• 93
    50 bin aslanla gövde gösterisi yapacağımız maç olacaktır.

    hakemi bülent yıldırım olmuş. bülent yıldırım için oldukça üzüldüm. çünkü maç boyunca yardımcıları ile iletişim kurmakta sorun yaşayacağı bir maça geliyor. çünkü verdiği ve vermediği her kararda 50 bin kişinin ıslıklarını, yuhalamalarını dinleyecek. rakip takımda kaleci barajı kurdururken savunma oyuncularına sesini duyurmak için oldukça efor sarf etmek zorunda kalacak. bek oyuncuları kademe için takım arkadaşlarını uyarırken sesini duyuramadığı gibi tribünden gelen seslerden maça kendini veremeyecek.

    malatyaspor deplasmanlarda ne kadar iyi defans yapsa da daha önce böyle bir deplasmana gelmedi. ne etkisiz elemanlardan kurulu fenerbahçe deplasmanı, ne de ununu elemiş eleğini aşmış beşiktaş deplasmanı bizim iç sahamız ile boy ölçüşemez.

    maçta ne olursa olsun, hakem ya da rakip ne yaparsa yapsın bu maçı alacağız. iç sahada beşiktaş ve akbilspor'u yendiğimiz gibi malatyaspor'u da yeneceğiz.

    tek ihtimalli insanların çıkacağı maç olacak bu maç. kazanmak dışında bir seçenek yok. akıllardan bundan farklı bir düşünce yok.

    hedef 21

    inandık biz sizlere
  • 59
    hedef 21 dedik sezon başında bir yola çıktık. inişler çıkışlar tonla oldu. hiç beklemediğimiz üzüntüler, hiç beklemediğimiz sevinçler yaşandı bu yolculukta. şu sezonun hikayesi yazılsa roman olur. gerek galatasaray'ın kendi içinde yaşadıkları gerek dışımızda kalanların bize yaşattıkları ile. iyi kötü bu günlere geldik. bazen kör topal ilerledik, bazen buldozer gibi milletin üstünden geçtik. şimdi bunları hepsini bir kenara bırakıp kalan 180 dakikaya odaklanmamız gereken vakitteyiz.

    geçen hafta fatih hoca işareti verdi; konsantrasyon!

    daha önce defalarca tecrübe ettik. taraftarı ve takımı tek bir yumruk olan galatasaray'ın önünde dağ dursa dayanamaz. bu sezon da öyle oluyor. tff, pfdk, mhk, hakemler, rakipler, basın, siyaset hepsi önümüze set çekmek için her türlü unsuru kullandı. ancak deplasmandan mağlubiyetle* dönen takımını bağrına basan taraftarıyla bir bütün olan takım düştüğü yerden daha güçlü kalktı. galatasaray taraftarı takımına; sen düşsen de ben tutar kaldırırım seni dedi. şimdi de bunun meyvelerini topluyor, sahada avına saldıran aslanlar gibi oynayan takımını izliyor ve yine destek oluyor.

    sahada olan hatalar, doğrular hepsi bir yana, hedefe ulaşmak için canını dişine takan bir takım izliyoruz. işte bu fedakarlık ve konsantrasyon bizi şampiyon yapacak. tribüne pankart hazırlamak isteyen gençlerin statta sabahlaması ile yapılan fedakarlık, normalde yürüyemeyecek ayak ile maça çıkan futbolcunun yaptığı fedakarlık, teknik heyetin evine gitmeyip florya'da yaşayarak gösterdiği fedakarlık, takımın sana ihtiyacı var dendiğinde cebindeki parası ile tribüne gelenin, alış veriş yapanın gösterdiği fedakarlık... işte bu zihniyet ve yürek bizi şampiyon yapacak.

    önümüzde iki devre var ve bu maç ilk devresi. kazanacak mıyız? şüphe yok. aklımızın en ücra köşelerinde dahi korkuya yer olmayacak bu maç için. maç nasıl gelişirse gelişsin acaba demeyeceğiz bir an bile. aslanlar gibi çıkıp bize ait olan 3 puanı alacağız ve şampiyon olacağız.

    bu pis düzene inat 180 dakikanın son saniyesine kadar mücadele edeceğiz ve konsantrasyonumuzdan ödün vermeden kupayı evimize getireceğiz.

    finalin ilk yarısı için konsantrasyon...

    inandık biz sizlere
  • 140
    sonunda günü gelen maçımız. galatasaray ile yatıp onunla kalkıyoruz ligin boyunun bu kadar kısaldığı ve rekabetin tavan yaptığı şu dönemde. mabedimizde 2017-18 sezonu için geçireceğimiz son maç. sezona bu statta güzel girmiştin, bitişi de güzel olsun.

