• 2723
    2021-2022 sezonunda 28 ağustos 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçından sonra sergen yalçın'ın anlattığına göre 4. hakemin bile doğru düzgün bilmediği kuraldır. bir türk futbolcu kırmızı kart görüp atıldığında, antrenör yabancı topçuyu çıkarırken 4. hakem antrenöre "türk oyuncu sokmalısınız" demiş. halbuki türk sokmak zorunda değildi. sahadaki yabancı sayısı 8'de kaldığı sürece geri kalanların bir önemi yok. yani 2 türk futbolcu kırmızı görüp atıldığında içerdeki 8 yabancıya hiçbir şey olmaz. hakemleri bile bilmiyor bu saçmalığı.

    her maç sonu fatih terim, sergen yalçın vs. bu kuralın saçmalığından bahsedip duruyorlar. erol bulut ve ersun yanal da kendi maçlarından sonra bunlara dair demeçler veriyorlar. saçma sapan bir karar. acilen değişmesi lazım. en azından şu 8+6 bilmem neyden vazgeçilmeli. takımların kuracağı kadroya karışamazsın. bırak abi 14 yabancısı var istediği kadarını oynatır istediğini oynatmaz.

    azaltmak istiyorsan kademeli olarak yabancı sayısını 14'ten 12'ye, sonra 10'a falan düşür. ancak saha içindeki oyuncu sayısına karışamazsın arkadaş. saçmalık olan kısım budur. ha bana kalırsa 14 sayısı gayet de uygun bir sayı. kadroda en az 10 türk zorunluluğu var demek oluyor bu. hatta de ki 14 yabancıdan en az 4'ü 25 yaş altında olmak zorunda. geri kalanları da 30 yaşından genç olmalı. fatih terim'in getirdiği kuralın ne kadar mantıklı olduğunu yurtdışına yaptığımız satışlardan anlayabiliriz. ancak bu futboldan anlamayan federasyonun derdi elbette ki menejerlerin, yeteneksiz tc pasaportlu topçuların ve dolandırıcı çeşitli anadolu kulüplerinin kazanacağı paradır. bu, türk futbolcu yetiştirmek yerine, yetiştiren almanya'ya oluk oluk döviz akması demek. hadi gs, fb, bjk gidip bundesliga'dan topçu topluyor da diğerleri napacak? hepsi gidip almanya 3. liginden sırf pasaportu türk diye futbolcu transfer ediyorlar. eee? bunun kime faydası var üstün zekalı federasyon?
  • 1591
    göztepe:16
    fenerbahçe:15
    alanyaspor:15
    ankaragücü:15
    yabancı oyuncu sınırı
    beşiktaş:14
    bursaspor:14
    konyaspor:14
    rizespor:14
    akhisarspor:14
    başakşehir:13
    trabzonspor:13
    antalyaspor:13
    galatasaray:12
    sivasspor:12
    erzurumspor:12
    kasımpaşa:11
    kayserispor:11
    yeni malatyaspor:11

    alttaki altı kulüp haricindekilerin sınırın azalması hakkında konuşma hakları yok. hele en yukarıdaki 4 kulübe kayyum atanmalı. sınır 20 olsa 25 tane adam alırlar bunlar. işin ilginci göztepe ve ankaragücü'nün azaltılması hususunda öncülük etmeye çalışmaları oldu. siz bir bu kurala uyun da azaltılmasına sonra karışın. ülke ekonomisine zarar, oynatmadıkları oyuncuya para vermeleri.
  • 2336
    emir tek bir şahıstan gelmiştir ve dillendirildiği gibi bütün mesele paranın ülke içerisinde dolaştırılmasıdır. sadece galatasaray'ı durdurmak için çıkarıldığını düşünenler büyük resmi kaçırıyorlar. dolar 7 tl'ye, euro 8 tl'ye doğru giderken dövizin ülkede kalması isteniyor. ülke futbolu ya da kulüplerin kurtuluşu değil. aksine yabancı sınırı ile yetersiz yerlilere daha fazla para verilip kulüpler ekonomik olarak daha kötü duruma düşecek ama bununla ilgilenen yok.
  • 2685
    futbolu yöneten kurumun başına müteahhit getirirsen ve kulüp başkanları da ibra ederse, o adam da yabancı sınırını 8+3 yapar, limitleri istediği gibi düzenler. yarın ofsaytı kaldırır, sarı kart yiyene tek ayak üstünde durma cezası da verir. tartışılmasına gerek dahi olmayan konudur. ülkenin en büyük 2 futbol kulübünün başkanı bile birlik olup buna karşı çıkmıyorsa boşverin gitsin.
  • 3119
    bu sezon için kesinlikle esnetilmemesi ve 8+3 olarak devam etmesi gereken kuraldır.

