• 37
    sami yen'in son yıllarında iyice pasifleşmiş tribündü. eski açık'ın üstü kapandıktan sonra buranın aurası artık iyice sönmüş gibiydi. yine de şimdinin tiyatro seyircisini 10a katlardı, o ayrı. toplasan 2-3 kere falan gitmişimdir bu tribüne ama inanılmaz saçma bir şekilde bu tribünün alt kısmına ilk girerken görünen yeşil sahanın uyandırdığı hissi hiçbir tribünde yaşamadım. ben mi çok sulanmış zeminlere denk geldim bilemiyorum ama daha bir yeşil görünüyordu sanki zemin. sahaya ben çıkıyormuşum gibi hissettiriyordu. bir de inanılmaz loştu burada ortam kapalıya kıyasla, belki ondandır. seni yıkan dozeri be asy.
  • 38
    bir çok anıma sahip özlenen tribün. ali sami yen stadında kapalı üst ve eski açıktan sonra üçüncü tribün ortamı konumundaki yerdi. tribüne gelen kimse çekirdekçi değildi ama burada koordine olma problemi vardı. daha çok başına buyruk bir tribünde ve diğer tribünlere ayak uydurmaya çalışırdı. tribünün sağında sarı oğuz ve arap takma adlı iki amigo vardı. sarı oğuz maçlardan önce tribününü organize edip “piç piç piç arap” diye bağırttırırdı. tabi bunu arap lakaplı şahıs için yapardı, herhangi bir ırkçılık yok yani. bir de yeni açık üste bilet bulamayıp yeni açık alta bilet alıp maçtan önce tellerden yeni açık üste tırmanma hikayeleri vardı. biz de az yapmadık. çok keyifli ortamdı.
  • 30
    türk telekom arena'daki muadili güney tribün olmalıdır. şu an değildir fakat.

    gerçi pegasus, cimbom bomum benim biricik sevgilim çekmeye başlamadan önce güney tribüne eski açık! şeklinde sesleniyor. ne alakaysa?

    yeni açık tribün ali sami yen'in tribüncü yetiştirme okuluydu bir nevi. kapalı üniversiteyse, yeni açık dershaneydi. çok üst düzey bir tribün anlayışı ya da tezahürat gücü anlamında söylemiyorum bunu. yeni açık, tribüne yeni adım atanlar için daha kolay ulaşılabilir bir ortamdı. en azından ben ya da benim gibi maddi imkanları kısıtlı 14-15 yaş civarı ateşli çocuklar için, 3 ayda bir para denkleştirip gidilebilen bir mekandı. numaralıya yakın yer kapmak için 4-5 saat önce gidilir, sıcağın beyninde maç saati beklenirdi. çünkü orada bir davul vardı ve kapalı tribünü cepheden görüyordu.

    karşımızda dünyanın en muhteşem korosu, değme savaş meydanlarında duyamayacağınız türden tok ve gür haykırışlarla ortalığı inleten efsane kapalı tribün. onların başlattığı bestelere katılmanın verdiği anlatılmaz haz. kendimizi onlardan biri sayar, o yaşta adam olurduk bir süreliğine.

    sonrasında eski açık oluşturuldu, üni ve bh grupları ile farklı bir atmosfere büründü, yeni açık numaralı tarafının yerini bu yeni cephe aldı. biz de orada bulduk kendimizi bir süre sonra. kapalı, eski açığa seslenerek başlattı karşılıklı tezahüratları. sonra kapalı da soldu gitti falan filan..

    yine de yeni açık candı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın