30
türk telekom arena'daki muadili güney tribün olmalıdır. şu an değildir fakat.
gerçi pegasus, cimbom bomum benim biricik sevgilim çekmeye başlamadan önce güney tribüne eski açık! şeklinde sesleniyor. ne alakaysa?
yeni açık tribün ali sami yen'in tribüncü yetiştirme okuluydu bir nevi. kapalı üniversiteyse, yeni açık dershaneydi. çok üst düzey bir tribün anlayışı ya da tezahürat gücü anlamında söylemiyorum bunu. yeni açık, tribüne yeni adım atanlar için daha kolay ulaşılabilir bir ortamdı. en azından ben ya da benim gibi maddi imkanları kısıtlı 14-15 yaş civarı ateşli çocuklar için, 3 ayda bir para denkleştirip gidilebilen bir mekandı. numaralıya yakın yer kapmak için 4-5 saat önce gidilir, sıcağın beyninde maç saati beklenirdi. çünkü orada bir davul vardı ve kapalı tribünü cepheden görüyordu.
karşımızda dünyanın en muhteşem korosu, değme savaş meydanlarında duyamayacağınız türden tok ve gür haykırışlarla ortalığı inleten efsane kapalı tribün. onların başlattığı bestelere katılmanın verdiği anlatılmaz haz. kendimizi onlardan biri sayar, o yaşta adam olurduk bir süreliğine.
sonrasında eski açık oluşturuldu, üni ve bh grupları ile farklı bir atmosfere büründü, yeni açık numaralı tarafının yerini bu yeni cephe aldı. biz de orada bulduk kendimizi bir süre sonra. kapalı, eski açığa seslenerek başlattı karşılıklı tezahüratları. sonra kapalı da soldu gitti falan filan..
yine de yeni açık candı.
gerçi pegasus, cimbom bomum benim biricik sevgilim çekmeye başlamadan önce güney tribüne eski açık! şeklinde sesleniyor. ne alakaysa?
yeni açık tribün ali sami yen'in tribüncü yetiştirme okuluydu bir nevi. kapalı üniversiteyse, yeni açık dershaneydi. çok üst düzey bir tribün anlayışı ya da tezahürat gücü anlamında söylemiyorum bunu. yeni açık, tribüne yeni adım atanlar için daha kolay ulaşılabilir bir ortamdı. en azından ben ya da benim gibi maddi imkanları kısıtlı 14-15 yaş civarı ateşli çocuklar için, 3 ayda bir para denkleştirip gidilebilen bir mekandı. numaralıya yakın yer kapmak için 4-5 saat önce gidilir, sıcağın beyninde maç saati beklenirdi. çünkü orada bir davul vardı ve kapalı tribünü cepheden görüyordu.
karşımızda dünyanın en muhteşem korosu, değme savaş meydanlarında duyamayacağınız türden tok ve gür haykırışlarla ortalığı inleten efsane kapalı tribün. onların başlattığı bestelere katılmanın verdiği anlatılmaz haz. kendimizi onlardan biri sayar, o yaşta adam olurduk bir süreliğine.
sonrasında eski açık oluşturuldu, üni ve bh grupları ile farklı bir atmosfere büründü, yeni açık numaralı tarafının yerini bu yeni cephe aldı. biz de orada bulduk kendimizi bir süre sonra. kapalı, eski açığa seslenerek başlattı karşılıklı tezahüratları. sonra kapalı da soldu gitti falan filan..
yine de yeni açık candı.