    fenerbahçe için konuşuyorum, kaleyi yabancı yapıyorlar, stoperleri yabancı diziyorlar. tüm bunlar olurken senelerdir direttikleri 8+3 saçmalığı kaldırılırsa ben buna razı gelmem. kulübümüz de gelmemeli.

    koyun bakalım 3 türk sahaya. biz bir şekilde koyuyoruz. sizi de göreceğiz.
  • 2649
    bundan böyle euro 2020 boyunca kerem aktürkoğlu'na 0 dakika süre tanıyan şenol güneş ve nihat özdemir'in "genç oyuncularımız yeterince oyantılmıyor" şeklinde bir cümle kurarak gündeme getirmesi halinde ağızlarına kürekle vurulması gereken konu.

    zaten beşiktaş'ın başındayken maçlara 11 yabancıyla çıkan şenol güneş'te birazcık yüz olsa bu konuda ağzını açamazdı. utanmazlar.
  • 1514
    "yabancı sayısı ile ilgili kulüpler birliği'ne başvurduk, onlardan gelecek kararı bekliyoruz. biz kulüplerin federasyonuyuz, onlardan gelecek cevaba göre en doğru kararı vereceğiz."

    ali dürüst

    sadece ve sadece galatasaray başarılı olduğunda gündeme gelen sınırdır. galatasaray'ı saha içi, saha dışı, masabaşı oyunlarla yenemeyeceğini anlayan galatasaray düşmanları kural değiştirerek galatasaray'ı durdurmayı deniyorlar... ama başaramayacaklar!
  • 2361
    türk futbolunun en büyük sorunu!

    bu kararlar uygulanırsa; iki sene sonra sinan gümüş'e robben, deniz türüç'e ribery muamelesi yapılacak.

    yunus akgün ben oldum zaten diyecek.

    ömer bayram sözleşme için 2 milyon eurodan kapıyı açacak.

    kayserispor hasan hüseyin acar için 5 milyon euro trabzonspor abdulkadir parmak için 10 milyon euro isteyecek.

    güray vural 3 büyüklerin radarına girecek.

    alman kulüpleri ihya olacak.

    kendisini yıldız olarak gören futbolcular antrenmanda çalışmayacak kendini geliştirmeyecek milli takım gruplarda 4.olacak.

    daha yazardım ama yoruldum.

    kazanan türk futbolu* olacak!
  • 2062
    "ben bu konuları yeniden inceleyip dizayn edilmesinden yanayım. yoksa yabancı sayısı 10 olsun, 8 olsun hepsini düşünebilirsin. ben gönlümden geçeni söylüyorum, yabancı sayısı 7-8 olabilir ama ilk 11'in tamamının yabancı olmasını doğru bulmuyorum."

    diye buyurmuş filozof diye adledilen şenol güneş isimli zat.

    renktaşlar;
    diagne, 6 numara, falcao değil..
    bizim bunu gündem yapmamız, bu kokuşmuş zihniyetle savaşmamız lazım. eğer sınır gelirse;
    avrupa ile aramızdakı fark, çağ’dan hiç kapanmamak üzere arş’a yükselecek.

