• 2177
    gelecekse su şartlar altında yabancı sınırına sesimi çıkarırsam namerdim:
    1. hiç yabancı oyuncu ve yabancı teknik adam gelemeyecek.
    2. oyuncu maaşı maksimum yıllık 360 bin tl olur ve bu maas sadece kulup tarafından belirlenen 3 oyuncuya verilebilir. diğerleri en fazla 300 bin tl alabilir.
    3. teknik adam maaşı maksimum yıllık 400 bin tl olabilir.
    4. her takım 2'si ilk 11 olmak üzere mac kadrosunda en az 6 tane altyapısından çıkma 22 yas ve altındaki futbolcu bulundurmak zorundadır.
    5. her takım kadrosunda maksimum 2 tane türkiye dışında yetişmiş türk oyuncu (gurbetci) bulundurabilir.
    6. ülke içerisindeki transferler de maksimum bonservis bedeli 2 milyon tl olabilir. bu bonservis bedeli sadece a milli oyunculara ödenebilir. diger oyuncular için en fazla 1.5 milyon tl istenebilir.

    hodri meydan anasını satayım. yabancı sınırı isteyen andaval anadolu kulüplerini o zaman göreyim ben.
  • 2180
    yine mi geldi tipini siktiğim şeklinde tepki verdiğim tartışmalara konu olmaktadır.

    tarihimizin belki de en iyi milli takımını yakaladığımız, ligde anadolu takımlarının rekabet anlamında güçlendiği ve hiç olmadığı kadar türk oyuncunun yurt dışında oynadığı bir ortamda yabancı sınırının gelmesini istemek türk futboluna ihanet ile eş değerdir. gerçi futbolu yöneten zeka küplerinin derdi türk futbolunun gelişmesi değil. eğer öyle olsa idi zaten başımızda bu adamlar olmaz, türk futbolu böylesine güvensiz, hepimizin altında bir başka hinlik var mı diye düşündüğü bir ortamda oynanmazdı.

    şunu da hatırlatmak lazım şu anda zaten yabancı sınırı var ve sayısı da 14. istemeyen kadorsuna 1 tane bile yabancı almaz. yabancı oyuncu sayısı serbest falan değil. bunu artık almayan beyinlere de ne denir bilmiyorum.
  • 2182
    3 ekim 2019 tarihinde temsilcilerimiz tarafından atılan aşağıdaki golleri, yabancı sayısını kademeli olarak düşürmek isteyen vizyonsuzlara, kafalarını duvara vura vura tekrar tekrar tekrar izletilmesi gerekmektedir. anlamazlarsa tekrar anlamazlarsa tekrar.

    enes ünal
    https://www.youtube.com/watch?v=vK_uAjOzk6A

    çağlar söyüncü
    https://www.youtube.com/watch?v=IR-gDJ4tstM

    cenk tosun
    https://www.youtube.com/watch?v=pGUUBy_q5q4

    ozan kabak
    https://twitter.com/.../1191063590419210241

    bonus asistler
    yusuf yazıcı ve kaan ayhan
  • 2184
    (bkz: 6 kasım 2019 real madrid galatasaray maçı)
    bu saçma sapan futbolu izlemek için 14 yabancıya gerek yok. biz camia olarak da bu işi beceremedik kabul etmeliyiz. yapılan tüm yabancı transferlere olumlu baktık burada bile.
    bu futbolu biz bu takımın yıllık ücretinin 1/8 i ile türk yabancı karışımı bir kadro ile de oynayabiliriz.
    allah aşkına geçtim mariano nagatomoyu falan seri meri nedir ya.
  • 2185
    gurrpegi'nin sözlerini kesin kabul ettiğimizden
    (bkz: #2801784)
    dolayı linnesle birlikte 16 olacak sayıdır.
    pek çoğumuz mariano ve nagatomo'nun gönderilmesini istiyor.
    gönderilirlerse bu sayı 14'e düşer. şener/linnes/emre/ömer bek rotasyonu ne kadar güven verir o ayrı bir konu. bunun dışında belhanda-feghouli ikilisinden biri de satılırsa kontenjan konusunda rahatlarız. tabii yerlerine transfer gerekir. demem o ki bu sayıya bu sefer dikkat edilmeli, linnes'in durumu gibi bir durumla karşılaşmamalıyız.
  • 2189
    asla geri getirilmemesi gereken ama belli başlı ek kurallar ile desteklenmesi gereken kural.

