanlar var. özetle kaçak yayının pazardaki payı konusundaki söylemlerin tamamı tahmini ve bu ekonomik gerçeklerden sıyrılmak için herkes işine geldiği gibi yontup biçmekte aslında...

    parasını pulunu da geçtim. tüm bu saçma sapan futbol ikliminin parçası olmanın, mesela hande sümertaş olayındaki ahmet ercanlar ile muhatap olmanın maddi manevi bedelinin bir karşlığı var mıdır ki? bu kadar büyük bir organizasyon, haftada 3-4 bin kişinin görev aldığı operasyonlar yapıyorsun, milyon dolarlar oynuyorsun ama muhatabın ahmet ercanlar. ondan sıyrılsan bülent uslu falan...

    ben mevcut yayıncının yerinde olsam "başımın gözümün sadakası olsun" diyerek kalan ödemeyi de masaya vurur bırakırdım ligi yayınlamayı. evdekiler dalga geçmesin diye evin bodrumundan yayın yapabilen bir müzmin ergen uydurma bir maille kurumunu ve şahsını zan altında bırakacak, binlerce insan da bunu paylaşacak, ulusal kanallara kadar tartışılacak...

    bu ligi kim para verip izlesin, bu ligi kim yayınlamak için para versin...
  • 106
    bu ihalenin taraflarından biri olan saran group'un sahibi olduğu ajansspor.com sitesinin yaptığı habere göre, bugün mesai saati bitimi itibarıyla digiturk'ün en yüksek teklifi verdiği yedi paket için sözleşme imzalamaya gitmediği belirtiliyor. digiturk gerçekten ipleri koparma düzeyine bu kadar geldiyse, bu paketler için ikinci en yüksek teklifi veren taraflar imza için çağrılabilir.

    --- alıntı ---
    süper lig ve tff 1. lig’in üç sezonu kapsayan yeni yayın ihalesinde en yüksek 7 pakete teklif veren digitürk'e tanına süre bugün saat 17.00'de doldu. türkiye futbol federasyonu'nundan (tff) şu ana kadar digitürk'ün sözleşmeyi imzaladığına dair bir açıklama gelmedi. tff, digitürk'e geçen hafta pazartesi 7 paketi imzalaması için 7 gün süre vermişti. ancak bu süre dolduğu halde tff'den sözleşme imzalandığına dair bir açıklama yapılmadı. ajansspor'un elde ettiği bilgiye göre firma saat 17.00'ye kadar imza atmaya gitmiş değildi.
    --- alıntı ---

    https://ajansspor.com/...en-sure-doldu-598219
  • 101
    başarısızlığın hakettiği değeri yansıtan ihaledir. iptv, korsan yayın şu bu gibi şeyler gram zerre alakası yoktur. ülke futboluna siyaset karışmayı geçip yönetiyor durumda. sahaya baksanız hakem kalitesi yerlerde, oyun kalitesi deseniz daha beter. avrupa'da sıralama olarak batmaya devam ediyoruz. bunları göz önünde bulundurmayacakta neyi düşünecek ihaleye teklif yapan firmalar? iptv falan geçiniz bu işleri her şey ayan beyan ortada. rezalet ötesi bir futbol, rezalet ötesi bir federasyon ve inanılmaz siyasi bir yönetim şekli varken ne yazık ki gerçeğin yüzümüze vurulmasından başka bir şey değildir bu ihale.
  • 142
    bein sports, ihalede her pakete en yüksek teklifi verdiğini ve bazı paketlere tek teklif veren kuruluş olduğunu açıklamıştı. hatta yaptıkları tekliflerin, ikinci sıradaki tekliflerin iki katı olduğunu söylediler. durum böyleyken ne hikmetse nihat özdemir tarafından onaylanmadı ve bein medya ihale dışında kaldı.

    bildiğimiz üzere bein medya’nın sahibi katarlı nasır el halifi. cumhurbaşkanı’yla da arası iyi olduğu biliniyor. zaten katarlı birisiyse nasıl arası iyi olmasın öyle değil mi, neyse.