    yabancı sınırı isteyen vatan hainidir.
  • 2194
    son zamanlarda ahmet çalık olsun, ömer bayram olsun, adem büyük olsun oynatınca galatasaray futbol takımı bu konuda homurdanmalar kesildi. üstelik malum sendeliyoruz, bir de türkiye a milli takımı iyi gidince iyiden iyiye sustu herkes. yarın galatasaray yine iyi gitmeye başlasın ki başlayacak, milli takımı falan düşünmez kimse, başlar yine herkes yabancı sınırı gelmeli diye. ne demiş harry kewell; türkiye'de futbol galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur.
  • 2995
    bir kısım algıcının yusuf demir için galatasaraylıların gösterdiği tepkiyi, "2015 yılında bu kuralı fatih terim getirdi" diyerek "adamın gol diyor" tarzı savunduğu olay.

    fatih terim 2015 yılında 14 yerli oyuncu zorunluluğu getirdi ve 28 kişilk kadroya en fazla 14 tane de yabancı yazabilirsiniz dedi. ilk onbir, son 11 falan karışmadı. o zaman da dedi ki zaten 14 yabancı hakkı veriyorum. benim milli takımımda oynayamayacak olan oyuncuları da türk saymayın. 14 yabancı neyinize yetmiyor dedi.

    bizim çok bilmiş tff de milli marş vs diye algılar ile galatasaray'ın güçlü kadrolar kurması sebebiyle kuralı 8+3 diye revize ettiler ama türk oyuncu statüsü aynı kaldı. dolayısıyla da biraz ondan biraz bundan şeklinde saçma bir durum oluştu.

    8+3 yaparken mesut özil'le aynı durumda olan adamın yabancı sayılması kabul edilemez. keza 14+14 varken vedat muriqi yabancıydı bugün lige dönse türk sayılması gerekir.

    o gün başka bir statü vardı.

    kaldı ki yusuf demir'in türkiye cumhuriyeti kimlik numarası bile varmış.

    adam türk oğlu türk, türkçe konuşuyor ama yabancı sayılıyor.

    bizim yusuf'u transfer ederken bu yasağın olduğunu bilmemiz, olayın saçma olduğu gerçeğini değiştirmez.

    2005 veya 2006'da ilk 2-3 hafta yabancı sayılan m.nobre statüde yapılan değişiklik sonrası türk sayılmıştı ve sonraki haftalarda türk kontenjanında oynadı.

    "oyun devam ederken..."

    kural düzenlenir veya hukuken hakkımızı alırız bilemiyorum ama ali koç'un bir sözüyle rezerv lig kurup, 4 hafta sonunda son sırada olan takımının rezilliği sebebiyle yine bir günde ali koç "ricasıyla" kaldırılan rezerv lige müsaade eden mehmet büyükekşi saçma sapan konuşmayacak.

    herkesin başkanı olmak için o koltuktasınız.
  • 2003
    evet sevgili sözlük, malesef atanacak olan yeni federasyon başkanının kulağına fısıldanan kısıtlama gelecek gibi görünüyor.
    2-3 gün önceki açıklaması, pardon ağız ishali olduğunu kanıtlayana beyanatı şu şekilde idi;

    --- alıntı ---

    yabancı sayısını artırmamızdan dolayı kalite artışı oldu. ama 11 yabancıyla sahaya çıkan takımlar oldu. bu durum bir süreç içinde sonlanmalıdır. bu tff'nin masa başı kararı olmamalı. bu bir katılım kararı olmalı. 1.lig de katılacak, süper lig'de katılacak. bu sayı gittikçe azalacak. kulüpler birliği burada ön ayak olmalı. yabancı sayısı kademeli olarak azaltılmalı. yabancı sayısını kademeli olarak azaltmamız gerektiğine inanıyorum. mesela sahada 8 yabancı olacak, 2 tribünde olacak, 4 kulübede olacak. ya da 6 diyeceğiz, 6+2+2 yapacağız mesela.