    mesela kulüplere maç günü bildirilen 21 kişilik kadroda 3 (veya 5) adet altyapıdan yetişmiş yerli/yabancı oyuncu bulundurma zorunluluğu getirilebilir, ya da ilk 11'de en az 2 adet altyapıdan yetişmiş yine yerli/yabancı oyuncu bulundurma zorunluluğu vesaire. yine mesela transfer edilecek yabancı oyuncuya 'çalışma izni' belli başlı standartları yerine getiriyorsa verilecek şekilde bir sistem kurulabilir, tabii ki ingiltere'deki kadar ağır şartlar olmaması kaydıyla. bunlar sadece basit düşünce ile verilmiş birkaç örnek çok daha ciddi bir şablon hazırlanıp çeşitlendirilmesi ve o şekilde uygulamaya konması gerekir

    bu şekilde yabancı oyuncu serbestiliğini kulüplerimiz doğru şekilde kullanabilirse; 5 - 10 sene arası kısa bir dönemde hem ligimizin rekabet düzeyi hem de bu rekabetle birlikte kalitesi artar, bunun meyvelerini de hem sportif başarı hem de ekonomik anlamda toplarız.

    rekabetçi lig; daha kaliteli futbol, bununla birlikte daha çok izlenme sayısı getirir. epl; ingiltere'de oynandığı için değil, hem göze zevkli gelen hem de rekabetçi futbol oynandığı için bu kadar çok izleniyor.

    rekabetçi lig; yerli ya da yabancı, daha kaliteli futbolcuların kulüplerimizde forma giymesini sağlar, bu oyunculardan hem sportif anlamda hem de gerektiğinde yurt dışına 'ihraç'larını yaparak ekonomik anlamda başarı sağlarız.

    rekabetçi lig; milli takımın seviyesini yükseltir. yerli futbolcular yan gelip yatamayacağı için kendilerini sürekli daha fazla geliştirmek zorunda hissederler, formayı kapmak, yurt dışına gitmek için daha iyi performans vermek durumunda kalırlar; rekabetçi oyuncu grubundan oluşan milli takım; sırf refleks olarak bile daha hırslı, yenilmeyi kabul etmeyen, daha iyisini yapmak, kazanmak isteyen bir profilde olur.
  • 2191
    son zamanlarda ahmet çalık olsun, ömer bayram olsun, adem büyük olsun oynatınca galatasaray futbol takımı bu konuda homurdanmalar kesildi. üstelik malum sendeliyoruz, bir de türkiye a milli takımı iyi gidince iyiden iyiye sustu herkes. yarın galatasaray yine iyi gitmeye başlasın ki başlayacak, milli takımı falan düşünmez kimse, başlar yine herkes yabancı sınırı gelmeli diye. ne demiş harry kewell; türkiye'de futbol galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur.
  • 2192
    işler günbegün olumlu anlamda giderken sürekli sıcak tutulmasını saçma buluyorum.