    5/5 yaparak hedefe bir adım daha yaklaşmalıyız. biz taraftar olarak orada olup takıma son ana kadar destek vereceğiz. iç saha rekorumuzu egale edecek güçteyiz ve edeceğiz. en başta hocama ve sonrasında tarihimize güveniyorum. yüzümüzü güldürün güzel galatasaray oyuncuları ve teknik ekibi.
  • 41
    5 gün kalan maç.

    https://mobile.donanimhaber.com/...53c78b49434e7a8f.jpg

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...835FOvSjdqBx5OV9D8U-

    (bkz: teşvik primi)

    başka arkadaşlar da yazmışlar zaten ama erol bulut'a göre şampiyonluğun 1 numaralı adayı başakşehir'di. bu açıklamayı da başakşehir'le oynayacağı hafta yapmıştı.

    yani karşımızda iddiasının peşinde bir başakşehirli, eski fenerbahçeli futbolcu olacak.

    tabii değil kendisi, maça abdullah avcı ya da aykut kocaman hazırlasa malatya takımını eze eze yenmeliyiz. artık çok cümle kurmaya, kadro kurmaya gerek yok takım gerekeni yapacaktır.

    yalnız bu maçta feghouli olmayacak. haydi iç saha maçında belhanda'nın da dönüşü ile sinan ya da mariano ile o eksiği hissetmeyiz ama benim dikkatini çekmek istediğim mesele donk'un 3 sarı kartının olması.

    33. haftanın sonunda 20 mayıs 2018 göztepe galatasaray maçına beraberliğin yettiği ya da yenilsek bile averaj hesabının yapılacağı bir maça gidebiliriz. bu da ryan donk'un varlığını çok daha önemli hale getiriyor. çünkü gerektiğinde savunmayı 3'leyip, 5'leyebiliyoruz. yan toplardaki zaafiyetimiz sayesinde bitti gibi bir şey. varlığı gerçekten de bizim için çok kıymetli. hele ki o maçta çok daha önemli olacak.

    diğer taraftan tekrar yarışa dönersek 11 mayıs 2018 antalyaspor istanbul başakşehir maçı bu maça bakış açımızı da değiştirebilir. şöyle ki b.şehir bu maçı kazanırsa zaten son hafta evinde iddiasız kasımpaşa ile oynuyor. çok yüksek ihtimalle b.şehir kardeş zihniyetteki kasımpaşa'yı yener. o zaman da bizim averaj hesabı yapmamıza gerek kalmaz çünkü son hafta kaybedersek 3'lü averaj ile 3. oluyoruz :(

    yine de olur ya b.şehir kasımpaşa'ya puan verir biz de göztepe'ye kaybedersek şampiyonluğu fener'e kaptırmamak için kazandıktan sonra averaj hesaplarını da unutmamalıyız.

    şu anda averajımız fener'den 5 fazla. işin averaja kalması halinde zaten bir mağlubiyet almamız gerektiğinden bunun da tek farkla ya da full baskı yaparken son dakikada yenen kontra golle 2 farkla olacağını düşünüyorum. o zaman da fener'e karşı min +3 ya da maks +4 averajımız var denilebilir.

    malatya'ya en azından 3-4 fark atmamız gerekiyor. bana kalırsa eğer bu maçta oyuncuları ekstra hırslandıracak şeyler(!) olmamışsa zaten malatya'nın o coşkulu takım ve tribün önünde maça pek fazla konsantre olabilmesi de kolay değil. inanılmaz bir baskı olacaktır. eğer golü de erken bulabilirsek ki inşallah tek temennimiz bu, allah ne verdiyse atmalıyız.