    nasır el halifi’nin, nihat özdemir’i cumhurbaşkanına şikayet ettiğini ve ihalenin tekrardan kendilerine verilmesi ricasında bulunduğunu düşünüyorum. hatta nihat’ın istifasının perde arkasında cumhurbaşkanı’nın olduğunu ve başına buyruk iş yapmasından dolayı da istifa ettirildiğini düşünüyorum. e seni sonuçta cumhurbaşkanı atadı o göreve, ona danışmadan ihale işlerine kalkışırsan sonuçlarına katlanırsın. trt’nin pat diye ihaleden çekilmesi de garip değil mi? bir kişi haricinde hangi güç ihaleden el ayak çektirebilirdi trt’ye? bakın göreceksiniz bein sports tekrardan 5-10 yıllığına bu işin tek yayıncısı olacak.
  • 63
    ülkede alım gücü ciddi manada düştü, bununla beraber son bir kaç yıldır futbola olan ilgide ciddi manada düştü. son 3 yılın şampiyonları başakşehir, beşiktaş ve muhtemelen trabzonspor, böyle bir futbol ortamında türk futbolunun iki lokomotifi galatasaray ve fenerbahçe’nin başarısız olduğu tribünlerini dolduramadığı bir ortamda o ihaleye kimse girmez. ülkenin yüzde 70’i bu iki takım taraftarından oluşuyor. eskiden puan kaybından sonra bir hafta geçmek bilmez, puan kaybı sonrası göze uyku girmez ve bir sonraki maçta galibiyet alınınca rahat uyku uyunurdu. bu iki takım taraftarı bu sene özellikle vasata öyle bir alıştılar ki yenilgiler, yenilen goller normal gelmeye başladı. işin siyasi kısmına hiç girmiyorum bile. bu ihaleyi koparacak güçte ağır başkan dahi kulüplerimizde yok. aziz yıldırım’ın bu konuda ciddi bir ağırlığı vardı, önceki ihalede ciddi faydaları vardı. şimdi katarlıların kapısında yatıyoruz, sen git fenerbahçe olarak haftalarca manipülasyon yap be fair tshirtleriyle protesto yap, hande sümertaş üzerinden haftalarca algı yap, en ufak hakem hatasında bile “dekoderi iptal ederim.” veya “havuzdan çıkarım” gibi konuşmaları yap. böyle bir futbol ortamında aylık 6-7 euro’ya satış yapmaya kalk. yine de yaranama sanki kulüpler kendi borçlarına sadıkmış gibi sen iki gün parayı geciktirince hemen medyada seni kötülesin. istedikleri parayı vermeyince tff tv kurarız diye boş blöf yapsın. yemezler abicim yemezler içi boş laflar. türk futbol severi maçları takip etmesi için olması gerekenler belli, adil hakem yönetimi, adil ceza sistemi, yabancı sınırı, adil hakem atamaları, passolig saçmalığının kalkması tff’nin üzerine düşen görev bunlar için çaba gösterip ligin marka değerini arttırmak. tff yaptığı hareketlere galatasaray özelinde bakalım etebo’nun videosu üzerinden arda turan’a verilen ceza, fatih terim’e verilen fahiş cezalar, sistemi eleştirenlere cezalar, doğru karar verdiği için ali palabıyık’a 16 hafta maç vermeme gibi akla mantığa sığmayan cezalar. şimdi bir galatasaray taraftarı bu lige niye ilgi duyup para versin. bunlar düzeltilirse türk futbolu düzlüğe çıkar.
  • 109
    digiturk'un eski düzen tüm yayın haklarını kapsayan paket 4 teklifi (2.105.000.000 + kdv) zaten 28.02.2022 tarihinde tff tarafından kabul edilmemişti.

    alt paketlerden en büyüğü olan paket 1-a (810.000.000 + kdv) da yine sadece digiturk tarafından teklif edildiğinden tff tarafından iptal edilmiş daha sonra tekrar değerlendirileceği duyurulmuştu.

    bugünkü mevzu, paket 1-b/c/d/e/f ve paket 2, paket 3 içindi. bu paketler için digiturk'e verilen süre doldu. adamlar haklı olarak tamamını alamadıkları yayın ihalesinin görece getirisi olmayacak küçük paketleri için neden sözleşme imzalasın?

    paket 1-b/c/d/e/f paketlerinden trt sadece özet görüntüleri içeren paket 1/d ile paket 1/f'ye teklif verirken diğerlerine de saran teklif verdi. bugün kendilerine geçtiği söylenen hak bunlardan ibaret.

    şayet saran paket 1-b/c/e alt paketleri (540.000.000 tl +kdv) ile paket 2 ve paket 3 (11.000.000 dolar + kdv) için tff ile sözleşme imzalarsa daha sonra değerlendirileceği söylenen paket 1/a'yı da kendilerine verebilirler.

    ancak iptal edilen paket 1/a'yı saran, daha önce digiturk'un teklif ettiği 810.000.000 + kdv ile teklif yapıp alsa bile toplam ödeyeceği miktar (paket 2-3 hariç) 1.350.000.000 tl + kdv olacaktır.

    peki digiturk ne kadar teklif etmişti?. 2.105.000.000 tl + kdv. kayıp yaklaşık 800.000.000 tl + kdv.