    öyle değil mi? işler olumluya gitmiyor mu?

    her geçen gün, her geçen sezon süper lig'de daha fazla yerli -bakınız yerli diyorum- ve genç -bakınız genç diyorum 16-21 yaş arasından bahsediyorum- futbolcu oynuyor. bu sezon ise daha sezon bitmemesine rağmen -sanırım 24 futbolcuyla- en pik noktayı gördük bu sayıda.

    türk milli takımından hiç bahsetmeyeceğim. ama şunu yazmadan da geçemeyeceğim. şu ara milli takımın futbolcularının piyasası, afisi kıyak. görünen o ki gün geçtikçe de bu piyasa artış eğilimini sürdürecek. yani şunu demek istiyorum. bu milli takıma, santrfor yetiştiren takım, sol bek yetiştiren takım falan köşeyi döner. türk futbolunu geçtim, cebinizi de mi düşünmüyorsunuz insafsızlar?

    bırakın çocuklar rekabet etsin. hemen hepsi avrupa'da yabancı takım arkadaşlarıyla rekabet halindeler. hemen hepsi türkiye'de öyle veya böyle yabancı veya yerli takım arkadaşlarıyla rekabet halindeler.

    rekabet iyidir.

    türk futbolcuların oynayamama durumu da yok. genel kanının aksine. aksine yetiştirmenin kaymağını yemeye başladıkça, kulüpler bu işe daha fazla önem vermeye başlayacaklar. başladılar bile.

    işleyen veya işlemeye başlayan bir sisteme çomak sokmanın ne anlamı var? hele bir durun. bir görelim bakalım neler oluyor?

    asıl mesele, türk futbolculara yer açmak değil. bu futbolcuların antrenman yapacağı tesisler temin etmek. yetmez. tesislerin durumunu gözetlemek. stadyum yapmak yetmez. bu futbolcuların futbol oynayabileceği düzgün çimler lazım. yok öyle. önce şu zeminleri bir kontrol altına alın da, sonra bakarız söylediklerinize. önce şu akademi hocalarının, eğitmenlerinin şartlarını bir düzenleyin, sonra bakarız diğer meselelere. siz önce ehil olmayan yöneticilerin futbol kulüplerine başkan olmasının önüne geçin, reklam yapıp kulüpleri batırdıktan sonra kaçmalarının önüne geçin. tüm suçu da bir zahmet sisteme atmayın. komik oluyorsunuz.
  • 2194
    türkiye'de futbol kulüplerinin yabancı oyuncu oynatırken kısıtlanmasına karşıyım.

    neden? çünkü türk oyuncuların kalitesi yeterince iyi seviyede değil. seyir zevki ve marka değeri açısından yabancı kısıtlaması taraftara çile çektiriyor. koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler mantığındaki yerli anadolu futbolcuları kulüplere fahiş fiyatlarla imza atıyor, anadolu kulüplerinin başkanları gemi azıya alıp fahiş bonservislerle vasat oyuncuları üç büyükler arasında açık artırmayla satıyor. büyük kulüplerdeki vasat oyuncular alternatifsiz olduklarını bildikleri için rekabet ortamından kopup kendilerini salıyor.

    yukarıda anlattıklarım sebebiyle biz taraftarlar olarak hep rezil futbol izliyoruz. peki bunun galatasaray özelinde yansıması nasıl oluyor? hatırlarsanız daha bir kaç sene önce futbol takımımızı italyan hocaların çalıştırdığı dönemde ligde sabri avrupa'da eboue'nin oynadığı dolayısıyla eboue'nin form tutamadığı bir dönem vardı. keza alex telles, bruma gibi genç yetenekler de 6+0+4, 5+0+3 gibi garabetlerde bir türlü maç formuna kavuşamayan oyunculardı. evet bu çok handikaplı bir kuraldı ancak 2015 itibariyle bundan kurtulduk, ama elimize ne geçti? geçen sene porto, schalke, lokomotif moskova grubunda 4 puan; bu sene malum tecavüz grubunda 2 puan. biri takımların ortalama seviyede olduğu, diğeri ise iki takımın baskın olduğu iki tip grupta da alınan neticeler bizi hayal kırıklığına sevk etti.

