• 2126
    olabilirliği nedir bilmiyorum ama hiçbir yabancımızla yolları ayırmadan, bir yabancıyı örneğin linnes'i ya da mariano'yu ligde oynatmadan, sadece şampiyonlar ligi listesine ekleyeceğiz. fatih terim linnes'i geçtiğimiz yıl şampiyonlar ligi'nde oynatıp, ligde çoğunlukla alternatif oyuncu olarak oynatıyordu.
    mantıklı mı? değil. ama son gün transferleri nedeniyle kadro yapısını bozmak da bana çok mantıklı gelmiyor. sağ bek ve sol bekteki yabancılarımızın allah korusun bir sakatlığı durumunda ligde alternatif yaratma şansımız bu yıl için yüksek. ancak şampiyonlar ligi için bu durum kolay değil. onun için beklerden biri ligde lisans almayacak, ama şampiyonlar ligi listesinde bulunacaktır diye düşünüyorum. tabi liste dışı oyuncunun motivasyonu nasıl sağlanır, bilemiyorum.
  • 2127
    (bkz: #2756523)

    bu transfer döneminde (2019 yazı) türk kulüpleri 25 milyon euroluk oyuncu alışı yaparken dışarıya 70 milyon euro satış yaptı. daha önce hiç böyle olumlu bir tablo olmadı. demek ki mevcut kural ve ffp kriterleri bizim kulüplere esasında maddi manada çok büyük katkı yapıyormuş. bu haberi her yerde duyurup paylaşmamız ve kamuoyu yaratmamız gerekli.

    http://www.hurriyet.com.tr/...milyon-euro-40941901
  • 2129
    2019-2020 sezonu için süper ligdeki mevcut futbol kulüplerinin yabancı sayıları:

    başakşehir: 16
    galatasaray: 15
    gaziantep: 15
    rize: 15
    yabancı oyuncu sınırı
    konya:14
    gençlerbirliği: 14
    trabzon:13
    beşiktaş: 13
    kayseri: 13
    alanya: 13
    kasımpaşa: 13
    sivas: 12
    göztepe: 12
    malatya: 12
    antalya: 12
    denizli:12
    fenerbahçe: 11
    ankaragücü: 10

    kaynak olarak transfermarkt web sitesini kullandım. teker teker saydım. bazı gurbetçilerde yanılmış olabilirim. sene sonu sözleşmesi bitenleri de hesaplaycağım.
  • 2131
    ben ilk 11'e en fazla 2 yerli zorunluluğu dışında bir zorlama beklemiyorum açıkçası. hiçbir kulüp aksi bir uygulamayı 4-5 yılda hayata geçiremez.

    bu nedenle önümüzdeki sene yapmamız gerekenler basit:

    luyindama ve marcao'yu ya da en az 1 tanesini parlat; sat. diagne ve belhanda'yı satarak gelir elde et. mümkünse seri ve lemina'nın ikisinin birden; değilse en az 1 tanesinin bonservisini al; diğerini kirala. nzonzi'nin kiralanma opsiyonunu kullan. 2 stoperin de giderse 1 tane tecrübeli* stoper kirala, satın al ya da bonservissiz kadrona ekle ve kaan ayhan'ı al ya da kirala. sonrasında da 1 tane yerli bek bul. bu kadar. geri kalan kadromuzu aynen koruyabiliriz. özellikle ben orta sahadaki nzonzi, lemina ve seri üçlüsünün eğer birlikte oynamaya devam ederlerse 2 seneye avrupada bizi ciddi seviyelere getirebileceklerine inanıyorum.
  • 2134
    galatasaray'ın son transferlerinden sonra kesinlikle kısıtlanacak olan sayı.

    22 olsa aslında süper olur. 28 kişilik kadroda da 6 tane türk olur işte. yalnız belli kısıtlamalar getirmek şart. ben olsam şöyle yapardım.

    1) 30 yaş ve üstü yabancılar uyruğu ne olursa olsun bonservis veya kiralık ücreti verilerek alınmamalı.

    2) milli takımlar sıralamasında ilk 10da olan ülkelerin oyuncuları 25 yaşında veya 25 yaşın altında ise kadroya alınabilmeli, 25 yaş üstü oyuncularda ise son 10 milli maçın en az 1 tanesinde oynamalı şartı aranmalı.

    3) milli takımlar sıralamasında 11 ile 20 arasında olan ülkelerin oyuncuları 24 yaşında veya 24 yaşın altında ise kadroya alınabilmeli, 24 yaş üstü oyuncularda ise son 10 milli maçın en az 3 tanesinde oynamalı şartı aranmalı.

    4) milli takımlar sıralamasında 21 ile 30 arasınsa olan ülkelerin oyuncuları 23 yaşında veya 23 yaşın altında ise kadroya alınabilmeli, 23 yaş üstü oyuncularda ise son 10 milli maçın en az 5 tanesinde oynamalı şartı aranmalı.

    5) milli takımlar sıralamasında 31 ile 40 arasında olan ülkelerin oyuncuları 22 yaşında veya 22 yaşın altında ise kadroya alınabilmeli, 22 yaş üstü oyuncularda ise son 10 milli maçın en az 5 tanesinde oynamalı şartı aranmalı.

    6) milli takımlar sıralamasında 41 ile 50 arasında olan ülkelerin oyuncuları 21 yaşında veya 21 yaşın altında ise kadroya alınabilmeli, 21 yaş üstü oyuncularda ise son 10 milli maçın en az 5 tanesinde oynamalı şartı aranmalı.

    7) milli takımlar sıralamasında 51 ve altında olan ülkelerin oyuncuları 20 yaşında veya 20 yaşın altında ise kadroya alınabilmeli, 20 yaş üstü oyuncularda ise son 10 milli maçın en az 8 tanesinde oynamalı şarti aranmalı.

    bu şekilde bir sınırlama olursa gelecek yabancılar genelde genç oyuncular veya uluslararası tecrübeye sahip oyuncular olacaktır. bu da hem maddi olarak, hem de lig kalitesi olarak ülkeyi rahatlatır. bu tarz oyuncu getiremeyen de türklerle oynar. tabi ilk aklıma geleni yazdım ben şuanda. daha iyi araştırma ile daha doğru bir düzenleme yapılır. çok da zor olmadığını göstermek için 5 dakika içinde aklıma geleni yazdım. ama futbolu yönetenlerin aklına gelmez bunlar.
  • 2138
    kimse de demiyor ki yahu arkadaş bizim büyük takımlarımızın görevi türk oynatmak değil yetiştirmek olmalı. hem ligde mücadele edip, hem türkiye kupasında hem de şampiyonlar liginde yarışıp başarı beklesinler ama zorunlu türk oynatsınlar. şimdi arda, emre, ozan bizden değil de fenerden çıksaydı o zaman konu bu olurdu. ulan ben yetiştirmişim avrupa pazarına salmışım neden oynatmak zorundayım ? ayrıca galatasaray'da oynayacak kapasitede olan bir türk futbolcu kendine kulüp mü bulamayacak ? cengiz başakşehir'de kalsa daha mı iyi olacaktı ? şenol güneş gibi teknolojiyi sadece televizyon olarak geliştirebilmiş bir adamı milli takımın başına geçirirseniz oyuncuları sadece bizim ligden seçebileceğini sandığı için yabancı sınırına mahkum olursunuz. kimse demiyor mu bu şenola sen bjk'nin başındayken altyapıdan kimi çıkardın ? heralde bunlar milli takım oyuncularının önce galatasaray forması giymesini istiyorlar. yoksa bu kadar yaygara çıkarmazlar.
  • 2141
    tartışılması anlamsız kural. bunun sınırlandırılması galatasaray'a zarar vermez türk futboluna zarar verir.

    yabancı sınırı olsa dahi biz bu ligin şampiyonu oluruz ve olduk da. bunca yıl gelen şampiyonluklardan dolayı bunu herkes(tff, diğer kulüpler) kabul eder. sadece bu sebepten dolayı sınırlama gelecegine inanmıyorum o yüzden. bunun yanı sıra bu sınırlama, avrupa macerası için ülkeye büyük yaralar verir. ülke puanı tabanları görür ve zamanla avrupaya tek takım gönderir hale geliriz. bunu görmek de bu kadarı zor olmasa gerek.

    oyuncu yetişmiyor desen o da değil. avrupa'nın önde kulüplerine çatır çatır oyuncu satıyoruz.