    sen yıllarca canlı yayınlanan ihaleyi kapalı zarf usulü yapıp alttan yalan yanlış bilgileri ihalenin taraflarından birinin haber organıyla servis edilmesine engel olmazsan digiturk de ben bu oyunu bozarım der.
  • 57
    selcuksports ve golnet’in (benim bildiklerim bunlar) daha şimdiden, hatta ihaleye dahi girmeden kazandığı ihale.

    kimse kusura bakmasın da millet evine ekmeği zor götürürken, futbolcular lüks yaşamlarına biraz daha lüks eşyalar katsın diye millet her ay yüzlerce lira para vermez. ya bu yayınlar şifresiz kanaldan verilir; reklam gelirleri ile işi kotarırlar ya da şifreli olur ama herkesin ulaşabileceği ucuzlukta olur. yoksa selcuksports falan kıyamete kadar yayıncı kuruluş olarak anılır.
  • 24
    ihale 2022-2023 sezonunun başlamasından önce yapılacak ve 2022-2023 sezonundan başlamak izere üç ya da beş yıllık olacak. kukla başkan n. özdemir böyle açıklama yapmıştı.

    benim değinmek istediğim konu, bu ihaleye galatasaray’ın katılmak zorunda olup olmadığı. bu konuda iki görüş var. birincisi bu ihaleye tüm takımların katılmak zorunda olduğu, katılmayan takımın ligde mücadele edemeyeceği, diğer görüş ise benim de katıldığım, katılmak zorunda olmadığı ve ligde mücadele etmesinin engellenemeyeceği görüşü.

    birinci görüş sahipleri, liglerin naklen yayın ihale görev ve yetkisinin bir genelge ile tff’ye verildiği, bu genelgeye uymayı taahhüt etmeyen kulüplerin tescilinin yapılmayacağı dolayısıyla da ligde mücadele edilemeyeceği kanaatindeler.

    ben ise bunun tam aksini savunuyorum. şöyleki;

    naklen tayın yetkisini tff’ye veren genelge, anayasamızda ve borçlar kanunuda düzenlenen sözleşme serbestisi ilkesine açıkça aykırıdır. çünkü anayasamızın 28. maddesi gerçek ve tüzel kişilerin diledikleri şartlarda üçüncü kişilerle sözleşme yapabileceğini garanti altına alıyor. aynı garanti borçlar kanununu 46. maddesinde de yer alıyor.

    galatasaray özel hukuk tüzel kişisidir. gerek galatasaray spor kulübü derneği gerekse galatasaray futbol a.ş. dernekler kanunu ve ticaret kanunu nezdinde özel hukuk tüzel kişileridir ve dilediği şartlarda üçüncü kişilerle sözleşme yapma hakkına sahiptir. bu hakkın, yasaların açık hükmüne rağmen bir özerk kuruluş olan tff’ye devri yok hükmündedir. yani ilgili genelge hükmü eski deyimle mutlak butlanla batıldır ve yok hükmündedir. bunun gerçek bir kişinin sözleşme hakkının bir başka kişiye devredilmesinden hiçbir farkı yoktur. bu tam bir hukuk garabetidir. tüm avrupa’da bu yetki kulüpler birliğindedir çünkü aynı sözleşme serbestisi ilkesi orada da vardır.

    kulüpler bu yetkiyi ancak kendi özgür irade ve kararlarıyla tff’ye devredebilirler. eğer böyle bir devir varsa sorun ortadan kalkar. nitekim bazı avrupa ülkelerinde bu yetki ülke federasyonlarına devredilmiş, bazılarında federasyonla ortak kullanılmakta bazılarında ise tamamen kulüpler birliği tarafından kullanılmaktadır.

    ülkemizde kulüplerin özgür iradeleriyle devir kararları yoktur. dolayısıyla tff’nin yaptığı ihale aslında geçersizdir. ancak üçüncü dünya ülkesi olmamız ve hukukun maalesef zırva olarak kabul edilmesi nedeniyle böyle garabetler yaşıyoruz.

    kısacası, galatasaray yok hükmünde olan genelgenin iptali için dava açabilir ya da yayın ihalesine katılmayacağını ve tff’ye yetki vermeyeceğini bildirmek suretiyle ihalenin dışında kalabilir ve kendi maçlarını bağımsız olarak ihale edebilir.

    böyle bir durumda, yayından halen kazandığı paranın en az üç mislini kazanabilir. en azından galatasaray maçlarının olmadığı bir süper lig ihalesi 100 m dolar bile etmeyeceğinden hiçbir kuruluş ihaleye girmez giremez.

    başkan burak elmas bu tehdidi açıkça yapmıştı tff’ye. şimdi bu sözünün arkasında durmasını ve ihaleye katılmayacağını tff’ye şimdiden bildirmesini bekliyorum. hatta hiç beklemeksizin genelgenin iptali için dava açmasını tavsiye ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın