evet sevgili sözlük, malesef atanacak olan yeni federasyon başkanının kulağına fısıldanan kısıtlama gelecek gibi görünüyor.
2-3 gün önceki açıklaması, pardon ağız ishali olduğunu kanıtlayana beyanatı şu şekilde idi;
---
alıntı ---
yabancı sayısını artırmamızdan dolayı kalite artışı oldu. ama 11 yabancıyla sahaya çıkan takımlar oldu. bu durum bir süreç içinde sonlanmalıdır. bu tff'nin masa başı kararı olmamalı. bu bir katılım kararı olmalı. 1.lig de katılacak, süper lig'de katılacak. bu sayı gittikçe azalacak. kulüpler birliği burada ön ayak olmalı. yabancı sayısı kademeli olarak azaltılmalı. yabancı sayısını kademeli olarak azaltmamız gerektiğine inanıyorum. mesela sahada 8 yabancı olacak, 2 tribünde olacak, 4 kulübede olacak. ya da 6 diyeceğiz, 6+2+2 yapacağız mesela.
---
alıntı ---
bu yazıyı nereden tutsan elinde kalıyor. zaten bu lafı kustuğundan beri enine boyuna ne kadar saçma olduğunu konuştuk burada.
velhasıl kelam benim belirtmek istediğim başka bir konu var.
ama ona geçmeden önce, kulislerde konuşulan ve getirilmesi istenen düzenlemeyi şuraya yazayım;
---
alıntı ---
2019-2020 sezonu: 14 yabancı / 12+0+2
2020-2021 sezonu: 12 yabancı / 10+0+2 ya da 8+2+2
2021-2022 sezonu: 10 yabancı / 8+0+2 ya da 6+2+2
2022-2023 sezonu: 8 yabancı / 6+0+2 veya 6+2
---
alıntı ---
kaynak : (bkz:
#2681746)
bu kuralın getirilmek istenmesinin 2 nedeni var;
%90 galatasaray makası açmasın
%10 milliyetçilik, milli marş -bizim çocuklarımız oynasıncılık
yeniden bir kısıtlama gelmemesi, ve futbol zevkimizin azalmaması için yapmamız gereken bir arada hareket edip kamuoyu oluşturmak; tff'ye tepki göstermek, be-in sports'a üyeliklerin bitirilmesi ile ilgili restleri çekmek.
ayrıca ali ece, mehmet demirkol, uğur meleke gibi spor yazarlarının da desteğini ön plana çıkarmak.
bunlar kendi camialarındaki bazı kokuşmuş zihniyeti değil, yabancı konusunda hep doğruyu savunuyorlar zira.
bir de kulübümüzün bu karara karşı dimdik durabilmesi için yanlarında olmak.
çünkü galatasaray taraftarı ve aklı başında olan diğer takım taraftarları dışında kalanlar;,
galatasaray makası açmasın da ne olursa olsun;
biz onların seviyesine çıkamayız onlar bizim seviyemize insin;
anamızın liginde kendimiz takılalım kafasında.
çok önemli bir savaş vermemiz lazım ve bu savaşı kazanmamız lazım.
ancak beni korkutan bir kesim var.
bazı taraftarlarımızda şu yaklaşımı görüyorum;
-istedikleri kadar indirsinler yabancı sınırını, biz yine şampiyon oluruz.
-fatih hoca varken bize bir şey olmaz.
-biz kaliteli yabancı alamazken, onlar da alamayacak.
-u14'ten itibaren çok iyi jenarasyonlarımız var.
böyle düşünen taraftlarımıza da saygı duyuyorum, ve bu düşünecelere ben de katılıyorum.
ama inanın durumun iç yüzü hiç de düşündüğümüz gibi değil;
-istedikleri kadar indirsinler yabancı sınırını, biz yine şampiyon oluruz.
tamam buna katılıyorum. yine şampiyon oluruz. bizim kalitemiz düşecek ama rakiplerin de kalitesi düşecek, eyvallah.
e peki kanayan gözlerimiz ne olacak?
sanırım tekrardan, salı akşamı karagümrük sakarya maçındaki adamları rakibimiz, belki de oyuncularımız olarak görmek istiyorsunuz.
***-fatih hoca varken bize bir şey olmaz.
buna da katılıyorum. çünkü imparator yerli oyuncudan en yüksek verimi alan adam.
sadece 2011-2012 sezonundan 3 isim vereceğim, başka yorum yapmayacağım.