    tüm açıklamalar bana bahane olarak geliyor. asıl sebebinin çok büyük bir rant olduğunu düşünüyorum. ancak hala asıl sebebini anlamış değilim.
  • 2143
    son günlerde, galatasaray üzerinden istiklal marşı'mızın sömürüsü de eklenerek gündemde tutulan en önemli konulardan biri. futbolda bile pasaport üzerinden değerlendirmeleri görünce açıkçası üzülmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. başımızdaki yöneticilere, kullandıkları eşyalar konusunda yabancı ürün sınırı getirelim desek bindikleri araba, giyecekleri kıyafet, kullandıkları telefon gibi temel ihtiyaçlarından yoksun kalacaklar. ancak onlar gibi milyonlarca euro'su olmayan, kendini zor doyuran, (hala baba parası yiyorum*) hayatta en büyük eğlencesi futbol olan taraftarlara kısıtlamaları reva görüyorlar. milli takım teknik direktörü, ''bu ekonomik durumda yabancı sınırı lazım'' diye açıklama yapıyor ama değiştirilmek istenen mevcut kuralla beraber dışarıya oyuncu satışlarımızın inanılmaz derecede arttığını en iyi kendisi biliyor. tamamen zırva olan yabancı kısıtlamasının yurt içi ve yurt dışındaki yerli futbolcu menajerlerini zengin etme, fahiş ücretlerle yerli oyuncu transferleri, yerli futbolcunun oynama garantisi elde etmesi gibi olumsuz sonuçlar doğuracağını 67 yaşında, yıllardır futbolun içinde olan bir insan benden daha biliyordur mutlaka.

    ben mevcut kuralın da yetersiz olduğunu, uefa'nın şampiyonlar liginde uyguladığı sisteme geçmemiz gerektiğini düşünüyorum. sen altyapıya her yaş kategorisindeki çocukları eğitebilecek yeterlilikte hocalar koymazsan, düzenli beslenme eğitim gibi temel ihtiyaçlarını kulüpte veremezsen, paraları zamanında ödemezsen ve de onlara akranlarıyla yarışabileceği alan oluşturamazsan yetenekli çocuklar çıkmasını bekleyemezsin. ozan kabak çalışıp fiziğini geliştirirse, onu eğitebilecek, ona destek verebilecek, hatalarında ona göğüs gerebilecek bir hocayla kariyerinin başında karşılaşabilirse gibi hep -se -sa ekiyle biten şart kipi cümleleri kurup 5 senede bir çıkmasını beklemekten başka şansımız da yok. tff bazı kurum ve şahısların kuklası olmaktan kurtulup bağımsız bir şekilde kararlar almadan, kulüplere söz geçiremeden, altyapıyı dolaylı yoldan mecbur kılmadan sadece uefa'nın kırbacını yerken oyuncu yetiştirme aklımıza gelmeye devam edecek.

    yabancı serbestliğinin burada altyapıdan çıkmış tam performans gösterememiş oyunculara ne gibi katkısı olacak diyenler olabilir (şenol, rıdvan, nihat size söylüyorum çiçeklerim*). öncelikle avrupa'da aldığı kontratlar onları tatmin etmeye başlayacak ki bence en önemlisi bu. örnek vermek gerekirse; bizde rotasyon oyuncusu olan emre çolak, bence fiziksel eksikliği olan ve yere çok sağlam basamayan vasat üstü bir oyuncuydu. mevcut sistem bizi ona pahalı kontrat vermeye zorlamadı ve daha iyi bir ligin ortalama takımında forma giydi. selçuk inan da ise getirilmek istenen sistem bizi kalın kontrat yapmaya zorladı, biz de ne yazık ki kendisinin bağkurdan emekliliği gelene kadar 5 yıl kemiksiz 2,8 milyon euro ödedik*. selçuk önemli bir oyuncuydu ve bana göre avrupa’da şansını denemeliydi ama eski yabancı kuralına göre bizim gönderme lüksümüz onun da yarı fiyatlı kontratı kabul etme lüksü olmamıştı. (ozan kabak, çağlar, yusuf, cengiz, cenk, zeki sınır 14’ken giden örnekler.)

    burada değerli sözlük yazarlarımız tarafından defalarca dile getirilen örnekleri tekrarlamak istemiyorum. diğer bir faydası da eğer oyuncu yetiştiremiyorsan yurt dışından kafayı çıkaranı indirerek yarışmak. avrupa’nın büyük takımlarından geriye kalan genç-orta yaştaki oyuncuları alıp süper ligde ve avrupa’da sergilemek ki 4 senedir bunu hemen hemen bütün takımlarımız yaptı ve önemli satış gelirleri elde etti. ayrıca yabancı sayısı azken ligde daha garanti performans vermiş ve/veya verebilecek yabancılara yönelip, bonservis ve yıllık ücretler konusunda mevcut kuraldan daha iyiye gitmeyeceğimizi düşünüyorum.

    getirilmeye çalışılan kuralı mantık çerçevesinde savunan insanlar; ''yabancı sayısı azaltılırsa yerli oyuncularımıza mecbur kalırız daha fazla şans bulurlar ve artık yetiştirmeye çalışırız'' derse onlara diyebileceğim tek şey kısıt varken 60 senedir nadir olarak yakaladığımız jenerasyonlar ve genç yetenekler de dahil kaç tane oyuncuyu geliştirip avrupa seviyesine çıkarabildik? ülke olarak toplama ürünler dışında, çoğunluğu cebimize kalan kaç farklı yüksek değerli ürünler üretebildik? eğitime, adalete, teknolojiye, saha içi ve dışı karaktere ne kadar yatırım yaptık? arda, emre, okan belki 8-10 örnek daha çıkar. (bunların da karakter eğitimi eksik kalmış*). dönemin moda olan oyunlarını iyi analiz edip elindeki kadroyu iyi kullanan hocalar dışında ne kadar başarımız var? ligimizde guardiola ilan edilip 50 yaşında gelecek vadettiği söylenen antrenörler avrupa’da ne başarmış? tepeden inme kısıtlamayla mevcut durumdan daha iyi olamayacağımız çok netken, bizi ve aynı zamanda futbolumuzu yönetenlerin, saha kenarındaki teknik direktörlere, medyaya ve kamuoyuna danışmadan kural getirecek olması çok can yakıcı.

    son olarak bence kural, 6+2+2 veya 6+0+4 gibi ortaya salınıp, 8+3’e ikna edilecek herkes. (yapılacağı açıklanan %40 zam %25’e indirilince kahraman olunan ülkemizde bolca kullanılan bu taktiği çok beğeniyorum ve hayatımın her alanında ikna taktiği olarak uyguluyorum.) şenol hocaya rüyasında mehmet topuz, tarık çamdal, gökhan ünal, ismail köybaşı, veysel sarı, alper potuk gibi futbolcularla kurulmuş milli takım görmesini diliyorum.

    https://www.transfermarkt.com.tr/...korde/wettbewerb/TR1

    https://www.goal.com/...%C4%B1l-belirleniyor

    https://www.haberturk.com/...-yorumu-2519874-spor

    https://www.galatasaray.org/...esme-yenilendi/10820
  • 2146
    yobazlık budur.

    yabancı serbestisi tüm dünyada uygulanıyor ve bu uygulamanın faydalı olduğu, futbol endüstrisini nasıl uçuşa geçirdiği çok açık. türk takımlarında ve türk futbolcularında yarattığı pozitif etki ortada. milli takım havuzunu nasıl geliştirdiği herkesin malumu...

    dikkat edin, kimler yabancı sınırının destekçisi? ülkenin yobaz zihniyeti ve onun rantçıları. kim insanların futbol zevkine saldırıyor, kim türk takımlarının gelişmemesi için elinden geleni yapıyor, kim kulüp ekonomilerini çökerten karaborsa piyasasının sebebi olan yabancı sınırını istiyor? yobazlar. bu ülkeyi senelerdir kim yönetiyor? yine yobazlar.

    değişim vakti geldi.
    yabancı sınırlaması konusundaki saçmalık ülkenin her alanına sirayet etmiş durumda.
    artık gerçekten de hak ve hukuk kavramları üzerinde durmanın vakti gelmeli. bakın osmanlı battı, yok oldu. hunlar battı yok oldu. selçuklular, göktürkler, romalılar, kartacalılar battı yok oldu. çağa ayak uyduramazsan batar ve yok olursun. biz bu saydığım devletlerin hiç biri kadar büyük değiliz ve olmadık. biz de batar ve yok oluruz. bilemiyorum belki de artık dönüş yok.

    herkes hata yapar. ama sadece aptallar aynı hatayı ikinci kere yapar. biz büyük bir hata yaptık. kader bize mustafa kemal atatürk'ü gönderdi. ve sene 2019 biz yine hasta adam olduk.
  • 2147
    uğur meleke'nin "yabancı sınırı nasıl olmalı?" başlıklı yazısı:
    adam taa 2014'te yazmış bu yazıyı. ne dediyse çıktı, ne dediyse.