    14 mayıs 2018 kardemir karabükspor fenerbahçe maçında da fenerbahçe'nin öyle 6-7 atabileceğini sanmıyorum. tabii bağzı pislik işler dönmezse?

    karabük'ün hocası ünal karaman oldu. kendisi bu maçta takımı elinden geldiğince ahlaklı oynatacaktır, buna gerçekten şüphem yok ama oyuncular nasıl reaksiyon gösterecek bunu bilemiyorum. fener erken öne geçer de karabük açılır ve dağılırsa bizim maç kadar olmasa da 4-5 tane atabilir fenerbahçe, bu da hiç işimize gelmez.

    tabii bu hesapları konuşmak bile belki gereksiz olacak. çünkü cuma gününde b.şehir ile mevzu netleşiyor. *

    işte ikili averaj sebebiyle kaldığımız durum ortada. ikili averajı da geçtim, 9 nisan 2018 gençlerbirliği galatasaray maçında son saniyede golü yemeyip 1 puanı alsaydık haftaya şampiyonluk kutlaması yapacaktık ama bize ters böyle şeyler. biz her şeyi zora sokar, ömürlerden ömür alır, son saniyeye kadar heyecanı yaşatıp şampiyon oluruz. n'apalım biz tarihi böyle yazıyoruz...

    şifre belli, konsantrasyon...

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 305
    ultras/movement'in maç onbiri
    1-bitişe iki kala taraftarının önündeki son maça malatyaspor önünde çıkmıştı galatasaray. ne diyordu fatih terim, pek sık kullanmadığı twitter hesabından attığı tweette: konsantrasyon... öyle bir "konsantre" olmuş ki sarı-kırmızılı topçular, daha maçın başlama düdüğüyle birlikte deplasman ekibinin iki pas yapmasına izin vermeden sarstılar fileleri. rakip savunmacıların "uyuşukluğunu" değerlendiren garry rodriguez kaptığı topla ceza sahasına girdi, gomis de kendisini tutan stoperi boşa çekince, belhanda'ya ligin en erken golünü atmak düştü. daha 30. saniyede gol atmak fatih terim'in takımını rahatlatırken, "kapanmaya" gelen malatya'nın tüm planlarını bozmuştu. stadı tıka basa dolduran taraftarının yoğun desteği ile galatasaray bir gol daha arzulamıştı ki, 12. dakikada onu da buldu, bu sefer orta sahada belhanda'nın çaldığı topla yine "speedy" rodriguez hareketlendi, ceza sahasına girdikten sonra boştaki arkadaşı gomis'i gördü, kara panter de takımının ikinci golü rahatça atıverdi. daha çeyrek saat dolmadan garry rodriguez iki asistle yıldızlaşırken, 16. dakikada yine "gol" atma dürtüsü depreşti, malatya ceza sahası önünde bir pozisyonda, linnes sağ tarafta "demarke" beklerken, şut atmayı tercih etti. kameralar fatih terim'i gösterdiğinde hoca kızgındı. erken gelen goller galatasaray'ı daha "bilinçli" oynamaya iterken, yine de malatya kalesinde gol aramadı değil ev sahibi oyuncular, 27'de sinan'ın pasıyla topla buluşan rodriguez ve 38de ceza sahası dışından sinan rakip kaleci farnolle'yi geçemediler. malatya hiç mi gelmedi galatasaray ceza sahasına derseniz, ilk devre biterken boutaib'in yapılan ortaya gelişine vurduğu şut dışında bir tehlike hatırlamıyorum.
    ikinci devre de galatasaray oyun kontrolünü elinde tuttu, savunmayı sağlama alarak, "yakalarsam" üçüncüyü de atarım dedi. rodriguez 58. dakikada yine bir plase denedi, auta gitti, sinan 64'te fernando'yu ceza sahasına soktu, brezilyalının sert ve isabetli şutunda farnolle nasıl başarılıysa, maç bitimine dakikalar kala yasin'in şutunda da bir o kadar başarılıydı. ikinci devrenin ortalarında biraz kıpırdasa da malatyalı topçular, maçın bitimine 15 dakika kala sakatlanan chebake'nin yerine oyuncu değişiklik hakları dolduğu için oyuncu sokamadıkları için eksik oynayıp, skoru kabullenmek zorunda kaldılar...

    2- rakip takımın neredeyse ciddi atağının olmadığı karşılaşmada muslera'ya da görev düşmedi tabii ki. uruguaylı file bekçisi nadir gelişen malatyaspor ataklarında yine de çok dikkatli ve konsantre gözüktü...

    3- mariano'nun sakatlığında linnes sağ kanadın tapusunu aldı, fena da gitmiyor, bu hafta partneri sinan'dı ve onunla da iyi verkaçlarla pozisyonlar aradılar karşı kalede. öte yandan yuto nagatomo kendi kanadında rakipsiz, latovleviçi günlerini sayıyor galatasaray'da. bakalım sezon sonunda yuto'nun bonservisi satın alınabilecek mi? bugünlerde herkes garry'nin yükselen performansını konuşuyor, fatih terim'in gelişine bağlıyor siyahi topçunun müthiş çıkışını da, nagatomo'nun ikinci devre takıma katılımı rodriguez'in arkasını sağlama alırken, hucuma çıkışlarıyla da takım arkadaşını rahatlatması çok önemli. bu arada unutmadan, bir pozisyonda malatyalı oyuncu yuto'nun ayağına bastı ve bizim japon yerde kaldı, bülent yıldırım düdük çalmadı. ah be bülent hoca, japon adam yalan söyler mi, ayak gitmiş işte, al bak fotoğrafa...

    4- maicon-serdar ikilisine başakşehir karşılaşmasında denayer'i de stoper bölgesine bir alternatif olarak ekledi fatih terim ve o maçtan bugüne kadar savunmada tek banko belçikalı topçu oldu, serdar-maicon sakatlık ve ceza durumlarına göre değişe değişe forma giymeye başladılar. malatya karşısında brezilyalı yeşil zemindeyken, serdar kenarda ısınıyordu. rakibin çok etkili pozisyonun olmadığı maçta, maicon-denayer ikilisine de pek iş düşmedi.

    5- fatih terim'in donk'tan nasıl bir topçu yarattığını izledikçe şaşırmadan edemiyoruz. kadroya alınmayan, genç takımla idmanlara çıkan ve çok nadiren forma şansı bulduğunda bile "kazmalık" örnekleri sergileyen hollandalı oyuncu, şu anda galatasaray'ın olmazsa olmazı. orta saha ile savunma arasında öyle değerli işler yapıyor ki donk, ligin ilk yarısında söz konusu bölgenin en iyi adamı fernando'yu fatih terim artık daha ileride değerlendiriyor. sadece oyunculuğu ile değil, karakteri ile de son maçta alkışları aldı ryan donk. fatih terim'in genç oyuncu ozan'a şans vermek için kendisini çıkarttığında hollandalının koşarak çıkmasına vurgu yapan muhabire şöyle cevap veriyordu donk:" ozan'ın daha fazla süre alması için acele ettim. yavaş hareket ederek onun süresinden çalmak istemedim"...

    6- belhanda'nın cezası nedeniyle akhisar karşısında selçuk'la oynamıştı galatasaray ama "kaptanın" o bölgede zayıf kaldığını yazmıştık geçen haftaki maç yazımızda. bu hafta tekrar belhanda formasına kavuştu ve ligin en erken, kendisinin de en "kolay" golünü attı. transferi sürecinde taraftarın görmeyi en çok arzuladığı taklasını da üçüncü defa attı sezonun bitimine bir hafta kala. "gelecek planlarımda belhanda var" dediğine göre fatih terim, önümüzdeki sene yine faslı oyuncu ile oynayacağız demek anlamına geliyor bu demeç lakin dünya kupasından dönecek ve az tatil yapacak olan belhanda umarım bu seneyi aratmaz."varlığın dert, yokluğun yara" der ya şarkıda, öyle bir topçu belhanda, oynarken beklediğimiz performansı göstermiyor da, yokken de "nerdesin belhanda" diyoruz. ilginç...

    7- feghouli'nin cezalı olmasından dolayı malatyaspor karşısında oyuna sinan gümüş'le başladı fatih terim. anneler gününde, annesi de tribündeydi ve keşke gol atıp annesine koşabilseydi sinan ama olmadı. geçen sene pek yapmıyordu ama fatih terim'in gelişiyle özgüveni de yükseldi ve ayağına aldığı toplarla dikine dikine rakibin üzerine korkusuzca gitmeye başladı genç oyuncu. başarılı da oluyor, rakip eksiltebiliyor, arkadaşlarını pozisyona sokabiliyor. göztepe maçında belki yine kulübede oturacak, formayı feghouli'ye verecek hocası ama sinan, herkes dünya kupasına odaklanmış, kupa yorgunluğu yaşarken iyi bir sezon başı hazırlık geçirerek seneye takımın vazgeçilmezlerinden olabilir.

    8- cumartesi gecesi yaptığı iki asistle ligteki asist sayısını 10'a yükselten garry rodriguez yine maçın iyilerinden biriydi. özellikle ilk golde topu çalmasındaki hızı "usain bolt'u kıskandıracak" türdendi. takımı için oynadığında çıtayı çok yükseklere çıkarabilen, performansı ile taraftarlı tarafsız herkesin alkışını alıyor garry ama bazen ön plana çıkmak istiyor, gol hazzını yaşamak istiyor. bu da normal, her topçu gol atmak ister ama çok müsait durumda olan takımdaşları varken, kaleye vurmak hiç hoş olmuyor. bunu sadece biz yazmıyoruz, hocası da mimikleriyle gösteriyor...

    9- alanya deplasmanından sonra iki hafta arka arkaya penaltı kaçırarak gol "açlığı" yaşamıştı bafetimbi gomis ve malatya karşısıda "şeytanın bacağını kırdı" ve rahatladı. fransız oyuncu attığı golle bir sezonda en fazla gol atan yabancı oyuncu olan alex'in rekorunu da 28 golle egale etmiş oldu. geçen hafta kaçırdığı penaltı sonrası göz yaşlarına boğulmuştu, galatasaray taraftarı ve takım arkadaşları gomis'i onore etti, maç sonu sinan tribünden aldığı ultraslan bayrağını gomis'e verdi ve "kara panter" galibiyet sevincini takımın önünde bayrak sallayarak kutladı.

    10- fatih terim sadece takımı maçlara hazırlayıp, şampiyonluğa gitmiyor her geçen haftada, aynı zamanda florya'dan çıkan gençleri de bir bir taraftarla tanıştırıyor. geçen haftalarda gökay ve celil'i maç kadrolarına almıştı ama oyuna sokmaya fırsat bulamamıştı. cumartesi gecesi genç mi genç, pırıl pırıl bir çocuk adım attı ali sami yen'e, adı ozan'dı... çok fazla süre almasa da, böyle kritik bir süreçte bir gencin çocukluk düşlerini gerçekleştirmek ancak fatih terim gibi "efsane" hocaların yapabileceği bir iştir... sağolasın hocam...

    11- güneşin pırıl pırıl vurması, tıka basa dolmuş tribünler şampiyonluğu müjdeler... cumartesi gecesi de öyle büyülü bir hava vardı "ali sami yen" stadında... koca sezonda iç sahada bir beraberlik dışında galatasaray tüm maçları kazanmıştı ve bunda en büyük pay o büyük taraftarındı... onlar ellerinden geleni yaptılar, şimdi kaldı bir... söz sırası fatih'in aslanlarının... haydi...

    kaynak: ultras/movement blog
    http://ultrasmovement.blogspot.com.tr/...eni-malatyaspor.html
  • 57
    karabükspor'u bir kenara bırakırsak malatya takımı 35 golle ligin en az gol atan 3 takımından biri.* dış sahada da 16 maçta 13 gol atmışlar. hasılı hücum anlamında kısır bir takım. yalnız mücadele güçleri fena değil. fiziksel olarak zorluk çıkaracakları muhtemel. zaten düşme tehlikesi yaşamamalarının sebebi de bu sayede elde ettikleri beraberlikler.

    merkezi 3 tane savunma ağırlıklı oyuncuyla tutuyorlar genelde. ileride adem, boutaib ve pererira ile oynuyorlar. boutaib kazma diye tabir ettiğimiz profildeyken, adem büyük volkan şengillerden. pereria hakkında net bir tanımlama yapamıyorum. yani defansif olarak çok da sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. ille bir sorun yaşayacaksak rakibi açmada yaşarız. burada da panik yapmamak lazım. ilk 20 dakika olmadı ilk yarım saat gene olmadı ilk yarı bitmeden atacağımız bir gol maçı çözmeye yeter. sağ çizgide cezalı feghouli yerine sinan'ın kullanılması gerektiğini hücum zenginliğimiz açısından önemli. iyileşmiş bir mariano'yu linnes'le değerlendirmeyi de düşünebilir hoca ama ben olsam sinan'la başlarım.

    öte yandan ceza sınırındaki donk konusunda da acaba oynatmamak bir problem doğurur mu diye düşünüyorum ve sorun olacağını sanmıyorum. sonuçta hakemlerin tutumları ortada. olmayan bir penaltı 3 sarı kart doğurdu daha 2 gün önce. bu yüzden tedbiren de olsa donk'u kenarda tutmak mantıklı olabilir.

    farklı kazanacağımıza ben de yürekten inanıyorum. ama en azından -bir kazaya uğramama adına- kazanmamız da pekala yeter bize. biz şampiyon olacağız. en çok biz hak ettik, en çok biz istedik ve takım da bunun farkında. allah yardımcıları olsun.
  • 149
    başladıktan 5 dakika sonra -buraya dikkat! 19:05- yaklaşık bir buçuk saatlik bir uçak yolculuğuna çıkacağım maç.

    skor bilgisi alamayacağım uzun süre ama inşallah iner inmez telefonu açıp baktığımda 3 ya da 4 farklı önde olacak şekilde ikinci yarısının devam ettiğini göreceğim.

    yarın o kutsal formayı sırtlarına geçirip, armamızı kalplerinin üstünde taşıyacak her bir aslana güvenim sonsuz. ama asıl güvenim büyük taraftara. evet kardeşim! sana, babana, kardeşine, annene, dayına, amcana, ona, buna! stadyumda olacaklar, televizyon karşısında hop oturup hop kalkacaklar, radyoya kulağını verip “fernando şimdi topu orta yuvarlağın rakip yarı sahaya bakan diliminde aldı ve rakibini ekarte etti, ilerliyor” cümlesini her duyduğunda kalbi güm güm edip sağdan soldan kaçan mariano’yu, nagatomo’yu gözünde canlandıracaklar. bu şampiyonluğu sizin gibi milyonlar getirdi. getirdi diyorum çünkü bu saatten sonra bu kadar temiz yürekten çıkan dua kabul görecektir. inşallah ben buna inanıyorum.

    inanıyoruz ki o bizim yanımızda. herkesin adaleti şaşar, o’nun adaleti şaşmaz.

    allah yardımcımız olsun!
  • 87
    çok heyecanlandıran maç. bunu kazandığımız takdirde göztepe deplasmanında 1 puan bize yetecek. ligi şuraya kadar getirmiş galatasaray o puanı alır ve şampiyon olur zaten.

    hem oyunla, hem skorla, hem coşkuyla hem de taraftarla ligin ağası olduğumuzu göstereceğimiz maç olacaktır. bütün oyuncularımıza, teknik heyetimize güvenim sonsuz. allah kaza bela vermesin inşallah.
  • 18
    içeride olmamız rehavet yaratmamalı; hafta boyu sinerji yaratmalı, takıma sosyal medyadan ve ulaşılabilecek her kanaldan destek mesajları yollanmalı. mesela gomis bu sezon kattıklarıyla müthiş bi kredi elde etti, iki penaltıyla silemezsin bu adamı taraftar "yanındayız" mesajını vermeli kendisine hakeza belhanda'da motive edilmeli son 180 dakika kala futbolcu eleştiremezsin. tarık çıksın onu da alkışlanman gerek, demoralize futbolcu kaldırmaz bu seviye zaten mental gücü epey düşük takımın.

    oyun olarak; feghouli'nin yokluğunda sinan'ı kadroda bekliyorum ve iç sahada 3'lü orta saha görmeyeceğimize kesin gözüyle bakıyorum. keskin presle başlamalıyız maça zaten terim ve kurmayları ekstra motivasyon sağlayacaktır takıma bu da erken goller olarak dönerse bize skoru tutar ve aktif dinlenmeye geçeriz.

    dediklerimi ya da maç sırasında takımın bu oyununu görüp eleştirenler olacaktır fakat bu viraj iyi oyun değil yarım-sıfırlara bakıyor. örneklendirmek gerekirse bu sezon juve napoli'nin önündeyse oyunundan yer yer ödün verdiği için önünde ve bu bir meziyet sarri bunu yaptıramadı takımına, kendi içimizden örneklendireyim garry bugün o yüzden "bazen böyle olması gerekir" diyebiliyor.

    sakin kalalım, skoru bulalım ve sonra da kupamızı alalım...

    son 180, hedef 21: göreyim benim takımımı!
App Store'dan indirin Google Play'den alın