    --- alıntı ---

    bu yazıyı nereden tutsan elinde kalıyor. zaten bu lafı kustuğundan beri enine boyuna ne kadar saçma olduğunu konuştuk burada.
    velhasıl kelam benim belirtmek istediğim başka bir konu var.
    ama ona geçmeden önce, kulislerde konuşulan ve getirilmesi istenen düzenlemeyi şuraya yazayım;

    --- alıntı ---

    2019-2020 sezonu: 14 yabancı / 12+0+2
    2020-2021 sezonu: 12 yabancı / 10+0+2 ya da 8+2+2
    2021-2022 sezonu: 10 yabancı / 8+0+2 ya da 6+2+2
    2022-2023 sezonu: 8 yabancı / 6+0+2 veya 6+2

    --- alıntı ---

    kaynak : (bkz: #2681746)

    bu kuralın getirilmek istenmesinin 2 nedeni var;

    %90 galatasaray makası açmasın
    %10 milliyetçilik, milli marş -bizim çocuklarımız oynasıncılık

    yeniden bir kısıtlama gelmemesi, ve futbol zevkimizin azalmaması için yapmamız gereken bir arada hareket edip kamuoyu oluşturmak; tff'ye tepki göstermek, be-in sports'a üyeliklerin bitirilmesi ile ilgili restleri çekmek.
    ayrıca ali ece, mehmet demirkol, uğur meleke gibi spor yazarlarının da desteğini ön plana çıkarmak.
    bunlar kendi camialarındaki bazı kokuşmuş zihniyeti değil, yabancı konusunda hep doğruyu savunuyorlar zira.

    bir de kulübümüzün bu karara karşı dimdik durabilmesi için yanlarında olmak.

    çünkü galatasaray taraftarı ve aklı başında olan diğer takım taraftarları dışında kalanlar;,
    galatasaray makası açmasın da ne olursa olsun;
    biz onların seviyesine çıkamayız onlar bizim seviyemize insin;
    anamızın liginde kendimiz takılalım kafasında.

    çok önemli bir savaş vermemiz lazım ve bu savaşı kazanmamız lazım.
    ancak beni korkutan bir kesim var.
    bazı taraftarlarımızda şu yaklaşımı görüyorum;

    -istedikleri kadar indirsinler yabancı sınırını, biz yine şampiyon oluruz.
    -fatih hoca varken bize bir şey olmaz.
    -biz kaliteli yabancı alamazken, onlar da alamayacak.
    -u14'ten itibaren çok iyi jenarasyonlarımız var.

    böyle düşünen taraftlarımıza da saygı duyuyorum, ve bu düşünecelere ben de katılıyorum.
    ama inanın durumun iç yüzü hiç de düşündüğümüz gibi değil;

    -istedikleri kadar indirsinler yabancı sınırını, biz yine şampiyon oluruz.
    tamam buna katılıyorum. yine şampiyon oluruz. bizim kalitemiz düşecek ama rakiplerin de kalitesi düşecek, eyvallah.
    e peki kanayan gözlerimiz ne olacak?
    sanırım tekrardan, salı akşamı karagümrük sakarya maçındaki adamları rakibimiz, belki de oyuncularımız olarak görmek istiyorsunuz. ***

    -fatih hoca varken bize bir şey olmaz.
    buna da katılıyorum. çünkü imparator yerli oyuncudan en yüksek verimi alan adam.
    sadece 2011-2012 sezonundan 3 isim vereceğim, başka yorum yapmayacağım.
    11-12 sezonunda fatih terim terim yönetiminde fırtınalar estiren emre çolak, engin baytar, semih kaya.
    fatih terim başımızda olduğu sürece bu tarz yerli oyunculardan müthiş verim alır; bence de sürekli şampiyon oluruz, inanın buna şüphem yok.
    ama fatih hoca gittikten sonra bu adamlar hiç o zamanki performanslarına yaklaştı mı?
    samimi söyleyin, bu 3 futbolcunun ismi söylenince, aklınıza 11-12 / 12-13 sezonları mı geliyor, yoksa sonrasındaki karanlık dönem mi?
    karar sizin.
    allah korusun, inşallah planlanandan erken olmaz ama, ya fatih hoca gittiğinde ne yapacağız?
    bir düşünün, 2017-2018 & 2018-2019 sezonlarında fatih terim olmasa, 2 defa şampiyonluk mu kutlardık?
    dilimizde alçaklara kar yağıyor üşümedin mi sen bu işin sonunu düşünmedin mi türküsü mü olurdu?
    yoksa yönetim istifa nidaları ve bilimum protestolar mı yankılanırdı?
    2015-2016 / 2016-2017 sezonlarımız çok uzak değil, hatırlarsınız olanları :)

    -biz kaliteli yabancı alamazken, onlar da alamayacak.
    doğru, hiç bir takım istisnalar harici çok kaliteli yerli ve yabancıları bir araya getiremeyecek. yine söylüyorum, şampiyonluk yolu daha kolay olacak.
    ama bir sürü defomuz olacak.
    ya peki avrupa'da ne yapacağız?
    2023-2024 sezonunda şampiyonlar ligi ve avrupa ligine eurolig modeli geliyor.
    artık 32 takımın, 24'ü lisans usulü ile lige kabul olacak.
    kalan 8 takımlık kontejyan için ön elemler olacak.
    zannediyor musunuz ki, elimizi kolumuzu sallaya sallaya ön elemeleri geçebileceğiz.
    şuraya yazıyorum, şampiyonlar ligi hayal olur.
    olur da kaza bela gidersek bile kevgire çevirirler bizi.
    6 yabancımızla olabilecekleri düşünemiyorum bile....
    haa derseniz, lige ambargo koyalım, avrupa çok da önemli değil; o zaman bu senaryo da güzel.

    -u14'ten itibaren çok iyi jenarasyonlarımız var.
    doğru, gümbür gümbür geliyorlar.
    ama, kocaman bir ama...
    bu ülkede yabancı sınırı varken;

    kaç oyuncu ihraç ettik?
    kaç oyuncumuz yurtdışında 1 milyon euro maaşa gitmeyi, 3 büyüklere 3 milyon maaşa tercih etti?
    milli takım 2000 jenarasyonu harici ve 2008'deki efesane fatih terim yönetimi dışında ne başarı elde etti? yemin ederim en son hangi baba milli takımı yendiniz deseler, aklıma 96 ve 98 elemelerindeki hollanda ve almanya maçları geliyor bursadaki 1-0 biten. *
    kaç oyuncumuz, nasılsa kulüp takımında yerim garanti deyip yatışa geçmedi?
    kaç tanesi gelişimini devam ettirdi?
    ya vasat yerlilere verilen bonservisler?**

    ayrıca ozan kabak & menajer olayı nedeniyle, halen bir çoğunuz ozana çok kızgınsınız.
    şimdi de, atalay celil ve yunus için de sözleşme imzalamaya yanaşmadıkları ve yabancı sınırı nedeniyle yağlı sözleşme bekledikleri yazılıp çiziliyor.
    o gümbür gümbür gelen jenerasyonlarla da bu sorunların yaşanmayacağının garantisi var mı?

    bizi bekleyen bir büyük tehlike de şu.
    mustafa cengiz-albayrak-fatih terim 3lüsü galatasarayda devam ettiği ve taraftar birlikteliği olduğu sürece, başarılara en yakın camia biz olacağız.
    şu an tozpembe diyebileceğimiz bir dönemde olmamızın yegane sebebi bu.
    ancak unutmayın, her fırsatta tökezlememizi bekleyen iç ve dış mihraklar mevcut.

    bize bir şey olmaz biz galatasarayız demeyin. biz çok zor bir taraftar topluluğuyuz malesef.
    aşağıdakileri çok yakın zamanda yaşadık;