11-12 sezonunda fatih terim terim yönetiminde fırtınalar estiren emre çolak, engin baytar, semih kaya.
fatih terim başımızda olduğu sürece bu tarz yerli oyunculardan müthiş verim alır; bence de sürekli şampiyon oluruz, inanın buna şüphem yok.
ama fatih hoca gittikten sonra bu adamlar hiç o zamanki performanslarına yaklaştı mı?
samimi söyleyin, bu 3 futbolcunun ismi söylenince, aklınıza 11-12 / 12-13 sezonları mı geliyor, yoksa sonrasındaki karanlık dönem mi?
karar sizin.
allah korusun, inşallah planlanandan erken olmaz ama, ya fatih hoca gittiğinde ne yapacağız?
bir düşünün, 2017-2018 & 2018-2019 sezonlarında fatih terim olmasa, 2 defa şampiyonluk mu kutlardık?
dilimizde
alçaklara kar yağıyor üşümedin mi sen bu işin sonunu düşünmedin mi türküsü mü olurdu?
yoksa yönetim istifa nidaları ve bilimum protestolar mı yankılanırdı?
2015-2016 / 2016-2017 sezonlarımız çok uzak değil, hatırlarsınız olanları :)
-biz kaliteli yabancı alamazken, onlar da alamayacak.
doğru, hiç bir takım istisnalar harici çok kaliteli yerli ve yabancıları bir araya getiremeyecek. yine söylüyorum, şampiyonluk yolu daha kolay olacak.
ama bir sürü defomuz olacak.
ya peki avrupa'da ne yapacağız?
2023-2024 sezonunda şampiyonlar ligi ve avrupa ligine eurolig modeli geliyor.
artık 32 takımın, 24'ü lisans usulü ile lige kabul olacak.
kalan 8 takımlık kontejyan için ön elemler olacak.
zannediyor musunuz ki, elimizi kolumuzu sallaya sallaya ön elemeleri geçebileceğiz.
şuraya yazıyorum, şampiyonlar ligi hayal olur.
olur da kaza bela gidersek bile kevgire çevirirler bizi.
6 yabancımızla olabilecekleri düşünemiyorum bile....
haa derseniz, lige ambargo koyalım, avrupa çok da önemli değil; o zaman bu senaryo da güzel.
-u14'ten itibaren çok iyi jenarasyonlarımız var.
doğru, gümbür gümbür geliyorlar.
ama, kocaman bir
ama...
bu ülkede yabancı sınırı varken;
kaç oyuncu ihraç ettik?
kaç oyuncumuz yurtdışında 1 milyon euro maaşa gitmeyi, 3 büyüklere 3 milyon maaşa tercih etti?
milli takım 2000 jenarasyonu harici ve 2008'deki efesane fatih terim yönetimi dışında ne başarı elde etti? yemin ederim en son hangi baba milli takımı yendiniz deseler, aklıma 96 ve 98 elemelerindeki hollanda ve almanya maçları geliyor bursadaki 1-0 biten.
* kaç oyuncumuz, nasılsa kulüp takımında yerim garanti deyip yatışa geçmedi?
kaç tanesi gelişimini devam ettirdi?
ya vasat yerlilere verilen bonservisler?
**ayrıca ozan kabak & menajer olayı nedeniyle, halen bir çoğunuz ozana çok kızgınsınız.
şimdi de, atalay celil ve yunus için de sözleşme imzalamaya yanaşmadıkları ve yabancı sınırı nedeniyle yağlı sözleşme bekledikleri yazılıp çiziliyor.
o gümbür gümbür gelen jenerasyonlarla da bu sorunların yaşanmayacağının garantisi var mı?
bizi bekleyen bir büyük tehlike de şu.
mustafa cengiz-albayrak-fatih terim 3lüsü galatasarayda devam ettiği ve taraftar birlikteliği olduğu sürece, başarılara en yakın camia biz olacağız.
şu an tozpembe diyebileceğimiz bir dönemde olmamızın yegane sebebi bu.
ancak unutmayın, her fırsatta tökezlememizi bekleyen iç ve dış mihraklar mevcut.
bize bir şey olmaz biz galatasarayız demeyin. biz çok zor bir taraftar topluluğuyuz malesef.
aşağıdakileri çok yakın zamanda yaşadık;
-"galatasaray lisenin, halkın değil" diyip yönetimi ibra etmeyen çıkarcı lisecileri unuttunuz mu? her an pusudalar.
-ilk tökezlemede hemen üşüşen ben demiştimciler de pusuda bekliyor. başakşehir maçının olduğu 19 mayıs günü, devre arasında stadda moral bozukluğu ile bir sözlüğü açayım dedim. inanın başlığı hatırlamıyorum ama biri fatih terim inatları tarzı mı ne bir başlıkta şampiyonluğu kaybetmişiz gibi eleştiriler vardı. bakın devre arası diyorum :)
-mustafa cengiz ve albayrak şu an övülüyor ama, transfer olmadığı dönemde ne kadar kellerinin istendiğini hatırlarsınız :)
-ali koç, fikret orman, göksel gümüşüdağ ve dış mihrakları saymıyorum hiç.
velhasıl kelam, sadece yabancı sınırı konusunda değil, birliğimizin bozulmaması adına da uyanık olmalıyız.
allah sonumuzu hayır etsin.
hakkımızda hayırlısı.