tff başkanı
nihat özdemir şunları söylemiş:
“plan program dahilinde yabancı sayısını düşürmeyi planlıyoruz. ama bunu bir günde değil, belli bir program içinde yapacağız. kulüpler birliği ile beraber yürütmeyi düşünüyoruz.”
açıkçası önceden futbolda
yabancı oyuncu sınırlaması ihtimalini sadece işittiğimde bile
digitürk/
beinsport üyeliğimi iptal etmeyi düşünecek kadar öfke duyardım.
şu son 1 yıldır görüşlerim biraz değişti desem yalan olmaz.
neden mi?
anlatayım.
bir kere biz
tarık çamdal gibi tiplere falan kızıyoruz ama tarık'ın
4 yılda yata yata kazandığı parayı 5 kuruşluk top oynamayan
younes belhanda gibi adamlara
1 yılda veriyoruz yalan mı.
diğer kulüpler bizden çok mu farklı, en yakın örnek
robin van persie işte.
fenerbahçe'nin köküne resmen kibrit suyu döktü adam.
hakeza
beşiktaş'ın feda demesinin en büyük sebepleri
simao sabrosa,
hugo almeida,
guti gibi adamlar değil miydi?
trabzonspor'un bugünlerde potansiyelli genç oyuncuları olmasa iflas etmesi içten bile değil.
bizim ülkemizde kimse yerli oyuncu oynatmak istemiyor çünkü yerli oyuncuların kalitesi düşük ve sınırlama olduğunda çakal menajerler de işin içine girip ederinden kat be kat fazlasına bonservis bedeli ödeniyor.
bizim gibi geri kalmış (ya da gelişmekte olan diyelim) ülkelerde takım içinde
yerli oyuncu olmadığı zaman kulüpte sahiplenme hissiyatı zayıf kalıyor, takım ruhu düşük oluyor.
bu durum da sportif başarıyı mutlaka etkiliyor.
o halde bir şekilde kaliteli yerlileri kadromuza dahil etmek zorundayız.
illa bir yerli oyuncu oynatmak zorunluluğu varsa gidip başka kulüpten almayacaksın, bu kontenjan
altyapı oyuncusu için kullanılsın.
gidipte elin üç kuruş etmeyen yeteneksiz yerlilerine para harcamayalım.
altyapı oyuncusu oynatmak da riskli elbette.
ama tecrübeyle sabit ki, genç çocuklar oynaya oynaya gelişiyor, mecburen buna bir müddet katlanmak durumundayız.
yakın tarihteki örneği
ozan kabak işte.
maicon dönemini hatırlarsınız, sakatlık ve ceza problemleri olmasa
fatih terim'in ozan'a şans verdiği falan da yoktu, kimse kimseyi kandırmasın.
üstelik ozan ilk çıktığı zaman 2 kez penaltı yaptırdığında da burada adama
servet çetin muamelesi yapıldı; girip başlığına tıklayın hâlâ duruyor o entryler.
ama noldu sonrasında, ısrar edince ozan beklenen gelişimi gösterdi ve büyük takım seviyesine geldi.
elbette her örnek bu şekilde güzel sonuçlanmıyor, zira
emre çolak,
sinan gümüş gibi adamları bayağı oynattık ama verim alamadık.
olsun deneye deneye doğru insanları takıma kazandırıyorsun bir şekilde.
forvet, kaleci, 10 numara gibi özellikli mevkilerde belki bu riske girilemez ama ne bileyim defans göbeğinden birisi, beklerden birisi, defansif orta saha oyuncusu yerli olamaz mı arkadaşlar?
adı geçen
süleyman luş sol bek mevkisinde bir
yuto nagatomo kadar top oynayamaz mı sizce?
nagatomo dediğin adam yıllık 2.000.000 euro para kazanıyor kardeşim, ne katkısı var takıma allah aşkına!
futbolda başaltı ülkelerle zirve arasındaki makas çok açılmış durumda, biz artık
şampiyonlar ligi seviyesinde bir takım değiliz, 30 maçta neredeyse 1 tane galibiyet almışız.
dolayısıyla
benim hayallerim dünyalardan büyük diyerek gerçeklikten çok uzak hedefler koyup kendimizi kandırmayalım, bu hayalin peşinden koşup 33 yaşındaki
radamel falcao gibi adamlara yıllık 6 milyon euro paralar baymayalım.
6 milyon euro parayı git
ajax alt yapısında çalışan hocalara ver, gelsin bizim altyapımızda çalışıp bir şeyler yapsın.
ben artık belhanda gibi 5 milyon euro alıpta performansı kötü olunca ıslıklandığında taraftara ana avrat söven ahlak yoksunu, boş beleş futbolcuları takımımda görmek istemiyorum.
yabancı sınırlamasına hayır ama altyapı oyuncusu oynatma zorunluluğuna bence evet.