    -"galatasaray lisenin, halkın değil" diyip yönetimi ibra etmeyen çıkarcı lisecileri unuttunuz mu? her an pusudalar.
    -ilk tökezlemede hemen üşüşen ben demiştimciler de pusuda bekliyor. başakşehir maçının olduğu 19 mayıs günü, devre arasında stadda moral bozukluğu ile bir sözlüğü açayım dedim. inanın başlığı hatırlamıyorum ama biri fatih terim inatları tarzı mı ne bir başlıkta şampiyonluğu kaybetmişiz gibi eleştiriler vardı. bakın devre arası diyorum :)
    -mustafa cengiz ve albayrak şu an övülüyor ama, transfer olmadığı dönemde ne kadar kellerinin istendiğini hatırlarsınız :)
    -ali koç, fikret orman, göksel gümüşüdağ ve dış mihrakları saymıyorum hiç.

    velhasıl kelam, sadece yabancı sınırı konusunda değil, birliğimizin bozulmaması adına da uyanık olmalıyız.

    allah sonumuzu hayır etsin.
    hakkımızda hayırlısı.
  • 1090
    başakşehir'in club brugge gibi türk takımlarının belalısı bir takımı elemesini sağlamıştır. osmanlıspor'un avrupa liginde gruplardan çıkmasını, konyaspor'un beş yıl önce hayalini kuramayacagi bir başarıyı kazanmasını, bir sezonda iki kupa kazanmasını, sağlamıştır.

    galatasaray ve fenerbahçe de eski kafayla iş yapmanın bedelini ödediği için toparlanmaya başladı. yani bir kaç yıl içerisinde avrupa ligini forse eden ülke olmamız çok uzak bir ihtimal değil. şampiyonlar ligi başka bir seviye. orada gruptan çıkmak büyük başarı sayılabilir. yeni kuraldan rahatsız olan milletini, devletini değil kendi cebini düşünüyordur.
  • 470
    alper potuk transferinden sonra kaldırmak için fenerbahçe'ye karşı ufak bir kozu kaybettiğimiz kural.. transfer gerçekleşseydi fener iyice köşeye sıkışacak ve tıpış tıpış federasyona gidecekti kural değişikliği için.. şimdi alper'le beraber (bkz: umut fakirin ekmeği) durumu yaşayıp önümüzü kesmeye çalışabilirler. beşiktaş zaten yeni futbol direktörü önder özen'den dolayı serbestiyeti savunacaktır..

    siyasi kanadın ise stat mevzusu için hem fenere hem bize karşı koz olarak kullanacağını düşünüyorum yabancı kuralını.. bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek..

    biz kural adına önerilerimizi ve düşüncelerimizi dile getirmeye devam edelim;

    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyunculara izin vermek lige olumlu katkı yapacaktır. (bkz: theofanis gekas) dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. *

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)
  • 2415
    bunu daha önce de yazmıştım, hangi başlığa tam olarak hatırlamıyorum ama gündeme gelmişken tekrardan belirteyim: alınan kısıtlama kararı tamamen ekonominin kendi içimizde, kendi evlatlarımızla dönmesiyle alakalı olan bir karardır. artık milyon euro'ların dışarı saçılması istenmiyor.

    ayrıca birkaç tane menajerin bastırması ve yerli oyuncuların yalvarması süreci hızlandırmıştır.

    bu bilgi nettir.
  • 2480
    velev ki 8 yabancı kararının ardından tahkimden de red gelince x bir kulüp mukaveleli yabancı oyuncu sayısını azaltma adına iyi bir yabancı oyuncusunu ederinin altında satmak zorunda kaldı, ya da aynı x kulüp o süreçte sınır geleceği için 1 liralık bir yerli oyuncuyu 3 liraya transfer etmek durumunda kaldı, yahu siz kamuyla da, oyuyla da, vatandaşla da, kulüplerle de alenen ve açıkça bildiğin testis geçiyosunuz.
    hemen her facia kararının ardından hep diyorum bundan daha kötü bir idare olabilir mi diye ama sağolsun tff aldığı her yeni kararda egale ediyor kendini ve rezilliğini...
App Store'dan indirin Google Play'den alın