    yabancı sınırlamasının kalkması, ekonomik yapısı orta düzey olan kulüpler için çok tehlikeli aslında. har vurup harman savunan yönetimlerle borç batağına saplanmak bu senaryoda yaşanabilecek risklerden yalnızca biri. bu sene yönetimimizin ffp sebebiyle derli toplu ilerlemesi bizi böyle bir duruma sevk etmedi diyebiliriz. türkiye'de şampiyon olarak şampiyonlar liginde oynayacak kulüp olmak yabancı oyuncunun tercih yaparken radarına girmemize sebep oluyor, ancak istenilen her oyuncu da getirilemiyor. yani bu durum ligimizin düşük prestiji düşünüldüğünde gelebilecek yabancı oyuncu kalitesini de belli seviyenin üstüne çıkaramamıza sebep oluyor. müzmin sakat, disiplinsiz, kulübünde gözden çıkarılmış, yaşı geçmiş oyuncular ismi var denilerek transfer ediliyor. bunun da bize hayrı olmuyor. dolayısıyla önceki senelerde yabancı sınırını avrupa'da başarımıza ket vurduğu için eleştirdik fakat bunu bahane etmeyen bir yapıya da kavuşmamız şart. bu nasıl olmalı onu düşünelim.

    bu sezon gösterdi ki dış mihraklar diyerek federasyonun yabancı kısıtlamalarını öne sürmek bizim için bahane olmamalı. ben süper ligde adı bile yetecek bir kulüp olan galatasaray'ımızın bu konuyu kendi içinde çözüme kavuşturarak avrupa'da başarıya koşmasını düşünen bir taraftarım. reçete bana göre şöyle olmalı;

    1. altyapı ihya edilmeli. tüm yaş gruplarında hedefler dahilinde ilerlenmeli. tesisleşme, modern idmanlar, akademi vb. ne gerekiyorsa yapılmalı. altyapıda kulübün oyun felsefesi genç oyuncunun tüm hücrelerine işlemeli.

    2. kulübün başkanından teknik direktörüne, isimler yıllar içinde değişse de değişmeyecek bir anlayış yerleşmesi için çabalamak gerekli. biz taraftara burada düşen sadece teşvik etmek olabilir. yabancı sınırı ne olursa olsun takımda ilk 18'de en az 6-7 oyuncu, ilk 11'de en az 5 oyuncu oynatmakta ısrarcı olmak. bunu yapınca göreceğiz ki bu kulüp menajerlerin, kabadayı anadolu kulübü başkanlarının, vasat yaşlı oyuncuların oyuncağı olamayacak.

    bu reçete bizi bir kaç sene bocalamaya itse de nihai amacı avrupa'da başarı olan bir topluluk buna sabredebilir diye düşünüyorum. doğru adımlarla bu dengeyi kurabilmemiz yabancı oyuncu sınırında da serbestliğinde de durumdan etkilenmeyen, kendi standardını oturtmuş bir galatasaray için avrupa'da başarı getirecektir ümidindeyim.