    "ben 10 yıldır dilim döndüğünce mücadelesini veriyorum, bir sürü değerli spor yazarı abilerimiz var daha uzun süredir savaşan... nihayet bu mücadelenin sonucunu almaya çok yaklaştık; ülke futbolunun dibine dinamit koyan yabancı sınırının kalkması artık resmen futbol yöneticilerimizin gündeminde.
    özellikle son 10-15 yılda süper lig kulüplerinin gelirlerindeki geometrik artış, yerli futbolcu piyasasını alt üst etmişti. almanya’da-isviçre’de-avusturya’da 1 milyon euro alamayacak adam, yabancı sınırlaması yüzünden türkiye’de 3 milyon almaya başladı. yerli oyuncuların maaş bareminin bu düzeylere çıkması, avrupa’nın beş büyük ligine ihracatımızı sıfır noktasına getirdi. şu anda türkiye’de doğup avrupa’nın elit liglerinde top koşturan tek bir oyuncumuz var. hiçbir oyuncumuz elit liglere gitmeyince, yarı maaşlara ingiltere’ye ispanya’ya gitmeyi aptalca bulunca, gelişimleri durdu; vizyonları daraldı.

    üstelik bu yüksek maaşlar sadece türkiye’de doğan türkler’i değil, avrupa’da doğan türkler’i de olumsuz etkiledi. 19-20 yaşlarında, daha dortmund’un-leverkusen’in ikinci takımıyla 5 maça çıkmış adam süper lig’den milyonluk teklifleri alınca başı döndü; gelişimini önemsemeyip ankara’nın, kayseri’nin, istanbul’un yolunu tuttu. sonuçta orada kalıp ilkay, mesut, hakan çalhanoğlu olacakken, buraya gelip nizamettin çalışkan, tanju kayhan, yasin öztekin oldular. ve ne kendilerine, ne ülke futboluna, ne milli takıma katkısı olmadı bu gençlerin...

    50 yıllık bir ezberi bir türlü aşamadık: “yabancı sınırlamasını açarsak, türkler oynayamaz, milli takıma oyuncu bulamayız” dediler sözleşmişçesine... oysa bu yerli oyuncu bu ligde o yabancıyı yenip formayı alamıyorsa, uluslararası maçta zaten nasıl yenecekti ki aynı adamı? istanbul trafiğini mercedes’e, bmw’ye kapatmanız, tofaş’ı mı geliştirecekti? yasakçılıkla kim, hangi sektörde, ne zaman gelişti allah aşkına?

    sonuç hüsran oldu... milli takım, fifa sıralamasında 49, uefa sıralamasında 32’nciliğe düştü. uefa kulüpler sıralamasında da 2007’den beri ilk kez 12’nin dışına çıkma tehdidiyle karşı karşıyayız. bariz hastalık, teşhisi getirdi, şimdi de amaç, hep birlikte doğru tedaviyi bulmak...

    kriterler nasıl konmalı?

    fatih terim’in ve yıldırım demirören’in açıklamalarından anladığımız kadarıyla, yabancı sınırlamasını kriterli olarak açacağız ocak’ta... demirören, ntv’de “yüzde 10 barajı koymayı düşünüyoruz, ama o zaman da melo sınıra takılıyor” diye bahsetmiş planlarından. sanırım üzerine biraz daha kafa yorulursa, en doğru metot bulunacaktır. benim naçizane önerim şu şekilde:

    1) kulüpler sezon başında tff’ye 28’er kişilik oyuncu listeleri versinler. geniş listede 8, her maçın ilk 18’inde 4, ilk 11’inde de 2 altyapı oyun- cusu zorunluluğu getirilsin kulüplere... bu yöntemin maksadı şu: türkiye’ye bir yabancı oyuncu transfer olduğunda onun sabri’nin değil koray’ın, emre’nin değil salih’in önünü kesmesinden endişe ediyoruz. çünkü emre, sabri ya da ersan, belli bir yaşa geldikten sonra hâlâ formalarını yabancı rakiplerine kaptırıyorlarsa, zaten uluslarararası maçlarda da onu yenemeyeceklerdir.

    ama atınç’ın, salih’in, koray’ın durumu biraz farklı. onların gelişmesi için, potansiyellerini göstermeleri için, kapasitelerinin en tepesini izlememiz için oynamaya ihtiyaçları var. dolayısıyla yabancıyı sınırlamak yerine genç oyuncuyu oynatmaya teşvik etmek, daha mantıklı geliyor bana...
    2) altyapı oyuncusu tanımını da gerçekçi yapmak lazım. bir futbolcunun, altyapı oyuncusu sayılması için 23 yaşını doldurmaması ve türkiye’de herhangi bir kulüpte iki yıl eğitim alması yeterli olabilir.

    3) genç oyuncu teşvikini doğru biçimde yaptıktan sonra, yabancı oyuncuyu tanımlamaya gelecek sıra... tff başkanı demirören’in bahsettiği “yüzde 10 milli olma şartı” mantıklı. ama bu şartnameyi ülkenin fifa sıralamasına göre derecelendirmek gerek.

    a) oyuncu, 23 yaş altı ise herhangi bir milli kademede,23 yaş üstü ise a milli kademede oynama şartı aranacak.
    b) oyuncu, fifa sıralamasının ilk 15 ülkesinden geliyorsa hayatında 1 kez milli olması yeterli. eğer fifa sıralamasının ilk 15’inin dışında bir ülkeden geliyorsa, o zaman son iki yılda ulusal takımın maçlarının %10’unda (veya %20’sinde) oynama şartı aranabilir.
    türk futbolunda bu tarz bir değişiklik olur ve selçuklar, bekirler, cenkler burada forma bulamazlarsa diye düşünenler de lütfen şunu unutmasın: burada 3 büyüklerde forma bulamazlarsa, ispanya’nın orta sınıf veya hollanda’nın-belçika’nın üst sınıf takımlarına gidecekler. ve her halükarda gelişecekler. dünya görüşü açısından. vizyon açısından. lisan açısından. bir gün yine gelişmiş olarak dönecekler türkiye’ye, hatta milli takıma.
    daha vizyoner, daha yenilikçi bir gençlik umuduyla. mutlu haftalar."
  • 2148
    düşürülse dahi bu saatten sonra "ne yapıyorsanız yapın" havasına girerek umursamamamız gereken sayıdır.

    neden mi? çünkü elimizde okan, şener, emre x3, ömer, jimmy, taylan, atalay ve (küçük de olsa) mustafa kapı gibi yerlilerimiz var. devre arasında da mehmet özcan'ın geleceği konuşuluyor. sene sonu da ömer toprak* ve kaan ayhan'ı takımımıza katarız ve bu ligi kaldırabilecek(u: burası çok önemli, kaliteli demiyorum, yanlarına kaliteli yabancılar da eklersek ligi kaldırabileceklerinden bahsediyorum) yerli oyunculardan kadromuzu kurarız. içlerine de luyindama, marcao, feghouli, belhanda, nzonzi, babel, lemina ve falcao gibi a kalite yabancıları serpiştiririz ve bu ligi her türlü alırız. zaten başımızda bu ligi yalayıp yutmuş bir hoca var. gerisini onlar düşünsün...
  • 2150
    her seferinde aynı terane. bezdim amına koyayım. galatasaray bir sezonda altyapıdan ozan gibi 3 topçu daha çıkarsa, altyapıya da sınır gelir. altyapı sınırı. iyi olanın önünü kesmek hastalıktır bizde. iyiyi örnek almak yerine, onu da kendimize benzetmeye çalışırız.

    gamsızlık ve yatış aşkı damarlarının en derinine işlemiş türk futbolcu mantalitesinin en büyük kamçısıdır bu yabancı sınırı. sınır var ve artık biz oynayacağız düşüncesiyle kendini geliştirecek kaç faal türk futbolcu var allah aşkına biri söylesin. sike sike ben oynayacağım kafasıyla yatıp göt büyüten futbolcudan başka bir şey yetiştirmeyecek bu sınır. biraz parlayanın 10 milyon kesmesi de cabası. onu geç, maç öncesi seremonide istiklal marşı okuyan futbolcu yok diye bu sınırı isteyen bürokrat, futbol adamı, yorumcu filan var lan bu ülkede. bekleyin gelişir böyle.

    tesis var, hoca yok. plan var, uygulayan yok. kadro var, liyakat yok. beynin de göçmekten başka çaresi yok. amına koydunuz el birliğiyle futbolun daha ne sınırı?
App Store'dan indirin Google Play'den alın