    düzeltme: puan düzeltmesi için tokerbeyler'e teşekkürler.
  • 2195
    yabancı kurallarına baktığımız vakit bence seyir zevki ve kalitesi en yüksek 2 lig olan premier lig ve bundesliga’da yabancı kuralı şöyle:
    premier lig
    burada herhangi bir yabancı kısıtlaması yok çünkü bu insanlar gerizekalı veya artniyetli değil.peki “milli takım başarısı” ve marşlarını okuyabilmek için ne yapmış bu insanlar? 21 yaş üstü 17 oyuncu olabiliyor kadroda.yani altyapıdan oyuncu olmak zorunda. böyle tempolu ligde de pek tabi 17 kişiden fazlası gerek.
    bundesliga
    burada da yabancı kısıtlaması yok.sadece 12 alman bulundurma zorunluluğu ve 8 altyapıdan oyuncu bulundurma zorunlulukları var.
    bonus:büyük ligler ve takımlar için futbolcu fabrikası olan 2 lig eredevisie ve jupiler pro league(belçika)
    eredevisie
    sınırsız yabancı.
    jupiler pro league
    sınırsız yabancı.altyapıdan yetişen en az 6 oyuncu.
    görüldüğü gibi bütün milli takımları(ingiltere dışında ki o da artık iyi olacaktır) başarılı olan ve avrupada başarılı olan liglerde yabancı serbest.bunun yerine (mantıklı olarak) altyapıdan oyuncu zorunluluğu var.bizde ise bu sayı sadece 2. altyapıdan sadece 2 oyuncu zorunluluğu var ve olay üretemememiz.burada art niyet var zaten yabancı sınırı tamamen art niyetle getirilen bir şey.peki eğer bir gün aklı selim, objektif biri gelirse ne yapmalıyız. bence yapılacak en güzel şey yabancıyı serbest bırakıp aynen ingiltere’deki gibi 17 adet 21 yaş üstü futbolcu sınırlaması koyup geri kalan kadroda en az 4 olmak üzere maç kadrosunda 2 altyapıdan yetişmiş futbolcu zorunluluğu getirilmesi lazım ve altyapıdan yetişmiş futbolcusunu bir sezonda belli bir süre oynatmış takıma prim verilmesi gerektiğini düşünüyorum. hatta ilerleyen aşamalarda altyapıyı düzelten ve ekmeğini yemeye başlayan takımlar çoğalınca altyapıdan 1 futbolcuyu maçta oynatma zorunluluğu dahi getirilebilir.evet takımlarımız inatla altyapıdan topçu çıkarmıyor ve yatırım yapmıyor ama bu yabancı sınırıyla asla çözülemez sadece klüpleri maddi ve sportif açıdan sıkıntılara sokar. gördüğünüz gibi üreten liglerde özellikle kadroyu gençleştirmek ve altyapıdan futbolcu oynatmaya teşvik etmek esas. açıkçası en beğendiğim ingiltere’de uygulanan ama ligimizin temposu düşük ve futbol oynanmadığından(hakemlerin rezil oluşuna takımların art niyetli ve futbolu oynamak yerine katletmeyi seçmeleri neticesinde) takımlar ısrarla 17 kişiyi sonuna kadar kullanır ama olası sakatlıklarda mecburen genç futbolcu oynatırlar. ve nispeten bu sistemden sonuç alınmış olur. tff 1. ligde ise bu kurallar daha sıkılaştırılıp bu sayı 10-12 ye kadar düşürülüp maç kadrosunda altyapıdan futbolcu zorunlulukları ve hatta 11 de altyapıdan futbolcu zorunluluğu ile süper ligin oyuncu ihtiyacı burdan karşılanabilir ve çıkan takımlar daha dinamik ve sürdürülebilir yapılarının yanında düşenlerin otomatikman serbest düşüşe geçmemeleri için yapılanmaya gitmeleri gerekecektir. bunun neticesinde de bir süre sonra türkiye’nin tüketici bir ligden üretici bir lige evrileceğini düşünüyorum.
  • 2196
    galatasaray'ın yer almadığı ligin ilk 4 sırasında adını anmak istemediğim suyun öte tarafının yer almasından mıdır bilinmez şu sıralar esamesi bilen okunmayan oyuncu sayısı. hayır alimallah ilk yarıyı 7. değil de, lider olarak da değil fb'nin üzerinde bitirseydik taş üstünde taş kalmazdı konuya dair. hayır biz de oturup adamdan sayıp lig diye takip ediyoruz ya, şu ligi mecburen de. ne diyeyim ki.
  • 2199
    kış transfer döneminde bizi çok sıkıntıya sokacak gibi duruyor.

    2 tane transfer ettik
    1 tanesini geri yolladılar başka takıma satma şansın yok
    1 tanesinin sözleşmesi zaten donuktu parasını verdin kadroya alamadın

    luyindama yarım sezon yok oradan - 1 kontenjan

    bilemiyorum altan durumumuzu herkes biliyor oyuncu satarken de oldukça zorlanacak gibiyiz.

    edit : diagne henüz geri gelmedi ama gelse bir dert gelmese ayrı dert. bu adam bizim topçumuz sonuçta ve ciddi bir yatırım yaptık. yazın yine satmaya çalışacağız. nereden baksak sıkıntılı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın